22 Haziran 1935 258 — Yarım asra yakın edebiyal neler gördünüz? se - | iyat va len başınıza ne be- İâlar geldi? Bu sorguyu Heybeliadanın tam | öşkünde, bir bahçede üstad bay Hüseyin Rahmiye sordum. Gözlerinde her zaman muhafa- ii Size bunlardan birini anlata- Yım... Şimdiye kadar kimseye “e bahsetmiş değilim. Edebiyat Yüzünden ben sujikasde uğra- dim, Evet sulikzasde... daha | Öteki dünyayı boyluyordum. Bir Toman yüzünden öldürülecektim. Uzaktan görenler edebiyati Psk kolay bir şey sanırlar amma İşte köyle cilveleri de vardır, Ba- Zân insanı mektupla takdir eder- ler, ilânı aşk ederler, evlenmek teklif ederler.. Fakat bazan da böyle öldürmeğe kalkanlar da ciur.. Anlatayım da bakın... «Şip sevdi» yi yazmıştım. Roman bi- Taz açık bulundu. Gazeteye tarim da köpeklere dağıtırım», böbreğini çıkarır, omeze yapa mektupların o hepsinde Müthiş tehdidlerden sonra roma- iBindaha kapalı, ere ve kadın | Kahramanların erbiyeli, dâha uslu akıllı Kürek etmeleri tavsiye olunuyordu. albuki bir yandan da gaze- (lenin patronu mi ece Svimde oturuyordum... Dışarıda bir r takım telâşlı ayak sesleri, te Li? fısıltılar.. — Bu sırada. urada.,” Me gölgesi.. gi- ği sesler... Birdenbire gecenin karanlığı, içintle müthiş bir ses.. bir silâh patladı.. kurşun duvarı del İdi, Oturduğum odanın düşe- Mesine ayr. arkasından bir p>. bir daha. | m üçü de döşeme Ne plandı... Kendimi Miza, R ariya dar attım, Sokakta telâşlı bağırmalar, t m e sesleri, gürültüler, bek # Ne Tut.. yetişin.. Niye bağırmaları... Sokak kapı- dina çe lü ei söyledik amma ag kime?.. Silâhı atanlar çok- in karanlığa karışmışlar, a in Bu e oturduğum evin dö- ie tahtalarında hâlâ kurşun Yerleri du . biri de duvara diği ii Dr orada da bir iz var- yük romancı bir müddet dur- 50 yıllık edebiyat hayatı B. Hüseyin Rahmi mahalle kadınlarını konuşturmağı nasıl öğrenmiş? Meşhur romancı edebiyat yüzünden başına gelen belâları, geçirdiği Kork mekik B. Hüseyin vi ia irerigiri dın: — Daha ne belâlar.. ne be .. Hele bu Şip sevdi a MP Kitapçı bay Hilmi asıyordu. O zaman İzzet paşa: — Teessüf ederim sana,. dedi. Ben de seni namuslu bir adam biliyordum. Böyle bir kitap ba- sılır mı hiç?... Neyse geçmiş bu kitapı — S er... İşte 40 bu kadar yıl içinde ede- biyat hayatında gördüklerimden biri de bu.. stadım, Bir şeye çok me- rak ediyorum. Kibar bir muhit ve sineği, size mahal le ha; yazmak zevki, ma- halle ami Mk fikri, me- rakı nereden g; da ii irinli biz es- kiden Aksarayda otururduk. Ora- da bir ek koyu bir mahalle ha- yatı gör Sonra ie yaz ailece > gitmiştik.. Or v da dar, tahta bir mahall, duk. Mahallemizin kli sık sık kavga ediyorlardı. Bazan kavgaları gece yarılarına kadar sürer giderdi, avalar ederler, la, hayale gelmiyen şeyler söyler- lerdi.. Pencerenin önüne amy hay- ran hayran mehta; an sey- reder, onları Ve Söyledik- leri tuhaf şeyler öyle garibime gitmiş ki onları uzun müddet bü- tün teferrüatile, konuşuş tarzla- rile, konuşulurken yaptıkları ha- reketler ile aklımda tutmuşu; Hattâ daha tuhafı... Bu sözler bana o derece tesir etmiş ki mahalle- de duyduklarımı odada yalnız kalınca kendi kendime söyler, ay- ni hareketleri yapardım. Sonra bunları romanlarımda, ierik kullandım. Eğer İdu ise - bunlar da bana bir mu- . itle temin etti.. Üstad gene müstehzi o gözleri- ni önündeki müsveddelerine dikti: ir saraylı beni Sulukule- e oturuyor sanmış!.. Fakat ka- AKŞAM Sahife 7 İngilterede beş kişiye bir gazete düşüyor Daily Herald günde 2,020,000, Daily n da hakki yok değli ni., Romanlarımı yazarken sık sık Sulukuleye taşınırdık. Bir arka- aşım vardı. Doktor Nail... Son- a Nail paşa oldu ya... Beraber giderdik.. oraya aid Tayan yaz- k için aylarca Sulukleye git- Express 1,800,000, Daily Mail 1,780,000 nüsha satar. Timesin satışı 180,000 bini geçmez İlânat acentelerinden biri, Lon- a mu- kayeseli bir istatistik yapmıştır. Bu istatistiğe, ingiliz vilâyetlerin- & çıkan tanınmış gazeteler dahil İstatistiğe göre Londrada çı kan Koxetelerin gündelik satışları şudur Daily Herald 2,020,000 Daily Express 1,800,000 Daily Mail 1,780,000 News Chronicle 1,360,00y ily Mirror 1,070,000 Daily Sketch 1,020,000 sim Telegraph 400,000 180,000 Memi Post 130,000 u da kaydetmek gerektir ki, Times, Daily Mirror ve Daily Sketch gazeteleri mesul muhasip-. leri tarafından kontrol edilmiş olan gündelik satışlarını neşret- meği âdet edinmemişlerdir. Lon- dranın en büyük gazeteleri ali 'Timesin, eniyi Telegraphın, Mor- ning Postun Sonra bu ii hi lerde daha çok satıldığı edi değer. İşçi patisine mensup olan Daily Herald Gal, Midland, Yorkchire gibi endüstriel yerler- ha fazla s Daily Maily ile Daily Express m ise İngilterelnin kei çilek yucularına gör. ayırmak Mzedı ır, — Bez yüz sterlinden fazla geliri olanlar, 2 - 500 sterlinden az geliri bulunanlar, 3 - fakirler, 'ukarıdaki istatistiği yapan ilânat acentesi bunların üstünde sere i, oku- ç sınıfa olmak üzere bir dördüncü oku- yucu sınıfı daha tayin ediyor ki, bunların yıllık gelirleri 2,000 ster- linden fazladır. Bu yüksek okuyucu sınıfını teş- kil edenler sosyete direktörleri, müteahhidler, yüksek memurlar ve edir. 8 p Londra gazetelerinin satışlarını acak olursak günde 9,560,000 nüsha sattıklarını görürüz, Nefsi İngilteredeki nüfusu 45 milyon hesap edecek olursak her beş ki- şiye bir gazete düştüğünü gö- rürüz., toplıy tik. tık bütün Slukule ahba- bımız olmuştu. am en faz- la konuştuğumuz ada: O zamana kadar & - çinge- nelerin hayatı, yaşayışları, kav- ga şekilleri pek romana, hikâye- ye, edebiyata girmemişti. Bunla- rı görüyor, onların her gün kav- galarında bulunuyor, notlar alı yordum. İşte perest Sü seir çingene hayatı ingeni e geek bal bön bağ. ad — Bilhassa mahalle kadınları- ne kadar iyi anlattınız... On- ları gayet ee tetkik etmiş olacaksınız. — Sati ayın... Daha yazi yaz- ve den haberler: «Rahmi bey oğlum gelsin de yazılacak mektup var yazsın.» mahallenin det kü- çük kâtibi bendim. — Yazamam.. bilmiyorum.. de- meğe de bird İzzeti nef- sim mâni olurdu buni Yazım öyle KA idi gü kargacık burgacık... Çince Yoksa Japonca mı?. Belli a” Fakat oturur birer birer yazar- dım. Bu mektup yazmalar bana çok şey temin etti, çok kadın sırrı öğrendim. Kadın UNU, isteklerini ilk defa bu mektup- ar bana öğretti. Bunun için on- ları çok yakından bilirim.. — Hayatınızda geçirdiğiniz en mühim korku ânla — Aksarayda oturuyorduk. Ben- de bağırsak ve böbrek hasta- lıkları olduğu için doktor gez- memi yemeğ tavsiye etmişti. Akşam ğinden sonra Sultanahme- İzmir 18 di e — anem dikiş, nakış ve biçki yurdla- rında sanat tedrisal çalışma eserlerini vr tmiştir. Her yurd da talebenin bir yıllık sergiler hazırlanmıştır. Halkımız bu sergileri gezerek rr M yapmaktadırlar. Bayan Ruhsarın Kara taş dikiş ve biçki yurdu: kumaştandır. Resmimiz Bayan Mahdurenin yurdundan diploma iy alanları gösteriyor. de kadar gidiyor ve dönüyor. dum, Bir gece gene böyle dönü- yordum. Aksaraya geldim. Tev- fik tin evi vardı.. Tam onun hizasına yaklaşmıştım, ' Arkam- da üç gölge... Başladılar en takibe.. hem yürüyorlar, hem kı uşuyorlardı. Benim Sile aldırış bile ettikleri yok.. hattâ biri: — Bıçakl dedi... Hiç istifimi bozmadım. ladım. Hızla kapıyı çaldım, içeri gz larin e üç adam.. Bağıra bağ ardan birini bana uzat.. — Geçirdiğiniz en mühim ka- za?. — e bisiklete bi- nerdim. Çok e binerim.. Rumelihisarına ie tem Hi sarda çıkıntı halinde bir fener vardır.. bu çıkıntı yüzünden yo- iki tarafından gelenler biri- iskele arasında denizde sıkışıp ka- lıyordum. İşte hayatta geçirdiğim en mühim kaza ve korkular. Hikmet lid