TACLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR CENGiZiN OĞLU İSKENDER FAHREDDİN Bir çoban). Ankini, hasıra sararak kaçıriyordu. em de) ındaki nöbetçilerden biri kılıcını ari dı: “Bunun içinde şarap tulumu mu var.. ün) Mersanın elinden kaçıyor. Fakat. (Ankin) çobanın sözlerine inan- tı, — Kaçar, (Çataldağ)a Ee amma, geçidden nasıl geçecek? Diye di Çoban Bu, senin billa, yavrum! dedi, Akşama çok vakit var. Mer- mın A e ki yüklerin a- Tâsına sıkıştırırım.. geçidi böyle- €€ geçer, gider Halbuki, ai Kaçar 'çoba- obanın ted- Ankini tehlikeye düşürebilir- Nasıl ki, öyle de oldu. in, çobanın sözüne uyarak Anki; Sarçabuk hazırlandı.. kimsey. Tünme; Yafetile çobanın peşine düştü. Re- İsin ada mları kendi çadı- Tında sanıyorlar: AÂnkin biraz sonra çobanın ku- lübesine varmıştı. Çoban, yabancı ilde satacağı eş Yayı atına yükledi.. u yüklerin arasında uzunca bir hasır vardı, Ankin bu hasıra sarıl- Muştı. Hasırın içinde hir kadın bu- lunduğunu şeytanlar bile hatırla- Yamazdı. ihtiyar çobana herkesin İtimadı v. ardı. » Goban sefa yerine geldiği za- mak üzere idi. Te- na bu işareti Mi şaşala- dı. Geceyi orada geçirmek gerek- ti. Ankin hasır içinde sabaha ka- dar e kalabilirdi?. mi İ hastalanırım.. bana Yola çıkarsam, Moğollar eşyamı Yağma ederler... - Dedi, Nöbetçilerden ikisi çoba- hin alam indiki Kökeni yalvarmağa başlamıştı: ea ile reisi bana müsaade Buralardan yıllardanberi ve €sçe gelip ij Hay di o- , yol yarada sabaha kre bekletip de larin eline mi düşürmek is- Orsunuz?, E in, hasırın içinden Kala duydukça titriyor- . banın yalvarmasından büsbü- #üpheye düşen nöbetçiler: — Şu torbalarda reisten va neler Hik bakalım?. Diyerek, birden atın etrafını sardılar ve torbaları didiklemeğe başladılar, ii çabanın rengi korkudan u. Nöbetçiler söz an- Kabile arasinda gizliden gizli- 20 Ağustos Salı ll laşe Önem ders, 18,50 Kar 19 ge caz türkçe sözlü ler 20 15 Nba Esengin, sak- sifon solo, 20,30 Stüdyo örkesraii; 21 at isztin rn eserle» geden konser, e 30 Taril ei skeç, 22,40 Budapeşte konser orkestra; ; Çigan mizi 19,45 Plâk, 20, Şarkılar, 20, 0” "Aktüalite, 21,10 Ork: 22 Müzikli z ii 22,30 Ork stra k seri, 23,30 Spor, 23,40 Küçük radyo orkestrası, mite 13,05 Orkestra, 13,45 Borsa, 13,55, Konser, 14,35 Kon tans mü- siki, 4 Hai Bari, 18.15 Kaşık hafif müzik, 18 3 5 Sözen 19,40 (Bari), Rumca yayım, 21,45 (Bari) Ulusal ve ye Moğollara bakır satanlar var- | nan müziği, Di 40 Varyete, 23 Oda dı. Mersarın egemenliği altında me Si 20 krali 5 bulunan topraklarda birçok ba- e İL 10 Ki keremi ku bulunuyordu. Moğol- | 25 30 Halk müziği, aş A iç ar Sesli aki ba- gustos Çarşamba r sarfiy; ileleri günle Moğollar, attıkları okların ucuna sivri bakır parçası koyarlardı: Çoban torbaların ağzını çöz- üz — İşte, bakın! Şu torbanın için- e susam ve darı var. Ötekinde de tuz. Biliyorsunuz ki, etraftaki Mo- gol köylerinde tuz çok pahalıdır. de duran hasırlı dengi göstererek sordu: — Ya bunun içinde ne var?. Çoban yere düşmemek için ken- dini zorlukla tutuyordu: — Şey, oğul! dedi. Benden çif- ginin biri birkaç hasır istemişti.. bunları o çifçiye götürüyorum. Nöbetçi, tepeden aşağıya iner- ken, imi sıyasılığı kılıcının ucunu has arı — Ne a olmz. belki çin- ap ül em erer eyi şarap satmak da kârlı iştir. Diye söylendi. Çobanın gözleri dışarıya uğramıştı, Bra — Ben şarapçı değilim. Ürkyg ve Sözlerimi yere mite ge Ankinin canı yanıp da general Kaçar ölümle tehdid et memiş olsaydı, o böyle ii bir işe girer miydi?. banın Anlkini bu şel k hiç de işine gelmemişti. Çoban yere bakarken, birden- a hasırlı dengin arasından ku- rağın üzerine kırmızı sular a başlamış ve yerde kırmı- zı lekeler belirmişti Nöbetçiler Düm biribirleri yüzüne bakıştılar. İçlerinden dei si deslişiin ei Ki — Şu b sakalından utanma dın, değil mi? Bize yalan söyle- din.. şarap kaçakçısı değilim, de- din! Bak.. şaraplar yere damla- dı.. abin canı boğazına gelmiş- ti — Oğul, bir parçacık saklamış. | tım.. onu da siz deldiniz. Ben şa- rap tacırı değilim. Diyebildi. Çeneleri kilitlendi.. atının dizginleri elinden düştü. Nöbetçiler, kırk yılda bir defa ele geçirdikleri bir şarap tulumunu el- bette geri vermiyeceklerdi. - Budenete, İOS Bizans eken kün ri. 21 Opera orkestrası, 22,25 Dış sı- yasa, 23.10 Cazband, 24,05 Çiyan mü- a, 19 Eğlenceli e 19, > iğ kilan 0 20,05 Sala burgdan alterin' idaresinde; «Sari Sez ia in adlı Moxi mi operası, 22,45 Koro ir eri, 23,05 Spor, 23,15 Küçük rad- ya ebesi. Plâk, girlmnl 18 Ral kestra. Yi 1 15 Kon: e TS. duyumlar, 23,25 Radyo orkestrası, Roma - Napoli . Bari, 20, 20,45 Karışık müzik, 21.15 e). ei nsık Tumca yayım, 21,40 Radyo piyesi- Dans rpüziği, Breslau, Klâsik m 21,15 Ulu- sal yayım, 21,45 Aktüalite, si ük aksam müziği, 23 Dans müziği “36 aylığı 1000 ku çi tebdili için yirmi ruşluk pul göndermek lâzımdır. yinemi b 20— Hızır günü 107 Güneş e MEN Yara a vi 10,13 8,15 90 1,40 Va 3,3 5,15 1218 zada 103 2043 Bahçe eğlencesi Kızılay cemiyetinin eski ve ye- ni eğlenceleri bir araya toplıya- ran zengin ve güzel bir program- la 7 eylül 935 cumartesi günü Taksim bahçesinde hazırladığı Kermes saat 16 da başlıyarak sa- recektir. nızı tavsiye ederiz. obana: — erik indir şu hasırlı den- i aşağıy ei bağrlar ve başbaşa ve- rerek gülüştü! — an elime şarap ge- çirememiştim. — Ben de öyle.. Nöbetçilerden biri, hasırın ara- sından yere süzülen damlalara ba- karak, Kemerli yaladı: e kırmızı rengi var!.. (Arkasi 4 var) | akşam en hikâye & | Sarsılmıyan itimad ” | Mühendis Halil ile avukat Nâ- | zım mektep sıralarından beri dosttular, Bu dostluk hâlâ devam ediyordu. Nâzımın otuz beşinci yaşına basması münasebetile mü- hendis Halilin evinde bir eğlence Nâzım evlenmemişti. çin evlenmediğini vaben aile ocağını dosu Halilin evinde bulduğunu hire? Halil bu sözlere gülerek itiraz ederdi: — Ocak iyi amma ya kadın? O zaman, güzel karısı İnci kı- zararak: Bu suali, derdi, ben yokken sor. 45 sün o kadar güzel müş- terileri olursa ... Hukukta n n, mi konuşul- maz ya her za Nâ ka- am: — Am anımefendi... diye itiraz etmek ister ve bu şaka Nâ- zum ile İncinin tatlı Kiüleeiklken kitten beri böyle ye ran ine İtimalki üç seneden beri. Zaten ört sene evel, daha Halile vamamıştı. Üç sene evvel, bir gün, İnci kendisini Nâzımın kok ları ege sıyırari çok mütiş oldu, de- İnci d mişti, Seni s m, biliyor- sun. Fakat Halilin şüphelendiği- ni görüsem ölürüm. Yemin et ba- çok zor. İhtiyatı elden Düşündüler, bir çare buldular. Nâzım akşani geldiği zaman, gü- zel bastonunu antrede e İki erkek lâkırdıya daldıkları za- man, İnci e m an iş ın inde yulmuş bir deliğe | Koçük kağ şişi sokardı. Kışın, ayni ma- vra şemsiyı be ile yapılıyordu. Otuz beşinci yaş münasebetile yapılan bu hususi iki dost eski hatıraları tazeledi- — tatlı > İyi âlâ mekte ve Eli a Nüzün uzun bo- yu, ten beri sporcu faza ediyordu. Halil, dostunun endamına bakarak: — Artık biraz dikkat etmek za- manı geldi, dedi. tı. Bir de küfür etti. Nâzım bilâ- ibtiyar bastonunu sarhoşun başina çarpınca baston sapından çıktı ve yere düştü. Artık yumı ğa bir döğüş başlamiştı. Bişi en deaş ce" ruk yumru» yor, bir imdad arıyordu. Fakat sokakta kimseler görünmüyordu. Telâş arasında, gözüne yerdeki baston ilişti. Eğilip onu aldı Diş. lerinin arasından: çak! diye mırıldandı. He- mene m dostunun üstüne atılmak istiyordu. Çünkü bastonunun için- deki karısının yazdığı kâğıdı bul- muş ve okumuştu. Bu sirada, sarhoş onun elinden bastonu kaparak, ne yaptığını bil- mez halde kafasına indirince baygın bir halde yere serildi, Gözünü açtığı zaman, kavga ik sarhoş Sak nz dostunun yüzüne baktı. gan dan yi ül ii Fars; Kiler göründü. Bö sağ mücadele li Nâzımın ve ole senesi de gene İncinin evinde tesid edile- cekti. İnci güzel bir ziyafet ter. him bir şey söylemek için onu yazı Se çekti. — Band bak, Halil, dedi, z gece m. hanım bir takım misa- firler de davet etmiş, çalgı ola- cak. Ben çok iyi dans ederdim, bilirsin. v — Ederdim ne demek? Şimdi etmiyor müsun ? g — Ben bu akşam bu eğlenceye gelemiyeceğim, Halil. Hiçbir Rica ed bir şey açma. — Ne demek istediğini anlaya- mıyorum. — Bir müddetten beri üzerim- de bir rahatsızlık hissediyorum. “ Bugün doktora gittim. Kalbim ra- hatsız. Kati bir istirahata ihti- yacım varmış. Yorgunluk, heye- erim, İnciye p yasak... ğ âzım bu sözleri söylerken, dostunun yüzünde birdenbire pey. ve olan değişikliğe dikkat edin- tit e yl bir ifad. yordu. bazularından, iri korkulacak bir şey kalmamıştı ir adım geri çekildi. Yumru; nu sıktı ve birdenbire, bütün kuvvetile dostunun suratı ir yumruk indirdi. — Alçak! dedi. Çık buradan, defol. yan £ Karısına gayet tabii ve sade eki la: ıyacak, Halil daha ağ şeyler de sö onun arkaği sıra defolacaksın» demek istiyor. ağ Fakat karısının halindeki sü- yretini ce İla erinin soğuk kanlılığını afaza eden İnci : pir garip şey! dedi, Ne oldu? Bu kavgaya sebep ne? Kadının bu ezi Mi — Bir müddetten beri sana öy- le bir bakışı vardı ki hiç hoşuma gitmiyordu, dedi. Sonra, karısının kaşlarını çatti © Gini. görünce ilâve etti: at, tabii, sana karşı iti- e Dz dakika bile arel delik Hih, ak,