Fransada bir aile faciası Bir damad kaynanasını ağır surette yaraladı. Cinayete sebep kadının ailesini bırakarak bütün vaktini eğlence yerlerinde geçirmesidir mında zengin bir kadın, damadı tarafından ağır surette yaralan- mii n— m de Vilet çok zengin bir Lam Fakat kendisi zevke ve eğlenceye düşkün olduğu cihetle, ailesinden ayrılmış, Lionda kira- ladığı bir dairede. Fam dö Şam- brile beraber yaşamağa başlamış» tır. dam Vilenin , çocukları, kızı Giga kozan v ve e bü: ren da gerer Ke aehdeie d ağa karar vermiş ve bir sabah kayınvalidesi yanın- am dö Şambri bulunduğu ıkarken arkadan kurşun sıkarak ağır iona dün ah geldim. u fırsattan da istifade ederek senelerdenberi bizimle bütün mü- nasebetlerini kesmiş olan kayna- 1 gö, istedim, Bu maksat- la oturduğu otelin karşısındaki m Li otelden çık- bek ynanam ot an en çıkınca ya- nina gittim, Kendisile s rmaşdi istedim, O, bana cevap vermeğe tenezzül etmedi » ve rr döne en geçtim, Ve ce- bimdeki tabancayı çeker çekmez ensesine bir kurşun sıktım, Size yemin ederim ki, bu hareketi dü- şünmemiştim. Me tevkif edilmiştir. Kay- Yaralanan kaynana: Madam de Vilet 160,000 nanasının çantasında frank bulunmuştur. Yapılan tahkikat kadının sefa- het yerlerinde bir çok para yedi- ğini meydana çıkarmıştır. kemenin çok meraklı olacağı an- şılmaktadır. Kiralık daire Beyoğlunun en işlek yerinde e, erkek veya kadın esi, doktor muaye“ nehanesi, fotoğraf veya Moda atölyesi gi e ek verişli zemi iki. odalı bir daire ali İstiklâl caddesi <5 sineması karşı- sında 156 numaralı “İstiklâl, apartımanı emme gili k için “Akşam, ilân m m, Nureddine m, Telefon: 24240 mei muru Her akşam bir hikâye | eci a — Öndeki iskemlede genç, dudakla- rı boyanmış, güzel bir kadın. anında orta — bir adam. Gazetelerde sik sık i beraber Yeriniştis. Romancı eğ: Tümsedi: — Ben seni İzmirde zannedi- İzmirde kaldi... Onu sürmeli güzel gözlerini süzdü: — Ah... Selim Sadi, sen insan ruhunu karış karış bilirsin... . Re- mahncisı na bi Çık gin gil senden sak- lamağa ne hacet?.. Sen bir çok kadınlı mahremi esrarı değil misin?. Ah Selim Sadi... Sevi- yorum.. çılgın gibi seviyorum Şekibi... Sonra durdu. kur çukur yapan Si Finle ilâ- ve etti: — izmirde idim... Şekipten bir cağım, çok güzel günler geçirebi- ... Sabırsız yo! da, bekliyorum: de versin zannederim. azap içii im bi e ya Şekibin karısı Feride im ak- le önüne Düşün Feridenin pamir deli gibi sevmek... — Peki Feride Bursaya gitmiş mi?.. — ein gidiyormuş... Genç kadının gözlerinin içi güldü: — Yarından sonra.. e “ tu. Fakat bu susuş emi idi ki... Romancı onun sözlerini tamam- ladı: dan sonra... Aşk güm esli başa. Aşk günleri; geceleri. Ganç Hin öy cüm- anı gü- aşk Seviyorum, seviyorum... Tramvaydan indikleri zaman dudakları boyalı genç kadının gözleri saadetten ışıl ışıl yanı- ordi sefer Fi e rasgeldi. İçinden: kadın. diyordu, kim | vie ne Nz bedbalslr. Be dünyanın en bedbaht kadını... Tıpkı Sami gibi... O da İzmirde ne kadar bedbaht olduğunu farketmeden bekleyip duruyor... Feride gülümsedi: — şi oral Feride... — — tesadüfüm ne iyi ol “ Anlatacak öyle şeylerim Selim Sadiyi görünce ii el insan ruhu ctühendisi sanan Selim Sadi birdmekire şa- go Ve ağzından kaçırdı: Feride eski akraba çocuğu- na — rr acayip oluyormuş... Benim de saadet hakkım değil mi? Ben de mesud olamaz mr yım?... Ben de genç değil mi- yim?... — Erd senin de saadet hak- n, güzelsin... Fa- lr kler durup durur. — Si iyi ya... Gencim, güze- lim... Ah Selim. çıldırasıya se- i ğım... Hem viyorum.. deli o de kimi biliyor musun?... in erkeği ye Yarından sonra.. Aşk günleri 3 bilir. Meşhur bir adamın yalnız bir kadına bağlanacağını ümit ed azabı duymazdım... Kimi sevi- yorum biliyor musun? Samiyi... şün... Cananın kocasını... Ca- nan ki Benim akrabam. hoş se- nin de arban ya... — Huum!.. — Yaaa — Peki ulen için mi dü nın en nyas kadını sen olu- yor: — Ha, ayır. dinle.. Bi gitmeğe karar vermiş- tim.. bunu kocama söyledim. İstanbulda Bak anlatayım da — Sen gi benim ileşrim va: ki, İşi mta yazdım. On cevap gelse beğenirsin. nen ezberimi dan ne Bak ay- Canan güne kadar İs- tanbula gidecek.. ben serbes ka- lacağ nbula gidince vi de Bulslğa hareket ederim... Selim şaşkin şaşkın: ie de telgrafı alınca... — w buraya geldiğini gözümle görmek için iki gün ledim Yarın hareket ediyo- rum... Yarından sonra... Genç İzni gözlerinin içi güldü. Sustu. Lâkin bu susuş mânalı idiy sözün akt tarafını ta- mamladı: — Yarından sonra., leri başlıyor... Bee kadın ezberlediği <üm- akş gün- ii — Ne yapayım.. viyorum.. sevi, . inyanın en mesud kadını benim... (Bir yıldız) ekmeyi ber ka gazete kitapları bütün beliğ kitapları ve kraiyey ucuz olarak AKBA m lerinde beygiri eliniz “Ne fena değil mi?... İNiL ÇOCUKLARI| m İskender Fahreddin — lay bu madende gözü var dese e — Bü biç kimse el uzatma- ğa cesaret p” emez. Fakat, günün birinde ihtiyaç hasıl olursa ve $iz <mrederseniz, madenleri bir hafta içinde işletir, bütün Mısırlıları ak tınla satın alırım #* # Mısır - Habeş harbi başlarken. Genç Mısır veliahdi üç günden- beri, Karnak şehrinin her köşesi: mi gezmiş ve altın madeninde giz- lice yaptığı araştırmalar, onu hay- retten ha; düşürmüştü. Mikerinos altın edenlerin el altından işletilmiş olduğunu v. hatta kazılan yerlerde kime küme ses Nacaya söylemekten kendisi 1 Fir: un yeni ordusu Habeş- Öler üzerine yürüyordu. Prenses Naca, maden ocakla- Tefrika No. 20 rından çalınan altınların kime ve- rildiğini şehir muhafızından sor- mağa karar vermişti. Güzel prenses, şehir muhafızile bu mevzu üzerinde konuşurken, Mikerinos yanlarında bulunmıya- ci . o akşam erken gelmişti. izel prensesi evde yalnız bulun- © p — Ben de sizinle gizlice görüş- mek için fırsat arıyordum, dedi, haydi Mikerinos gelmeden bir ka- deh şarap içelim. Prenses Naca şehir muhafızının teklifini reddetmedi.. Karşı şıya oturdular. Şarap içmeğe m adi lar. ki sordu: — Benimle altin madenleri hakkında mı görüşmek istiyorsu- nuz Anako güldü: — Canım siz bu altın madem nde kli Damir 2 yorsunuz ? Altına ihtiyacınız var- sa, size intdiğiniz kadar verebi: lirim. — Sahi mi söylüyorsun, Ana- 7? ko? — Evet. Fakat, bir ve lee P Karnak muhafızı sözüne lepi tti: — Benimle evlenirseniz!.. Prenses Naca birdenbire hiç te ummadığı böyle bir teklif karşı- sında kalınca şaşırmıştı: — Ben böyle şakalardan hiç hoşlanmam, dedi, görüyorsun ki veliahd beni e Onunla Ci- zeden buraya birlikte gelmemizin elbette hayırlı sebepleri vardır. adın mı? içtikten sonra elini kalbinin üstü- ne koydu: Sizi kocanızın çok beğenirdim, al şimdi seviyorum, Ve bir mâni yoktur. ir “dal, sunuz.. ve kalbinizi kimseye ver- memiş gibi (görünüyorsunuz! zamanında ra Mikerinosun karısı olmak, yüzünü yılda bir kere bile göremi- yeceksiniz — Ya sen, Anako? Senin de o gibi ya 2 dd se 5 Hem uğrıyacağını söyliyen sen de- til misin? Anako ayağa kalkarak salo- nun içinde dolaştı: deririm. Karılarımdan biri Si lir ve sen onun yerini tutarsın Naca, Karnak laa inat çı bir adam olduğunu biliyordu. Ondan istifade etmek için biraz yumuşak davranarak: ea Ne lam di, ben bugün prens Mikerinos- tan m, Fakat, sen onun hükümdar olmasına yardım eder- sen, o zaman sana varırım! Anako sevindi; nasıl yardım edebili- rim? Mikerinoz nasıl olsa, babasi ya ayar e, kardeşini unutu- yor musun, Anako? O, Mikerino- sun düşmanıdır. Kardeşi öl Mi onun tahtına kendisi oturmak -i iyor. — Haydi canım, Kefren buna- ğın biridir. Halk arasında onu uyuz eşekler bile sevmez. Halbu- ki erinosun önünde düşman- ları bile iğilirler, ai iğ hükümdar olmi- cak m Bir kaç gün evvel ben — Bunu şimdi kapıyalım, de- iç yüzü senin bildiğin gibi değil, Anako! Kefrenin gözü- nü saltanat hırsı bürümüş.. Mike- rinosu öldürtmek için bin bir tu- zak hazırladı. — (Amon) un ye uğra alakam ta korkmuyo; d— Mi izden dini