Sahife 8 Bütün İzmir matem içindedir, kaza hakkında tahkikata başlandı Geminin suvarisi ve mürettebat nezaret altına alındılar ir 13 (Akşam) — Mo lar vali Fazlı Güleçi ziyaret ede- rek taziyelerini bildirdiler. Der daireler, limandaki -apılacak ri cesedleri merasimle def- edilecektir. ilen hastane, otel ve hamamlara ( yerleştirilmişlerdir. Vali geç vakite kadar kazazede- dolaştı, vaziyetlerile yakın- dan alâkadar oldu Kızılay kur- tarılanlara elbise, sıcak mek dağıtıyor. Kurtarılanlar 125 kişi idi. Üçü hastanede ölmüştür. Komiser Be- şirin karısı Sabiha da hastane- de ölmüştür. Urla ve Kilizman sahilleri va- purdan çıkan eşyalarla doludur. Jandarma ve bekçiler yükleri topluyorlar, Daştan kara edilemez mi idi? izmir 13 (Akşam) — Müdd. iumumi osüvariyi dinlemiş ve kurtarılanlarla kaza mahalline — yetişen İtikbal v. undan izahat ş den ka: et- fiğini, bu sebeple ili iş letmeğe imkân kalmadığını ileri sürmektedir. Yapılan tahkikattan vapura fazla yük alındığı gibi bu yük- lerin de iyi istif edilmemiş oldu- ğu anlaşı! tadır. Bazı yolcular, Cc esnasında mürettebatın sandallara atladık- larını ve yolcuları kendi halleri- ne bıraktıklarını söylüyorlar. Bu hususta da tahkikat yapılıyor. İkinci kaptan im bir si içinde denize düşenleri topla- mağa çalışırken sandala bir çok Mİ asılmış ve sandal ştır. Besim yüzerek Urla sa- biline çıkmış, fakat rap ayak bastıktan sonra ölmüş! izmire bir heyet gitti İzmir 13 (Akşam a hakkında tahkikat yapmak üze- meydana çıkaracaktır. Tevkif Kn kimse yoktur. nız kapi mürettebat ne- aret altında belimi orla Geldi kaptanlara teşekkür A ( ihba- kanı Celâl Bayar halen açık de- nizlerde bulunan Pola vi telsizle bularak süvarisine İnebo- lu gemisi yolcularının kurtarıl- tikbal şilebi (o süvarisine y- ni mealde bir telgraf yollamıştır. İnebolu vapurundan kurtarılanların isimleri İzmir 12 — İnebolu vapurun- dan kurtarılanların © hüviyetleri- nin tesbitine başlanmıştır, İlk ola- rak hüviyetleri tesbit edilenler şunlardır: Abdüllâtif oğlu Muhsin, paya oğlu me Manisa Mehmed, oği Merzil et, iye, mel ğ oğlu İbra- him, Çeşmeli Rifat oğlu Nezaket, Çeşme- li Nezaket kızı Lemi polis Osman oğlu N: ns Mesru- re;iç yaşında oğlu Ni a oğlu Nuri, Eskişehirli Hi ğlu Sadık, Silif- keli Ali oğlu z oğlu Mehmet Ali, Antalyalı Hasan oğlu İlyas, Kuşada £ oğlu Ce > sambalı Mehmet oğlu il n brahim, edeli Nuri oğlu iie Fe seren Vedinalı Hakki dullah kızı Ze alan im in m Ayşe, Adanalı kızı Coya, a) Ali kızı ei ( NN ı yaşında) Antalyalı lu Hayati, Rifat oğl emal, Seleme Ma ei İsmail oğlu Al — Salih oğ- lu Nuri, İstanbullu Hasan oğlu Hürre; ekli irani yatırılmışlardır. İnhisarlar W emuru Mehmet ka- rısı Huriye, ekli kia, oğlu Mecdi, Ordulu Murat oğlu Kümül, Nuri oğlu Mustafa, yağcı eli ia işimi an Antalyalı Hasi zim kızı Ayşe vi e am oölu Salim, Kâmi oğla | imi üçüncü aris imi, makinist Nevzat, Bedri, Mülâzim Tahsin oğlu Bedri, mürettebattan Ziya, Abdürrahman, yağcı Recep, men ati, yağcı Recep, ser dü li, ambarcı Hüseyin, kamarot Salih, ateşci Mustafa, ahçı Tahsin, ateşci Sri see İn ateşçi Davut, yi- , Dervi ömürcü Mehı ağcı Mustafa, afa ee İhsan, büfe- Vahid, şehir oteli. v5 marie tarafı birinci sahifede) ae omi bakanlığı kazaya uğ- rıyanlar ve kaybolanların İis- ti ayrıca neşredecek, kaza- nın sebeplerini önem ve süratle araştırarak, icaplarını yapacaktır. Bu acı hâdisede canlarını kay- betmiş olanların ailelerine ye letim ve a adına tez lerimi sa rine ei liz iştirâk ede geri uğrayanları o kurtar- mak için,Pola gemisi ve İstikbal şilebi tarafından gösterilmiş olan büyük gayretlere alenen teşek- kürü de bir ödev sayarım. dm” H AKŞAM İnebolu vapuru nasıl battı? Çarkçıbaşı, üçüncü kaptan, telsiz memuru ne Daimi izm — ifadesi- ne yağ Mi vapuru vi delinmiş ve $ rak amudi surette mıştır. ee bu fikre ii âk etmiyor. Çarkçıbaşı Be ki: «Gemi amudi bir pie batmiş değildir. Yana yatarak batmış- tır, Altından su almamıştır, Kap- tanın söylediği gibi kazan pat- laması yoktur. Bence fazla yük alınması bu işe sebep olmuştur. Gemiden en son ben ayrıldım ve kazanın pat- lamaması için bütün boruları açtım.» Va; üçüncü kaptanı Ra- mi de in sözlerine mümkün Ji a çok ii oldukla- rini işaret etmiştir. > memuru Ziya şunları an- «Gemi fazla yük yük- ineye su geliyor» duydum. Süvarinin yanına koştum. Mehmed Ali Mz vaziyeti anla! Garip gaş baktı. Bir şey ik Tek- rar ettim, gene bir şey söyleme- di, Bunun üzerine fır. ladım. Yeni Kaleden bir vapur geliyordu, hemen işaret verdim. Sonra telsiz direğine koştum. Gelen İngiliz vapurundan imdad istedim. Cevap aldım. Bir ara- > makine dairesini su bası ze Km Yolcular. vapurun çok fazla nu, kamara pence- ei gömüldüğü- miş- söndü ben denize at- izmir velisinin. sözledklei | Dün akşam geç vakit İzmir va- lisi: bay Fazlı Güleçle telefonla görüştük. Bay Fazlı bize şu taf- silâtı verdi: isenin ne suretle cere- yeni bir ma- yan ettiği hakkında lümat yoktur. İstanbu ldar bir fen heyeti eket etmiştir. Yolcuların bindikleri iileldi: den malümat istedim, kimleri: boğuldukları bu suretle anlaşıla- caktır. isimlerini taşıyan dır. tünde elbisesi bile yoktu, İiyet ciheti henüz tesbit edi Yniştir. Bu itibarla tevkif edil. kimse yoktur. eek nl tarafın. ek, çamaşır verildi, isti» ile d. emi rahatleri ve tedavileri tem dildi.» amana Ge Buüyanlin | Güzel bir baş tuvaleti yüze şıklık verir. bs briyantini, saim e sabit ve fovkalı gayet mutedildir. 13 Teşrinisani 1935 bir halde çıktı ki liste değil, üs- YASEMİNLER ARASINDA Yazan: M. Uygaç ak ki Ped- rito ile mücadele edemiyecektin, onun ol tın. «— Hadiye, sen daha beni bil miyorsun. — Allah büyüktür, yavrum. Biz onun takdirine boyun eğ mekten başka bir şey yapamayız. retta taraselerin üstünden sabah aydınlıklarının yükseldiğini görüyordu. Ağarma- ğa başlıyan gökten gözlerini ayır- ierik ağır ağır tekrar etti: Sen daha beni bilmiyorsun? İl sustu. İradesi gittikçe kuvvetleniyordu. Güzel yüzünde yeni bir ışık parladı. Yeni bir uğraşmış olacağını dirinüyorde. Fakat bir defa hürriyeti ve aşkı için müca- deleye atılmıştı. Sonuna kadar gidecekti. VUR Didime ile Nahid şimdi eskisi kadar sık görüşmüyorlardı. Di- dime kendi a tarzının Na- hidin hoşuna tmediğini gör- olursa işi gözünden kaçırmak kabil olamı- Böyle olmakla beraber Didi- n uzaklaşması da bir şüphe uyandırabilirdi. Onun için, ga- yet ihtiyat ediyor, sıhhatinin müsaadesizliğini ileri arap sanatı hella bazı li kat ile meşgul olmak dan bahis açıyordu. Didime büyük bir minnettar lik Mall bağl oldüğu Türk gencinin sözlerine tamamen inan- ığı için acıyordu. Daha bir iki kere onu Frek - el -luzun evine götürdü. Fakat bu çılgın eğlen- celerde Nahidin keyifli bir ar- kadaş olmadığını görünce artık onu mukadderatıma bırakmaktan başka bir çare düşünemedi. — Görüyorum ki, dedi ona, be- temin eloksliyie! eğlen- celer senin hoşuna gitmiyor. arzuların- » Seni bu zehirli kadehten içmeğe zor- lamak istemem. ee bildiğin yol da yürü. Gene gayet iyi dost olarak biribirimize bağlı kalı- rız. Ne vaki ersen beni bulursun, görü; - İşte hakiki bir dostluk hissile biribirlerini böyle serbes bırak- mışlardı. aptıklarını, nasıl vakit rini anla mak için biribirlerile meşgul de. gldiler, Nahid yalnız sayılamazdı. Bü- daldığı maddi ve âdai rin cazibeleri içinden sıyrılıp çı- kari iki yükseklikle- rine SAA na Akdenizin en te- elle bir gece din. ir hikâyenin içinden te- bessüm el Geçirdiği hayat onun ruhuni bu temiz aşkı bütün iştiyakile Mei iie er id çok geni ve ken- disi vi OE ona dal mıştı. Onun şiirini ve musikisi- ni ilâhi bir vahi ve ilham gibi mi yinddez ve yauazzez. görüyordu. İn di miz seması Tefrika No. 39 m sile penceresinden bu mi yı uzun uzun seyrederdi. Ambreita çok uzakta değildi Onu tekrar görecekti. Evinif j nünden , gözlerini bir pencereye! kaldıracaktı. nın gölgeleri içinden aydınlığf doğru bir canlı çiçek uzatacak tı ıdan, gözleri aşağı” çevrilmiş, gülecekti, 4 Arkasında gök gibi mavi Pİ esvap vardı. Göğsü çıplaktı VW saçları pırıldıyordu. Kırmızı sa m iri alnına kadar büti çehre: seven bir kal Mazi emin hr görülüyordu. Bir rüya çiçeği gibi karanlık pen” caklıyorlardı. Nahid anca! için hayatın hiç bir mânası kar mamıştı. Ambretta bir akşam yolun” kimsesiz insan gibi mii arayan . bir. kendisinin yanında tı. temi ayatta irinli üzere yollari! üneşli ve s29” -doğr* bir gü mizliği hiç ayrılmama! birleştiriyorlar, detli bir hülya idi GE KEN Nihayet ç kız kalbinin bütün tet ve iyi ile ona; eni isime demişti. Sonra, başka bi m: j nin viii Shan de miş ve kendisini tamamen aşkın? terk etmişti. Nahid bir nar r bahçesinde Li bi sizlikler içinde sönmüş bir “a değildi. Ambretta da o güne kadar if renin önünde ere in geçişini seyreder bir ki ün ve melâl hastası iken şi hayatın aydınlığına gibi neşe ve dei içinde yordu. Neşeli bir a aşkları, rın çizdikler BEL çiyniyerek birlerini bulmuştu, öi leri” önünde bir takım mülâhaz mi dan mürekkep bağlar yoktu. ve nız bir nar bahçesinin çiçek yaşıyordu. Biribirlerinin olmaları u beşeri bir şefkat, daha rin bir samimiyet canlanm” > Gs > il ka' Yüz insesi” ududu unut