Her akşam bir hikâye Orta elçilerden Muzaffer, mezunen bula, geldiği zaman, geçen &on- bahar iptid ö bahçesinde üstü 1 e gire ne en dı. Evlendi, bedbaht oldu, He bal Evlendi, b h di Şimdi vaktile 6 kadar sevmiş ol- duğu kadınm tekrar serbest kaldığı- ni haber giy içinde bir daüssıla Uyandı, mübbem bir takım o ümidler ynaştı, Neşide, Muzafferi köşke beş on gün e ğe davet etti. Muzaffer ora- kendisi büyük bir samimiyetle $ılıyan iki kadın buldu, Fakat an- MC Pek değişmiş ve bozulmuştu. Vü- Sudü kalmlaşmış yüzünde dedin çiz- Biler Oyulmuştu. Saçına da ak düş- Müştü. Kızı Nermin annesinin tıpkı “ki hayali idi Fakat daha canlı, ha serbest, daha moderni. Muzaf odesmâ yerleşince, bir İS Partisine gidecek olan Nermin galan yalnız bıraktı. Muzaffer, he- i bir sesle Neşideye bahçeye, €tiyeye gitmek arzusunu izhar Kameriyeye doğru yürüdüler. CİÇİ Çayı oraya hazırlamıştı. ğuk içkiler de vardı. Muzaffer Ne- Ye bir bardak portakal şerbeti Verdi, Yakat kendi bardağını da dol duracağı sırada, Neşide bir işaretle ONU durdurdu: — Size olmaz, dedi. Siz çay içinir. uzlu Şeyler size yaşaktı, unuttunuz Mu? etti. Muzaffer derin bir hâz duydu: ıyorsunuz! dedi. Masiden bahesttiler, Vakit g: . Serinliği çökmüştü. Neşide a Belirtti ve Mtuzafferi de omuzu- İP Şey almağa zorladı. — Bizim yaşımızda, dedi, ihtiyat- &izlık etmemeli, r “Suzaffer içinden: > Ne mükemmel kadın! diye dü- Rüyordu. Bir erkek için ne iyi bir arkadaş olur, i Meamafih, «bizim yaşımızda» sözü < hoşuna gitmemişti. O kendisini hâlâ genç hissediyordu. Herhalde Ne- Şideden de daha gençti. «Kadınlar Züen çabuk ihtiyar oluyorlar» diye düşündü, Bugünkü i Neşidenin Vücü kalınlaşmış âdeta bir hüzünle seyredi- Yordu. Fakat bu orum yanında duy- KEMAL REİSİN İSPANYA DÖNÜŞÜ Yazan: İSKENDER F. SERTELLİ — O halde her şeyden önce evi basman, ve Seyid Haşimi öldürmeli. e Kaşlarını kaldırdı: — Hayır, te ŞEY önce a eak-iğe az 2 şeyden önce gapıla — Nedir 0? gizli Bu gete yatsı ezanından sonr& li yolun başında Seyid Haşim bir anyöl elçisini bekliyecek., ilkönce Onun bu: İspanyol ile neler konuştu- ğunu dinlemelisin| — Ben mi? ve Şüphesiz sen. Çünkü” bu konuş- in Yalnız Malkayı değil, bütün En- üs ülkesini alâkadar edecek. — Fakat, ben b konuşmayı nasıl dinüiyebilirim> | vey — Çok kolay. Bu gece ortalık ka- Târir kararmaz köşke gelirsin! Ben Bü kapısını aralık bırakırım. ve yn bahçe büyük çam ağacının de beklerim, — Sonra? — Yavaş yavaş karanlıkla i yavaş karanlıkların koy- ei süzülerek zemin katma ine- — BİZİ görmezler mi? 8 ile başbaşa fikri zihni iu. Maam his onu & ideye söylem a, Neri ğa fikrini Ne; B yordu. Bi sında tersddüde düşüyordu. Nermi bin canlılığı, tat onu şaşırtıyor- du Bir akşam, Neşide den birine davet ed Muzaffer yalnız yemek yediler. Ye- mekte Nermin, Müzafferi ş: k ve heyecana düşürecek der ket davrandı. Yemekten sonra, bah- çeye çıkarak biraz hava ulmak tekli- finde bulundu olmadan sizinle oturmak bana — Şimdi annem bu kameriye altında nasib oldu, dedi. Hasır koltu a yan yerleş- tiler. Nermin, hararetle yanar elleri- ni Muzafferin avuçlarına bıraktı, Alaca karanlıktan cesaret bularak içindeki müşfik hisleri büyük bir saf- vet ile Muzaffere itiraf etti. Muzaffer derin bir hayret ve heye- can içinde kaldı. G kıza aklın di. Hile hitab etmek istedi. Neşidenin ha- tırasını imdada çağırmak isteği. Fa li kendi, pek fena müda faa ediyordu. Zaman fikrini yavaş yor, yirmi e evveli- vüş gibi oluyordu. Çok şükür netçi buzlu bir şerbet getirdi. er heyecanmi gizlemek ve tes* kin etmek için koca bir bardak buz Tu şerbeti bir hamlede içti. Çok meden bir rahatsızlık duydu, üzerine bir titrem şindü. Sonr kızdan $ Gülünç ol Bi Ne yin altın rahatsızlık du bu kadar geç vakte kadar Üzerine bir şey almadan oturduğu için Muzafle- ri muaheze etti, hemen odasına git- mesini söyledi. Muzaffer odaya çıkar çıkmaz, yattı. Koltuğuna dereceyi koydu: 38.9! On gün yattı. Uzun uzun düşün- meye Yakit buldu. Çifte aşkına bir çerçeve teşkil eden kameriye hayalin- den hiç gitmiyordu. Fiyevr düştüğü zaman, o da kara- rını vermişti: — Herhalde, Neşideye niş pek ger de bana muhakkaktır, Bir kaç gün sonra, ana ile kıza res- mi bir zarf gösterdi. Görülen lüzum üzerine alelâcele mahalli meniir le ben yılım, Fakat Nerminin etle çok genç olduğu No 66 — Hayır. Seyid Haşim bu gece bü- | tün uşaklarına izin verecek. Evde benden ve kendisinden beşka klı bulunmuyacak , — Senden şüphelenmiş — Hayır, Ben akşam olunca ra- | hatsızlığımı ileri sürerek odama çe- kilip yatacağımı söyliyeceğim. O, za- ten, benim odamdan dışarı çıkmadı- gemi bildiği için, benden şüphesi yoktur. Ahmed Selim sevindi: — Güzel bir tuzak, Molina! Onla- rın .gizli yol başında neler konuştu- gunu öğrendikten sonra. Seyid Haşi- mi.. hatta İspanyol elçisini de orada gebertirim. Ve ertesi gün yolu tahrib ederek kapatırım. Molina bu sözlerinde çok samimi görünüyordu, İspanyol rakkasesi pa- Sözü unutmuş mıydı? Yoksa böyle bir düzenle zavallı mü- çahidi aldatıyor mıydı? Bunu şimdiden anlamak kolay bir iş değildi. Ahmed Selim: — Malkayı düşmana teslim etmi- r mu? 6 Kânunusani 936 Çarşamba İstanbul İ Plâkia Tü Plâkla dans Suat Der- di ve ari tarafından Türk musikisi ve halk $ heyeti, 21 tra, 22 Ajans ve bor- günün progra T, 23 Son KUVVET ŞURUBU Zaafı umumi kansızlık ve kemik bastalıklarma şifai te- sirleri çoktur. Çocuklar, genç ler, genç kızlar ve ihtiyarlar her yaşla istimal edebilirler. Bu akşam Nöbetçi eczaneler Şişli: Maçka, Taksim: İstiklâl caddesinde Kemal Rebul, Kurtu- Tuş caddesinde A, Galapılo, Be- ği! Galatasaray, Posta soka- ğinda Garih, Gala sinde Hidayet, K Tasıf, Hasköy: Hahc ninönü: Beş Lamp unda Bar- Ahmed Sual, Bakı âl, Sariyer: Osman, T' Yeniköy, Emiryân, Rumei i man Reveb, Kadıköy: Rifat Muhtar, Modade Alâeddin, Üsküdar: İm- rahor, Fener: Emilyadi, Beyazıd: Kumkapıda Belkis, Küçükpazar: Hasan Hulusi, Samaiya: Koca- mustafapaşoda Rıdvan, Alemdar: Çönberlitaşta Swrı Rasim, Şe mini: Topkapıda Nazım. tine dönmesi kendisine ısrar edildiğ ni söyledi. O akşam, kalbinde elem ve teessüfle karışık bir his ile trene bin- di. Büyük bir aşk kahramanının deği- ği gibi: #Aşkta en büyük Zafer kaç- maktır!» Hikâyeci yeceğim, Molina! diyordu. İspanyol- lar Seyid Haşimin ölümünden sonra muhasarayı bırakıp kaçacaklar, Ve sen Malkanın kurtuluş tarihinde unu- k, bütün müs- saygı ile anıla- karardığı zaman, Seyid Haşimin evi- ne gidecekti. Mollinanın fazla dur- mağa vakti yoktu. Öpüştüler., ayrıldılar. ». ORTALIK KARARINCA... Selim kaledeki vazifesini arkadaşlara birakarak: — Ben şehre #miyorum. İki saate kadar gelmezs beni Seyid Haşt- min evinde arayınız! Dedi.. hançerini beline taktı.. Yalnız olarak kaleden ayrıldı. Selim, Seyid Haşimin evinin arka bahçe kapısını aralık bulmuştu. Ken- di kendine; — Molina beni aldatmamış.. Diyerek geniş bir nefes aldı.. bah- çeden içeriye girdi, Hava yıldızlıktı, Ahmed Selim bastığı yeri gürebili- yordu — iİşte.. Molinanın söylediği büyük çamı ağacı bu olsa gerek. Diye mırıldandı. Kırk elli adım ka- BULMACAM 1 — Davar kesmek (8) 2 — Boy değil (2) Vakit çı (4 i 3 — Nida (2) Âdet (5) 4 — Otomobil ambarı (5) zü (4) 5 — Vilâyet (2) Aydınlatmak (6) 6 — Nota (2) 7 — Nota (2) Çanak yalayıcı (7) 8 — Düşürmek “(5) Semizlik, besle- mek (4) 9 — Sonuna «ns koyun damarda ak- sın (2) Son (7) 10 — Dikbaşlıık (4) YUKARDAN ASAĞI: (2) İnat Gökyü- 1 — Servet sahibi olmaklık (9) 2 — Boy değil (2) Kırmızı (2) 8i- nir (4) 3 — Sanat (2) 4 — Ömür (5) İzanmış (4) 5 — Boy değil (2) Hayvani yağ (0) 6 — Münevver olmıyan (3) Nida (2) 7 — Yemiş satan (5) Enle boy ölçü- su (4) 8 — Budala (5) Romanya parası (3) 9 — Namus, izzeti nefis (4) Şart eda- t (8) 10 — Bir (3) Adanın büyüğü (4) GECEN BULMAC Soldan sağa: Aldkalı En, Ri tanos 8 - Lef, Alt 9 At, Anut, İn i, Ata 4 6 - Aza, İl Leh, Aşifte 10 - Yukardan aşağı: 1 - Tazimat,la 2 --Al, Rezalet 3 - Kasa, Ateh 4 - Aki- de, Af 5 - Za, Emin, An 6 - Alil, Kom- gu 7 -İras, İ*8 - Az, Af 9- Batak, Elti 10 - Aralık, 'Ten 15,000 liraya satılık apartıman Kurtuluş tramvay caddesi Üze- rinde ve durak yerinde allışar odalı Üç ve üçer odali Üç yani al- tı daireyi ve altında bir dükkân muhtevi güneşli, havadar iyi bir apartıman ön beş bin liraya satı- Yiktır. (Akşam) ilân memurluğu- üracaat, Telefon 24240 dar yürü tında bir gölge gördü. Biraz daha ileriledi — Molina.. sen misin? İnce bir ses cevap verdi: — Benim, Selim! Demindenberi burada seni bekliyorum.. neden ge- | ciktin? — Ortalığın iyice kararmasını bek- ledim. Aksi gibi gökyüzü çok aydın- hk. — Haydi, çabuk uzaklaşalım bura- dan. Yavaş yavaş köşkün methaline doğ- Tu yürüdüler. Selim, sevgilisinin elinden sımsıkı tutmuştu: — Ah, sen ne iyi, ne sadık bir ka- dınsın, Molina! Senin bu geceki fe- dakârlığını ölünciye kadar unutmı- yacağım! dedi. Dehiizden içeriye girdiler.. Ahmed Selim çok heyecanlıydı; — Bu gece buluşacaklarından emin misin? Diye sordu. Molina da Selimden az heyecanlı değildi.. korkudan dizleri titriyordu. Acaba baş on dakika sonra ne Ola- caktı? Yüksek bir duvarın dibinde durdu- lar. Molina: . — İşte, dedi, gizli yolun kapağı biraz ötemizde açık olarak duruyor. İ det. dahili | Kuponsuz BORSA Istanbul 5 Kânunusani 1937 (AKŞAM KAPANIŞ FİATLERİ) Esham ve Tahvilât 96,30 Jİş. B. Hamiline 1933 » M 97,—İT.C. Me 22,92,59İ Bani 21,55,— | Anad 21,50,— 1 Telefon Mümessil | 41,35) Terkos 11,75 » Hi 3845) Çimento 13,20 mize —| İttihat değir. 10,60 İş Bankası o 10,—İ| Şark o» 0,75 Para (Çek fistleri) Paris 17,07,—| Prağ Londra © 618.—| Berlin Nev York 29447,50) Madrit Milâno | 1541035) Belgrad Atina .88,35.—İ zı Cenevre © 3,46,—| Brüksel 4,7075) P£Pgo Amsterdam 1,45,35| Bükreş Solya — 64,72,50İ Moskova esensassa Ticaret ve zahire borsas 5 Kânunusani fiatve muameleleri 10, 83,— istikrazı Ünitürk | BiR » MN 03,— 23,30 6,75 22,68,25 1,97,65 7,54,85 34,54,70 4,20,— 4,32,84 108,41,42 24,9B,— .. 1 — Rhalât: Buğday 1029, yapak 32,1/4, kepek 30, arpa 189, fasulye 18, çavdar 147, mısır 27, susam 31, B. peynir 16, Razmol 15, yulaf 28, tiftik 7, keten tohumu 14, nohut 3,1/2, 26.174 tor. İhracat; Buğday 539, arpa 2 — Satışlar : Buğday yumuşak kilosu 6 kuruş 27 paradan 6 kuruş 35 paraya kadar, buğ- day sert" kilom 6 kuruş 34 paradan 7 buğday kızılca kilosu 5 kuruş 38 paradan 6 kuruş 2 paraya ka- dar, dan 5 kuruşa kadar, kuruş pa ka raş 32,1/2 paradan 5 kuruşn kadar, susam kilosu 17 kuruş 30 paradan 18 kuruşa kadar, haşhaş b kilosu 14 kuruş 20 paradan, kilom 35 20 paradan. yapak İzmir kilosu 67 kuruştan, az kilosu 40 kuruştan 41 kuruş 7 paraya kodar, haş- haş yağı kilosu 41 kuruş 30 paradan, un 750 ten. kuruşa kadar, arpa kilosu 4 kuruş 27.1/2 para- çavdar kilosu 5 17.1/2 paradan 5 kuruş 22.1/2 Ş mısır sen kilosu 4 ku- kuruş peynir be susam yağı kilosu 41 kuruş 30 paradan 43 kuruş 20 paraya kadar, keten yağı kilosu 34 kurüştan 46 kuruş 20 para ya kadar, Satılık kıymetli kütüphane Ftanuzca iktisadi ve mali en esash ve mühim eserlerden ve mec- mua kolleksiyonlarından mürekkep kıymetli bir kütüphane satılıktır, Alökadarların (Akşam) ilân Telefon: me murluğuna müracaatları. 24240. Biraz önce burada: bir gölge gör üm. Gelmiş olmalı, — Ya Seyld Haşim.. o nerede?, — Şimdi neredeyse gelir o da. Bir ayak sesi işitildi. Seyid Haşim binanm üst katın- dan iniyordu. Her taraf karanlıktı. Duvarın dibinde yavaş yavaş fısık daşıyorlardı: £ — Daima böyle karan'ıkta mı ko- nüşuyorlar? — Evet. Kimse görmesin diye., - Hainler. memleketi içinden vur« mağa çalışıyorlar. Onlara, memlekeğ aleyhinde anlaşmak fırsatını vermis yeceğim — İşte bir gölge daha.. — Bu da kim? — Beklenen İspanyol elçisi, — Şeytan gibi yeraltından çıkıyor melün. : Deliğin ağzında beliren gölge biraz daha yükselmişti. Belliydi ki kara sa- kallı papaz iyice meydana çıkmışlı, Duvarın dibinde ve karanlığın koynunda sinen Ahmed Selim, genç kadının kulağına iğildi: — Bu heyecanlı hatıraları unut- ma, Molina! Zaten heyecan ve maoe- rasiz geçen hayat neve varar? — Ne zaman vurscnksın, Ssyid Haşimi? (Arkası var) *