6 Nisan 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

6 Nisan 1936 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TE AM AKŞAM © 6'Nisan 1936 e Bekir ağa bö HEM HATIRLAR, HEM GÜLERİM üğünde otuz yedi yün Kavi bir kefil istediler, derhal aklıma iri yarı dişci Hoşyan geldi, mübarek 2 metreye yakın 130 kilo sıkletinde —4 Pazartesi günleri aile gi Evli olanlar erkenden Gar Lİ yıkanılar, giyinirler, kuşanırlar. Çoluk çocuklarını beklerlerdi. ee sonra > m nımlar hususi bir odada eşlerile konuşur- lar ve getirdikleri şekerleri, şeker- lemeleri, çikolataları, çamaşırları bırakır giderlerdi. m ke- eker bayramı halını alırdı. zlerim karardı, başım döndü, kendimi kaybettim. Hemen kutuyu alınca herifin ba- şından wa geçirdim. utu adamın boynuna kadar ve İçindeki tatlılar ağzını, burn si ederk diyerek i. B'*-- sonra bir zabitle tek- rar apar Zabite beni göstererek: — İşte, dedi, bu beni öldüre- cekti, Zabit yanıma sokuldu, u marifeti siz mi yaptınız? dedi. — Evet ben yaptım. Tekerrür ederse gene yaparım. — Çok t kuf olduğu- nuğzu A galiba? fakat bir ,bir adamdı sına karşı yapılan bu gayrı insani uamele i çileden çıkardı. Çıktı gitti. Ertesi gün o muhafızın tebdil edildiğini gördük, Patık büyük kabinenimsAk r paşa kabinesi» mevkii leri nekadar boşa gitmişti. Fakat bu sefer öyle olmadı, uz gelen ei bizi ufak bir emi birer tir er bağladı Beni de birgün sorguya çektiler: — Buraya ne vakıt ve ne cürüm ile geldiniz? — — Geleli bir ayı geçti. Fakat ne SE y- tulu- rum. Zannedersem bir yanlışlığa kurban kaş EİbE AREL yok. Suçlu lar li itine sizin de isminiz var, lu dediklerinizin kaba- hatlari ne idi? — Onların vukatı misiniz? ademki ben de o listede imişim kabahatımı bilmek isterim. — Ne zamandanberi siyasetle meşgulsunuz? — Hiç bir zaman böyle şeylerle meşgul olmadım ve olmiyacağım d p — Demek sizi buraya haksız olarak getirdiler? 'ni buraya kimse getirmedi. Ben kendi ayağımla geldim ve kendimden okadar eminim ki işin içindeki Sany düzelterek he- kanaatında prim aldanmışıa, Tamam otuz Bana kim. se birşey sormad, hâlâ kabahatı- — Hayrı Slünün, ini de babamın, lokma- mı da lenin Acaba ne yap- mışım — ri önel taklibi hükümet cumuriyeti tesis — Cezası da idam değil mi efen- dim? Buyurun hükmünüze hazı- rım! Bu benim yarı ciddi ve yarı si- temkâr sözlerime karşı heyeti hâ- kime süküte daldı. Bir müddet bir- birile fıskos, fıskostan sonra reis makamında oturan zat: — Sizi tahliye Üz Fakat ei ei rabtıniz icabe- r, dedi EE öfieze ne lüzum var? © — Dikkat ediniz. Tahliye olu- köyünde. — Pekâlâ, şimdi sizi bir muha- fızla Kadıköy polis merkezine gön. dereceğiz. Orada kavi bbir kefil göstererek serbest kalırsınız. — Teşekkür ederim. Hemen gi- debilir miyim? ayır ortalık karardıktan sonra, kararımız böyle.. vam Akşam saat sekize doğru Ka- dıköy polis merkezine vardık. Ko- miser beni tanıdı. Geçmiş olsun beyefendi, diyerek bir de kahve ısmarladı. Yanımdaki polis elin- deki > komisere verdi. ya hiç te lüzum yok. ki eti vereceğiz, dedim. Komiser gülerek: — Evet, Salâh Cimcuz beyefen- diyi de böyle bıraktık. ve de kavi bir kefil AR da en mua- ni palım, a teşrif rr taşındım. Zihnimde kavi bir kefil arıyordum, Derhal akel e sag Mübarek iki yüz otuz Kilo sikle (Devamı 9 uncu sahifede) Bünyamin, ei biçakla raladı Dün gece saat yirmi e Emi umkapıda Düz oğlu sokağında boyacı Bünyamin isminde biri im gecesi mış ve yakından tanıdığı bazı arkadaşlı la bu geceye davet etmiştir. Davetliler arasında bulunan si 8 a & “> 3 z z tehcin e. sıkılmış ok. dm çi p gitm za bi ile iki iii birlik o- olan Talagonu ağır surette yaralamış- tar, Vi Bünyamin ile iki arkadaşı yakalanmış» lardır. Mısıra ihracatımız Mısıra il u yılbaşından» beri s ök azalmıştır. Zatı lie nede bu ticai inişe artan bir ai luk siri müştü, İstatistiklere göre, EZ yila milyon lirayı geçen ihracatımız 2,030,000 liraya, geçen sene İ, Ad, 000 liraya düşmüştür. Türkofis reisi B. Mecdet Mısıra ih- racatımızı canlandırmak üzere İskende- riye piyasasında t deri yapacaktır. B. &cdet Filistindeki Telâviv (sergisini açtıktan sonra Mısıra gidecektir, ları apo lar Japonlarla yapılan ticaret anlaşma- Jeponyadi sından evvel Jepo yola çıkmış ulunan mallardan Rl beyanname- leri mu aveleni ç meriyet tarihinden ithaline müsaade bir kararnameye göre bunların le kalan mallar da ithal edile- tir, rük lo lal son gümrüklerde komisyonculuk yapmaktan az ir. Baldan zehirlenmiş, Cideli e dün İstanbula gelen Ah- med oğlu Mustafa Mecidiye köyüne gi- diken Şili meydanında bayılmışdır. Mustafa Şişli kaldırılmış v fenalaşa İmei tık yaparak ye: leş ml zler Mama tedavi al- tina alınmıştır. KADIN KÖŞESİ Çiçekli kumaş modası li kumaşlar bu yaz o kadar » dir < elbiseden maada manto ; kumaşlardan a ei ve .- rime kalın ipekliden manto yakasi meleri, a ve li a ipek ia EM Tabancalı kadın “ Beyoğlunda oturan Mustafa adındi adam dün ak 6 duran tabanca alarak kocasının erine hücum (ef mi iştir. Misa in bacak e ise haber vekile. Zabila bureabaği calı kadını yakalamış, tahkikata (bağ gi İ aş atari j nda bir ço: Ür i a8 Sıdıka hastaneye Tall zabit tahkikata başlamıştır. İ AŞKIN Yazan: M. Uygaç akat bugün, seni temin ederim, birşey yapıyorsam katiyen senin için değildir, mi ea o zavallı k gibi, ka- ori ame çok fena, çirkin bir iş yapmışsındır. Omuzlrımı kaldırarak ve yü- zümü ün olduğu kadar sak- lamağa dikkat ederek haykırdım: 'n çıldırmışsın Saffet! Çık urla sın, Hem artık fazla traş e- > insanı! Kafamı e Bir m daima böyle şüph beli altında kalırsa yili canı sıkılır. Aklından geçen şey- lerin hiç biri doğru değil. Şermin hiç bir zaman benim metresim ol- mamıştır ve olmayacaktır. Hem, farzedelim ki, böyle olsun, bu dan sana ne? Yoksa onu kıskani bu hissin tesirile mi CILVESİ Tefrika No. 124 habbeyi kubbe yasi Hay- di git, Süreyyayı bul, Ona şüphele- rini e sonra keyfine bak! Sen aklını k; tmişsen bunda benim ierbekölim im ne?. Saffet soğuk bir tarzda cevap verdi: — Peki, peki, Bu kadar ei me, Söylediğin münasebetsiz söz: leri ötekilerin yanına kuyuyorum, bir tarafa bırakıyorum, Bir gün ge- lir. bunlardan ayrıca bahsederiz. etmek vazifesini bana kimse tev- di etmemiştir. Fakat bu vazifeyi ve kendiliğimden derühte edi- rum, Kim ona bir tuzak izi fa aker olursa evvelâ karşısında bulacaktır. Anla ık. Arkasından gülerek haykırdım: — Orövuar, Saffet, Somurtkanlı. ğı çok uzatma, çünkü ben sana dargın değilim ha! den sonra Saftetin izacati kesildi. Yahud, d öze görün- mez bir hale geldi. vin beni ra» hat bırakmağa mukabil, Şermini daha sıkı bir nezaret altında tut- mağa başlamıştı. Şermin bunları bana anlatıyor, fakat bu kıskanç, sadık v: mişti. Hiç bir gün Şerminin ya- nından ayrılmadığı için, aşkımızın geçirdiği safhaları onun üzerind vaffak olmuştu. Artık Saffette ka- ti bir kanaat teessüs etmişti. Bun dan son derece de muazzep olu- yor, kendi başına gelmiş bir felâ- ket gibi, derin bir teessür içinde yaşıyordu. En iyi insanlar da bile fıtri bir hodgâmlık parçası vardır bunu tamamile susturmağa mu- vaffak olamazlar. Saffet dünyada sevdiği yegâne | kadından vaz geçerek onun mesud olduğunu görmek için benimle ev- kel yet sakin ve rahat bir hayat sür- mesi için Süreyya ile evlenmesine - de tevekkül göstermişti. er min i bir her şeyin üstünde tuttuğu bu temiz. yüksek ae e bir hayata atılmasın lü tahammül ede- miyori ei Bizim yaptığımız bu hareketi bir ül affetmly ordu. ihtimalki Saffete karşı haksızlık e m için o kadar aakârlık, o kadar kardeşlik teri > kat başka türlü avranmağa kân var mıydı?. Saffetin bazı garip halleri her- kesin dikkatini uyandırdı. Gözler üzerine çevrildi. Zaten İstanbul gibi bir şehirde böyle bir macera- yı uzun müddet gizli tutmağa, hiç şüphe uyandırmamağa imkân var ? at daima bu gibi şeyleri koc# nın syn duyurmaktan herkef içtinap eder. Bizim mesele de heri kesi «Bu tabii idi, ergeç böyle olacak til» diye âdeta bize hak veriyor” lardı. anki bu hayat için yaf” dilmiş bir ii benziyordu. Kİ casını o kadar e aldat” ordu ki, onun gibi ve tef si bir kızdan bu ai haretli bir kadın yelişeceği ye gelmezdi. Ne kadar dikkat ve nezaret a tında tutulsa bundan kurtulmağ? muvaffak oluyor, kal olmadığı günle ile mazeretini bildiriyordu. Bef Şerminin evine hiç bir zaman git medim. zakete karşı böyle yapmağa kef dimi mecbur telâkki ediyordum Fakat onlara tiyatroda yahud bif otelde, gazinoda ras gelirsem mö salarına gidiyordum, (Arkası vi oçasının gösterdiği Dö mıydı? Dedikodular epice aldı yürüdü. dah

Bu sayıdan diğer sayfalar: