Sahife 8 AKŞAM —— Istanbula bir Alman “Dil bilgini,, gelmişti, Türkçe öğreniyordu... bu, çok xorlu bir işti: Çinceden beter olan eski Arap harfleri Onu fazla ye fakat dönmedi geri: Sonsuz bir çalışmayla, bu beresi yendi, Şu, eski baş, belâsı “Elifbe,, ği emek: orup öğreniyordu: Şu nedri?.. Bu ne demek?.. lik okul talebesi gibi kendini yordu, Altı ay geçmişti ki, Yazıp anl Alman, üç sene ii şanbalda “nema Evine Türkçe bilen bir de uş Fakat göndermiyordu ne pazar, ne sildik Onunla şam ber gün karşı karşıya, Iyi öğrenmek için, konuşuyordu Türkçe, Bu çi sürmüştü nice ay gündüz, gecel,. * “Tosun,, adlı uşağın bir de karısı vardı, Saçları, genç yaşında, bütün akla dolmuştul.. Çok ihmal ediyordu bu adam karısın: Madam verebilirdi ömrünün yarısını Türrçe birçok nacar Mlatipede onal.. Iman merak azalır rl mani, destana, Biye “Kafiyeli bir söz söyleyim sana, “Bona ba grid enin karşılığını söyle?.., Tosun ona diyordu: — “Bu işten vazgeç hele, “Çok Türkçe bilsem bile, sana ben denk olamam, “Destan hiç okum ti m, kafiyeden anlamaml..,, Alman vazgeçmiyor: Oyunu kim kazandı? Yazan: Necdet Rüştü — “Sen söyle, ben bulayim, Mi nb agi ri mat olayıml.., ylıklı uş Mele “Pel kli e gire Eri in razı, Söze şöyle başi — “Adıma derler: Tosunl..,, Alman da ona dedi: — “Denizde olur yosunl..,, Tosun gene söyledi; — Memleketim Harputtur!..,, Alman da me verdi : en malı putturl.., Gene söz ei Tosun — “Babamın adı Hsaan!..,, Alman hemen atıldı ; — “Olmasın sakın tasan!..,, Tosun bu sefer dedi; — “Bu oyunu beğendim !..,, Alman Mai buldu : “Ben Sa öğrendim !..,, Bir gündü.. Me eve bir hindi alman, Tosun ale. la alpin, geldiği zaman, Bir selâm vede “Hindi ali sakladım |,, Alman ansızın dedi: — “Karını kucakladım!...,, uşak işitince almanın be s ağ Fal taşı gibi açtı ona iki gi Alman baktı, adamın ii yere değişti, Halbuki bu sefer de in söylemişti, Ona El için, d “ lum “Ben bu işi İaşe sözüne söz uydurduml..,, —5— Tosun o günden sonra sokulmuştu madama, Madam da ısınmıştı bu saf kalpli adama; Sabah, yanına alıp, çarşıya sirin Gündünleri oturup ahb. ie ediyordu |. Bir gün de Tosun dei ii e Almana: 30 Teşrinievvel e müracaat etmiş egri Eda daha vardı. Annesine onu fercih ettiğini söy- liyecekti, Ondan başka hiç kim- ede- . Onun düşünmüşlerdi. Kışa kadar bek- leyiniz, kışın İtlyaya gideriz, ora- da o Floransalı genç ile rim derse bu sözünü dinletebile- ceğini ümid ediyordu. Birkaç ay kazanmak Ambretta için 'unusa manın kati kararını vermiş oldu- guna bir delildi. Bunu düşününce, Ambretta ayağa kalktı. Güzel ve küçük noktasına RP mak "kendisi ta- n etmek hususundaki azmini Le iner ag Başkalarının erek ık bir kabarık ayıplıyanlar ne isterler- se söylesinler, Ambretta içinden geldiği gibi Obhareket edecekti. Me ima gibi bir hayat sü- ei bu karar ile mn yepyeni, taze bir. kuvveti — örizorim Yüzü tekrar yi leşmişti. Gözlerinde yeni bir pa- — “Haydi, cevapp veteyi Alman şu sözü dedi: — “Doğduğum yer Berlindir!..,, Uşak ta şöyle dedi: — “Karını kucakladım!... Alman biraz şaşırdı, savurdu bir kahk il, dedi: — “Öğrenemedin sen söz bulmayı dahal..,, Kurnaz uşak atmıştı ileriye bir adım, edi : — “Söz bulamadım, fakat bu işi yaptım!... rıltı a olmuştu. Eskisinden çok güzel görünü- RE — Bak, Hadiye , görürsün! edi. apmak fikrindesin, — Annene karşı mı gelecek- — Bunu keme ben an © Habeş muharipleri haber veriyor. Yukarıki resimde H. Ababaya girerken görünüyor. Son zamanlarda, cepheye gitmek üzere, Adis Ababaya bir çok kabileler efradının geldiğini ajanslar Kek? beniiaiım garp tarafından gelen bir kabilenin omuharipleri Adis um koru: — Benim için gi vğen et, Hadiye. Nasıl bir mücadeleye girişmeğe hazırlandığımı ben biliyorum. Fa- orkmuyorum, — Biraz beklesen... olmâz mı acaba? Ne bekliyeyim, Hadiye? Beklemekten ös İr ze çıkaca- ğını ml 3 ear Iki başka i iyi yi bir yol bu- Daha iyi — er hayır, Ben kararımı verdim. ae tacığım, kendini ne kadar sea bir tehlikeye attı- Zını iyi düşün. — Hadiye, ben çok düşündüm. e in çıkar bir yol göre- — N yaz Hadiyeyi dinle, yavrum. Burada kalma. Sevgilin seni buradan alıp götürsün. Bi radan çok uzaklara >. Kimse senin izini bul — Ben ona böyle bir pl me yemem. ığımın güzel sevgili- sine bunu ben söylerim. — Olmaz, İepeşi —N az? Neden kor kuyorsun el Düşündüğün * İİ nedir? — Korkmuyorum. Fakat bu- — Söylemiyorsun. Çünkü . hic YASEMİNLER ARASINDA | — Şu halde, mutlaka biri söy“ lemek lâzım, Bunu ben üzerime alıyorum. — iyi olmaz, Hadiye. Belki onun aklına başka şeyler gelir. — İnci istiyen denizin dibin- den mine Sen daha bir çe kapalı yim sun, Hadiye o kadar çok şeyler gördü ki şimdi gözleri yorgun dur. : — Hayır, Hadiye: Ben ona: Al beni buradan kendisine bir sıkıntı olurum. Nas hid çekingen gayri ll kaçar bir adam. tta yak nız olmayı sever. — Çocuksun, Ambretta, Gözle- yürüyorsun. Hangi lar çölde ava çıkarlar; «Simun»- dan korkmazlar; susuzluk, ölüm, hiç bir şey onları durduramaz. Fakat bir defa kumlar ortasın yl bir vahaya geldiler mi, hur* ağaçları ve bahçeler ara“ li be bir su buldular mi iş değişir. cesur bir adam bile ömer ölebilir, Fa da ha ne bilirsin, yavrum! ha gözleri kapalı bir eN Bir gün, vahanın çeşmesine, tes“ tisi rm genç Hadiye geldi. du ve konuştu, gideceği yolunu unuttu ve orada kaldı. Sen yavrum, daha bunları bik mezsin! adam tel rar nin içinde, hecinin üstünde onu?” la beraber bir kadın da seyahat ında kalbini zaptetmişti. oÇöl üzerim kervanl urduğu bir vabs* da geçmişti bu vaka.. Hadiye sustu. enirette gülü" yordu. tiyar süt ninesi, onu” hakiki anası, genç kızı m kalbin” deki fırtınaları dind mari” Onu sakin yollar# fetini bilirdi. ötür İhtiyaf ek sırrına vakıftı, ş büly bahse başlayınca Ambretta onU çocukluk senelerindeki gibi ha“ ranl ve memnuniyetle 'di erdi. İn onun kalbine sü” ün vermek ak lerce si hikâyeleri anlatır, anl?” tırdı.. Şimdi, kendisine mahsus Pİ ifade tarzı il âsi ruhlu, ©* cü bu. — Yavrum, ihtiyar Hadiyeni? haklı le hissediyorsun, de gil mi? — Ah, sen benim annem ok saydın! ii (Arkas v5