21 Teşrinisani 1936 AKŞAM d $ ürü hikâye İ Bir gece macerası Ahmed Ni Nazendeye yanındaki yakışıklı genci takdim etti; — Şakir Tevfik... En sevdiğim ar- kadaşlarımdan... O da benim dehşetli bol meraklısıdır.. Nazende kıpkırmızı tırnaklı bemi şak elini Şakir Tevfiğin avuçları için- de biraz fazla bıraktı. Şakir Tevfik eski ların erkek üzelliğini yatının Yı Ş bir kadın olduğu halde hâlâ gönlü çok P ken: son derece e ire söyler tikla fiğin hulyalı babi iç kaçırmıştı. 'Nazendenin de üst üste içtiği bollar- dan çi penti alık Şakir Be iy nin trllema ağzını yaklı arak: Dünyada ne kadar a in- sanlar var... dedi. Nazende çapkın bir sarhoş gülüşile sordu: — Meselâ kim? yüreği birdenbire hop si il Or ça vi erkeklerin ilânıaşkla- İçinden: «Başlıyor, dedi, m zaten hep böyle baş- gn > 2 dedi, onun büyük szleri m aileye inyanın mesud adamı.. kıymetli daha Şakir Jaştırdı. Nazende artık m de başladığını zannediyordu. Halbuki işte eğ son baharının başladı- a Üni ge- niş bir aşk ark açlıyoı Şakir Tevfik — Kocanızın yerinde olmağı ne kadar arzu ederdim., dedi. Bundan sonra bir kerre daha dans ettiler. Artık aralarında iyiden iyiye bir ahbaplık, Onlar ii ederken en e ıyul ordu. ali sahib o uyuklıyor.. saadet insanı e uyutur mu allah aşkına! de Tevfik güldü: vi üğünün far: etlik re .. Bilmiyor.. Erin deki enine” Beyana bilmi: Artık saat epice ilerlemi; ti. Bardan çıktılar. ayrılmak için müsaade istedi. Ahmed Namık: e — One hem yeni evimizi görür- süni nyenin en beyinli. bu Sy Şakir Tevfik de onlardan pi e e ordu. arım ağızla — Rahatsız iie. dedi, Na- zende: s.. diye mırıldandı, il e Otomobi ve Nazende: Arkadaşın peni iri git yat., — Kocam 10 usulünü eder.. yani ayrı ayrı alarda yatarız. Bunu söylerken Nazende o tatlı sarhoşluğile mler Bu bahis et- rafında biraz verdi: ksiyonların olduğu odada yatarım. Hep birden m atma zamanı gülüştüler.. nihayet zamanı gelince herkes odası- e Ahmed Namik Şakir eğ e gösterdiler. Koridor- dan geçerlerken Şakir Tevfik Nazen- de ile ş 5 — Sizin pt en Mi ban m galiba, emen kalbine bir Ml wılcıntı düşmüştü. Sanki Şakir Tev- vE niçin onun odasını sormuştu?. Şakir Tevfik: — Allah rahatlık versin.. diyerek odasının kapısını kapadı. Köşkte el ayak kesildi. Yalnız Nazende heye- candan u; edu. Yat çuk saat olmuştu. Hâlâ gözlerini mamıştı. Nerdeyse karşıki sırtlardan şafak sökecekti. rul ıpısının kolu çevrilmişti. Kapı açıldı. Hemen Nazende tavan- Gaki ni düğmesini çevirdi. açılan ka; arasından Şakir Tev- fik üzülmüştü. Sarhoşluğu hâlâ geç mediği için ve Sai, dei Memlar büyük çıl- — Rica ederim. beni affı a dedi, sizi böyle bu vakit rahatsız et- mek.. — Ah şakir... Ya birisi uyanırsa. — — Evet.. felâketi — Senin gözün beni görmüyor. — Evet.. baksanıza nelere cüret ediyorum... — Delisin Şakir. Diyor EE dünyanın en büyük hazinesi HASAN RUJ ve ALLIKLARI Kadınların ve güzellerin ve genç- lerin hay da lerle, Sabit, açık ve yeke var- dır. 0) 6 krş kara, nm - biliyorum deliyim... akat bir yi olsun görmeden ei b edi. bir çekiç yemiş gömleğinin göğsünü kapatmağa ça- çiy Çapkın... dedi.. bu seninki aşk se cinnet.. Doğrusu... Aşk değil cinnet be- emk 7 Art b endeki olan pul me- rakına aşk di # denir.. kuzum şu erme çıkarm da Mi Namığın meşhur pullarını “rami > bir e basmış gibi — Ne eri iyol — Namığın pul kole! onları. *Şalklr'N: e söyliyerek eta- jerin üstünde! ri kolleksiyonu ki bi kapanık açtı? ei ial taşı gibi msİaii si ni bizde basılan ilk pul. işte ilk e size... Ahmed Namığın « fakat o bunun fari ae. değil... Namık böyle söyliyerek kıy- metli ai bulundu; leksiy: sahifesini kopardı. Sonra sarhoşluk- | tan sallana sallana: — Ne olur? dedi, bayan Nazende... Şimdi bu pulu Ahmed Namiktan is- tesem dünyada bana vermez.. bu pu- Tu bana v rersenize.. e ünyanm en mesud adamı o za- mn ben olacağım. iiaşeride bir sinir buhfanı içinde; Rica ederim.. dedi, alınız istedi- giniz niz pulu. Şakir Tevfik: — Mersi., mersi.. Diyerek pul elinde sallana sallana kapıdan çıktı, gitti. (Bir yıldız) z ei 21 teşrinisani 936 cumartesi Birl — Öğle neşriyatı: 12,30 lâkla Türk musikisi, 12,50 Havadis, i ,05 Plâkla hafif müzik, 13,25-14 Muh- Akşam neşriyatı: 18, 30 emi e musikisi, 19,30 e Li Riza tarafından, 20 Cemal elle ve ve arkadaşları tarafından Türk musikisi Parçalar, 22 Plâkla sololar, 22,30 Ha- vadis, 23 Son. , 22 Teşrinisani 926 Pazar İstanbul — Öğle neşriyatı: 12,30 Plâkla Türk musikisi, 0 Hav: . musikisi ve Halk Orkestra, 1 - Mozart: in) rertür. e 'Heydn: - (, ie İLA barçala ar, 22 Plâkla solo- Ajans ve il haberleri. Nöbetçi e Bu a nöbetçi eczaneler Şişli: e en Taksim: Limonci Beyoğlu: İstiklâl Sİ De Suda, Tepebaşında Kinyoli, Galata: Ga- Tai Hüseyin Hüsnü, Kasımpa- Aksas Beşiktaş: Vidin, : şmede Hulüsi Osman, Te caddesinde Saadet, Üsi kil vü ler, pi remini: Topkapıda Nazım, Cemal Nadir Karikatür atür Albümü Karr Ahm e Dekar vas m Aineği Hi nesin ruştur. Sahife 11 e © Mei Bizi doğuran (3) ili 6— e 7— Seti (3) Vermek (3) X — Yüzyl (4) - e (5) İçmenin aksi semri hazır» (2 Halk |10 — Kalbur (4) Misafir (5) Y aşağı: anası (7) İmei aksi (2) şi 2 — Azamızdan biri (2) Şimal geyiği | (3) f v 3 — Sopa (5) Katre (4) Lİ 4 — Sej 5 — Fenalık geçirme (9) X ' — Çok zengin adam (5) Nida «ol. ğ maz» (2) ğ 8 — Görünüşte (7) 9 — Çalışkan (7) — Bir kumar oyunu (6) Beyaz (2). b ar İL GEÇEN BULMACANIN HALLİ eme Ri Agi sağa 1 - Çiğ'- - Acıbadem 4 - ri kata 5. si - EM Tac - Ni - raba - Ma 8 - Ab - Ki9- Okul - Ayar 10 - Ahk - İyi, u . y Me 5 a i ile, LE Yi9- Za - Falaka 10 - Atmaca Satılık amm | kütüphane Fiamsizcn, iktisadi ve mali ve en maj ve ML aa için cin elverişlidir. 2 Teli, KEMA Yazan: İSKENDER F. SERTELLİ MAL REİSİN İSPANYA DÖNÜŞÜ No 22 Sultan Ebu Abdullah, Garnata şeh- ğ hâ. lâ halkın ıztırap ve sefaleti karşısın- 5 eledi edip dururken, bu vaziyetten mütees- sir olan sultanın anası Sitti işi o gece kimseye çıkarak, ii gizli ir baz gö lunmıyordu. Garnat anlarını: ileri gelenlerinden az yüzden kimse vardı. Sultanın anası Sitti Ayşe de bu vatanseverlere Htihak etmişti. Sitti yle oğlunun memlekete ve e gösterdiği alâkasız- lığı görünce, Yusuf Hayyatı himaye ve ora sirin teşvike mecbur Oi muşlu. ğı görür bir kadındı. eşe hepiniz mm e Birleşiniz. arımız.. da teş- kilât yaparak, düçmaki İl crataya ışımız! derdi. Yusuf Hayyat da okumuş bir mz dı. kame eği uyanık v ateş- ii görmek örer kümeleri birer bi- azır olun! e kapımız- dan içeriye girmek istediği gün, göğ- sümüzü siper ederek şehrin kapıla- rını tutacağız. Diyor ve bütün müslümanları Sul- tan aleyhine kışkırtıyordu. 'Türk donanmasının İstanbuldan İspanyol sularına geldiği Garnatada di ruştU. İt, donanmanın taya k bir yardımı bile ei m Gamnat dlerini kesmişlerdi. üele'i üç çevresi düşman ordula- rile sarılmıştı. Arkada kalan Sele dağında da ke fedailerinin do- yz eri Mİ ancak birleşmesi kurtara- şe Garnatada bunu te- mine aradi Zaten İspan; Ferdinandı yıldıran ve düşündüren de bu kadının azm ve sebatı değil miydi? Ferdinand kaç karş seraskerine biti irmek için, ka- anm lr işde gildi. la re akıllı olduğu kadar da zeki, anlayışlı ve ko; ını bilen, vaktinde gören bir kadın dı. El altından isinin canına kı- k için gizli tedbirler alındığını öm hai un ağzın- dan bile O gece, Sitti Ayşe, kendisine sadık an pel e. Yusu- ökyüzü buz lar vermeğe hazırlanmışlardı. Sitti Ayşe: — Memleketin kurtulması için, oğlumun aleyhinde verilecek bütün kararlara ediyorum. alde sultanın bu sözün- a ölümüne V a O geceki ie eek ediyorü lu.. evinin zemin dan aşağ merdivenle inilen pe geniş ve derin erzak ambarında, onbeği kişi baş başa vermişti. İhtilâlcilerin aralarında Sitti Ayşe ile Yusufun karısından başka kadın yoktu. Eğer Ebu ahi tahtından düşürmeğe muvaffak olurlarsa, yeri- ne «naibei pe olarak valde sul- geçirilece) Toplantıda ik önce lame Bun , kalı le Çi mii e yanl. Bu mesele de birincisi kadar mühimdi. Çü a Abdullahım adamları her gün eri - giderek muhafızların zihnini çelmeğe çalışı- yorlardı. Ankerin ye miz tes- Jim muhakkaktı. Fakat, EE lere nihayet asker de usanmış bi e, günün birinde eli re çarparak geri çekilecek ve şehir kapıları düş- mana ei işi a zırhlı, kargılı rm yarısından Ço; çoğu ğer A mak mak yet askerleri sokağa çı herkes korkudan titrer; En banal alayı son m Einlerde şehir. Ladik. soyguncluğa da “ Saraym erzak anbarı çoktan boşak mıştı. Fakat, hassa askerleri a ei a basmakta çol N “tl rl Aş