" Sahife İrmak - gi aliağa 74 ncü Filyos 12 — Lokomotifleri def- ı k bağlı gençler lar kompartimanlarını gösteriyorlar. Ankaradan Filyosa, orta Anado- dığım bir kadın yün Bu aralık yanımızdan heybetli bir çi geçti. Baktım ressam ay Şevket. O da a Aynı kli bekâr saylavla- lisimetsle ... Biraz ile- bay Ali pa ln karşıya Dim e i, Kayaşı geçtik.. Anka- ranın nen gözümüzden silindi. ,Son ratle gidiyoruz. Her ye- seçili istasyonda köylüler mayalı, fenerlerle, zur- bizi karşılıyorlar, kümel yonlar çel yazılmış ya- «Karadenize Okadar Mar e, a iz Hat boyunda Me trene ba- Zırıyorlar:: — Bereket getirdiniz. — Bereket getirdiniz. Hakikaten Türkiyenin kalbi Ankaradan ayrılıp illa sa- hillerine ulaşan demiryolu kalp- ten çıkan bir kan ln gibi memleketin uzak kıyılarına ha- yat, neşe, bereket götürüyor, 21 Şe öylü kadınlari bizi uğurlamak için en yeni, en güzel köy elbise- lerini, milli kıyafet tleri ler, ellerind eri çevreleri Jâmlıyorlar, elbiselerinin bir aradaki hali ha- kikaten görülecek şey. Yolculuk sırasında Bitişik kom:- partimandaki bay Abdürrahman Naci ile sık sık biribirimize misa- fir gidip geliyoruz. Kendisinin yanında mühendis arkadaşları hattın vi — si bile çalışıy: doğru! le. vi dakika bile boş vaki ge- çirmiyor. Yazıp, çiziyor, çizip, yazıyor. Bu sırada Türkiyenin en büyük tüneli olan Batıbel tünelini açan mühendis bay Nuri ile tanıştık. Üç buçuk kilometreye yakın olan bu tüne! git git bitmiyor, Tren- de bu tünele mühendisler Türk Semplc- adını e Bu tünel Türk mi ileri büyük bir muvaffakıyeti ledi liyor. Şimdiye kadar böyle ağır in- şaatı bizde ecnebi mühendisler yapıyorlardı. Bay Ali Çetinkaya- aın dediği gibi Türk mühendisi artık fenni rüştünü isbat etti Fa- kat bu hattaki tünel ve büyük büyük köprülerin bolluğuna diye- cek yok. Tamam 37 tünel geçtik. İlk defa şimendifer gören bir ep geçiyorduk. Bir ihtiyar.. İki 70 Trene vasıtasına nakil m şaşırdık.. Trenin önü gelince ba — Beni dean... Ber! “5 o AKŞA Bereket ket getirdiniz... Filyosa ilk giden trendeki muharririmiz! gördüklerini anlatıyor Ilk defa treni gören ihtiyar köylü: «Aman ne rahat, bu ne hızdır yahu...» diyor kilometrodaki köprü beni de tım var. Bineceğim., alın Hem i büyük sopasıni sallıyor hem de bağırıyordu. Tren durunca, ihtiyar atladı. aldi sm sevinci görmeyiniz. oturup ka Aile ne rahat.. hızdır yahu... diye tren in mütalâa beyan ediyordu. Bir aralık trende: — Deniz.. deniz... deniz.. ses- leri yükseldi. Bugün de Kara- denizin en coşkun günü idi. Yük- sek dalgalar beyaz köpüklerle th kıvrıla, biribirinin üstün- den küçük birer şelâle gibi kaya kaya sahile çarpıyor.. Filyoslular bando muzika ile hsus olmak üzere bir de Ankaraya telefon hattı uzatıl- mış.. Bununla İstanbulla da ko- nuşmak mümkün, Bütün davet- liler, etrafında köylüler tören başladı. Ateşli söylevler söylendi. Bayındırlık bakanı bizimle her mesele hakkında uzun uzun gö- rüştü, Bir aralık yorgunluktan bah- setti: — O kadar meşgulüm, o kadar yoruluyorum ki... Amma biliyor musunuz.. böyle işler yolunda gittikçe ha ne tatlı yorgu! önüşü ve bakanla görüştük. lerimizi ayrıca anlatacağım. Hikmet Feridun Selâmi İzzet Kayacan TIYATRO yan 7 ii kitap eye tiyatro akkında temre yaz. oi kesil beşe debkyak in e bg hemllrinde ii m kaldığına eli Her kitapcıda bulunur, Fiyeti: 75 kuruştur j Bayındırlık ğnkuni GAY O ki.. Beş seneden evvel bütün hatlar bitecek Fakat şimendiferleşme işinde durmıy#* cağız, — hatlar yapmağa başlıyacağı? k ç mütemadiyen alı, İm ya, dık... İşte bu gazeteciler böyle- dir. Bir kere insanı ele geçirdi- ler mi bir daha kolay kolay bı- rakmazlar... Sordum: — Bakanlık hayatınızda en ehemmiyet verdiğiniz şey «ken- y di yağımızla kendimiz kavrulmak, kendi işimizi gene kendi elimiz- le yapmak» siyasetidir zannede- rim. Öyle değil mi? Dünyanın en demokrat devlet adamlarından biri olan Ali Çe- tinkaya gülümsedi: — Evet, buna ne derece ehem- miyet verdiğimi tasavvur ede- mezsiniz. Kendi yağımızla kendi- miz kavrulmak, kendi işimizi kendimiz görmek. İlk bakan ol- duğum zaman ecnebi sosye- te Diyarıbekir hattı için mun- Bu- slar da olu- zi bir imtiyaz istiyordu. nun etrafında tema: yordu. Ben bunu durdurti « Ergani - Diyarıbekir (o hattını bizim kendi mühendislerimiz yapmalı im. Ve bir kaç gün sonra açmağa gideceğimiz Diyarıbekir yolunu işte kendimiz yaptık. Bundan sonra da hiç bir ren yaban- cı eli 2 Ecnebi şöğilzi-mii elinde- ki ei işler? — Zai azla ie şeyi kendimiz acağız. Memleket işlerinde kendi a ve bir tek şey Yy. Bu sırada iye - Irmak bat- tının elektriklenecek kısmından bahis açıld — Bu ekini gayet kolay ve ayet ucuz olarak elde edeceğiz. Elektriği ele çıkaracağız bi liyor musunuz?. İşe yaramıyan kömür tozlarından, kömür kırpın- tılarından.. Bu elekrik bize pek ucuza mal derece işimi- — Zonguldaktan trenle ne za- man de e Orta Anadolu içi igin ae lin 1936 senesinde.. yani gelecek yıl.. d'ferlorma pro — Hi bitmiş olacağını sanmıyoru! “ selâ hat Diyarıbekirde değil m Burada da durmıyacak, Vana hududa doğru inşaata de edeceğiz.. şimendiferleşme işin Meya aca - ee yeni hatlar le m için » bir şef — Ereğli”! Şadi ei bir Z manda yapılacaktır. Bir ei bu işle meşgul oluyor. d Bu sırada Afyonda “diki!6“ iki büyük âbide mevzuu bah*' et, u. Âbideler için: on derece güzel... Şimdi? kadar yapılan âbidelerin en gi zelleri.» deniliyordu. Bay Ali Çetinkayaya sordun” Hakikaten ikisi de nefis” Size bu âbideleri anlatay!”.. Âbidenin biri dört cephelidir. dır. Birinci cephe dusunun Afyona girişi. Türk * 8 Td keri, elinde Türk bayrağı bez askeri karşılıyor.. halkla “a # biribirlerine kavuşma! Tıyorlar, öpüşüyorlar, Bu lâvha çok müessirdir. yi ikinci cephe: Atatürk, için harita üzerindeki me rihi WE ri süz rini yapıyı Bu da aye Üçücü cephe: iş ti lupınarda boz Hezime tere top, talik eekasi kö ördüncü cephede Ata göl Bu b, güzel bir portresi. cephenin anmak kaided€ gi düşman yere serilmiş. ve bu” göğsüne ayağile basan, », BE mehabeti ve heybetile bir ki Bu eg çehresi, Ata! çehresi: 4 kii anla Afyonda di üşen tayyareciler içindir. d sütun üstünde kırık yi bir Ki Büyük rece mü devlet adamı ayrılırken: anlığa uğrarsan7 geli âbidelerin resmini en N