1 Aralık 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

1 Aralık 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ni aci 1935. ” pi Ni Sinirli bir artist hapse mahküm edildi “Isır,, diye işaret ettiği adamı ısırmıyan köpeğine de ağınız! ! Nicole de Rowes genç Fran- 41Z artistlerinden biridir. Şuhtur, se cazibelidir. Fakat bir ardır; İni Öğ & olmaz şeylere sinirlenir ve hadiseler çıkarır. İşte bu:sinirli. | liğidir ki artisti iki defa mahk turan bir müş- terinin kendisine ısrarla baktığı. * ve Mi görmüş sırnaşık adama, kendisine böyle bakacağı yerde m ©toğrafını verebileceğini söyle. ğ ir, Artiste bakan müşteri, bu tek- lifi biraz TE xn için cevap vermem Bu sükütten e halde sinir- rtist, önündeki tabağı kal- fotoğrafını kabul tecavüze uğrıyan adam, Mahkemeye müracaat ederek ar- Visti 1500 ME zarar ve ziyana mahküm ettirmi irinden Serken, otomobilini fazla dde yrü sef ğü cihetle para cezasile kanaat et- Zi artisti bir ayda hapse Matmazel Nicole ve sevgili Buldug köpeği gerze etmiştir. mahkümiyet, her halde ar- etin sinirlerini yatıştıracaktır. AYLIK o 750 3 AYLIK 400 » I AYLIK 150 » Posta ittihadına dahil olmayan ecnebi memleketler: Seneli si 1450 LR altı rl Pedia aylığı 101 ştur. Kai tebdili uruşluk pı Ramazan 5 — Kasım 24 3s yim ii e E 1239 223 137 Va, 521 705 — Mi 1643 18,19 için yirmi beş ul göndermek lâzımdır. İdarehane: Babiâli civan Fitre ve zekâtınızı Türk hava kurumuna veriniz. Bun- lar Türk hava kurumu, mi ay ve Çocuk e: ları arasında kardeşçe Jin şılacaktır. AKŞAM Sahife 9 Şen akşam bir hikâye İ n beri nişanlı idiler. Fakat biribirlerile kavgaya baş- Taşmışlardı bile. ok sevişiyorlardı. Yalnız, Ne- “ ” üz. ve benden ziyade sempatin ol- — Doğru sad sevgilim, yemin &derim ki yanlış Nozahet inn e m mahzun bir ilkti — Bunu Vu şörmi ramazsın Bak onu ne kadar hararetle mü- dafaa ediyorsun. Fa kat, Nezahet, yalvari- Fim sana — Beni, herkesten ziyade sev- #eydin benden bir şey saklam dm. — Saklanacak bir şeyim yok ki yavrum. Sana kaç defalar söyledim, Suzan ile aramda hiç bir şey olmadı ki. Nezahet bunu işittikçe daha kızıyordu. Çünkü Fahri ne itiraf etse affedecekti. Fakat hiç bir şey rai ELLE fena halde siniri- ne dok ordu. — aradi Fahri amma.. Bunu in parçalana Saral söylüy: sana Sözlerine Br cez senin! m sana karşı her zaman samimi davrandım Nezahet, — Böyle ne bağırıyorsun er ri? Ben karşılıklı itimad üzer müesses. bir aşk hülya Sikip. um. Halbuki sen her şeyi yık- — Bilmiyosun, bilemezsin? — Bil z miyim? Bu bir ya- rım itiraf değil mi? Doğrusu şa- Fahri, saadeti- bir şey yokmuş gibi karşımda ra- hat rahat oturuyorsun! Fahri ayağa fırladı. Nezahet haykırdı: — uzan ile arand bir şey var ki böyle al Bi- liyorum zaten ben bunı Nezahet hem lr Evet, aramızda undan Ri yi lr zaman, 1 sa; lefon ettiğini sr a te- öüyüksükdüi miydi ws 5 Hattâ Reşidi nerede Ermeni benden sorduğunu da sölemiştim. Suzan ile çocuk- uk arkadaşıyız. Başka bir ada- Bu yalamış, aldatmış, son- ra başka bir kızla evlenmiş, di oda Reşidi soruyordu be: İşte bütün mesele bundan ibareli u e len, pati duyacaksın. Yavaş ya- vaş iş ilerliyecek. Bunu anlamaz eki sanıyorsun? Benim hayatımdan şimdiye kadar bir düzine kadar kadın geçti... Belki bir düzine değil de... Na bunların yalnız iki- sini, üçünü kıskanabilirsin, Ben mi kıskanacağım? AL lah göstermesin. Kıskançlığa te- nezzül mü ederim? Daha bunu anlamayışına şaşıyorum , Fahri bir cigara Biraz yaktı, asabi adımlarla dolaşmağa baş- ladı. Nezahet devam ediyordu: azı kadınlarla macerala- rını anlattın bana, Çünkü onlar nin için iyetsiz muaşa- kalardı. Halbuki dünyada bu eşi tı ki ondan çay ig türlü dilin varmıyor. aşkın kudsiyetini ihlâl pita ln zannediyorsun. (Gözleri (yaşla dolarak) pek âlâ, sakla sırrını. Görüyorum ki ben senin haya- tında ikinci derecede kalıyorum. Nezahet eş başladı. abri i kendisine: « taam De adı!» diye mı- rıldandı. Nezahetin yüzüne bak- tı, Saadetlerinin ciddi bir tehli- Sa Sg bulunduğunu idrak etti — LİNER Ra, dedi, seni bu hal bir daha görmemek için ne > ve Ne söylememi istiyor- — Doğru söyle bana! — Söyledim ya — Tamamı tamamına söyleme- Ss arasında bir sey var — Evet, dedi, oldu. z N et rahat bir nefes aldı; mi? m re kendisini ak ev k bir yese kapılmıştı. Kendirini ök dürmek istiyordu. Ben ona biraz kuvvet, metanet vermek fikrine düştü Haline pek acıyordum. İşte ii fikirle onunla biraz meş- gul oldum. yet samimiye- timiz pek ileri gitti. Seviştik. Kendisini çok sevdim. Fakat bu aşk devam etmed di geçti, Fahri custu. İçinden sermek — Bu kadar derin bir pisi en iğ ben de ei mi ii açılmıştı. Devam etti: — Bunun çabuk geçici bir ihti- ras a dağ biliyordum, Dün başka bir tarafında, beni eği bir genç kız bulunduğu- lum. Bu sendin, Nez m O iyi “kalpli bir kızdı, Be ni beni kavu: bir zorluk in madı. İşte hepsi bu kadar. Ra- hat etön mi şimdi? sanki bu uydurma hikâ- yeyi başka birinin ağzından di; kir gk kendi anlattık! a kendi şaşmış, gözlerini açıyordu. Nezahet Fahrinin kolları ara- sına atıldı: — Ah seni o kadar seviyorum ki Fabri, dedi. Görüyorsun ya, vardı. Her şeyi iti- e ettikten sonra bak şimdi ara- mızda nasıl karşılıklı bir day ve emniyet hüküm sürüyor. rar etmekte hakkım yok pm — Evet, hakkın varmış.. aş di içlerimiz o kadar rahat e Fahriciğim, seni — Sevgili çoktan affettim. Şimdi eminim ki beni ondan çok seviyorsun. Rap Fahri ile Nezahet evlendiler. Fakat Fahri Nezaheti en içinden düşünüyor: Ne yapıp ya- Pıp Suzan ile Nezaheti karşı kar- şıya getirmemeli. Çünkü Suzan aramı İCENGİZIN £ OĞLU İskender Fahreddin b anların atalarından kalan “ane, dan mühürü» imparatorun Mind değildi. İmparator esir a ğını anlayınca, bu mühürü Halimden kardeşine göndermiş- < Zaten prens (Ti-Ping) in > üne © sebep te bu ür ol dj Amiral (Sutşo) deniz ekl — ölüleri araştırırken, prens a, Pine) in cesedini ve koynun- N lina «hanedan mühürü- » b yün, re milli varlık- Ni ük bir kuv- $ibi, nesilden nesle sakladık- ii «hanedan mühürü» nün Mo- a im eline ogeçmesile, Sung a ratorluğu da tarihe göçmüş ği 2 0 yıl saltanat süren (Sung Ba orluğu) bu suretle nihayet Nü Yay adasındaki filo- Ii temin eden bü 3 > LU) Mogolların Tefrika No. 200 ları ve servetleri de Yay ad. yüzlerini siyah örtülerle örtüyor- Hard 1 Amiral (Sutşo) ilk günü ada- da dolaşırken, sahilde bir yüksek kulenin “Üye uzun saçlarını tarıyan yaşlı kadın gördü. Yanındaki yerli a bi- rine sordu: — Bu kadın kimdir? — İmparatoriçe. Amiral > hayretle reh- berin KER — Biz imparatoriçeyi impara- torla birlike Karakuruma yolla- mıştı,.. — O, imparatorun karısı idi. Bu, anasıdır. S — Oğlu prens (Ti-Ping) in ölüm haberini almış.. Saçlarını taradıktan sonra, kendini kule- den denize atac. Mogol amirali bu haberi alınca ütün gemileri kulenin etrafına dizdirdi ve imparatoriçe kendisi ğulmi de biribirine kavuşturdu ve göz- lerini kapıyarak, kendini kulenin tepesini den denize bıraktı, G rden suyun üstüne atı- ratoriçeyi kurtarmak için, onun atıldı oktay: ar.. Araş tırdılar.. Ar ler ge: tiği halde ihtiyar kadının cesedi bu- lunamıyordu. Amiral Sutşo merakından çıl- dıracaktı, Herkesin gözü önünde suya atılan bir kadın, nasıl olur da bulunamazdı. Fakat, yerlilerden biri, impa- ii e e Kg mış olacağını söyledi: — Ayaklarına ve beline demir- ler bağlamıştır. Kulenin dibi çok ir. O, şimdi suyun dibinde . 'uyuy: Sutşo bu hâdiseden sonra milerle Biztikte bu sırada sahile bekliyordu. , Mogol amiralinin mu- vaffakiyetini görünce sevinmişti. Dokuz yüzden fazla gemi Kan- ton kıyılarında dizilmiş duruyor- ui. arak döndü. Kublây inmiş, Sutşoyu Kublây artık yarım asırdan fazla bir zamandanberi uğraşılan Çin fütuhatını ikmal ile baştan başa Çine hâkim olmuştu. Kublâyın Japonya seferi. u büyük muvaffakiyet, Kub- lâyın yüzünü Japonyaya çevir- mişti, , — Mogolistanın, payitahtı bun- dan sonra Çinde olacak. Cengiz Hanın düşündüğü (büyük Asya esirgeme kuru hem | din. Seninle Suzan karıma ızda bir şey geçme- ağlıyordu. "İ mutlaka bir şeyler oldu. diğini temin edec: lursa gene — Kuzum Nezahet, yapma Birdenbire Fahrinin ilmin : tatlı geçinmemiz berbad olur, böyle... bir şimşek çaktı kopar. Hiköyeci — Kulenin tepesinde ne yapı- | ratoriçenin çok ihtiyatlı davran- | imparatorluğu) nu ben kuraca- 7 üm Di Mz Karakurum- dan Çine naki e hazırlanır- ken, bundan önce ARAM da taliini denemek istedi. İlkönce Mogol ile Japon sahillerine Japonlar o vakit denizde Mo- gollar kadar kuvvetli değillerdi. Kublây bunu sezdiği için, günün birinde kendisini rahatsız edecek olan bütün Japon sahillerini vur- mak ve Çine bitişik şehirleri ak mak niyetinde idi. Fakat, veye Japon sahille- rine doğru açılır açılmaz, müthiş bir ir im dı. Dalgalar, bir- deni çılan ejder ağzı gibi, Mega Semin birer ei yu donanmasını amiral Sutşo ine gönderdi. yord ei gittikçe artıyor, a e parçalanan gemilerin sayısı —. rdu. Fırtına. mahvolan gar rin tutarı dört yüzden çi Amiral Sutşo: «Arkası var)”

Bu sayıdan diğer sayfalar: