RM e 14 Temmuz 1935 Tetrika No. 60 EŞ AKŞAM TAÇLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR CENGiZiN OĞLU | İSKENDER SEHNREDDİN mem a Karakurumdaki Çinli tutsaklar: “Tanrı bir kurban istiyorl,, ii ça un kanını akıtmağa vermişlerdi Deni pe arya o gece hanın odasını ni Turakina geceyi uykusuz g© girdi.. sırtındaki elbiselerin hep- sini çıkarıp yere attı. Oktayın karısı sabahleyin ken- di odasına döndüğü ve sevinçli sein vardı, Mo- > herkes seviyor. — Kaç ai bulutlar ar- ai kalan yıldız, bu gece tek- rar parladı!» oka, hanın karıları ara- sında en temiz ve ve en ca- na yakın olanıdır. Buna benzer çi dilden dile dolaşıyordu. Turakinadan bahseden yoktu.. onun geceyi nasıl geçirdiğini, 0- dasında ne kadar yalnız kaldığı» nı bilen yoktu. OL sabahleyin ikinci karısı Mokaya yeni cariye- ler hediye etmiş ve: dama sık sık gel. Kapım- daki nöbetçiler seni içeriye gir- mekten menetmiyecekler. Demişti. Hanın birinci karısı olanlar sa- rayda serbes dolaşırlar ve hanın yanına yasaksız e Oktay ikinci karısına di ça öm vermişti, caba Turakina birinci zevce- dü?. ordu. tin hanın kapısındaki zen- cilerden biri, ihtiyar vezire rasla- ladı: ses Turakina bir müd- det odasında istirahat edecek. Çutsay bu sözlerden bir şey an- lamadı: — Ne demek istiyorsun, Kara- bulut?, Zenci meri beyaz rim gös- tererek sırıti . — Bu gece prenses Moka, ha- nın yele e la — Sahi mi? — Niçin yalan olsun?!... Moka- nın serbesçe girip çimen için de han bize emir ver Vezir li Ya Turakina... O ne oldu?. Diye sormaktan kendini ala- madı, Zenci uşak: i — Söyledim ya, dedi, odasın- da oturacak... 7 Arabın yanından ayrıl Oktay Ankinin öldüğü gün- Mi ne yaptığını bilmiyor. Tu- rakina gibi akıllı bir kadın du- rurken, insan Mokanın yüzüne ba- kar mı?!, tiyar vezir, o sabah, hana bir gün önce söyl a Çinli kızı bulup saraya geti Çutsay bu süz lr Oktayı oyalamak ve ona Ankini unuttur- mak bead) Çutsay bu kızı Çinli tutsakla- rın elinden almak için epice zorluk ç il inliler, büyük bir Moğol generalinin kız gözü olduğunu, sık si sini görmeğe geldiğini söylemişlerdi. utsay bu generalin kim oldu- Bunu tutsaklardan öğrenememiş- ti, pi u, Çutsayın getir- ği Çinli le v7 idi. Ona bu dı Moğollar vermişti. © Çinli tutsağın renkli saç- ları vardı. Sesi güzeldi.. sabahla- ri #isküler söyl Bura- dan gelip geçen Moğollar onun esini duyunca at- luru; lar, onu dinlerlerdi. vir kuş)u saraya g€- gi zama: Sen e; hanın kuşu ri .. Bundan sonra yalnız dığı i için kederliydi. Yolda: anamdan babamdan ayrı yaşıya- mam!» diye içini çekerek ağlamış- tı bile, Çutsay genç kızı avutmak için: — Biraz sonra ananı, babanı da vi getireceğim, Onları da her gün göreceksin!. Diye e söz vermişti. Sarıkuşun yüzüne bakıp da e- na tutulmamak, peşinden koşma- mak kabil değildi. Çinli kızın gözlerinin içi, etra- fina mütemadiyen kıvılcımlar sa- çan bir ateş kaynağına benziyor- du. Sarıkuşun babası onu ayda bir kere bile sokağa çıkarmazdı. Bu çıkarmamazlık yalnız Moğollar- dan korktuklarından değildi, Ka- tsaklar. rakı i Çinli dan biri, bir gece rüyasın: ında dagli görmüş; Tanrı kend bir zel kız kurban verilirse Çinlileri tutsaklıktan kurtaracağını söyle- miş. tesi sabah, bu rüya; Çinli, bütün tutsakları başına top- lıyarak: «İçimizde en g kimse, onu Tanrıya ceğiz.. Tanrı böyle istiyor!» diye bağırmıştı. Sarıkuşun babası: yı gören «Böyle bir ünl pekliranlar, cüceler, ve sihirbaz- lar vardı. ihtiyar vezire bunları anlattık- ları zaman, Çutsay, kızın babası- e Sarıkuş altın bir kafese gi- recek.. o kafese handan başka bi- rinin eli değmiyecek. Demişti. Vezir, hanın yanına girdi: -— Dün söylediğim Çin güzeli- ni getirdim. Deni öpmek için dışarıda bekliyo Dedi. ez > neşeliydi. — Gelsii Diye di salladı. Çutsay, genç kızın kolundan tuttu. beniz huzuruna çıkardı. Oktay, Sarıkuşu ve m şi gökten yere düşmüş sa w rıkuşun göz kamaştırıcı güzelliği ve söyliyecek söz bulama- EŞ ona dışarda, Moğol â- Gİ ağ kli mi İnhisar şarapları Kuru değil, en iyi taze üzüniden yapılıyor r umum müdürlüğün- aynen z o a x an tarihli sayısı- nin birinci akkitminde «İnhisar- lar ıştır. yazının esas kısmı İnhisarlar Genel direktörünün arenin faaliyeti hakkında ver- edilmiştir. İdaremiz hiç bir za- man kuru üzümden şarap yapma- mıştır. Tekirdağ şarap fabrikasında a; üzümlerinin işlenmesile hasıl olur, Esasen şarap yalnız yaş üzümden yapılır, : uru üzüm şaraptan gayri di- alin k belli eden sayın halk a Şi raplarım! kı yanlış bir bilgi edinilmemesi için bu nokta- Köpek zehirini yutmuş Beyoğlunda apartıman D ısı Osmanın üç yaşlarındaki o; Hü in dün evde 1 perine 2 kö; zehirini ağır “ağ Gnülmizlek YA “> ru tarafından yapılan muayen erir aneye kal, dırılarak tahkikata başlanmıştır. my — zo ittihadına dahil olmayan bi a Dü aylığı 1900, k rüştü, Adres tebdili için yirmi . kuruşluk pul göndermek lâzımdır. e 14 — Hizir günü 70 Güneş Öğle İkindi nz Yatı 06 900 4,39 158 Va 226 4,40 1220 1619 a 21,38 el meye Radyo 14 aa Pazar 2,30 Plâk > eli (Plâk), 19, Mi bale Zi e 22 Gari vin e a önüne baktı. Oktay elini uzattı ve Sarıkuşun omuzundan tutarak: — Çok iğilme, dedi, başını kal. dır.. yüzünü göreyim!. (Arkası var) nın düzeltilmesi önemli görüldü. | O Sahife 9 Her akşam İ) bir hikâye | vrupa zabıtası birka lardı. Bunların geceleri herci dükkânlarını ziyaret yede gibi fena bir âdetleri vardı. Karı koca hiç bir tarafta bir parmak izi bır: ey yalnız boş kasa malümdur, dedi. Fakat size tev- di edeceğim iş gayet Çok kurnazlık ister. ilim Tim Mitzoffun karısını okeşfetmeğe kında topladığımız malümat ken- olursanız terfi edeceksiniz, mü- kâfat göreceksiniz. #**# keli tz valizlerini rafa koy- ve birinci sınıf kompartima- n bir köşesine rahatça oturdu. aydan beri bir karı ede yer muvaffak olduk. Güzel Betty hak- Güzel kadın (Bir Ingiliz hikâyesi ) nakoya 7,41 de varıyor. saat 4,40, saat be: akat lak vermiyordu. İçinden: tesadüf ne tuhaf şey» dir, diye düşünüyordu. şımda ol a p sevincin! adet tıyor! Pane bu ilm Ma karar vers di. Hiddet, kin, kıskançlık zih- nini alt üst etmişti. Maarafih, kendisine şüphe celp etmiyecek suretle şu işi yapmayı tasarla” maktan da geri ıyordu. göre, on dakikaya kas sa- Hesaba dar bir tünele gireceklerdi. Ka- ranlık basar emen b'ça- basmaz, hi in çıkaracak, kapıyı m end lâkırdıyı değiştirmistiz izi metresime mek isterim. Ne lâtif kadın oldu- örürsünüz, diyordu. Beni m bekliyecek! nnevitz müstehziyane güle ğunu — — Gö rdüm kendisini, diye gi yi işaret etti. Karşıdaki yolcu bi- raz şaşırır gibi oldu. Simdi eşte t Pannevitz ba lâflara ku Şu herif karımı ge ge y vap verdi ve yerdeki İstemi 3 resmi düşürmüş mü- j | caret şirketi hesabına dolaşıyor- Panhevitz sordu: ahatiniz bu sefer çok sür- düm mü? — iki ay. Şimdi eve ve rum. Ne kadar mesud ol tahmin edemezsiniz. rım, Fakat pek lâtif bir metre- sim var, Son mektubunda yalnız- lıktan o kadar şikâyet ediyordu ki işlerim bitmemiş olsaydı bile her şeyi yüz üstü bırakarak döne- cektim. — Bekâr hayatı, size göre, çok iyi olmak lâzım, Maamafih, ben evliliği tercih ederim. İnsan bir k ta e , vuşacağımı düşünmek beni «ek sevindiriyor. — Bir iki saat mi? Yamliyer- sunuz. Monakoya saat sekizden evvel varamayız. —M oya ilk seyahatim | değil bu, Emin olunuz, iki, niha- yet iki erimi saat sonra oradayız. Bm ediyoruz. Elini cebine im trenin hare- ket cedvelini çıkardı. — İşte bakınız, diyordu. at, birdenbire Pannevitz İl Bembeyaz kesildi. re biraz eğilince, muhatabın bind. düşen bir Hi 1es- mini görmüş ve bu resimde ken- di karısını Palit ğü i erine koy. tesadüfü ne li izah kabil olacağını düşünü- yordu. in karısına benzer başka bir kadma aid olmasına imkân yoktu. Demek karşısında- ki adamın seve seve. bahsetüği metresi ii karısı idi! Dropert € — Bak yorsunuz ya, haklı im m, diyordu. "Tren . nu —. Sonra, cebinden sigara kutusunu | yüm? dedi, Maamafih, ne zararı çıkardı. Eşik hi olmadığını | var, siz bir yabancısınız. ii görünce, d B izi İİ 1 dan bir ibre rica etti. mi daha dikkatli saklardım. i ların arasında bir muarefe vesile- Tünele giriyorlardı. Dumanlar 4 si teşkil etmiştir. Karşısındaki | pencereleri yalamağa görki yolcu isminin Droj olduğunu | Dropert resmi almak için söyledi. İkisi de meslekdaş çık- | di. Hem resmi almağa çabaya $ tılar. İkisi rupayı birer ti- | hem kadını medhediyordu: — Hele bir iz... Emsali bulunur kadın de- gil! 4 irdenbire kompartiman karan- lık içinde kaldı. 'annevitz elini bi götür. müştü. Kapıyı açtı. Muhatabı sordu: — Kapalı “e daha iyi deri mi? Koridoeri ye dolacak. : Pannevitz kendisile düşmanının. karnı arsındaki mesafeyi zihninde iyice hesap ediyordu. Muhatabı hayalinde canlanan sevgilisinin dalmış, muttasıl kadını medhediyor, okşamalarının insa- na verdiği sarhoşluğu anlatıyo 4 DB. E Birdenbire, oPannevitzin kalktı, bıçağın keskin demiri muşak bir şeye saplandı. Ke in bir hi maruz kalaca» nı tahmin la için, lde arr eğilmiş, kendisini kı sevmek ve böyle kıskanmak ci ii Ceğildir, Hem Ka sövlüzüre hem b min erine çe örme u. Bu işi di nra müstehziyane izahat verd —Ben, dedi, Bettyi MU görse“ © len döşemenin altından kıllar fır. ladı.