29 Haziran 1935 Tsfrika No. 45 İ TACLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR CENGiZiN OĞLU İSKENDER FAHREDDİN Çutsay, delikanlıya hakikati söyledi: “Onu artık unutmalısın, Tongur!,,,. ve Akay o gece ilk defa bir erkek çadırında yatıyordu! Oktay, kardeşinden bir yaban kızını esirgeyecek değildi: ük verdim... i.. ihtiyar Çutsay, Akayın . tuttu ve Çagataya götür- dü. Tongur uzaktan bir şey anlıya- adı.. Akayın dönmesini bekliyordu. Dağların kızı sesini çıkarma dı.. Çagatayın yanında durdu. Oktay yayını germişti.. Su kenarında av arıyordu. Çagatay, dağların kızına: — Haydi, yürü! dedi. çadırıma götüreceğim. Akay şaşkın şaşkın bakınıyor- du. Seni Ağzını m yürüdü.. Uzaklaştıl Tongur, nöbetçilerin yanından koşarak ihtiyar vezirin yanına gel- di: — Akay nereye gitti?. Diye sordu. Çutsayın canı sıkıl- mamış değildi.. fakat, sıkıntısını belli etmedi: — Çagatayla konuşarak gitti- er... e mırıldandı. Tongur, bu gidişten şüghelaheniştiz — Yoksa, dedi, Akayı Çagatay mı aldı?. İhtiyar vezir ağacın dibine otur- u: —Hayır.. Oktay; han, Akayı bine werdi.. Tongur bu ööaleği duyunca bey- ninden vurulmuşa döndü.. şaşkın ve mütereddid, ihtiyar vezirin yü- züne bakarak: — Ne diyorsun? dedi. Oktay han, Akayı Çagataya mı verdi?. utsay başını sallıyarak ayni sözleri tekrarlı adı.. ve elinde sal- ladığı bi aker yerdeki toprakla- rı karış valla başladı. — Onu ek unutmalısın, Ton- gur!. Ton n gözleri sulanmıştı.. Aksı sizi sevdiği belliy- iz Başını, suyun üstüne ire vermiş bir ağacın dalına day — Onu ben unutamam, baba! Damarlarımda yanan bir ateş var.. ontt unutmak için, bu ateşi sön- dürmek gerek. Bir kaç dakika dalgın ve dü- şürceli.. gözleri ek ihtiyar vezirden cevap bekledi. Sonra birden başını çevirerek: rini suya ikerel — Haniya, bana söz vermişti- niz! dedi, Neden sözünüzde mad:":z? Akayın bana verilmesi- ni Oktaya niçin söylemediniz?. — Vakit kalmadı, oğul! geldiğim zaman Oktay han, Aka- m ği eği de elime ali bilirs zü ge- ri Ar a. sana da başka bir tutsak vereyim!» derse, insan buna karşı ne diyebi- lir?. dur- Tongur içini çekerek, vezirin yanından ayrıldı. Akay, ilk defa bir erkek çadırında yalıyor! Tola ırmağı kıyılarında konak- yan Moğol.ordusu yola çıkmış- tı. Birkaç . sonra Karakuruma varacakları Çagatay, e hanın yanında gidiyordu. Oktayın solundaki atta Ankin, Ül sağında da Akay vâr- Bi y, Oktay hanın kafilesine ei için seviniyordu. İki ge- ce Çagatayın çadırında yatmış, fa- kat sabaha kadar gözüne uyku girmemişti. ae zayıftı.. içki içmiyor. alm sın onun içki içmi e memnun ka EE eşki içki ER çarçabuk b olup sizardı. Diye söyleniyordu. o Çagatay dağların kızını çok sevmişti. Fa- kat, Akay oi ten, dağların ki çe fa Dağ erin erkekle yatmış- u koynuna almak, klar dolamak iste- — Bundan kene benimsin.. benden uzaklaşı Dedi. Akay, siri kadar Ça- gatayın e ği bekledi.. yanı- ni imi a sokul, 1. ve Çagatay dağla- rın kızına söz geçiremeyince kaş- larını çatarak kı ğuyordu. O da Akay gibi uykusuz ka — Ergeç koynuma gireceksin!. Diye ei çadırın önü- ne uzanmıştı, rtesi gec öyle geçti.. rı yattılar., fa kanunlar. ağ kızmağa baş eni Elka rum. belli ki, dağda insan yüzü görmeden yaşamışsın!, Elindeki kırbacını şakırdatarak at üstünde kardeşile konuşa ko- nuşa gidiyordu, — Yaban kızına dikkat e gatay! ve ok kullanmasını . iyi biliyo; — eğ yarış edemez. — Böyle ni istemem!, Atının bacağındaki kösteği via gün, onu elden çıkarmış De ay, iği atın bacağında- ki zinciri imi eri için, Moğol- lara az mı yalvarmıştı? Fakat, Ok- tay han: — O kaçarsa, bir daha ele geç- mez.. Diyor ve atının kanalındaki zin- ciri lela im. üyor Yy, EM hoşlanma- ek yem Oktay hanın see sine Çagatay yüzünden katıldığ nı bildiği için, ei a yerek konuşuyordu. Acaba, Tola ırmağı kıyılarında başlıyan in yakınlaşma yüzünden gözüne gir. mek fırsatını bulabilecek miydi?. Dağların Esi nü ayırmıyor: At üstünde ir kendine söy- leniyordu: Oktaydan gözü- — İçime şeytanın ateşini sokan bu a in elbette bir gün ö alacağım., onun kalkık başını aya- gıma eğdireceğim... sesi .. güneş do- | Ö AKŞAİ Her akşam | bir hikâye |) Eski bir çapkınlık j İhtiyar amcam bizimle daş eski çap! am kadehine in bir parça b en sonr garip e a Hay Sanli hay.. mı Kame ladı. O hep böyle — Güya kendisine ağzının açtırılmasını is- temez gibi görünür, lâkin eski ho- a da ba- Benim de bağl gibi bis amcam Mar . Am- ma:o benim gibi geveze, neşeli, havai meşre; r adam değildi. Ciddi ei zatı, Bekârdı. bii rum. Bıyıkları daha yeni yeni ele alıyoruz. Bir gün kalktım amca- ma gece yatısına misafirliğe git- tim... Sokağın esini döndüm. AE ERİR kapısını çaldım. Kapı duvar.. döneceğim. oYan- daki pembe büyük evin pencere- si aralıklandı. Aman efendim a- uğramıştım. Âdeta üzerime yıl dırım çarpmış gibi oldu... Tatlı bir mağ iz Şahin beyin pm değil m diye sormaz m hin bey amcam... Bitkin — Evet... dedim Göğsünü fıkır fıkır. titreterek: e g © 5 ni - 3 E : i 'k acele bir işi çıkmış, sizin için «o alsın anah- tarı, eve girip beni beklesin..» de- di. Buyrun anahtarı atıyorum... ledi. ee biraz > uzandı. i Bir de ne göreyim?.Bitişik evin penceresi derhal . ana anahtarı atan genc kadın mindere amanı... Üze- rinde bembeyaz dekolta batıla in ismen Büyük gözlerini be- m pencereme dikmiş.. amanallah d sen bana imda Biraz sonra la e be- yaz patiska gömlekli, güzellikte nimsemiştim- epice büyük bir ka- dın daha girdi. Bu ikincisi tam ol- gun e bir kadındı. Beni maki iri e büyüğü eline bir ui aldı..ne ses, ne ses yarabb bi Kü ani benimkisi kalkıp pa- tiska dekoltesile şıkır şıkır vücu- dünü kıvıra kıvır bembeyaz gerdanındaki beşibirlikleri ta ba- güzel (Arkası var) oy! a Pp mi Dale zle ne arka- | hatlar vererek kıvrım kıvrım kıv- ranıyordu. G orada İpsiz ben > onu seyre nünde eğ dönüyorum... Bir gülmek çıkardılar.. karşılıklı nim pencereye baka baka her ta- raflarından gıdıklanıyorlarmış ibi ahalarla ( gülüyorlar. öyle kıvrak, öyle harap edici bir tarzda gülüyorlardı ki.. güldükçe ben eğil duramıyorum. il kapı iki kerre çalındı. Hemen pencereyi indirdim. e amcam bu mese- lelerde pek şiddetli, pek ciddi bir adamdı.. ipe hallerde hiç şa- kası Yemeği İn başbaşa ye- d ne sıcak... Ha- ni Eş e bir sini gibi yer- tişik olmak e De on- lara bırakmağı Amcam öyle siddetle Bakbasei ki ben de onlara dair daha bir şey gile ME püfür püfür yat.. ol- | ma; — vü amcacığım... dedim. Hakikaten dam enfesti... Yu- söylediği şarkıyı mırıldanıyordum. Bir aralık kulak kabarttım. Ayni şarkıyı biraz site ince, tatlı bir kadın sesi söylemiyor mu?.. Hemen yerimden fırladım.. biti- miş... atan genc kadın üzerine uzanmış yıldızları seyretmiyor mu?,. Heyecanımdan z a damdan aşağı yuvarlana- Ayni şarkıyı duvarın kenarına . O fıkır fıkır liği baş- Hemen söz açtım: — Şarkıyı yanlış mı söyledim.. — Evet.. «bugün e ağrı- yor» ll in öyle peki?. wi kr —— B gece, kalbim ağrıyor..».. edim... O ge- ne ma gibi gülmeğe baş- ladı. — Sizin taraçaya geleyim de şarkının doğrusunu bana öğretin. Olmaz mı?, Gene o tarzda gülünce entari- min duvara A aldırış et- miyerek öteki tarafa atladım. Hayatımda birçok ia şık kadınlarla ahbaplığ arkadaşlığı settim.. fakat bu ir diyorlar ki (Baş tarafı 5 ci sahife Erkeğin ev işlerile hiç N > lâzımdır. Erkek ev kati surette kendi işi- ve e er- kası olmaması işile değil, le e ve ii keğ Erkeği rahat ettirir. Çünkü ba- şında bir de ev işleri olmadığı için kendi vazifesile, işlerile daha ya- kından meşgul olur. Kadını rahat ettirir. Çünkü ona mânevi ir zevk verir: Evimle tek başıma kendim olmuyorum.» diye ruhi bir zevk duyar... — Halbuki şimdi «modern ko- ca» diye ortaya bir söz çıktı. > ev işleri, çocuk bakımı, bu- İaşı ama ve saire öğrelön Miki açılmış... Birçok modern Mei ev . lerile © uğraşıyorlarmı ün, buhranı birçok erkekleri işsiz. biz p “rakti. Bunun yerine daha ucuza kadınlar çalışıyor... Erkekler ev- de iş görüyorlarmış.. Vallahi bu er baLiyö bil- mem.. lâkin bir erkeğe hiç ya kışmıyan bir yer varsa mk kile! ve hiç m bir iş varsa ev işi, ev idarı Gear laz sonra ze- ki gözlerini elindeki işinin üze- rine indirdi. Arkadaşları da bayan Keri- e Hâmidin ev kadınlığını, yap- tığı el reise kilerini! gem ğini derin in medhettiler. Di yorlardı k: — Ona misafir gitmek bir zevi- Kilerdeön neler çıkarmaz, HE — Ablan nerede?.. — O da amcan gibi.. aşağıda yatar.. Nihay t gece epice ilerlemişti. Git md Lâkin aşağıda bekçi fır dönüyor, damdan dam: atlasam muhakkak sokakta bir ürültü kopacak, beni hırsız sana- caklardı.. Nadide -sevgilimin is- mi- kapı çık.. dedi. Sizin evin hçe kapısından içeri girersin. sesi... bir ud ai dedi.. ablam yatma- mış... Bu sırada hafif bir rüzgâr ara- ie kapıyı açmaz mı?,. Ama nal. . Nadidenin ablası saçlarını cam beyaz pati a grimsi şıkır şıkır oy- a görünce: — iler hay... dedi. Başı dumanlı ii Biz sizi z lenmeyesiniz diye damda yatır. ki. Ben gülümsedi; ağ” siz pinelenmişer” niz a döne birden güldük.. ca- nım amcam adamdı vesse- lâm.. v (Bir yıldız)