Sahife 6 MEYVA AĞAÇLARI: Yaşlı ağaçlar Bir mahalden bir mahalle nasıl nakledilir? Şiddetli rüzgür- lardan devrilmiş olan veya herhangi bir sebep veyn za- rüret dolaymile bir mahalden © diğer bir maballe nakli, dikilmesi icap eden, © meyvalı, meyvasız ve yaşlı : ağaçlar, bu mev- simde şu tarzda yerlerine dikilebilirler. Böyle yaşlı ağaçları yerlerine dikebil- mek için, ağacın cesametine göre, müm- kün mertebe köklerinin istiab edeceği kadar geniş ve derin çukurlar açılır. Çu- kurdan çıkan üst toprak bir tarafa, keza alt toprak diğer bir tarafa yığılır. Açıl- mış çukurun alt tarafı güzelce kabartı ır ve üzerine de on on beş kürek çürü- müş gübre yayılır. Çukur böylece dört beş gün bırakılır, havalandırılır. Bundan sonra dikilecek ağacın bir çok dalları, gövdeden yukarı olan, mül bir kısım dalları resmimizde görüldüğü $ibi kesilir, hazfedilir. Buna mukabil köklerden de kısmen kat'iyat yapmak Tâzımdır. Bilhassa zedelenmiş kökler keskin makasla veya çekmelerle kesilir- ler. * Bu tarza ifrağ edilmiş, dikme tuva- İeti yapılmış yaşlı - ağaçlar, bir çukur işinde, gübre şerbeti, gübreli toprak ile yapılmış bulama şerbet içerisine yatırı- brlar, badehu çıkanlârek, üç dört kişi e ip, latalar makaralı vinçlerle, ağaç çukura konur. Ağacın amudi bir vazi- yette kalması için çukurun tam ortasına ve toprağa muvazi olarak, bir mertek konur ve bünun ortasına bir işaret vaze- dilir, bu mertek kazıkla yere tesbit olu- nur. Dikilmesi matlâp ağaç tam bu işa- rette âmuden tutulur. ünden çıkan toprak ağa- atılarak basılır, sıkıştarılır. daha üzerine çukurun dibinden çıkan toprak konur. Ağacım etrafına suyun tut- ması için bir yalak yapılır ve Üzerine de biraz gübre konur. ?. Dikilen ağacın, rüzgârdan müteessir olmaması, — sallanmaması için, şekilde görüldüğü gibi, en yukansından tel ile bağlanır, tellerin uçları kazıklarla ağaç #mudi vaziyetten inhiraf etmiyecek bir şekilde © yere © çakılır. Tel, evvelâ ağacın gövdesinin yukarısından ve ağaç yüzüne meşin veya kösele ve aralarına da ağaç çitalar koyarak tel ile bağlanır, bu tarzda bağlamak lâzımdır. Aksi tak- dirde ağacın kışında boğum yarası ha- sıl olur. Bu tarzda ekilen meyvali veya meyvasuz, yaşlı ağaçların tutmaması im- kâm yoktur. İlkbahar ve yazın aranra bolca mı ile sulamak şarttır. TAVUKÇULUK: Tavukları sansarlardan korumak için ne yapmalıdır ” Sansarların kümeslerde yaptığı tahvi- bat herkesçe malümdur. Bir kümese san- sar girince yalnız bir tavuğu boğmakla iktifa etmeyip, dört beş tanesini boğa” rak kanım emdiği çok defa vakidir. Bina- enaleyh, sansarların kümeslere girmesine imkân bırakmamak suretile bu müthiş tahribatın önüne geçmek kabildir. iç Banu için yapılacak tedbirler: “1 — Sansarlar, geceleri herkes yat tıktan, dışarıda gürültü kesildikten sonra tabripkâr rollerini oygarler, binaenaleyh tavuklar akşam kümese girdikten sonr&, kümesin pencerelerini, kapılarını sıkı bir surette kapamağı katiyyen unutmamak Tâzımdır. 2 — Kümesin pencereleri, sansar- lar girmiyecek derecede, tel örgüler ile örtülmelidir. 3. — Tavan çatı aralıklarının tavan yanlarının örülmüş tel ile iyice örtülmesi, kapanmam veya tahta veya tuğla ile örülmesi lâzımdır. A — Sansarlar kümeslere ekseriyetle döşeme kenarlarından toprağı kazarak girdikleri | görülmektedir. Binaenaleyh kümes duvarlarının, tahtadan yapılınış ise, tahta istinad noktalarının, resmimiz- de görüldüğü gibi taşla yapılan bütün temel üzerine oturtulması ile tehlikenin önüne geçilmiş olacağı muhakkaktır. Bu noktalara ehemmiyet vermek kü- mes sahiplerinin © menfaatleri iktizasn- dandır. Resmimizde A şeklinde kümes taş temel üzerine istinad âdi harç sıva ile sıv. ettirilmiş ve ayar, B şekli zemin, tamamen betondan ya- pılmış olup, Keza taş temel üzerine oturtulmuş kümes, kenar ağaç İâtası betonun üzerine dondurulmuştur. € şekli, diğerinin ayni olup yalnız 3-4 santim irtifanda bir beton kuşak brra- kılmıştır. D şekli de, kümesin zemini tahta dö- şemeden yapılmış olup yalnız zeminin ahşbp direkleri, taş temel üzerine istinad ettirilmiştir. Her dört şekilde yapılmış, taş temel ile örülmüş, kümeslere, hariç- ten toprağı kazarak, sansarların girmesi imkân katiyyen varid değildir. Bu izah ettiğimiz tarzda yapılan kü meslerde, sansar tehlikesi yoktur ve kıymetli cins tavuklarınızı ancak bu su- retle tehlikeden vikaye etmiş olursunuz. KIRILAN BEBEKLER Tefrika: No. 8 Saat tam üçte Şuşut geldi. Pervin beni uzun uzun öperek: Tekrar geleceksin değil mi? Sık $ık beklerim. Eğer fazla sıkılmazsan kaflada bir yemek yeriz. Her sefer de Ikimiz karşı karşıya oturacak de- #viz ya, belki arada bir, bir ahbabımız da gelir... Pervin bunları söylerken kızardı, şaşaladı. Niçin bu derece tedbirli dav- ranıyor bilmem? Mithatin ısrarile be- ni çağırdığını derhal anladım. «İkimiz başbaşa konuşacak lâkırdı bulamıyoruz, birisini davet etsene, bir değişiklik olur. Bak meselâ hiç te fena değil, saçma sapan fikirlerile bi- zi eğlendirir, güleriz; demiştir. Sevgi- isini elinden kaçırmamak !çin her türlü fedakârlığa katlanmağa hâzır olan Pervin bu seçmeden dolayı hattâ biraz de sevinmiştir bile. Çünkü se- çilen “fazla budala olmamakla bera- ber fena kalbli dedeğil ve diğerlerin- den çok daha az tehlikeli, ç w- «Peki kabul; dedim. Otomobile biner binmez, içerde güç- lükle tuttuğum kahkahalarımı koyu- Nakleder : Zeyneb İdil verdim, Şuşut gülmüyor, yalnız Şaş- kın gözlerle yüzüme bakıyordu. Zih- nimden geçenler için izahat vermiye- ceğimi iyi bildiğinden sual sormak- tan çekiniyordu. — Mavi ceylânım bana birsz ha- va ver! «Mavi ceylân; kati bir hareketle camlardan birini açtı. Denizden esen rüzgür saçlarımı bafif hafif dağıtı- yordu. Bebek caddesinden uçar gibi geçtik. Halelerin evi Bebekle Hisar arasın- da muhteşem bir koruluğun içinde, Yirmi beygirlimiz yokuşu epice bir zamanda tırmandı. Tenis kordunun etrafına bir sürü kalabalık toplan- mış oynayan çiftleri seyrediyorlardı.Ley- 1â beni görür görmez raketirin ucuy- la bir öpücük gönderdi, diğerleri de oyunu bırakıp bana döndüler, Kısa süren selâmlaşma, hatır sormadan son- ra kestikleri yerden Hiünakaşalarna başladılar. Bilmem hangi yüzme şam- piyonunun vücudu şöyle güzel böyle güzelmiş, «Philippe Holmes» Holiy- woodun “en İyi tenis oynar aktörü Çok hassas, şık bir salon nebatı: Mimosa Pudika Bu nebat, haricen o Acacin Mimosaya pek benzer, hattâ nebatın çiçeği de tıp- kı onun gibidir. Çok hassas, narin bir nebattır, Bu nebattaki hüssasiyetin şiddeti do- layısile, çok narin olan nebatın, bir ke- nara, “yapraklarına dokununca hemen birdenbire söner, yapraklar içiçe geçe- rek kapanırlar. Ondan dolayı bunm üta- nan, küsen salon çiçeği deriz.. Dokunma tesiri geçince ve dokunan kimse, nebatın yanından ayrılınca, bir müddet'sonra tekrar yapraklar açılır ve nebat şekli aslına geçer. İşte bu suretle, nebatlarda his oldu- ğunu ispat etmek kabildir. Buna, küstüm çiçeği derler Yetiştirme tarzı: Tohumilariledir. To- humlar ba aydan itibaren şabat gayesine kadar ekilebilir. Tahta küçük kaslar veya toprak tavalara bir kınm yaprak çürüntüsü bir kısım funda toprağı, yar rım “kisim kum ve yarım kasım bahçe toprağından yapılan mahlât ile doldurul muş olün kasa veyu tavaları tohumlar 2 - 3 santim aralıklarla dikilirler, Mimo- sa Pudika Akasya Mimosadan daha fazla hararete muhtaçtır. z Tohumlar intaç;edip fideler 5 - 6 san- tim olünca çikarılarık küçük saksılara şaşırtılır. Bu nebat fazla yaşlanmaz, hat- ta en iyisi her seric yeniden tohumlarile. yetiştirmek daha doğrudur. Kişin 1012 derccei hararetten aşağı dayanamazlar. Resinimiz nebatın küs- müş ve: tabii; şeklini: gösterir. -A şekli, nebatm hali -tabiide bulunduğu şeklini, B şekli de, nebata dokununca küsmüş, yapraklarının & geçmiş, sönmüş hali- ni göstermektedir. AKŞAM'ın Ziraat mütehassısı karilerimizin suallerine cevap verecek (AKŞAM) ın ziraat mütehassist her nevi ziraat bahislerine dair sorulacak sxallere cevap verme- ğe hazırdır. Gönderilecek .mek- fupların üzerine (Ziraat muhar- rirt için) kelimelerinin ilâvesi lâ- zundır. imiş. Spordan başka bir şey bilmeyen bu sıhhat dolu insanlarm arasında, Leylâ ile Halenin candan gösterdik- leri samimiyet mâni olmasa zafiyet- tim, beceriksizliğim mühim bir alay mevzuuna sebebiyet verecek. Oyununu bitiren Hale: — Çok terliyim Suzi seni öpemiye- ceğim diyerek yanıma geldi. Alnına ter taneleri boncuk boncuk dizilmişti, raketini dizlerile sıkıştırıp dağılan saçlarını düzeltti, sonra oralarda do- laşan uşağa: «Mehmed bize bir şey- Jer ver hararetten yanıyoruzs dedi, Becerikli uşak bir kaç dakika içinde bize mükellef bir kahvaltı hazırladı. İştahım olmadığı halde diğerlerinin henüz açlıktan çıkmış gibi pastaları atışlırma gürültüleri arasında ben de zorla bir iki biskül yedim. Zavallı Mehmed kime ne yetiştireceğini artık gaşırmışlı. Miss Davidsondan başka hepimiz Aşağı yukarı ayni yaşlardayız. Bu ye- ri, bu ahbaplarımı seviyorum; fazla | karışık hülyalarla kaplı olan ruhum | burada dinleniyor. Etrafımdaki de- kordan da hoşlanıyorum, pembe çis çekli «estane ağaçlarınm altında be- yazlar giymiş koşuşan, beni seven bu şen insanların arasında çocukluğu- mü. hatırlıyoum. . Mesut insanlar! Toplarının çizgi içine düşüp düşmeme- sinden başka bir şey düşünmüyorlar, BAĞCILIK: Bağlarda hafriyata mâni olan ve sonbaharda yapılamıyan ayıklama ameliyatına şimdide devam edilebilir Bağlarda, hafriyata mâni olacak Jü- zumsuz, uzun dalların sonbaharda ayık- lamaları yapılması lâzmgeldiğini evvel ce izah etmiştik. Bu ameliye ekseriyetle son baharda yaprakları tamamile düş- tükten sonra yapılması İâzimgelirse de, don olmıyan, şiddetli soğukları bulun- mıyan İstanbul ikliminde bu aylarda da yapmakta bir mahzur yoktur. Ayıklama ameliyatında kütük üzerin- de filizler diplerinden tamamile kesilir- ler, yalnız ilkbaharda o budanacak olan dallar bırakılırlar. Bunun faydası ilkba- harda budama ameliyesini kolaylaştır. mak ve kütükler üzerinde fazla yarala- rin açılmasına mâni olmaktır. Kütükler üzerindeki obur tabir olunan Gilizler tamamile hazfedilebilir, ancak, lüzum ve ihtiyaca göre, iyi teşekkül et- miş Bilizlerin bir kısmını muhafaza etmek faydalıdir. Bazan da ayıklama ameliyatını ilkba- harda budama ile beraber yapmak ta kabildir. Budama bahsinde bu cihet ay- nca izah edilecektir. Bağlarda kütükler üzerinde bulunan kabukların ovalanarak koparılması kesi- lecek fazla dallarla” beraber yakilmüsi | çok faydalıdır. çünkü bunlar üzerinde | hastalık tevlid eden haşere yumurtaları, sürfeleri, diğer bir takım hastalıkların isporları da bulunur, bu suretle bunlar da imha edilmiş olur. mmm OKUYUCULARIMIZIN SORGULARINA CEVAPLAR Asma kütükleri Bakırköy. İhsan: Baği " ihtiyarlamış asma kütükleri er, yan kütük dallarının & ması suretile yerlerini doldurmağı 18 edemey daldırmak istediğiniz yan dallar # kan asma çubuğu üzerine aşılenmiğ li çavuş olduğundan, bu suretle cak daldırmada bilâhare yetişeceğ manm #lokseraya yakalanacağı tal En iyisi, buralara, köklendirilmiş. miş çubukları noksan olan yerlere mesi daha muvafıktır ve böyle v nn yerlerine bu ayda GANİ İdir, muamafib ilkbabafi a iyi olar. Siz, şimdi, bof lan yerlerin çukurların — açarsını; müddet böylece açık kalıp toprak landıktan sonra çubukları yerlerin& kersiniz. Bu suretle asma kütükleri sında boş kalmış veya ihtiyarlamığ İeri tamamlamış olursunuz. katiyyen caiz d Ziraat sahifemiz Okuyucularımız her hafta “WE sütunlarda ziraate ait müleüi yazılar ve mütehassıstmıza dukları meselelerin cevaplarıMi | bularaklardır, İK ey Gazetemizde intişar eden ?İ yanlarının iktibası ve kitap, ris şeklinde neşri hakkı mahfuzdüf Şirin bir kasaba: ANAMUR TAESE, 3 : Anamorun umumi görünüşü Anamur — (Hususi owuhabirimiz- den) — Anamur Akdenizin bir incisi- dir. Düz bir erazi üzerinde olan bu zümrüd kasaba ne yazık ki, gerek dahili ve gerekse hinterlandı ile irtibat temin edecek yollardan mah- rTumdur. Belediyenin dar bütçesi bu şirin ka- sabaya modem bir çehre vermeğe kâfi gelememektedir. Yenilip içildikten, biraz dinlenildik- ten sonra oyun tekrar başladı. Bir kaç dakika zarfında oyuncular kızış- mıştı, etraftan kopan alkış tufanla- rı kebkahalara karışıyordu. Kahvaltı için gelen Leylâ ile Halenin şişman anneleri, bir taraftan ağzına biraz evvel doldurduğu ekmekleri yutmaya çalışırken diğer taraftan da anlaşıl mıyan kelimelerle: — Halenin smeçini gördünüz mü? ne muvaffakiyet! diye takdir ediyor- du. “Tam o sırada beklenilmiyen bir mi- gaf) gürültülü sesiyle aramıza ka- Tıştı. Mithat da iyi bir sporcudur, fakat bugün <en forme> değilmiş, sa- dece seyretnieğe gelmiş. Beni görünce sahte bir tavırla: : — Ay sizde mi buradasınız? diye hayret etti. i 'Hayretine irlanacak kadar saf de- gilim, bugün bursya geleceğimi pek &lâ biliyordu. Hemen bir iskemle çe- kerek yanıma yerleşti: z — Doğru evden mi geliyorsunuz? diye sordu. Aklı sıra kurnazlık ediyor, öğle ye- | meğini «sevgili oPervininde, yediği- mi bilmemezlikten geliyordu. Ben üs- tün çıktım: — Tabii dosdoğru evden geliyorum, dedim. — Yalancı, Anamurda, kültür hayatı fena Ö” Bildir. Kasabada okuma çağında Di, lunan hiç bir çocuk mektebe develi”. Sızlık göstermemektedir. $ Kasabada içtima! hayat, kasaba” küçüklüğü kadar dar, fakat şi kadar samimidir. Kasabanın ticaret ve siraatizki ehemmiyeti normaldir. Mersin K© lesi, ticaret cephesinden Anamurâ pir fayda bırakmamaktadır. sz — öyle ise bu hususta sal surmf zahmetine katlanmayınız Gülerek itiraf etti: -—- Ben de Pervine gittim, fakat DİZ çeyrek evvel çıkmışsınız, Sizi dığıma doğrusu esef ettim, beni b raya kadar otomobille getirirdiniz. — Bunun için mi esef ettiniz? Çok naziksiniz, büyük teşekkürler, 7 — Rica ederim Süzl, saf bakışla. ni başkalarına sakla. Bu defa ikimiz de gülüştük, fakat Ö samimi bir gülüş değil İkimizde öf garip bir hal vardı. Biraz yüz , bulmaz küstahça itiraflarına gö? başladı k yordu: Süzim beni dinle, Pİ zannettiğin kadar budala bir erk değilim! t Acaba bu bir başlagın miydi? D£ ha neler söyliyecekti?.., t Korktuğum başıma geldi. Çabüf mağlüp etmek için ansızın son dö” beyi indirdim. İki seneden beri DEBİ beyi indirdi. İki seneden beri DEDİ niyor ki, sözlerinin üzerimde yal . heyecanı görmek için gözlerimin içir ne bakıyordu, Yüzüme, seven erkek” leri çıldırtan lâkaydiyi vermek yordum, fakat bütün gayretle! rağmen. âsabım titriyordu. (Arkası var) ' i fırlıyacakmış gibi çarp” i