12 Ekim 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

12 Ekim 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

eee e 12 lie 1935 Malta diğe demirli daran İngiliz filosu Maltada bir gezinti Bugünkü Malta bü yök bir istihkâma ie Her tarafta tel örgüleri, te tabyalar, ap kaleler görünüyor Pariste çıkan İntransi zetesinin Maltadaki öabt bil- iriyor: t ga- a Val şehrinin geniş ve güneş ışıkları altında pırıl pırıl yanan geniş caddelerini bırakarak “dolambaçlı sokaklardan Maltayı asırlardan rini mi eden istihkâmların vardım. Malta halkının oturduğu bu s0- kaklar, tamamile Rabat ve Fas şehirlerini andırıyorlar. Adım ba- sürü çocuk şında sizi bir buruna hoş gelmiyecek kokularla doludur. Bütün evlerin li d türlü ili ai ağ ai için asılı m Bu rın “yikandık sonra bile Mi rel Deniz La Valette tarafından görünüyor. Pakat de- niz kıyısına ai istediğiniz e eski kalelerin yük- oktur. Zirâ şehrin bulu- nan ve 1,800 yılında inşa edilmiş n başk olan eski istihkâmları a İngilizler, 'her fta Mm büyüklüğile gayri mü esip bir çok yeni istihkâmler, tabyeler, tel İngilizler tarafından inşa edil ina tabiyesini dolaşa- Ee bir plâj yeridir. m beş gündenberi ka- Milim Sebebi de muhtemel her ha; angi bir ihraç hareketine e kapatılmış Sen Polden sonra Mellehayı, Marfayı dolaştım. Her yerde ay- ni tel örgüleri, sizde acı ve elemli bir intiba Ouyandırıyor. İnsan bu taraflarda dolaştikça kendisi- ni müstahkem bir karargâh için- de sanıyor ve hâlâ bu taraflari serbesçe dolaşabildiğinden hay- üşüyor. Marfanın önünde adacığı vardır. Bu küçük ada da Cebelüttarık gibi denize düşmüş yalçın bir kayadan ibarettir. Bu | adacıkta yalnız üç aile oturuyor, Fakat burada Maltanın ve Gozo adacığının etrafında büyük üstad İspanyol Perellos tarafından in- şa edilmiş olan büyük ve yüksek a bi dır. Bu tarassud yerinde şimdi İngiliz bayrağı dalgalanıyor. adası da gibi müs- harp meydanının feci ve acı inti- baını duyuyor. Avdette, sabahtan beri kalbi- mi ve gay eğri bu acı intiba- ları silmek içi mavi sahili Yür Bini biraz dur- Selâmi İzzet Kayacan TIYA irisi SANATI kitap türkçemizde tiyatro kül vukuf ve ehliyetle yazıl- mış .— eserdir. Bu kitabı alıp okumayan edebiyat ve Liyatro se- verler see hamulelerinde doldu- rulmaz bir noksan kaldığını emin kai ihtiyat tedbirleri fik- İ timce ikimiz Zirâ bir san- “dalın bile, on yerden görülmeden İ olsunlar. — Her kitapda bulunur. Elueti: 75 kuruştur Vapurlarda yemek Iki şirket, yemek ücret- lerinin arttırılmasını istiyorlar E bakanlığı hasındaki vapurların birinci mevki ini ön: surette ekonomi bakanlığına müracaat yemek ücretlerinin azlığı yüzünden uğradıklarını bildirmişler ve yemek ücretlerinin Tonaj işi Karadeniz sahillerinde in- celme e yapan Türk vapur- lu! genel direktörü B. Mustafa şehrimize gelmiştir. B. li şirketle Deniz yok ndaki tonaj iş taksimine €sas olan nispetini muhafaza edeliimek için eski vapurlarını elden çıkarma- İ malarını mucib olmaktadır. Şirket, tonaj omikdarı daimi olarak tespit edildikten sonra yeni vapurlar almağa karar ver- miştir. Bakanlık etüdlerini tamam- layınca ihtiyaca uygun bir hale getirmek için tedbir alacaktır. Posta ittihadına dahil olmayan ecnebi memleketler: Senel liği 3600, al azlığı. Me üç aylığı 1000 kı tebdili için yirmi beş belik pul göndermek lâzımdır. ceb 13 — Hızır günü rl s sl Güney Öğln İkindi E 1055 1233 625934 12 Va. 430 68 12401 1507 1736 2904 ehane: Babiâli civarı Acımusluk Sok. 13 No. Cereyanlar, kitaplar: — m Sahife 7 Iki şiir kitabı ünekkidin işi soğuk kanlılık- la, m kapılmaksızın hü- g 5 » r, bir davanın adamıdır. Yazılarını okuyanı bir , <güzellik» temaşasi ilen çeşitten bir heyecan aramağa değil, birtakım «hakikatler» dinlemeğe, onları ka- bule, kendisile duyuş, görüş birli- ğine er, Onu okurken sa- un teknik meziyetleri- ne, üslübunun özgülüklerine (hu- susiyetlerine), hasılı söz sanatın- daki hünerine hayran olup da da- va tarafına bakmamak için insanın kafasını, biribirine biç ilişiği ol- mıyan iki kısma ayırmış olması lâzımdır. Bunu yapabildiklerini söyliyenler var... Nazım Hikmetin eserini beğen- miyenler sanata, politika işlerinin karıştırılmasına dudak bükerler. Bari itirazı sayim dikkat edilirse, politika kelimesinin manaları a oynamağa kal- kanlardır. Politika, durgun bir s05- yetenin gündelik hayatında çıkan meseleleri halletmek, oluruna bağ- ir beste tasavvuru pek kabil değildir. Fakat yançar o sosyetenin ha- yatında şu vi mesinin emeğini istemekse, sanat adamının buna karışmama- sını beklemek onun insanlık hay- siyetine hakarettir, sanat adamı, kelime- 'nin bu manası ile, bir: politikacı olmağa mecburdur. Zaten 1935 yı- lının edebiyatında değerli kim var- sa, Cinudel 'den Gorki'ye, yani ka- tolik sağ taraftan kommunist sol tarafa ni hepsi böyle politika- aş Hiç bir yöne bağlanmam: nın imi kânsızlığını, Andr& Gide'in de politikaya karışması gösterdi. Nazım Hikmetin eserini ihtirnsa kapılmaksızın tenkid etmi kân yoktur; çünkü bı yıp, ön- ları «kale almayıp» sade bir ba- kımdan muhakemeye manasız bir hareket olmaz mı?.« Bence Nazım Hikmet, Türk dili ile yazmış'en büyük şairdir; çün- kü ondan önce hiç bir şairimizd. onunki kadar tam bir görüş, ha- yata karışış yoktur. Çünkü o: «Ben hülyamı seyredeceğim» diye ken- di içine büzülen bir adam değil- dir. Çünkü originallik, ayrılık, ME ay peşinden bir es- eğil, «bir kavgan: ege Türk dilinin en büyük şairi Mehmet Akif değildir, Nazım Hikmettir, çünkü Mehmet if geri bir karganın neferidir, Nazım e ileri bir ki ıştım. Onun da şahsi elem, sevinç, al bahseden iş n nekadar üstün olduğ. ” Bar ile “değildir. Nazım Hikmet, sonra anladım. Beni, daha birkaç yıl önciye kadar inandığım ölü sanat fikirlerinden Geli Na- zım Hikmet «Ölü sanat fikirleri» derken ne kasdettiğimi, Taranta-Babunun (1), altıncı mektubunu okuyunca “gi larsınız. Orada «Kör olmak» lı bir manzume var; daha dört af önce in de o çeşit sözleri alkışlı- yabilirdim. «Kör olmak», şairin 1 olmaması A, sade- düşünceleri- mizi tehzil ediyor, biz bunu söyle- meyiz» diyemezler; onu imzala- yıp müdafaa edebilirler Taranta-Babu günün en önem. ki hâdisesi, Habeşistan çak fikirler, iddialar ile çarpışır. Taranla.Babu bir ideologiaya kar. küçük bir işsizlik ve iflâs istatis- tiği âve «etmiş, Şiirden belerlilaken şekil sö- zünü büsbütün bırakmak da kabil luklarından günden güne kurt luyor, daha çıplak, daha klâsik bir ğru gidiyor. Taranta- Babu'da A yol yeni tarzı ini eskisinden çok üs- tün görünüyor, Taranta-Babu ile beraber Nazım Hikmet, yergilerinin bir kısmını da «Portreler» (2) adlı bir kitap- ta topladı. Nazım Hikmet yergile- ri de, şahıslara karşı yazılmış ol- raber, yine bir ideologia e ka- Fakat buna her 2 olduğunu söyliyemeyiz. İşi sırf şa- hıs kavgasına döktüğü zaman da dikkati çeken buluşları yok değil. dir; karşısındakini oyaralıyacak, «disgualifiğ» edecek sözler bulur, karikatür çizer. Am Bunların en linde bile: Mi şahıslarla beraber ed m, keley»i kitabma simedeğime yazik etmiş. Nurallak ATAÇ (0) 1 cilt, 64 sayıfa, 50 kuraş. (Yeni Kil a i cilt, 62 sayıfa, 40 kuruş (Yeni 7 ÜTEŞRİN PAZAR | ve kontrol memurluğu vazife- etmeğe mecbur- (

Bu sayıdan diğer sayfalar: