Dan bir oğlu var: re Tefrika Mo. 103 TACLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR CENGiZiN OĞLU ge prenses (Ankin)i saraydan uzaklaştırmanın| İSKENDER FAHREDDİN lunu bulmuştu. Kutçu, anasına söz verdi: “Sen beni evlendirirsen, ben, onun iki gözünü birden söndürürüm!,, Oktayın küçük oğlu, -(Ankin) in nü mü çıkaracak?.. Bu sırada Oktayın yeni sarayın- da başlıyan kaynaşmalar, saray KUYULU imsenin gözüne çarpmı- bir kadın vardı: urakina bir akşam, küçük oğ- lu Kutçuyu odasına çağırdı. Kut- çu, büyük biraderi gibi zeki ve a- çık göz bi Tu- lr hoşuna giden bir mezi- yeti varsa, o da anasına çok bağlı oluşu idi. Kutçu on dokuz yaşını yeni bi- — Hayır yavrum lim.. fakat, derdim daha büyük ve iç sıkıcıdır. sorma!... n Hiç — derdini niçin saklı- un?. Sana yardımım dokuna- bileceğinden emin değil misin?, Turakina gözlerini süzerek gü- lümsedi: O halde beni dinle.. sana di- kiki, var! Kutçu anasının yanına oturdu. Turaki; en Koraya, w Karadenize uza- nan Moğol sırlar içinde Oktay handan dah; ir adam var ei i şaşma, yavrum! Babanın buyru- ğu altında bulunan bütün kabile- İer, bir kadın yüzünden yakında baş kal — Bu kadın kimdir, anacığım. di — Sihirbazın e ba- Ankin aleyhinde söy- Jenen sözlere kulak vermiyor, ndan menede- İz Babanin gözünden düşersin!. — Babam zaten beni sevmez ki. — olsa, sen de onun oğ- un!, E lm inn me gün si me ee seni de se' lir. Ankin aşında ark me kalacak değil a > — Yoksa beni de babamın gö- zünden düşüren o kadın mı?. —- Bunu ei mi ri anladın? se ün, senin ve le bin türlü alallay uydurarak iz banı Me AAnkindir. ini şakağına dayamış üşüyor. aralık anasının yüzüne ba- ka ime çekti: Bu kadının vücudünü orta- kei kaldıramaz mıyız, anacığım?. — Ben bu yaştan sonra, böyle ın kanile elimi Yı anacağım! Bal yım.. (Bu kadın, seni öldürecek!) diyeyim. Turakina oğlunun kolundan çek- Gi: — büyülenmiştir.. sözlerine inanmaz! Onu ölümden kur olu vardır: Ankinin bir gözünü kör etmek., — Bundan ne çıkar?.. O gene yapacağını yapar. Hayır oğul! Sen babanı be- nim kadar tanımazsın! Baban bir gözü kör olan larla konuş- maktan çekinir. Ankinin bir gözü kür olursa, baban, bunu başına gelecek bir felâkete işaret sayar ve onu hemen saraydan uzaklaştı- rır. mir yerinden hopliyarak kalk- İşte bu fikir fena değil. Der- hal Ankinin eğ gözünü oydura- lim... ölümden alım. e, gülerek oğlunun ku- lağina fısıldadı: — Bu işi sen de kolayca yapa- bilirsin, Kutçu! — Üç gün sonra, büyük baba- nın av kurumu günleri kutlulana- cak. Oktay han ava giderken şüp- he yok ki Ankini de birlikte gö- türecek. Ava sen de gidersin! An- kin av meraklısıdır.. ok atmasını i Her akşam | bir hikâye Nuri Ahmed ü öğle akşam “> ayni lokantı girdi. Ayni masaya oturdu, Bu masa Bizin. hizmet ettiği masa idi. Matmazel Despina lo- paye en mükemmel garsonuy- d ücük kıpkırmızı dudak- ». İri sim siyah gözlerile insana sıcak sicak bakardı. Genç kız bilhassa Nuri Ahme- paran pinadan sorunuz. . Despina Nurinin sar ru- hunun mühendisi olmuştu. Genç kız bilirdi ki Nuri salatayı çok Fakat sirkeli salatayı ağzı- maz. Daima limonlu sala- sever. na sol ta Nuri çok s0- hoşlanmaz. Nuri maden su- Despina bilir ki ganlı yemeklerden Despina bilir ki spina lir ki Nuri hamur tatlısını ağzr na sokmaz. Kefal li. bayılır. Haşlamanı pata- tes, kereviz gem. ii Ha- va cereyanında oturmaktan ka- tiyen sinirlenir. Francala yemez, okkalık ekmek yer... Tavada yan- syn ADR so yapılan y. a sokmaz. Haşlama ba- sahi ii rağbet eder. Yemek- ten sonra az şekerli kahve içer, içil i Ahmed zaman hizmet ettiği masaya oturur oturmaz genç kız hemen arkadaki pencereyi kapa- nirlendi- okumaz, «ne yemekler var, Be- nim sevdiklerimden?» gibiye Des- pinanın yüzüne bakardı.O za- man genç kız sayardı: — Sizin ram yemekler- . Soni den kefal h var.. nra patlican beğendi Şetteli kom- OstoOsU.... i k laması seri değil e haşlamasından sonra Des- hiç patlican be- bendiyi getirirdi. Limonla sala- ta biraz sonra mutlaka sofranın üzerinde arzı beğ ederdi. Bun- dan sonrada şeftali kompostosu örünürdü. Nuri Ahmed işinden pazar gün- leri mezundu. Despina bunu da bilirdi. Bunun için delikanlı cu- martesi mları yemekte kü- çük bir şişe rakı içe; çok sever.. yanına sokulursun! Cumartesi akşamı dm Des- Kimseye belli <imeden yayının ki- pina hiç sormadan küçük rakı n amman. yan a e yını boşaltınca, ok keriye düşer ve e na mmm Ankinin gözüne saplanır, gidecek ve li sağ gi — Sonra?... Babam bana zünü Li dikkatsizliğimden dolayı bir ceza Turakina ini ayrılırken, mi sanıp amana okşadı: Ea 5 Si şan alacağını hatırından bile ge- çirmez, Kazadan korkar: (Bu bir uğursuzluktur! Artık gö- züm görmesin..) der.. , ben de, o da.. hepimiz anlari. Eğer baban sana bir ceza vermeğe kal - kışırsa, er m kurtarırım.. merak et sie sına söz verdi., Üç gün sonra babasile birlikte Ankini tediğim bir r şey var, oğul! Artık sen de evlenme çağına geldin! Vezir ii küçük kızını sana al- yorum. Nasıl, onu beğeni- yor li Kutçu sevindi: — O kara gözlü ceylâni kim be- genmez, anacığım?! Sen beni, ya- şım yirmiyi geçmeden evlendi- rirse, Ankinin iki ve bir. den söndürürüm!.. bakardı. - Nuri Ahmed bir ii bu bakışla- (Arkası var) Garson oturduğu zaman daha kendi &öy- lemeden dışı buzdan terlemiş küçük rakı şişesi sofraya gelirdi. Nuri Ahmed rakıyı patates sala- tasile içerdi. Despina bunu da rey için limonla yapılmış pa- İatası, kenarında dilim di- De kesilmiş domateslerle bera- ber sofrada gözükürdü. Cumartesi akşamları yemekten sonra Nuri Ahmed mutlaka oto- mobille Beyoğluna çıkardı. Genç adam yemekten sonra istemeden önüne gelen az şekerli kahvesi- ni içinde Despina yanına yakla- şırdı: — Otomobil çağırtalım mı?, — Çağırt matmazel... Despina her zaman güler yüz- le hizmet ederken bu: — Otomobil çağırtalım mı?, Sö- zünü âdeta acı, zoraki bir gülüş- Pazar günü öğle yemeğine mağ diği zaman - akşamki hovardalık. tan dolayı olacak - mutlaka Nuri Ahmedin midesi bozuktur. nun için na pazar günü öğ- le yemeğinde Nuri Ahmedin önü- laka bir şişe maden suyu i. Nuri Ahmed hiç isteme- den gelen bu maden suyumu — "Aferin, derdi. Hani sen ol- masan halim haraptır Bazan Despina duvara ice nır, gözleri Nuri e) gözle- rine dalar uzu rn mânasını kavrayamazdı. Hat- | Radyo 26 Ağustos Pazartesi 18,30 Do ei jimnastik: OB yan Azade Tarcan. 18,50 (Fransız iie 1-10 Baliğen sadi (viyole sel ve Pe 2). halk hs | vaları: Mayist g orkestra İstanbul 20 İstanbul Halkevleri namına. İlyönkurul üyelerinden Ali Riza taralından konferans, 20.30 Bayan Bedr riye Tüzün: Türkçe sözlü esörler. Raf yo caz ve tünge ei be 21,35 Son haberler, bozanlar, Zi448008 Plâk neşriya: 7. os Salı İstanbul, 18,30 Almanca ders, 18.10 Dans iri .Lplâk), 19,10 Parla Stravinski, Senfonil estraları, Ege caz, 20,10 İstanbul Halkevleri wi l şehrimiz ilyönkurul üyelerinden Ali ii ele ler, 21. ey ni bre 21,45 Pik mef e ra'ya veya diğer şehire de e «S» rumuzile ai 176 No. lu posta kutusuna müracaat, utkun gününe kadar C. Sakman üyele rinden radyoda Afyo; döğüşlerini 2lü ttarir verilecektir. Bu konferansları sayın i ve üyelerimizin geek undan salonumuzd?” dinmek e için açık bulund” “: kımızın a rim. iz 935 pazar günü saat 20 . 26 Ağustos 935 pazartesi günü gisi o da, 21 em 023 çe gn 20.1 zy ai inü # 3 tâ bir gün arkadaşlarile beraber ek yerken çocuklar: — Ulan Nuri, demişlerdi, bu güzel garson kız sana tutkun ga- liba.. nasıl bakıyor baksana... Hem sana bir hizmet edişi var. hayret.. Hakikaten genç kızın hali gay- Bi bir genç kadın gördü. ei dik baktı. Ne nefis kadındı.. iraz sından gidecek oldu. lay etti. Bu nefis kadın Des- idi. Meğer genç kız ne gü- yemeğe oturduğu günü çok yadır- emg EA Timonlu değil sirkeli un sevmediği derece» ds buz ei soğuktu... ler yanmi hamur tatlısı olm. dan Despinayı hatırladı. Arka- sındaki açık pencereden hava ce- u. Y son- va vii geli Sikimin gili, iki yudumdan fazla turdukça mea hatırlıyor, arıyordu. O a şöyle bir baksa iin <raşand den sormadan g tirirdi. Sil ına Keke bir balm sa su istediğini hemen Biraz sonra önlnkinii su masanın üzerinde olurdu. Halbuki şimdi etrafına ne ka- dar bakınsa hiç kimse aldırış bi- le etmiyordu. Halbuki o ne ka- dar midesine düşkün adamdı. Sonra şey. Despinayı o ka- dar çok Gemiz. onu öyle çok düşünüyordu ki.. Posta itihadina dahil olmay: ecnebi memleketler: Seneliği 3600, altı İmei ia üç aylığı 104 Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. erik yakm eee a Güneş Öğle Akşam & 849 10,26 5,22 sa 2. 1 Va. 332 5/20 1216 1600 18,53 208 e m e İdarehane: Babıâli civarı Acımusluk Sok. 13 No, ihayet olmadı. hısile arası bozuldu. Derhal lokanta? . Ayni masaya oturdu” Lâkin tuhaf, Despina yoktu, B3f garsonu çağırıp sordu: Ah pasam... dedi, Despin” Nişanlıs ye erken 10 kere - bir şey getirmez... Patron ye verdi.. garsonunuzdu. — Öyleydi.. öyleydi amma şi ınızda... Siz gittikte” zin sonra ona bir ali geldi Hele bu sizin masanıza müşterilerin vay haline., ille dak gınlıkla üzerine yemek dök” cek... Zavallı Despina... - yemekleri getirdi. Fİ b arson : kat lokmale w Mi Piramei ii ğazına d-