AKŞAM Tefrika No, 147 TAOLARI ÇİĞNEYEN HÜZKÜMDAR | CENGİZİN OĞLU İSKENDER FAHREDDİN ya rr lam Çagatay, Uygurlara kendini çok sevdirmişti. Onu düş manları bile sayarlardı: “Başımızda Çagataydan başka biri bulunsaydı, ona boyun eğmezdik | Horasanlı esirci paraya kıya- miyordu: — Sopaya razıyım... Kızlar- an bir tanesini olsun bana ba- Zışlayın! Onu Oktay Hana sata- cağım. Diye yalvarmağa başlamıştı. ei esirciye elli sopa at- tırdı.. ın birini kendisine ver- di.. eee de iki yüz balişe esi ciden satın alarak kendi sarayın- bıraktı Esirci biraz sonra develerini ve adamlarını alarak uygur elinden geçip gitti va Çagatay, Akayın kayboluşun- kre ve di Kendi ken- er yüzünde eşi bulun- wp iye bir kadını dartıltma- malıyd Diye, öğün iyi ii e vardı: Fakat bu mesi dine ceza vermekle Akay geri mi dönecekti? atay, Horasanlı esirciden kızla oyalanarak, iğ idi: — Seni taşıyan eşeği, yere atan 1 beygire tercih et Diye söylenerek bir daha Aka- Yın adını anmamağa karar verdi. Akay bundan sonra meydana "çıksa bile, Mogol rlerie göre, ir > kaçai giremez, geldiği yere dönüp gi derdi. Akay gelse de, sarayın kapıları ona Ek Herkes onun yüzüne tükürecek ve: «Çagatay gibi bir kocayı bırakıp da nereye kaçtın?» diyerek belki de başını taşla ezeceklerdi. ilhassa Ça- (Üç Baluk) şehrinde yaşayan in- sanlar fazla utangaç ve çekingen rdı. Çagatay vaktile yerlilere; «— İnsan bir kabahat işlediği trafındakilerden o utan- zaman, e dığı kadar, kendinden de utan- malıdır. Kendinden utanmıyan bir kimse yanında, nefsinin dı » derlerdi. tüzemenler, karşi büyük saygısı vardı. Yı nın verdiği cez aya düşünmeden boyun eğilir: ir sabah im dağda ka- dın kıyafetli birinin dolaştığını haber vermişlerdi. 'agatay bir kaç atlı ile beraber Klein da- ğa . di, tay, Kırlaguç dönünce; eye kadar ek ve heyecan içinde ne yapacağını bilmiyordu. Kırlaguç, Akayı m ge ke Çagatay ne yapac nginler era — ka; iii saraya kabul edec ğini sanıyorlardı. Çagatay yurdun türesin! için, kapı emri verdi: «Akay dönerse, yüzüne tükü- rünüz ve ocağımın kapısını onun yüzüne kapayınız!» (Üç Baluk) ei; tak Şi ol lirik şu sma, ini düşen çarlar de bu suretle davra- düştükten sonra emezdi. tay inler için de böyle m beni kırmamağa ça- lışmalıdır. Ben, kolay koli mam, Fakat, kırıldıktan sonra, artık önlü için öyle bir dost yoktur!» derdi. Sevdiklerine karşı çok yumuşak ve merhametli; sev- rd ke da çok sert ve zalim görü Çagat la ende ni hiç se yen düşmanları ar e | ei boyun eğmezdik derlerdi. Kırlaguç o ve e la ad kıyafetinde kaka, mind ihtiyar bir çoban- dır. Onu uzaktan Akaya benzet mişler. dağdan Dedi. O gece Çagatay, Akayın bulunmamasından âdeta memnun olmuştu. Ne de olsa onu çok sev- mişti. Sevdiği bir kadını kapı sından geri çevirmek kolay bir iş değildi. Çagatay o günden sonra, (Du- ruk) adını verdiği Horasan dil berile baş başa kaldı.. ve uzun müddet sarayından dışarı çık- adı TAY va) Satılık Ingiliz yatak odası e masif akaju İngiliz yapısı: 2 karyola, 2 komodin, aynalı ve > gardırop, çekmeli bir tualet. “Akşam,, gazetesi ilân memuru Nured- dinemüracaat. Telefon: 24240 Hava tehlikesi Yeniden b yazılanların Ank 7 (A.A.) — Hava tehlike- sini biler Mei 94427 Tahsin 20,9443 Abbas 0 yardım 25,9444 S5. Arditi 20 045 Esad Nuri 20,9446 B. Ama- de 50, Hasan ve Ali Mehmed 25, Şark mayi e B. Mahmud ve 0, Şemoil o Alazraki ve oğlu 50, Abdi Yusuf 20, “Danon 20, Nari e Si in 125, Nuri ve Hüseyin 150, Alber B. Sami < Jojef Bencuya Jak 50, Nesi ii İlmin eri ii numi yan üyeler ei e. hal iz İndi EZ kurumuna rnışlar Misir kralının yıldönümü Mısır kralının culus senei dev- riyesi münasebetile Mısır konso- loshanesi 9/10/935 çarşamba gü- nü tatil yapacak, Mısır konsolosu saat ll de Bebek sarayında Mr sır kolonisinin tebriklerini kabul edecektir, YEN! NEŞRİYAT Km Iı— a yardımcı A, B, C. 2 — Hayvanlarımız. isimler altı ında ç Adres tebdili. için yirmi beş kimdir ceb 10 — Hızır günü 157 En güzel hediye SİNEMA YILDIZLARI Parlak kâada basılmış, Albüm gibi nefis, zarif cildli bir kitab * En meşhur 300 yıldızın güzel resimleri, hayatları ve usust adresleri * 296 sahife - Fiyeti: 1 lira AKŞAM NEŞRİYATI ni il vr ale Skal eri k Ki EĞİ a el Her akşam | bir hikâye ladire ME istihfaf eder gibi ablasına sor. ahih, imdi sen gazetecili- ba mi yes ağ mile gülümsedi: — Ki «cici teyze» oldum. Beni tebrik et, yeni birşey mi? Yirmi senedenberi sen teyzesin. Sevinc doğalıberi ... — O başka teyzelik. Ben şimdi gazetede teyzelik ediyorum, aile işlerile, kalb maceralarile meşgul oluyorum, Müşkillere cevap veri- yorum. Bu sirada kesik kumral saçları, çiplak bacaklarile Sevinc içeri gir- p: geldin, teyze, dedi, An- nem sana ie dolşmadan bah- setti mi — Oda nedir? — Halil Reşid eski eserlere çok düşkündür de... — Bu da kim canım? Şunu doğ- ru doğru anlatsana... — Kim ol bir zengin.. Geçen ay Kendini Yalovada ta- nıdık. Epiyce hoşuma gitti. Hale- be gitmişti. Gelecek hafta tekarar ik. Camilerdeki eski çinileri kendisine göstereceğiz. Böyle şey- lere pek meraklı. im için âlâ fırsat, Camileri gezdirme bahane- lakerda in ereb nundan çıkacağım. İşi pişireceğim. Bunu tasarladığım sırada annemin lüğü hiç unutmamış, Hattâ Haleb- evinde hep türkçe ko: muş, Bütün Türk âdetlerini muha- faza etmişler. — iyice tutuldun şu adama? bir adam değil. Göste- rişi 7 Paranın çokluğu şi- martmış Ol — - Sen sorduğum ge) ver, Ss n teyze sen eski kafayı enem Bugün evlenmek için sevmeğe artıklüzum yok. bana bak teyzeciğim, şu işi bece- rirsek sana güzel bir lütür manto var, Cemile ü genc kızın yü- züne baki — pi senin olsun yavrum, dedi. Ben senin saadetini temin için istediğin el katlanırım, Halil Reşid, a ağar- mış birkaç tel saçı ile beraber mn boylu, yaşını göstermiyen, sevimli bir erkek idi, dan bütün görülecek lıyordu. Fakat eke mile teyze işi tı, O da eski Türk eserlerine me er olduğu için, eskidenberi bu- larını gezmiş, malümat topla- ii Onun için Halil Reşide iza- hat verebiliyor ve onu memnun ediyordu. Yerebatan sarayına git- mişlerdi, Sandala binerek kubbe- lerin altında geziyorlardı, Sevinc burada bütün bütün sıkıldi. — Aman, dedi, burada boğular çev Mİ ağlayan Cemile teyze a > kalktı. Halil Reşid Cemile teyze Adı, | cak gibi oluyorum. Dönelim biraz güneş ve hava alalım Halil Reşid cevab edi kkınız e çi e 0 ist iii z kendi- mi düşünüyorum, Ki sıkılabile, ceğinizi hatırıma getirmeden sizi yoruyorum, z ormıyorsunuz. Bil- Parkotele iğ gitsek te biraz * caz dinlesel O akşam Halil Reşid ile Sevinc * dansederken Cemile teyze kendilerini seyrediyordu. Dans bittikten sonra masaya oturdular, Halil Reşidin canı sıkılmış olduğu, Sevincin neşe içinde bulunduğu geöze çarpıyordu. Sevinc bir türlü dansa doyamı- yordu, Tanıdıklardan birinin tek- lifini kabul ederek onunla dans vinc garip bir ifade ile teyzenin yüzüne baktı: — Nen var teyze? Kıbkırmızi yüzün? — Musikinin verdiği cöşgunluk7 Fakat Cemile teyze yalnız kal- dığı zaman, bu kırmızılığın sebe- bini kendi kendisine daha açık itiraf ediyord Sevincin Halebli zengini meftün etmesine yardım için beraber do- ike kendisi Halil Reşidi sev- meğe başlamıştı! onlarla Cemile teyze vicdanile bir mü- cadeleden sonra bir bahane bula- rak uzaklaşmanın en namuskârane bir hareket olacağına hükmetti ve artık onlardan ayrı durmağa verdi. Birkaç gün hiç gözükmedi. Bir , Cemile teyzenin kapısı ça- lındı,. Halil Reşid gelmişti. Cemile teyze fena halde şaşırdı, Derhal soruverdi: — Sevinc nerede? — O gelmedi. Benimle size bir ekin yolladı. a. idi! (ken- disini tutamıyar. ederim Halil Reşid bey gid Sesi titriyordu. biydi. Halil Reşid müteheyic idi. — Getirdiğim mektubu okuyus nuz da... dedi. Seri. şöyle yazıyordu: şi Halil Reşide aci içerde sana öyle tut- al ki çi cak... Ben işin çok“ tan e maş Fakat daha ki- vamına gelsin diye bekliyordum. Senin bizden uzak durman mese“ leyi bütün bütün alevlendirdi, Ses nin de göğlün olduğunu pek iyi anladık. Adresini verdim Me “sine. Bahtiyar olunuz teyzeciğim. Ağacık gis Benim için de bana hoş bir in # Cemile teyze gözle rini kaldırdı. Halil Reşid. bakı yordu. O sordu: — Gideyim mi? — My nasıl ols: İn re lg Halil Reşidin kolları arasında buldu. © Hikâ