28 Eylül 1935 AKŞAMDAN AKŞAMA yim Fiat farkları Kayseride sürem z fabri- kasının açılma met asimini gör- meğe giden çö miş, bay Abidin Daver Kayserinin zlu sokaklarından bahsettiği sırada, âthanelerinden bi- silât arasında, Kayseride sığır di- kırk linin ve sığır beyninin ya satıldığ ını da öğreniyoruz! Memleketin ne tarafına gidik ya masrafının ucuzluğu müşahede edilir. Yanıbaşımız- daki Bursada meme yemişin, bedi ığını bekle gayet ucuzdur. nun hemen her tarafında koyun eti ve tavuk boldur. Fakat bütün Türkiye içindeki bu ucuzluğa rağmen İstanbul ve Ankarada hayat çok payalı ok makta devam ediyor. Biz İstan- bulda isli sığır dilinin kilosunu bir kaç yüz kuruşa aliyoruz. An- karada ise tanesi elli kuruşa sa- tıliyor. Her günkü yediğimiz madde- ler arasında sığır dili ile sığır beyni pek ehemmiyetsiz bir yef işgal eder, âdeta hiç yer tutmaz. Sığır dili yemesek te olur, Onun için, pahalılık yalnız sığır dili ile b. akatşu hal ortada ozuk bir vaziyet olduğunu gö- ze çarptırdığı için, bütün geçin- me ve masrafı meselesin- deki iğ rn iz ret etme- Pe elden gelmi e yaşama par mesele- ai ortada bozuk bir makine var demek pek doğru değildir. Bozuk bir şey olmak için evvelâ tertip edilmiş, vücu- da getirilmiş bir şey bu! eder. Halbuki biz bu iş ile man- tıki, ciddi ve etraflı surette hiç meşgul olmadık. Onun için teş- Wlât bozukluğundan değil teşki- lât yoksuzluğundan muztarip bu- lunuyoruz demelidir, Bir kaç kere söylediğimiz gi- bi, bu işi esasından kavrayarak mantıki ve sıhhi tedbirlerle, ic- raat ile neticeye doğru götü cek bir teşkilâta kati bir ilan vardır. Nasıl bir endüstri ve zi- raat program! tbik ediyorsak, bir de bütün memlekete şamil programı yapmalıyız. Bu sahada çalışan ve bilen bir İmak icap * AKŞAM Dilenciler Polis bunları yakalamağa başladı Sokaklarda dilenmek yasak ol- duğu halde bir türlü önüne geçile- rılan polis devriyeleri her semtte dolaşarak ras geldikleri dilencile- ri yakalamağa başlamışlardır. Bun- lardan çalışamıyacak vaziyette o- lanlar Darülâcezeye teslim edil mekte ve çalışabilecek vaziyette olup da gene dilencilik yaparak halkı rahatsız edenler mahkeme- Kü e dirler üzeri Cemil ve Mus- ll eh iki kişi kendilerine çalışabilecek cıktan hastalıkla ör kanlar İns İki dilenci evraklarile birli kemeye verilmişler. dir, Orta okul direktörlükleri Manisa orta okul direktörü bay Cenab Refik şehrimizde yeni açılan orta okullardan birine direktör tayin edilecektir. Bay Cenab Refik Manisadan Istanbu- Fe Araba kazası Bir arabacı araba altında kaldı, yaralandı Akmed adında bir adam dün çift beygirli arabasile Nişantaşı caddesinden geçerken arabadan inerek hayvanları önden çekme- ge başlamıştır. O sırada beygirler birdenbire ürkmüşler ve olanca hizliei b İİ ani ürkme karşısında Ahmed deil kurtaramıyarak arabanın altına yuvarlanmış ve vücudünün “. k lime RE suret- yaralan! . Ahmed söz söy- sı pr e halde hastaneye kaldırılmıştır. te mah- Istanbulun imarı M. Prost yakında Istanbula Yalovanın 'bayındırlık plânını üzerine alan Fransız şehircilik mütehassısı M, Prostun İstan- bulun plânını da yapması düşü- nülmüştü, , Prost yapacağı plân kl belediye ile bir mukavele imzalayacaktır. Belediye fen işleri müdürü bay Hüsnü, Pariste iken mütehassısla görüşmüş, fakat bu mevzu etra- fında aralarında hiç birşey cereyan etmemiştir. M. Prost şehrimize gel dikten sonra bu hususta kendisile burada görüşülerek mukavele ya- pılacaktır, M. Prost yakında İs- tanbula gelecektir. “> üzerine m Emmi zahire borsasında buğday üzerine ee hararetli muameleler olmuştur. Fakat piyasaya satışları karşi- lamağa kâfi mal geldiği için spe- külâtörler fiatleri daha ziyade artırmağa muvaffak olamamış- ardır. Yükselme durmuştur. En iyi mallar 7 kuruştan, diğer buğday- lar 4; 25 - 6,20 kuruştan muamele görmüştü: Gy doktorlar “Gözlerini açacağız,, diye bir çok kimseleri dolandırmışlar Kumkapıda oturan ve öteden- eri iki gözü görmiyen İzzet adın- da bir adam dün sokakta dolaşır- ken kendisine bir kadınla bir er- kek şreymemi ve: ir. z doktoruyuz. Körle- rin göharlai “akel açıyoruz, İs- tersen senin de gözünü tedavi e- delim.» diye adamcağızı kandır- mışlardır. İzzet bu vi kabul edince vii sevinerek y lerini imi doktorlara ilâç almak için bir miktar da para ver. miştir. İlâç paraları birkaç defa alınmış ve İzzet bunların verdik- leri ilâcı günlerce gözüne sürdüği halde bir türlü iyi olamamıştır. Adamcağız evvelki gün tekrar ilâç liye meselelerini, tarifeleri, imisyonculukları, satışları, müta- vassıtları hep birer birer ele ala- rak memleketteki zaruri ihtiyaç- lar fiatlerini fizikteki «mulasık ayni seviyeye çıkan ko- kaplar» d mayiler gibi az çok der ziyete soktuğumuz gün şimdi bir garibe diye yazdığımız bu fiat farkları iztirap çekenlerin lehine ortadan kalkmış olur, Akşamcı almak üzere doktorlarını aramış- bulamamıştır. İzzet dolan- dırıldığını anlıyarak polise haber vermiştir. Zabıtanın tahkikatı neticesinde Ferhad adında bir erkekle Rus mültecilerinden Anna ni dil * siz bir kadının daha seleri bu suretle Mr anlaşılmıştır. Zabıta bu uydurma doktorları yakalıyarak tahkikata başlamıştır. Tramvay kapıları Kapılardan birini daima kapalı bu- lundurmak lâzım İki günden beri şehrimizde ya- ğan yağmur, ortalığa âdeta bir ış manzarası verdi, şemsiyeler, pardesüler meydana çıktı. Havanın değişmesi üzerine nez- leye ( tutulanlara ras geliniyor. Nezle ve arkasından gelen grip, n ziyade va cere- yanlarına kaptıranlarda görülü- vücudunu g © vaya obinmeğe mecbur she m halkı için tramvay kapılarının mütemadiyen açılıp kapanması kadar tehlikeli bir şey yoktur, Tramvay kapılarının her ikisinin de işlemesi, bu tehlikeyi doğuruyor. Halbuki ovatmanın bulunduğu taraftaki kapının dai- mi surette yolcuya kapalı olma- sı lâzımdır. Alâkadarların hem halkın ha- va cereyanların: ve netice itibarile sizın seyahat edebilmeleri, hem de vatmanın rahat, serbes çalı- şabilmesi için bu kapıları daimi surette kapalı bulunduracak bir tedbir almaları lâzımdır, Her sene İstanbulda grip ve nezle vakalarında Kizi ca âmillerden birinin de bu tram. vay kapıları olduğunu göz önün- de bulundurarak lar kışla- derecede kapamanın çaresine ba- kılmalıdır. Rasathaneden aldığımız malü- mata göre dün şehrimizde ya- gan yağmur 40 milimetreyi geç- miştir. Hava dün gece de bozuk geçmiştir. Üzüm satışı Bir manav, seyyar satıcıyı yaraladı Tophanede Kemal adında bir adam üzüm sâtarken orada ma- navlık yapan Andreya buna mani Kemali k yerlerinden tehlikeli surette yara- lamıştır. Polisler Kem rf basta- neye kaldırmışlar Anderya yaka- lanarak illiyağa teslim limiti. Rumen tayyareleri dün , — gidemediler Hava müsaid olmadığı için reci işim bugün irse öğleden Eri Ankaraya gideceklerdir. madan bu kapıları işlemiyecek | Sahife 3 İ şŞEHirR HABERLERİ | Yeğenimin derdi.. Evde yeğenimi son derecede meyus buldum. İki buçuk ay önce ınıfta ikmale kaldığı için kendi endime «acaba dönd ta top attı da onun için mi keder- li?» diye düşündüm... Annesine sordum. Meğer bir hafta evvel to- pu atmış, kederi Mi değilmiş.. «Acaba, dedim, acıklı bir roman mı okudu da böyle dertli ü ben bir kere ço- ie alani o Mel ro manını okumuştum da iki gözüm ağlamaktan iki kırmızı Di gibi şişmiş ve kızarmıştı. Hey gidi ünler hey... ün bu hay ve huy arasında gel de Ladam o Kamelya nu sanmak gafletine uğradım. Sor g Aman, dedi, a m al mıyalı e ay oluyor... Roman okuyup da ne yap: Birdenbire aklıma ei orka m yeğene bir şair ruhu mu gel bana ilk rağ kendisine hep yalancı ıztiraplar arar dururmuş. Çocuğa sordum — Sakın şairliğe özenme. — Ben budala değilim... mez mi? Aklim geldi. Muhakak âşık o- lacaktı. Oğlan komşunun kızına mi men nedir.. şt bana bek. âşık mı ol li irsi — Ben enai değilim.. bu asırda aşk var mı.. diye kestirdi attı... — Peki niçin kederlisin öyle ise Karadenizde gemileri batmış gibi: — Sormi de» a dedi, boksör si Bear dördüncü ravuntta nak a ol muş. öl aşırdım.. yeni ali ded. 12“ tırabı bile başka.. Hiri Feridun Bir kız kolunu makineye kaptırdı, kemiği kırıldı Büyükderede m si yaşa çalışan Fethiye adında ında ların arasına sıkı ethiy bağırıp ir arkadaşları yetisin ceye kadar çarhlar kolunu çekerek kemiklerini parçalamıştır. Yetişe; nir ve Fethiyeyi çarkların hak parçalamp O ölmekten mışlardır.. Yaralı kız hasta- e ri 7 Bay Amcaya göre... ISorulmadan başka yere basılamaz başka dile çevrilemez.k