| AKŞAM Borazan Tevfik Yazan: Necdet Rüştü emele Bu, olmuş hikâyeyi yazmamak sugtur İma Size anlatmalıyım bunu her şeyden ön Kahramanı: Tevfiktir.. yani: Meşhur | ei, v2 İstanbulda gelmişti bir kış günü Ramazan; Bekçi, üstü karlarla örtülen birçok yolu Aşarak çalıyordu boynundaki davulu!.., * «Ramazan geldi!... çı ar yok peşinde; Halk el ri ea mangalın ateşinde!... Ne «Şehzai o igin m Ne sıra e yolu örten mas. Ne «Peruz»i görmeğe e beri adam var... Yolda ne a li ne mösyö, ne madam tari : «Abdi» diy Ed a, bütün ay demiikiş yanl...» . İnç kepazeliktir bu kış?...» diyor «Manakyan».. Ramazana saklarken «Şamram» son kantosunu, eta üstüne geçirmiş mantosunu!.. «Kel Hasan» daha çocuk: Perdecilik ediyor, — Kipa boş kalacak koca ramazan!... Beyazıdda gülyağı, misvak ve tesbih satan, Oruçtan sersemlemiş ahaliyi aldatan Yahudiden kazıkçı, sarıklı sergiciler Artık çekiyorlardı derin, sonsuz bir keder!.. Çünkü: Kar dökülüyor göklerden lâpa lâpa, Geçilmez oluyordu kardan yokuş, düz, sapa!.. —« Zo!.. diyor!., gi Eğlence yerlerine kış attırırken duman, xAbdülhamid»den çıktı birden şöyle bir İman «Türkiyede yasaktır açıkça oruç ye .» Abdülhamidin emri zebani sözü d. Yanılıp sigara iç gizli bir yanda hele, Zevklerini denerdi birçok kadında, kızda!.. Halk ezelden oruçlu: Ekmeği yok, ne > Padişah da sarayda böyle bin nane yerdi!. Oyıl «Borazan Tevfik» gedikli ii. Uçarı bahriyeli ne yapacaktı şimdi: . Bir oni gezmek için, çıkmıştı Beyoğlu, Bakıp gezemezdi ya o sağ solun: Bir lk girip alani içecektiz. — «Kahrol, be kerif!.. v Dedi, durdu, içini çekti!., Girip içse «Yani»ye «Anadolunya eğer, Dolaşan bir «Kanunyun mutlak gözüne değer, Galatasaraydaki karakolu beylardı!. Fakat çabuk gelmişti düşüncesinin 2 İki altın vardı, girer Tokatliyana İzini belli etmez, gizlenirdi bir y: Yali üşük eri tarıyordu m va Fakat Tokatliyana girmiyorlardı bunlar? Hemen içeri daldı.. başladı güpe gündüz.. Cam Gövdeyı © Mezeler dudağında Varsın rüzgâr inlesin caddede boğuk boğuk, « Kadehler a vız geliyordu soğuk!., d kapa kayık düzün geldikçe Borazana, layı Miküiğeili hüngâra, ramazana!., ae İ Vm kadehi de genç mülâzim yenmişti, fine diyecek yok, başı tütsülenmişti!.. Fakat, coşan neşesi birdenbire duruldu, © Sanki Borazan Tevfik yüreğinden Muin İçeri «Kanun» girmiş, bakmadan sağa sola Ona gelip demişti: m karakola!,..» Teri, İozlaşmık e oş gör, be evlâd.. dedi, si eğer fren. bir tek de sen atl..» dedil., edik ya, vurulmuştu Borazan ciğerinden, “Kanun: & «Yürüyün!» p Dedi.. Tevfik kalktı yerinden!. “eş : m, “a ederken içmemeğe bir daha, akolda rasladı «Arnavud Feyzullah»a: , Böyle dostluk, iy Tevfi İSol kaşına yıkılmış kıpkızıl, sivri fesi, Boyunu andırıyor fasulya sırıkları, Kozmatikle burulmuş o pala bıyıkları!., ,|Belinde görünüyor ren gd sapi, Hele eyvallah deme.. bir kurşun.. yuttun hapil.. Borazanı görünce böyle tevkif edilmiş, - Yanına çağırmıştı.. dedi: — «More!.. Ne bu il. » attı, kanuna çattı: Tevfik, bu tanıdığa mezi Baş hafiye köpürdü; — Hoy, bre kodoş!.. ge Tevfik ile marazan?., «Debrede bile yoktur bunun gibi Borazan!.. «Söyle: Nara mı iğ akta tos mu vurdu?., Mm mi ask r konsolos mu vurdu?.. Mi bir m adamı?.. «Yolda e dımı bir 'bi madamı?.. “İ«Bırak şu müslümanı, ii enseni!., Kaç gündür arıyordum ben seni, ; «Hey more karab .. gel, beraber e etiğini yer neresi, bir kaç kadeh çakalım «Bre, sete «Feyzullah» bunu deyip, Gi iri ür doğru ikisi yürümüştü Masayı kurmak için dnlmıştlar i sie 8 e aa kuruldu Arn yeni . More, garson!.. Si ver, ak 3 Sliz masa, «Meze, ciğer kebabı, acı biber, prasa!...» —« Emri yerini buldu, içmeğe başladılar, Önce hızlı gittiler, sonra yavaşladılar!.. Herif dedi: «Tevfik!.. Memnun dürüm bana arlatsan eğer!..» Borazan: — «Olur!.. isteği Sakar navud sözlerine düşkün pla Birkaç taklid de yaptı, kendini hayli Mi; Herif: «De: dedi, başladı anlatma ia mma, masalı uzatma et!...» dedi, masal ye sona, Güzel bir fıkra din Tevfik anlattı ona!. Bu fıkra m bitince, sarhoş adam pi di, .. Ne kesiyorsun, devam etsen Xa > dedir. ar Doria gördünüz mü olanı, Sıkılmağa başladı artık Tevfiğin canı, , ene korku zorile!.. - Eğ düşmemişti fakat gene ver De: — Der etsen e; more, ne Me » ik, ikram yerinde öleli ik garsona dedi: var, Sokakta bir «Lütfen buraya gelsin; git, kendisine yalvar; «Demin olduğu «Razı lis: Yemene, Taife -gibi; alsın, göl yese beni, beni!...» «Bilirsin sen tuhaf VE, TefrikaNo. 96 ALLAHA ISMARLADIK! ESAD MAHMUD KARAKURD Yazan: — Geç, bunları şimdi!... Hep- si bitti artık!... İçinde bulundu- ğumuz felâket an iz bi mazinin hesabını görüyoruz biribirimize!.. Kız başını kalıyor. .. Zabitin gözlerinin içine bakıyo: Bir daha bu mavi kubbe- Bi altında, yıldızlar wi par- luyan o © ka ara gözleri, oya doya Von öyle mi? Oh!... Bu ne büyük felâ- ket!... Ayrılış ölümden daha be- termiş İzzet!... — Başka çare var mı Beti!... yapabiliriz? — Evet ne yapabiliriz?.. , İngiltereye gelebili- rim, ne e sen İstanbulda kalabiz. lirsin!... Ne — Niçin, İzzet sen İngiltereye gelemez misin? ein ki ve nihayet Aske: ve arzu değilim ki memlekette bu ünifor- mayı taşıyanlara kahraman diyor- lar... — Doğru!... — Beti, biz ikimiz de dünyanın imili insanıyız!... Zannet- bi beni arkanda bırakıp gi- derken her şey bitmiştir... Ha- yır; ben bundan sonra kalbi par- çalanmış, m kıymetli uzvu role alil bir insan gibi yaşayacağım Beti; ben se, ak kar mii Sen derimin, kalbimin, elim içine gömüldün kaldın!... Bu ha- tırayı ebediyete kadar götürece- ğim Arkandan daima temiz bir kalple, sıcak iki damla göz ya- şile olmanı dileyeceğim!... Dua edeceğim daima senin için Beti!... vücudunun en ye dudakları Meyon2 Göz- inde yaşlar par — Beti; sana mill fena- şimdi dünyanın en büyük vicdan azabı olarak çekiyorum!... işlediğim günahm büyüklüğünü bilmiyor değ i affet Beni Betil... Oh!.. erip bu ke- miklerimi' yakan, kalbimi par 4 parça eden bu iiztırap, büyük günahımı, hayatımın nihayetin? 7 adar bu tahammül edilmez 2” ar içinde Sez karşılayac!" 3 zn . 21 e a (1... izzeti... Zavaln : Pi sevgilim!., 3 öyle Bundan s0 ra va için hayat, kapkara a bif kuyunun içi gibi güneşsiz ve 3 j nçtur.. — İzzet. : bim felâkete bir 6 — ei bumu Betil: ir Türk zabiti!... Sen bi a ... Aramızda uçurun” j i lar var! J ülkene başımı kaldır” rak zabitin gözlerinin içine kıyor... Tam bir soğuk kanlılık” ü la Vi tek bir cümle söylüyor!“ Zabit BAE heyecanla soruy ! — yanam, ne demek i5t0ğN tiyorsun Bet g Ayni ii Lal ayni dik — Yalnız evet, de; her şeyi yor, onu göğsüne basıyor... 5 , sıkıyor. yor. — Beti!.. Betil, .. Benim kek” raman, fedakâr Tr. di — İzzet ben li yaşamağa 19 i hammül edemem!... ni ğ yalın İstanbulda kalmağa hazırım “© ninle!... Hattâ bunun için b8“9 gözlerim yaşlarla dolu, kalbim va 4 — Beti, bu imkânı olmıyan bi” — İz ayri ihtiyari kısa, b” guk bir feryad kopardı: — Red mi ediyorsun beni ii ! var 1. (Arkasi - Amerikada “Madam Butterflay,, operasında oyniyan altın sesli bir Japon Prima Donnası : Madam Baylar diyenel ki.. (Baş tarafi beşinci sahifede) nın âdi birer sokak çocuğu oldu- ğundan bahsedecek. o » Bu yarım saatlik uzun bir baş- langıçtan sonra sadede mi acente soraci Nereye teşrif? — Filân limana.. — Sosyetemizin 400 gemisi emrinize âmadedir.. demek mec- buriyetindedir. o» Fiat lâvhası bilhassa iki misli olarak, 50 dolarsa 100 dolar ola- rak yazılmıştır ki acente: — Bilet 100 dolardır. Fakat si- zin yüksek için ağzı- mi açi 50 ye indiriyorum., madan diyebilsin. Ne yapalım nezaket cabi., Bilet aliil sonra Çinli v türlü revera; - bu; eve k g acente tarafında seyabakiğ iyi geçmesi ğin m zum bir dua okunacak. İşte alelâde bir bilet alma m rasimi, Mübalağ ağa ediyorum, J mayın. bu Çinde aynen mevc“ bir teşrifat kaidesidir. ” Tabii bu gibi nezaketler ça Tünçtür, Fakat alelümum muaf” zaketi pek görmüyorum erzin oyalanma s2 ğu beni ip etmez sanır” Sira sonra üstadla gazel lerin satışlarındaki azlıktan habis” daldık, j Kapıdan çıkarken gene gülür” di: yi — Rakı, tütün, gazete d s kullanmıyorum...