Tefrika No. 150 CENGİZİ mmm İSKENDER TAOLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR NO FAHREDDİN ĞLU Akayla Ankinin boynundaki tılsımlı muskaları şaldırmağa karar vermişlerdi. Ankin. o gece Oktay dl için üç kere öptü ve (Ankin)| in mukaddes gerdanlığı. bir- <i gezemiyecek, belki de nın adamları tarafından öldürüle- , cı — Oktayın karısına birkaç li söz öz verdiği halde, neden An- sar bum gözünden düşüremi- Ye Mala bu işleri becere- mez adam değildi. Oktayın kü- çük oğlu Kutçunun bile, Ankine dini iyi anlaşılınca, Tu- rakina bu in de Malayı sıkış- tırmamış si ydı?. Kutçu şimdi Ankinin adını bi- le anmıyordu. Malanın bu yoldaki muvaffakı- yetleri saymakla bitmiyecek kadar çoktu, Birkaç gündenberi, general Ka- çar da bu meşhur büyücünün ka- pısını aşındırıyordu. Kaçar, Akayın Uygur ilinden döndüğünü haber alınca, hemen üyücü Malaya koşarak: — Dağların kızını senden iste- "Diye alvarmıştı. Mala, bir haftadanberi, Akayi eneral Kaçarın ayağına düşürme ğe çalışıyordu. Kaçar o sabah gene büyücü Ma- lanın odasına gitmişti.. Kaçarın neşesi ri üme bile bakmıyor. Dan prn veya beklediği baş- ka bir erkek olsa gerek. O Uygur ilinden buraya -aradan yıllar geç- tikten sonra- boşuna gelmemiştir. Diye rr day Maladan yar- dım istiyo Büyücü Mala, generala -elinde- ki büyü çanağını sık sık karıştır- maktan başka- nasıl yardım edebi- lirdi?, General Kaçar, yaşı ME halde Akaydan vaz geçem —S yumu elimden lar 6 Akay kendi ayağile Karakuruma ö- Diyordu. General Kaçar, büyü- cü Malaya m mn ından şöyle bir lâf kaç Çinlileri büyü kolay kolay tut- mazmış!, Kaçar o sabah bu sözleri söyle- dikten sonra, gene hergünkü gibi büyük bir ümitle sihirbazın oda- sından ayrıldı. ala zeki bir adamdı.. Kaçarın sözleri, ihtiyar sihirbazı uyandır- muştı, Gerçek Akay ve Ankin.. ikisi de Çinli idi. Bunların birçoğunun bo- yunlarında büyüye karşı gelen muskalar bulunurdu. Ankini ve Akayı büyü tutma: ji da böyle, büyüye karşı gelen mus- kalar varsa, Mala bu iş üzerinde | gözlerini emi e yüz yıl çalışsa muvaffak olamıya- 1. Mala, general Kaçara bunu söylemekten çekinmedi: yurken, boynunda hi eli a olup olmadığını Di malısın! Böyle bir muska varsa, ne yapıp yapacak, bu muskayı boynundan koparıp atacaksın! i. Kaçar bu işi e dan birime gördü: ” Mal la, o akşam, yeni bie define ru un göğsünde muskaya benzer ile mücevherin takılı ol- uğunu gözümle gördüm Dedi.. Turakina ku mğcevheri rakibesinin boynundan çaldırmak için delili düşünüyordu. — Bunu cariyelerinizden birine bir avuç beli dlsmekle yaptıra- bilirsiniz! Ankinin uykusu çok ağır olduğunu söylüyorlar, ol yol gösterdi. Malanın şüp- hesi boşa çıkmayacaktı, Ankinin boynunda fil e. e yk üçük bir gerdanlık v; u ger- danlığın arasında mi ii tavşan derisi üzerine sihirli bir takım ya- zılar yazılmıştı, Kin imparatoru sevdiği kadınlara bu gerdanlıktan birer tane hediye ederdi. boynuna takan kadını bir daha .tutmazdı. Çin zmelane ğer. gene- ral Kaçara bun! bahseden Akay, lâf arası — Beni rol eliz Ben sihir- den ve sihirbazdan korkmam!. Dememiş miydi?, Fakat, general Kaçar, Akayın sözlerini m Takim, si- hirbaz un bu işareti üzeri; n var, Mala! Bu saks ları büyü tutmuş olsaydı, şimdiye kadar çoktan geberip giderlerdi. Dedi.. ve o gece cariyelerinden birine elli baliş vadederek i işe baş- ladı, ar” Ankin, gece yatarken, gi ar deki Mn gerdanlığı çıkarı, üç defa öpüp başına eki yolan vE boynuna takardı, O gece de her ei gibi yap- tı. Gerdanlığı üç kere öptü.. tekrar boynuna taktı. Görün ilikledi.. yatağına uza Oktay o gece rahatsızca idi.. Ankini akşam yemeğine çağırtma- ıştı. Ankin elini yukarıya kaldırdı.. için Ti diledi.. başını yastığa koydu.. göz- lerini kapadı. (Arkası var) Satılık Ingiliz yatak odası il masif akaju İngiliz azetesi ilân ure dinemüracaat. “Telefon: 24240 Hava tehlikesi Yeniden üye yazılanların Ankara iz a ” — Ein tehlikesi bilen üyeler li ç manoğlu Keresteci 20, 9480 Kö- leyan 20, 9481 Rifat Şahinbaş mülkiy müfettişi 50, 9482 İstefan doktor 20, 9483 Kostantin Soiryadis eczacı 2 9484 Ragıp mühendis 25, 9485 Tamer Fatihte 20, 9486 Salhi teci- mer 20, 9487 Tevfik Tansal Güzel İzmir N. $. 20, 9488 Bayan Sabiha Tansal 20, 9489 ifat tecimer 20, 9490 Nişan Albur 20, 9491 İstepan Gül- 0 Ahri 20, Ahmet Muhtar Mi 12 Teşrinievvel cumartesi mil ie (san), 21,35 Son ei borsalar, 21,50 Bayan Me şai piyano mlm 22,10 neşriyatı. ,05 Rare pirim > Ni Kore süreği, 14,31 18 Süel müzik, 19,20 “Süel Yön rin süreği, 20,15 Plâk, 21 Radyo ca- > 22,45 Şarkılar, 23 Röle konseri, 23, 45 e dillerle duyumlar. 'arşova, İĞ, > e e Teli 21, > Duyum Uzakt aki Kaplar dl yo orkestrası, 24, in ap , 18 vd raphaneden röle, igan müziği. Moskovi m 20,30 Orkestra, Fransızca yayım. ei 20 Eğlenceli müzik, 21,10 <Vogelhaendler» adlı operet 23,30 Dans, i, 22 Alimi 13 Teşrinievvel pazar İstanbul, 12,30 Hafif musiki ve dans musikiis (plâk), 18 çy saati, ci To- iz nakil, 9 Hati 0 rstin Çi Ki Ziraat ai namına caz ve tan; 1,335 Son haberler-Borsa- rkestra eserleri (plâk). Lr 2150 0 ERER Eni B a her aa gazete mua ı bütün mektep kitapları > kiye i ucuz e AKB Am selerinde İNİZ. rma 977 sal va, 19,20 Trio konser a rae EE Selâmi Enver kırk dört kırk beş sularında, saçlarına kır düşmüş, | hafifçe göbeklenmiş bir adamdı, Sabahleyin erkenden evinden çi- kar tramvayına biner, işine gider- di, Erken çalışmağa başladığı için hemen hemen hergün ayni tram- Di depodan üçüncü, yahud dör- ıkı cuları aşağı , yukarı her sabah nı veren tünel memuru. İşte elin- deki ebe çantasile yaz, kış, her sa- bah srmiğ pastırma kokan şiş- man a çen İşte sarışın genç “Solâmi Enveri en ziyade meşgul tasyonuna kadar başını kaldırma- dan habire , okur, okurdu. Selâmi Enver bazan tam in genç kızın yanına otururdu. O za- man gözlerile kaçamak kaçamak onun okuduğu kitaplara bakardı. Cebir, ye ve fizik, hayvanat, nebata Halbuki, Eke şu nefis nisan kaynadığı bir zamanda idi... Ne bileyim ben?. Etrafında kendisi- ni meşgul edecek bir çehre, bir tat- h i gülümsemede mi al 12... Selâmi te aylar-| yni tramvayda 5 gel diği, Sanil yanıbaşında oturduğu halde olgun bir buğday başağı- nı andıran bu sarı kızın kendisine bir kerecik ve baktığını görme- mişti. Kendisi, değil yi kitaptan bile el kaldırdığı yok- tu. Var mı ona fizik, var mıona kimya, var mı ona müsellesat, var ona cebir, var mı ona hayva- — 531 lira 39 kuruş kı keşif 9 lira 73 kuru ayrı ayrı rk mermi yapılacaktır. 2 — Her iki tamire nal 3 — İsteklilerin en az 500 Nafıa ara tasdikli e 4— tamirinin > yaam Mi 1 — Akademimiz Mi — A— m ime pal di dilekçe ğlık ve C — Nüfus kâğı D — Eyi bl tütkren belge E — Altı Mim. bela 6— kabul 14/Birinci teşrin/935 pazartesi günlü saat 9 da yapılacaktır. Gümrük Muhafaza Genel Komutanlığı Istanbul Satınalma Komisyonundan: Saraylar ambarlariyle demiryolu arasındaki mi za duv; 45 ruş keşif bedeli Gümrüklerinin tamirlerinin 17/10/935 perşembe günü saat 15 de aid keşif ve şartnameler Komisyondan alı- a iş yaptıklarına dair İstanbul tnameleri olac. güler m 40 Kah ve ayar Gümrükleri çuk tutakları liralık makbuzlarile (6103) Güzel San'atlar Akademisi Direktörlüğünden: Mi besine lise ol; verenler, Saban O legs lee İrem ee birlikte her bedeli İstanbul Ne e vi. İN sınaçları “6038,, Sarı kız iş nat, var mi ona nebatat? mk Kapi kaç renk kaç ke re ona di a e ii yalnız kitap- lardan Gani değildir.. zannede- rim on sekizinde varsın değil mi?, Bak saçlarının rengi ne tatlı sarı. Bu güzel nisan sabahında şu fizik kitabını yi için kapa ızım., Yazık değil mi iz Sabah sa- bah erkenden -akşamdan çalıştı. ğın yetişmiyormuş gibi- o deniz rengindeki tatlı mavi gözlerini ni- erece “Yı ie vi mek istiyordu. — cümle; kıza söylemek için âdeta kendisi ni sıkıyordu. akat karar verdi. Ne olursa ol sun söyliyecekti... ten acıyordu. Ne olur: bu hususta kulağını bükecekti., arar verdi... Bee her hal- de bunu yi O günü gene ili genç © resim e m çevirirken bir- ikanlı ile — — geldiler... Si kız bakışlarını gene kitaba gevirdi... Fakat iz sefer gözlerin- de biraz evvelki dikkat Se Ce- bir rare şöyle üstün körü Tuhaf Ş şey... Biraz sonra kız gene Balm kaldırdı ve deli kanlıya baktı... Delikanlı da ona ümid dolu gözlerini a iy lacak şey... Bu sefer kitabını bize yukarı kaldırdı san- ki okuyurmuş gibi yaparak deli- İilim-iiii bakıyordu. Biraz sonra da cebir kitabının sahifesinin arasına kalemini sıkıştırarak onu şöyle bir aralıkladı... Yani kitabı yarım ka- padı. Delikanlı ile sarı kızın gözleri liye düğümlenmişti... Ara- akika geçti. Zavallı ce bir mani, çantaya atıldı. Çantada ee yalnız bakışma i Enver âdeta ei o kadar zaman yanında otur. bü genç kız aylarca bir kerecik Ei başını kita; laç ekten bile saymamışti, İzer kıza eğildi: — Kızım.. dedi... Ben senin bü- irki sayılırım. şimdi şu son hareketin doğru bir şey E> Böyle havaiyatla, etrafınla me: > olacağına derslerine peri . Vakit nakittir.. meşhur söZ“ dür etrafına bikmazığ ına Ges bir muadeleni hallet.. kimya okü, fizik oku, hayvanat oku, nebatat le şeylerle meşgul olma.. dedi. (Bir yıldız) ba Bü, “ l Mi Şİ Dİ le e ke Ek