19 Ekim 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11

19 Ekim 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tefrika No. 157 TAOLAR. CENGiZİiN O İSKENDER FAHREDDİN I ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR ĞLU “İnsan, kendi elile ezip sıktığı, kendi elile güneşe bırakıp keskinleştirdiği vu bir meyva suyundan zarar görür mü, yavrum ?İ,, “Üzüm suyundan zarar ye mi 1, akşam önünde dola- şan lilerin. sözleri ıslaktı. Sa- ray halkı çok neşesizdi. Akay saray muhafızı (Tuga)yı gördü.. bu tatsızlığın sebebini sor- du: ok mu hastadır?. Tuga başını sallıyarak cevap verdi: — Hayır, Hiç bir hastalığı yok. — Herkes ondan bahsediyor.. ne var?. Bu göz yaşlarının, bu ses- di elbette bir si ola: hi uga soğuk kanlılığını muhafa- nn rdu: — Bir şey yok im ya. Dün or, Bi disini çok sevdikleri için ağla- mış olabilirler. Mi a korkunç bir şüp- he düşmü; — Ben Ye görmek istiyorum, ın Bulgar iline hareket lie İz Gitmeden hani bir kere daha ziyaret etmeğe e Tuga, Akayı ö; — Han yatıyor. ii göremez- sin! — Ne vakit görebilirim?. — Belki yarın., belki de öbür- nn... Akay şaşaladı: ME ne yi Tugâa? Han fazla uyku kle Şimdi ö günde bir kere mi uyanıyor Tuganın a taşmıştı, Akayın kolundan çekerek, sara- yın loş dehlizleri arasına götür- dü: — Senden saklıyacak değilim ya dedi. yarın yola çıkacaksın di- — O halde büyük bir kederi olmalı. . — Ben de senin gibi düşünüyo- rum!. — Kendisine derdini soran ol madı mı? — Kim sorabilir?! Han çocuk değil ya, Bir yerinde iztırabı olsa, tabipleri m rmıyor mu? Mil Güm. haber vermediniz mi?. Ge ap da kardeşinin bu > Hinden ç Çagatay U aj ilinde içki- yi sale ei kadar azalt- mıştı. Burada gene başladı de- mek?, — Han onu yeniden alıştırdı. aydi git, Çar? Hi ver, Karde ini uçuruma düşmekten İmtan şi çi — Gide İemem, Burada beklemeğe mecburum, Gitsem de faydasız. Çagatay kardeşinin bu halini dün gözile gördü: «Onu içkiden kur- tarmak Da değil!» diyerek çi- kıp g itt e Sen hani göreli kaç saat ol- e — Bir saat önce yanında idim. Şarap kadehini bırakıp kımız ta- sına sarılıyordu. Bugünlerde hiç kimse ile görüşmek istemediğini söyledi. imi bile yanına kmuyor. Prenses Ankin ve Tu- rakina birkaç kere kendisini gör- meğe geldiler.. kabul etmedi.. ya- tağında yatıyor. Onu baygın bir halde bıraktım. Umarım ki, bu ge- ce sabaha kadar ayılmadan uyu- yacaktır. Akayın ve rare (Dağ- ların kızı) hanın derdini anlamak istiyordu. Böyle in ken- dini içkiye kaptıran Oktayın derdini Akaydan başka kimse an- lıyamazdı. Tuga, dağların kızından ayrık dı. Saraydaki sessizlik gittikçe de- b il de eg büyüyor n kari hığile Ve ie saryrdu. x kay sarayın bu korkunç ve bo cu m içinde daha fazla kala, ıı, Çinli filozofun evine k. tu. ayar orada, filozof Kanonun evinde geçirmek istedi. Kanon iki gün önce Oktayı gör- müştü. Akay: — Ben de bir hafta önce gör- müştüm, Hanın bir şeyi yoktu, de- di; Kanon: — Gene bir şeyi yok. Biraz faz- Taca içmiş. Bundan ne çıkar?. Bir insan şarap ve kımız içmekle öl mez ya.. Di ler yüzle —— Evinde ağn sini iz bir oda açtı: — Geceyi burada geçiriniz.. ya- rın sabah kalkınca saraya birlikte gideriz ve hanı ziyaret ederiz. Akayın gözünü uyku tutmuyor- du. Kendisine gösterilen odada ya- tamadı., Kalktı. filozofun odasına gitti. geceleri pek az uyurdu. Henüz yatmamıştı.. kitap okuyor- du. Akayı görünce ayağa kalktı: — Uykunuz kaçtı ise, size bir kadeh be Me Çabuk rahat uyurs! Dedi. Akay mi iri pen fun yatağını EZ ln mmm Ok- taydan siva ii yıl uyum. sam, göz yku girmiyecek. Se nin teneililerine, b yem ih- tiyacım var! yorsun, koca filozof?. o peri bir zarar gelizi mi? Ben içkiden çok ni Ka non — İnsan, bedi elile ezip sıktı- i elile güneşe bırakıp ii bir meyva suyun- di rkar mı, yavrum?! Şarap insanlara zarar verseydi, bizi ya- ratan topraklar, üzümü halk eder iydi?. (Arkası var) Satılık imz yatak Tekmil ez ok İngiliz gazetesi ilân ura Nure dinemüracaat. “Telefon: 24240 Çocuk iyatrosunda! Ko 7 inci sah Neyire Neyyir zaten küçük seyirler sahneden daima ko- tedikleri şeyi sahneye beğreili yorlar.. Bütün tiyatroya çocuklar hâkim.. Piyes sonunda bütün artistler Çocukla» a hangi sanatkârla tanışmak is- tedikleri soruluyor. Bu artistler kendilerine birer birer takdim ediliyor.. Yanım. i z vardı, , Tek başlarına kalkmışlar, Büyüğü 3 ” : E: söylerken bu güzel teşebbüsü alkışlamamak imkânsiz- dır. Çocuk tiyatrosunda herşey gü- zel fakat samimi li bir adad bi amı git ler, medeni iile kendisini bı- akmıy ad mı görüyor p — İmi hı olur.. Sen gâ- vursun.. diyor. Dekolte kadınları görüyor: — Bu çıplak kadınlar müslü- man mı? Ey ahlar olsun.. diye dövünüyor.. Padişahlığın kaldı. rıldığını duyunca düşüp bayılı- yor.. Kafeslerin, çarşafın, peçe nin ağ işidince hasta- lanıyor.. unların karşı- sındaki yeni insanlar peçenin, çürçitim adil) Leri ea kaldırıldığını bunların fayda- arını anlatmıyorlar bile.. Çocuk adadan gelen adamın: bunların lüzumunu kendi kafasi- na göre izah ediyor, we bunların KE in dair tek şe; söylemiyo: Tıpkı büyük bir sahne eseri olan bay Yakup Kadrinin «Sağ. nak» gibi.. Orada da tez yanlış, ters en lır bir halde idi.. Hattâ bunu olarak ri Halbuki yeni insan- ğa emmel ” insa Ek Miili lâzımdı: Hikmet Foridan Yurdun toprağı kadar onu işleyen ve koruyan nufusunu m lâzımdır, iz 20 İIKTEŞRİN - PAZAR k olan e apılacal nüfus sayimında sorgulara vap vermeliyiz. ks Başvekâlet İstatistik Umum Müdürlüğü KAM o . GE er akşam bir hikâye Büyük tüccar bay Nuri gülümse- 8 — Ya işte böyle hazretler.. ilk genlğimde mutlaka şair 7 arar vermiştim. Taş çatl şair olacaktım, Allah korudu adım, Yoksa yırtık pabuç a- yakta, yağlı saçlar ensede şiir to- marı koltuk altında sürt Allah kerim Şiire özendiğim vakit bir gaze- tede büyük bir şairin ete o kumuştum. Şair diyordu « Yeryüzünde şiiri doldöran şey aşktır. Âşık olmıyan şair olamaz. Aşkı duymak, aşkın şiirini kav- rayabilmek için bir kadın nün derinliklerine uzun uzun dal- mak, sevmek ve sevilmek lâzim- ar.» EE © gözü- Bunu okuyunca kendi kendime: — Tevekkeli değil, dedim, bir türlü beceremiyorum. halde ilk önce âşık olmalıyım... Ondan sonra şairlik kolay... Hani insan nasıl evvelâ liseyi bitirir de sonra üniversiteye geçerse ben de evve- aktım, sonra da şair... âkin kime âşık ol ve inlerine MA dalıp i?. Kime âşık li olsam?.. Her dem ki, bir şair için vezinden ge evvel aşkı ilmek lâ- arasıra bize gele; ekâr ölen dayım- la fıkırdaya MEME, gıdıklani- yormuş gibi güle güle bir konüşuşu vardı ki, görmeyin... dim. Bazan gözlerim güzel dekol- tesinin arasına, beyaz göğsüne dalsa kırmızı dudakları için- den yüzüme sigarasını tatlı tatli üfler kulağıma yavaşça fısıldardı: — Çapkın.. derslerine de böyle dikkat etsene.. derslerine de böy- le dalsana.. O zaman fena halde utanırdım. Kendisine âşık olduğumu söyle- sem kimbilir ne kadar ei a lay edecek, belki herkese da; e cak, eve karşı da a olac. . Bunun için ona âşık een vaz geçtim. Hem ben şöyle mantik bir aşk arıyordum. Za- it ince, hattâ veremli bir kız... geceleri mehtaba kar: şıpır da şıpır ağlasın... S. döküp mehtaba karşı kitar 3 sın açik filân... Fakat gelde sen böyle kız bul.. bazısı keman çalmasını bil mezdi, Bazısı Ladam Okamelya gibi verem olacağı yerde inadına işmandı... Nihayet aklıma amcamın kızi geldi... wii verem filân değildi amma İ) çalardı.. şen bir kızdı. — olursa olsun, kendisine u?. Diyec. .. İşte bendeki toyluğu bundan lin havai mavi kâğıtlara s0- | uk mürekkeplerle yazdığım şaira- larını odasının ka- pısından içeriye atıyordum, Ona rluyor, ıkına sıkına mağa çalışıyor, limon öi sıktı- | Bir gençlik macerası | ğım gözlerimden bir iki damla a yaş akıtabiliyordum. Artık'muvaffakıyet başlamıştı. Demek âşık oluyordum, O halde şair olmam ındı... Nihayet Piraye yalin genç kız- bana adam akıllı yüz verme- ge başladı. Artık eskiden düşündüğüm gibi ayın ışığında deniz kenarında yanı yana dolaşıyorduk.. bazan bir ka- yanın üstünde saatl r üstadının sözleri. ni de le «Şair ve için z- kadının gü zel gözleri na lâzımdır.» İşte ben de bunu bol bol yapi” Yl Hattâ bir gece Piraye ka- yalıklarda omuzuma başını koy« muş, ağlamıştı ı Bütü; n düşündüklerim hakikağ oluyo: sil Adeta bir rüya içindö yaşıyor gibi idim. Öyle La ke doyulmaz bir rüya ki an ve aşkın bu derece tatlı alak ve bie miyordum. Lâkin ie geçiyordu. Şiir miir hak “e aşktan vakit bulami € uzun uzun dal ri tam iki sene geçti . İki samir neoldu biliyor musun eşimiz pek spam sorduk? Koca ol dum.. evlendim. Pi ile evlen dim. Büyük şairin sözleri beni şas ir yapm amma koca yaptı.. Evlenince de Piraye bana öyle tuvalet masrafları çıkardı ki, şiiri, şairliği bir a bırakıp büyük kazançlar peşinde koştum, ticaretg atıldım. Ve zengin oldum. Ven ne kadar isabet etmişi imdiki emer büyük şairin sözleri cektim. Zengin de olrmyacaktım, * (Bir yıldız) ' Radyo 19 Birinci teşrin cumartesi İstan! 18 Dans musikisi | (plâk), Çömik hikâyeler, Mesud Ces mil, 19,30 Hafif musiki (plâk), 20 Şex tiyatrosu artistlerinde İ, Galip konus ve 20.30 Bayan Bedriye Tüzün, ra 21,35 Son haberler, borsalar, 21,50 Ba ii BARA mn. piyano | Tefakatile, 22.10 Plâk neşriyat Dodan 19,20 Plak, 20,55 Budas Peşte orkestrası konseri, 21,15 Poldiri- ne Nemi e Guyaal operası, 24 C Prag, 20,50 Sakalar 21,40 Konser 23,15 Pak 2330D . lar, 21,40 Konferans 2 e Varşova, 21 pa e Si 21,4 yamlar, 23 Kon: Dans er nimetin paz İS musiki ve danâ ikisi, | a) ai okatliyana ii ya Gelâk), 20 e Varlı 20, 30 Ra: 3 de mi Soı AKŞAM GAZETESİNİN KÜÇÜK İLÂNLARI Sn ve iyi satmak, kiralamak için en emin, en ucuz ve en kolay vası« tadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: