6 Nisan 1936 Kartal kasabası süratle imar ediliyor Kartalda inşa edilen fenni mezbaha Kartalda kara caddesinin muhtelif noktalarında bulunan laş şeklinde bir takım ahş: cü: ar verilmiş ve tatbikata girişilmiştri. Kartalda bayındırIk işleri sü- ratle ielrlemekte ve her türlü ih- yığın toprak. Derli almış Si çar- $ı bugün r; sıhhi ve şirin bri şekil almıştır. Kartal belediyesi, kazanın ba- , Yendırlığına doğru bir adım daha ” atmış, ka; azanın en mühim ibtiyaç- larından biri olan sıhhi ve fenni bir mezbaha yaptırmıştır. 23 nisanda resmi küşadı “yapı- lacaktır. Bundan başka belediye asri bir mezarlık yapmış, içerisi çakıl taşlarile döşeli gayet faaliyeti böyle devam ederse Kartal bir kaç sene sonra tanınmaz bir şekil alacaktır. Belediye, Kartala (gelmekte olan Yakacık suyunur yollarını yeniden yapmak ve kasabanın içnide mutelif ella ere akıt mak için Belediyeler bankasın- dan bir istikraz yapmak niyetin- dedir. Kartalda maarif işleri de yolun- da gidiyor. Kasabanın en büyük ihtiaycı orta mekteptir. Bu yı Kartalda bir orta mektep açılaca- ğı haber alınmıştır. Hem hatırlar hem gülerim (Bastarafı altıncı sahife: de) — Kuvvetli bir kefil olmak üz. re dişci e efendiyi ilmi bilir miyim — Hay, hay pek münasip.. Mn. evine bir en ile bir polis gönderdik. Yarım saat sonra nefes nefese geldi, e e akşamleyin ne var ki beni ik merkezine davet ede- ” — Bana kefil olacaksın azizim, yo beni buradan bırakmı Iyor- — Borcun vardır, nedir? ii Hayır, borç değil, siyasi me- se — Zooo, bu aklımdan geçmez | idi. Ya sonra bir ters haltedersen iş ne olur? Para için kefil olayım amma böyle meselelerde biraz dü- ed ister, n delâletile Hoşyanı la Kefaletnameyi ladı. Sonra da beni uzun uzun sü- zerek: imza- — Başın sıkışınca Hoşyanı arar- sın ama, hasta oldu mu gel bana dersin... — Teşekkür ederim Hşoyan... — Haydı boş lâfları bırak ta evine git, rahatına bak. Fakat ol- maya ki bir daha in bolaşık işlere burnunu s0! AKŞAM ; Sl gn xl a | Her akşam bir hikâye İ Büyük roman üstadı Nahit Na- larını yazıyor- du. Okadar ein ki telefon biredenbire çalınca yerinden sıç- radı, .. ni kimdi: Talefonda şimdiye kadar haya- nda işitme lerece güzel bir kadın sesi cevab verdi: ilo... Ferideyi çağırır mi- Evinde Yanlışlığı Nahit Nami şaşırmıştı. yapayalnız yaşıyordu. anladı: — Yanlış efendim., Burası Na- 1. Telin öbür ucun- — Allo.. rahatsız ettim efendim. Evet yanlışlık oldu.. Lâkin affe- dersiniz, Orası hangi Nahit Nami beyin evi?.. Romancı Nahit Nami giz kendisile mi yorum? — Bendenizim efendim. — Bu yanlışlığa kadar mem- nunum ki... Hiç değilse bunun yü- zünden uzaktan bile olsa sizinle tanışmak gibi bir bahtiyarlığı elde görüşü- im. Ben sizin en hararetli oku- yucunuzum üsta âkin boş söz- lerle sizi rahatsız edi m, Belki de şimdi şu saatte çalışıyorsunuz- dur. — Evet,. Çlaışmasına çalışıyo- rum,, Lâkin okadar tatlı, okadar dinlendirici bir sesiniz var ki sizi sabaha kadar dinliyebilrm Güzel sesli kadın güzel bir tango söylemeğe kaşladı. Ses o derece nefisti ki Nahit Nami gözlerini kapayarak bunu uzun edi. Ertesi gece için ayni saatte telefon etmeği sözleşerek birbirlerine «Allah rahatlık ver- sin. ediler. ini i gi aha ertesi e daha ertesi gece hep ayni saa Nahit Nami ayni güzel sesi ed yordu. Artık yavaş yavaş en büyük zev- kı bu olmağa başlamıştı. © ayni saatı âdetâ sabırsız- lıkla bekliyordu. Telefondaki ses güzel bir musiki parçası kadar tatlı idi. Birçok geceler birçok haftalar böyle geçti. Aralarında uzaktan bir ahbaplık başlamıştı. Nahit Nami ve bu iğ dar mira l se: re dak bir itiyad heline girmi Birş mame ye — f şey... ded ra, Ek eatiğinizi söylüyor. sunuz da yüzümü lama hiç me- rak etmiyor musunu! — Nasıl merak ii bana kızmazsınız ya... — Kızmami. — Korkumu açıkca söylersem yüzünüzü görmekten çok korka: rım. — Sebeb? — Eski bir hikâye okumuştum. seri irem yek bir seyrederk: Sili zazkiyak bil tam bil- lür gibi bir kahkaha işidyior.. Bu kahkahanın sahibini görmek isti- Lâkin ge a kadar | mıyor.. Kahkaha birkaç ki dinlerim. Sesiniz âdeta beni din- t ür edince nihayet daya- lendiriyor, sizi di n tün | namıyor.. Dönüp bakıyor ki son yorgunluklarımın geçtiğini hisse- | derece çirkin bir kadın... diyorum, zin Nami sustu Telefon. — Sesimi e beni oka- daki se: da EN dar bir 5 şarkı ek Biraz mu- sikiye merakım vardır. — Ya ben bilhassa söylemenizi rica edersem. zaman hiç nazlanmam. He- on romanınızda iban söylediği tangoyu söy- leyeyim mi? efüiğe. ilini bir ses, dedi.. — Ben de bi a sesin şiiriyetini kaybettirmemek için Çünkü bu müthiş bir hayal sukutu olacak. Nahit Nami aylarca bu sukutu hayale uğramamak için telefon- daki kadını görmedi. Görmek is- temedi. Telefonlar bir müdet daha de- vam etti, Sonra birdenbire arkası kesildi. Lâkin Nahit Nami bir tür“ lü «güzel sesli kadını unutamıs yordu. Bazan kendi kendini teselli edi- yordu: «İyi ki yüzünü görmedimi Kim bilir nekadar çirkindi. Neka- dar sukutu hayale uğrıyacaktım.» sas Senelerce sonra Nahit Namiye torun sahibi, fakat vaktile gayet Bu ak saçlı kadının yerli id güze > uğu şimdi de vede Nahit Nami: iin . dedi, herhal. a gençliğinizde fevkalâde güzel iniz. n konuşmaya nn bu sesi derhal a e saçli kadın da gülümsey. — Acaba Ea sizi hayal sukutuna uğratacak kadar çirkin mi idim?.. Diye sordu., Nahit Nami fısıl- dadı: — Ne sebet? Nahit ii bir hayal sukut” korkusundan gençliğine aid büyük fırsatı kaybetmişti, (Bir yıldız 23 NİSAN Çocuk bayramı hafta- sının ilk günüdür. Yav- rularınızın bayramı için hazırlanınız. AKŞAM Abone Ücretleri Posta ittihadına dahil olmay. €c dl memleketler: Sari elu aylığı 190 yeri 4 1000 kuruştur. e es tebdili için yirmi beş e pul göndermek lâzımdır. İdarehane: Bab:âli civarı imusluk Sok. Ni Titana İskender Fahreddin Bu sırada ında du- ran bir hançeri genç er iş uza- tarak; — Yurdunun düşman ayağile Şiğnenmesine rp böyle hain bir adamın öcünü benden almak istiyorsan, ye şu bıçağı.. haydi Böğsüme sapla dedi. Mikerinos şaşırdı ve yerinden semi Titananın üzerine atıl . —Ne Kimi ii Ben bu kadar adil deği ç kadın ME Titananın dinde almıştı. andı, kolundan tutmak istedi. Fakat kadin En yere atarak üzerine bas ekten kadın, ey ir böyle iş bir kocanın kanını ara- iL ÇOCUKLARI aşi Suad o No. 108 RI) mağa ula Ve ilerile > yep ge riye döndü. aydan çı- karken il gar IPrenslikler nası kaldırıldı Eski Mısırlılar vaktile birer ka- bile halinde, Nil boyunda ufak hü- kümetler kurarak yaşamışlardı. İkinci sülâle zamanında bu ka- bileler birleşerek, biri (Aşağı Mı- sır)da yani Deltada, diğeri de (Yukarı Mısır)da cenup havali- sinde yani Deltanın nihayetinden (Birinci şelâle)ye kadar olan ara- prens- likleri kaldırarak buraları da di- ğer eyaletler haline sokmak iste- mişse de muvaffak olamamıştı. Mikerinos Mısır tahtına oturduk- tan sonra, ilk işi bu prenslikleri Mei Prenslere ve mektup yazarak ikisini de Cizeye davet etti. Prensler zaten yeni Fi- ravunu kutlulamak maksadile Ci- zeye gideceklerdi. Bu daveti alır e derhal yola çıktılar. Mikerinos, prenslerin yola çıktı- Zını haber alınca yerlerine birer vali göndei a ve sam gizli- ce talimat vererek, her iki prensli- Zin de Tüğvedildiğini bildirdi. Mikerinosun bu işte gösterdiği cesaret. eski âdet ve kanunlara da- yanan bu iki idarenin yıkımı bakı- e) çok mühimdi. Yeni Fira- m, bu icraatile yeni bir tarih demi açıyor demekti, nsler, kendi Ze Fi- Mi kad sahibi el rene maiyetinde bulunan baş skinler de hemen hemen bu prensler ka- dar hüküm ve kuvvet sahibi idiler. Rahipler ilk önce intihapla tayin olunurken, aradan zaman geçince irsiyet usulü yerleşmişti. Baş rahip öldüğü zaman yerine oğlu geçerdi. Prensin baş rahipler üzerindeki nüfuzu rl ye denecek ka- dar zayıflamıştı. Prenslere verilen vergilerin üç- te biri Firavuna gönderilir, Biri- ni prens, diğerini de baş rahip alır. A iravunun makarri olan hükü- erkezindeki baş rahip bile prensliklerdeki baş rahipler ka- ar nüfuz ve ealâhiyot sahibi de- gildi, Ahali merkezde de prenslikler- de de yirmi bir yaşına gelince as- kerliğini yapar ve bu yaştan iti- baren de serveti ve kazancı nisbe- tinde vergi vermeğe başlardı. Ahali askerlikten başka ayrıca mabed ve yol yapmalarında, istih- kâm tamirinde, sed ve Kimi iie El işle- aşağı Mr- sır kaleli veli Hi cessur birer kumandan seçmişti, umandanların maiyetinde at- İı muharipler ve birçok yeni m murlar vardı. Yeni valiler giderken prenslere raslamamak için yollarını değiş- tirmişlerdi. Prensler Cizeye geldikleri za- ii Mi Yi a man, yeni valiler de yerlerine var- mış bulunuyorlardı. | Mikerinos prensleri Cizede bir | ay kadar uyalayacak, bu müddet içinde yeni valiler de gittikleri yerde icraata başlayarak yeni ida- eyi kuracaklardı. Mikerinosun düşünceleri kolays lıkla tahakkuk etmişti. Prensler vaziyetlerinden o kadar emin bu- | lunuyorlardı ki, günün birinde sal tanat ve debdebelerinin söneceğini | Bu Pa i alaka yüzden sker v 7 7m mi. bir, külfet | sayarlardı, Prenslerin sarayında bir bölük muhafız askerinden bap ka m hiç bir askeri kuvvet j ln l Yeni valiler e kaldı | Sildiğimi ilân eden Firavunun ira- desini halka Ea ukları zaman, yerlilerden hiç kimse kalkıp da: (Bizim işimize siz neden karışi- yorsunuz? im prensimiz var, Sen kim oluyorsun?) demeye ces | saret edememişti, (Arkası var) |