Sakiğa ür AKŞAM | Memleket Siaberleri Balıkesir bağcılığının geniş bir istikbali var Her sene le fidanlığından erikan çubu 300,000 A ia ind böleni yor Balıkesirden zılarında dana çıkan bir çok eski küp ve testiler, Bizanslı- lar zama: ından! yali sız düşmanı olan (filoksra) bu hele de zehirli elini uzatmış bütün o güzelim bağları ta- mamen mahvederek o zengin varlığı kuru ve çorak bir toprak sahası haline getirip bırakmıştır. B başla çalışarak bugünkü iyi neti- ceyi elde etmişlerdir. rev nın yin öldürü- cü silâh n Amerika çubuğu, bedele re Gİ etmek için elde bulundurulan yegâne si- Tâhtı Fikmellninln ziraat işlerine verdiği büyük ehemmiyet saye- sinde bundan on sene evvel Ba- bir görünüş esirde bü lığı tesis edilmiştir. İlk semeresini vermesi için dört sene beklenen fidanlık, bundan altı sene evvel faaliyete başla- iyük bir asma fidan- mış ve 300,000 köklü çubuk te- min etmiştir. Şimdi. her sene fidanlıktan bu mikdar Amerika çubuğu alına rak köylülere ve bağcilara pas rasız olarak tevzi edilmektedir. u sene Balıkesir ve mülhakatı- na 300,000 çubuk dağıtılmıştır. Bu suretle filoksra tehlikesinin önü alınabilmesi sağlanmıştır, Bağlar; teknik bir surette yetiştirmeğe ve bağ has- talıklarile de mücadeleye alışan bağcılar, her sene (mildiyö) has- talığının savaşına da devam edi- iğer i yorlar. ar. Hastalığın baş gösterdiği mev- imlerde ziraat direktörlüğü ta- rafından bağcılara ilâç ve poli- zatör makineleri dağıtılmakta- “Balıkesirde her sene elde edi- len üzüm mikdarı ancak şehrin pi karşılamakta ve dışa- ihracat ya, kanma. Bir yi şarap evinin de, yapi olduğu şaraplar da dahilde i is- dik ediliyor. Balıkesirin yerli üzümleri 23 Erzincanın büyük| sr. bir ihtiyacı Erzincana bir göz doktoru tayin ediliyor Erzincan Etle) si beri Erzincanda sivil göz doktoru yoktur. Askeri bir göz mütehassı- sı varsa da ancak kendi ödevile ii ödevi haricinde ve is- amanlarında halktan ba- Yıllardan- da memleketin ihtiyacını temine kâfi değildir. yüzden göz hastalıkları ço- almakta ve trahomlular tedavisiz takım yoksullar kocakarı ilâçları- nı ve yahut telgraf suyu denilen bir suyu gözlerine döke döke gö lerini büsbü memlekette bir sivil göz doktoru- na çok ihtiyaç vardı, Halkın en büyük dileği olan bu ihtiyacı göz bakanı ilbaylı- göz mütehassısının getirilmesi için ii konması bildi DE ş oldi sevinçle haber al haber Eskişehir GR yeni binasına taşındı Eskişehir (Akşam) 1 — Köp- rü üzerinde yapılan yeni Halkevi binası tamamlanmıştır. Halkevi sene başında yeni binasına taşın- mış, burada bir balo vermiştir. in beş günde bir burada aile anime verilecektir. Bina ge- ce gündüz halka açıktır. nevidir. dır: ruçul En meşhurları şunlar- , Kuş uşyüreği, Doğ- Nedrebulut.. Böndün başka çel mafaketi denilen kokulu ve çokgüzel bir üzüm cinsi de vardır ki bu yerli değildir. Balıkesir bağcılığının açık ve geniş bir istikbali vardır. Bir çok ziraatçılar bağ yetiştirmeğe me- larından gördükleri ilşki şükranla bahsediyorlar. Loyd Corcun (Baştarafı birinci sahifede) ise yarra şerami oraya koşmuş- lin armasında Da Din) sare yazılıdır ki tir, bu meşe tamamile riayet et- ni here veliahdliği zama- ş bir harekette e 'ederini iel veliahd iken bu vazifesinin dışındaki geniş faa- ila sahasında da kendisine dü- n işleri yapmıştır. Bu işler bir veli için kolay meseleler de- Zildi Velinhd bir taraftan zahirde taht ve taca haris olmadığını ve diğer taraftan bir gün bu m kama geçtiği zaman İyi ve müs- tait olduğunu isbat etmek mec- ip işsizlerin ahvali ve iktisadi inhitata uğrayan yer- lerin vaziyeti, fakir halkın top- ukları sefilâne hanlar ile alâkadar olmuş ve amele- itimadını kazanmıştır, ## lu sıkı nin Prens de Gal gayet karışık ve endişeler doğuran bir za- manda tahta oturdu. İspanya se- kralın vehametini bil- diren haberlerin yanmda bey- nelmilel girme gayet fenalaş- tığını gösteren İümatı oku- dum. Bu haberlerin bildirildiği yeşile Japonya Mogolistanı zap- tetmeğe hazırlanıyor. Japonlara göre günel Mogollar Mançuriye karşı harp pıyor- lar. Japonların Mogolistanı ak mağa hazırlanmalarına karşı Rus- yanın müdahale etmesi muhte- meldir. Bu haberin yanı e — vahim bir haber vardı: ya ile Japonya arasında si ve tecavüzi bir ittifak muahe- desi imzalanmıştır. H e kadar bu haberin yu- karıdaki şekilde doğru olması şimdilik O nabimevsim sayılsa bi- le Milletler Cemiyetinin düşmanı ve bilhassa bu ii. sından bulunan Sovyet Rusyanın hasmı olan Sirüzkii Japonya ile Almanya arasında bir anlaşma olduğu muhakkaktır. bir makalesi Bu iki haberde bildirilen b“ disler kürei arzın üç sulh telsiz haberleri ve zecri & leri müzakere için Cenevrede 7” ılan toplantılar Okürei ar” dördüncü kıtasındaki ahvalin # karışıklığı devam eylediğini gör teriyor. Dahası var. Deniz kon iflâs etti. İngiliz ai si dafaa kornitesi nan? Velhasıl yeni kral tahta rurken siyasi ufuk kararmış şimşekler an başlamıştı Glee len veren da ler daha var: i içinde a dört defa M riciye nazırı deği Biri ahvali ime 9 » Şu kadar var ki el politikasının metin ve kati Son senelerdeki ailelerimizi çoğu dış politikamızın müte! ii ER vaziyet olmasından neşet 4 iştir. Bunun için eni ing Tiz kralı ilk günden vahim küller ile arala bulunuyo”" zümüzün önü” ve a zle birer birer 7” 5 A yem ir e yi e İİ a “ni Afrikada evini müd” faa edenler ile z edi arasında müthiş bir boğan “ pılıyor. a da buna benzer P* olmuştur. Zamanı genç kralın tahta oturması için hoş pi şey değildir. Şu i tehid hüsnü niyeti AŞKIN Yazan: M. Uygaç — İstemez, sizde dursun. Kay- bedersek verirsiniz. — Pek | ütufkârsınız, Fakat rica ederim, alınız. — Ben batıl itikatlara çok ina- le madam, r: sizin paranızı bunlara karıştırmak istemiyorum. Talih kaçar. Geli- niz. Oyun masasına doğru gittik. Ben kedi eri bazı hesap- lar yapıyo: n frangın enem Ti ki daha başka uçacağını düşü- Çaresiz oyuna iştirak- im ve ne kadar bulunduğumu kadına söyleyemiyecektim. Çol fena bir mevkide idim. Masanın etrafına bir çok kişi Kimisi suratı asmış, kimisi gülü- zordu. Altınlar, kâğıtlar ortada dalgalanıyordu. Bankayı açan a- dizilmişti. CİLVESİ | damın sesi kulaklarda çınlarken eller masaya doğru uzanıyor, Niye gi veriliyordu. Cıgara du- rtalığı sarmıştı, Li birdenbire bir kahkaha yordu. Bu manzara bana bire ahlâksızlık ve Mi m verdi. İnsan denilen hayvan tün fena sevki ürer kendileri iydiler, d'her- düşündükçe efret titremesi duyu- pa- ni açı mosun e içimde bir n. rdum. 1 g Bu sırada ortağım talihin lât- funa nail oluyordu. Her elde be- yaz, güzel elini mn zatıyor, parmağındaki yüzüklerin inltii arasında parasını yirmi rdu, Tarafta duran ve ehemmiyet ver- meden oyun oynar gibi görünen d'hermos bizi görünce haykırmış- tı: r — Nihayet sizi de baştan çıkar- dılar! gr ii — Ama kâ madı.. Bumu söylerken Yvonneu işaret etmiştim. gıtlar baştan çıkar- — Kadın ile kumar ayni şey- dir, birbirlerinden ayrılmazlar. vonne bu sözleri işitince onu payladı. kadının yanında a- yakta duruyor, haline dikkat edi- yordum. Boyalı yüzünde geniş al nının altında büyük göz parlı- yordu. Klâsik Yunan heykellerini hatırlatan ete kaşları birbi- rinden ayrık duruyordu. Tatlı bir profili vardı. Fakat barid ve kuru ağzında zalim bir kadın tebessümü dolaşıyordu. Narin fakat korku piri bir kadındı. Çıplak re ektrik ziyalarının altından uza- ırken kumral tüyleri altın ai miş gibi pirıldıyordu. a sesi ani bir hareketle bana döne: yuna dair bir şey danı- e Gözleri, bende hasıl etti- Gi tesiri farketmekten memnun gö ko; bana sürünüyordu. Ben daha zi- yade yaklaştım. Yüzüm yüzüne o kadar yaklaştı ki An au, diğ eye ordu. ir aralık, önündeki bütün pa- raları baran ve bana verdi. ayrı koyunuz dedi. ihtiyatlı bereli etmek lâzım. Bu kappa ank i a cebime er ga- ka ettim m Bana adımız. var demek oluyor? Gülerek cevap verdi: — Hiç itimadım yok! Teminat germ yam elinizi bana veri- niz. Böyle olursa paralari çala- mazsınız. Küçük elini sıkarak: — öteki serbest kaliyor, de- ii asabi bir hare- ketle parmaklarıma kilitledi. Dir- seğini masaya eşi , Başını uzatmış, koyduğu ya bakıyor- du. Kaybettik. Hiddetinden hafif- çe haykırdı, Tekrar koydu, teksti kaybetti, Sonra arkaya dep # kilerek iskemleye dayandı. Bi, Cıpli v & sr pudra se bi az bulaş gr) | Sani oturan çok boyalı “4 l 'dakları kıpkırmızı bir kadın # sık bize bakıp gülüyordu. Yü: buruşturarak: ol | — Şans döndü, dedi. Artık m NIZ, i Yvonne cevap vermeden vi larını silkti, Gene koydu, gen€ el betti, Bana doğru iğilerek y9* | ça: — Bu e karı öyle uğ” suzdur ki! d sö Ben güldüm. i da , ÖN ge de bir kaç yüz frank kalmıştı na teklif etti: — Şimdi hepsini kayacsi, Kazanırsak el bırakac Sonra kalkacağız. Olur mu? g — Pek âlâ. İstediğiniz gibi z ” Belindeki paralari en Be”, kayı açan adam şaka e: bessümle: yer