SARAY ve BABIÂLİNİN İç YÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI — Tercüme, Artibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 595 Guatelli paşa Vr sultana sordu: « Siz mi usta, ben mi usta? » Sultan Mecitten kalma Guatel- li paşanın maaşını babasının 6mektarıdır diye Abdülhamit 100 altına a iblâğ etmişti. Guatelli pa- $a ölünceye kadar hep bu miktar üzerinden maaş almıştır. Kırık bir türkçe ile konuşan Guatelki paşa biraz delişmendi; Ders verdiği şelikhlailin biri öy tekrar ile uğraşmak sık tekerrür ederdi "Nihayet bir gün Guatellinin sabrı ndi, <anı sıkıldı, Sultan efendi gene hut nakaratı tekrar edince st Diye smeg Sultan gücenerek $ekildi, gi sen A biri geldi; — Am paşa! Ne yaptınız? Sultan emdi kızdırmışsınız. Dedi. ç — Sen git. el RE ei de- e rahatsizli- pe ir 2m çıkmadı. Fakat Abdülhamitten bir irade mi çıktı? Yoksa kız ihtiyar hoca- i davrandı, derslerine munta- Zaman çalıştı, 5 “ Haremi hümayun ii da rad Yukarıda metil aki ndan ie va seyrederlerd Abdülhamit hareminin ön eğlencesi idi. | Dimi genç ve istidatlı kız- t r oyun ve raks takımı wi edilmişti, Bu kızlar müte- ; Seker Ar def ve ut nağmelerile — Arap oyunları < gösterir. ği 1 a a ül sem ağ ara Sie boylu, şişman, sar- > dudaklı bir zenciyenin göbek ki meharetile pek eğlen- Arap oyunlarını ! arasında rekabet cari idi. Viyolonselist 6inbaşı Cemil bey Tabii, bunlardan hiç biri padişah hareminin takımına tefevvuk ede- mezdi, Saray kadınları arasında (teb- dil çıkmak) denilen bir eğlence de vardı ir dairenin kızları karnaval elbisesi gibi acayip kıyafetlerle diğer bir daireye sürpriz şekli de giderler, bir çok muziplikler yaparlardı. Bu oyun ile iki daire- nin kadınları da pek eğlenirler- 5 — Allilkemdkin halası Adile sul- tan 1898 de vw bir kaç sene evveline kadar Yıldızda ye- genini syn gelirdi. Hünkâr halasını hükümdara lâyık mi ile e dizdi: eb ve muzika ile karşılardı. Haremde eğlenmesine de itina derdi. emme) ve orkestra hamit musikiyi severdi. gi Dussap pâşadan o da ders almıştı. Dussap paşa an- latırdı ki bazı ğle enirdi. akşamlar Keman ü di. Böyle bestelenmiş bir kaç par- ça çaldıktan sonra benden bir şey taganni etmemi rica eder, sonra musiki üzerine mübahase açar. dı.) Abdülhamit muzikai hüm. dan evvelâ altı kişilik Knl bir konser takımı teşkil etmişti. Bu- di. Böyle denilmesine $ te Du: paşanın piyano rn şeflik etmesi idi. li © a padişahın iradesile bu Rafael ile Be (piyano başında) bulunurlardı. Miralay saya ii Bey Gua- telli paşanın idi. yet padişah ili çalardı. İstanbula gelerek saraya inti- u huzurda miş, Mi hümayunda binbaşılığa kadar ter- -tebliğ edildi. M fi eylemişti. Hazinei hassadan ay- rıca 15 altın maaş dahi alırdı. (Vondra Beyin kız kardeşi malümatçı meşhur Baba Tahir ile pi namına - yaşlarında olan bu tenor Maça şaşı idi. ün haremi hümayuna chant dersi vermesi iradesi kendisine aça: n kadınlara ders vere- mem! Diye eml sebebi soruldu. Sola bakarken ğım Ma Sonra başıma bir belâ g: edi. a orun bu cevabı ken- disine nakledilince Abdülhamit bii erek oiradesinden vaz eçti, a bu ii (piyano ahil ar- uatelli paşanıı dirije —— pezerinde şu müzi- siyeni efendi, Zati e Veli Beyler; kr canbaz Vasil efendi, yüzbaşı Vasıf; Na- zif B Fritz, kornocu Cemal, Sabri, Ab- met beyler; Trombon binl Şükrü, canbaz Mehmet beyler; birinci keman Zeki, ikinci keman kolağası İhsan, Cevat beyler, Et hem efendi; flütçü Ali Rıza; Vi- yolonsel Romano, altocu Nâzım, Mustafa beyler; kemancı Gayto, ozef, Samuel; davulcu Agâh Bey; obva Osman Bey, Fago Şev- Li Bey; 3 müzisiyene piyano başı artistleri de ilâve edilince saray orkestrasının en başlı artistleri zikredilmiş olur. Fakat sa ray or- kestrası yalnız bunlardan ibaret değildi. Bu orkestranın muzikacıları el- hi ten kimse bulunmazdı. (Arkası var) Posta ittihadına dahil olmi ecnebi memleketler: Semeliği ll ai aylığı li üç 1000 kuru: ui tebdili için yirmi ruşluk pul göndermek ein Ramazan 2 — wi $ İmsak Güneş Öğle ei E 1235 219 Eİ 946 12 137 Va. 517 702 12021430 1643 18,20 İdarehane: Babıâli civarı Acımusluk Sok, 13 ikten som 3 ay bereler d ra seslendi: Ahm bak işte bir miti. Bolga li nasıl kaçtığımızı, orada neler çektiği- mizi anlatıver Ahmed Kam doğru yürürken onu biri genç, diğeri ibtiyar bir kadın, üç çocuk takip ediyordu. İki üç dakika sonra daha kala- balık bir göçmen kafilesi arasın- da kaldım. Hepsi de yana, yakıla v Bir aralık Ahmed: m, dedi, yalnız ben Ez “siz dinleyin de ( yanlı bir şey söylersem düzeltirsiniz.. yahut noksanları tamamlarsınız. Ahmed Kr isen doğmuş, büyümüş , bir de damat sahibi eni iu ve ağır başlı bir adam, ei ee mek için n hududuni aşarken geçir. eli i inen latıyor: Bizler orada, zalim bir üvey ana elinde çocuklara döndük... İş yok... Kazanç yek... la, mülke çok. Yanındaki uzun boylu karısını an- kalmış © E. a maz... G içinde evlerimizin kapısını dık. Birer, birer yola ç bir halde hareket etme- celbedeci ka- ıktık. Suk EE kaçak ze “ sarıldıktan sonra yüreğimize su serpildi, ferahladık ve bera- berce yok devam etti N metmişi — Bulgar mii yi muhafızları zannetmiştik.. Göçmenler arasında Bulgaristandan kaçanlar neler anlatıyorlar ? Bin bir tehlikeyi göze alarak bududu nasıl geçmişler? — Farzedelim ki Me nız.. sizi ne yapacaklardı? Ahmedin karısı olan uzun boys lu Ayşe a kucağındaki mi- ni, mini çocuğunu gös“ terere| — İşte bu yavrum kucağımda olduğu halde ölecektim... Diğer oBulgaristanlı Osman devam etti: hudud tarafndan yakalanmış olsaydık palaspandı göçmen İhtiyar Osman derin, derin içi- ni çekti: Ah dedi. Bunlar bir şey midir e Yiyecek ekmek- ten vazgeçtik, suyumuzu bile re İri ındaki a Gülsüme eikpie — Anlatıver, dedi.. — Çeşmeye su doldurmağa gi- deriz. Sıramız geldiği EE i e zi bekletirler, en sonunda Haydin. gidin sine su- yunuzu Tim doldurum.. ler Gülsüm: Deri e çeşi en susuz ela rak göz iel dönezir.. — Kaçmak | he dudda yakalana: e ee yas Fakat ka- — Hayır kayı ele veren yoktur. çi Kal arasından bir ses ükseldi — Ben... Ben. nu gelen genç bir deli- bir kardeşi dört ay evvel buraya elmiş ve Bandırmaya iskân manyaya a Yak bastım. Poli yün ya geldim. Bandırmada bul kardeşimin yanına eceğim. —Çalıştığın fabrikada kaç pas a kazanırdın?. — Bizim paramızla günde yas rım bira .. Bon Türk olduğum için bu kadar para alırdım, Halbuki kendi adamlarına daha gündelik verirler. Çektiğimiz ezi« yet, bir noktadan olsa amen- na,.. İlerisini söyletmeyin bize dık? iyi. ! A. i Göalediii Bildik Selâmi İzzet Kayacan TIYATRO SANATI Bu kitap türkçemizde tiyatro hakkında vukuf ve ehliyetle yazıl- maş birlcik eserdir. Bu kitabı alıp — e İİ edebiyat ve tiyatro se- r bilgi hamülelerinde döldu- li bir noksan kaldığına emin olsunlar. pa Her kitapda bulunur. Fiyeti: 75 kuruştur muhafızları a