AKŞAM Tet İSKENDER A Kaçar, Tonguru amçılarken.. semi ertesi kaz güçlükle kal- içki pe ET hırpa- Zaman- ra kinden çok bi in ve eye dü, Gözlerini oğuşturarak 'çadırı- hin önüne çıktı., sırtını okşıyan üneşe pe gözleri © kaâmaştı. Tekrar eniyi girdi. — Tulinin başı dönüyordu. Ne RL eteği kendi de bilmiyordu.. ii kalmamıştı. © Bir aralık yere si, — oyuk edi ağaç arş elini içmiş: i Diye en tekrar yere nraktı, Biran için etraftaki Köğükdei amı ilk önce içki içer.. keyifle- nir, kendi kendine türküler söy- -ler.. sonra afyon çekerek uyurdu. Tulinin hazin sesi vardı, Oktay kardeşinin sesinden çok hoşlanırdı, Hastalığından bir kağ önce idi. Bir nehir kend ko- pe Oktay, bir ağacın : n iki kuşu göstererek, m ; i, diye seslendi, papağa- na a bansiyen şu mahlüklara bak!.. lar... İn © sanlar da tıpkı böyle, akşam o©- “Olunca eşini arıyor... Oktayın sözleri kardeşine çok “ dokunmuştu. eğin kaldırıp kuş- lara baktı. Cengizin “çok handa ia geyik) tür- - küsünü öyled Oktayın ii yulanpağakı: ; — Babamız bu türküyü ne ka- dar çok severdi, Tuli! Şimdi o © sağ olmalıyı bizim Çinden muzaffer olarak dönüşümüzü gör- © meliydi. ç erek kardeşinin © ayrılarak çadırına girm o Tuli şimdi kendi çadırında ağlı- i jön yanından işti, rdeşile geçen güzel, ; tatlı i imi hatırladıkça yüreği dam — yordu. Tuli çok duygulu bir erkekti.. yeryüzünde biribirini bu TACLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR | CENGİZİN OĞLU | FAHREDDİN — Tuli çok içki içiyordu.. bir sabah dumanlı başını çadırın direğine dayamış, uyukluyordu. Bu sırada çadırın aralığından bir el uzanmıştı | ta parçasını yerden aldı. Tahtanın üstünde şu sözler yazılıydı: «İki gündenberi arımdan olarak, ın yanındaki. ii yatıyorum. Beni kurtarı- Tongur Tuli birdenbire (o şaşalamıştı. ru, haberi olmadan kim bağlıyabilirdi?. , Tulinin çok sevdiği bir gencti, Moğol ordusunda, büyük- lerine Tongur kadar kendini sev- dirmiş bir zabit yoktu. Tuli elindeki tahta EE yere fırlattı, Silkindi.. esnedi.. .. ve kamçısını alarak NE dan li 5 Kaçarın çadırı ve karargâhı, kümaklüdikleki yaylânın dağ ya- maçlarına doğru uzanan yolun ke- narında idi. Tuli atına in Ka- çarın karargâhına Bu sırada Kaçar, yi çadı- rında Tonguru döğüyordu. vallı genc, o am İn -Kaçar kendisine dağlar dan bahsederken- eN ri | sözleri söylemişti: — Ben, size doğrusunu söyle- mekten çekinmiştim.. Akay tam benim dengimdir. Onu seviyo- rum,. han iyileşince onu handan istiyeceğim. şte bu sözler Kaçarı çileden çıkarmıştı, ç General, Akayı sevdiğini bel li etmiyor ve: , Oktayın karısı olacak.. sana onu vermez. Hanın gözdele- rine sen ne cesaretle göz ko; ei rek, direkte bağlı olan de- ikanlıyı kamçılayıp duruyordu. Tuli kamçı şakırtısını ve Ton- gurun yalvarışını işidince daya- namadı. Atından yavaşça inerek, tsak çadırından içeriye pi e Tuliyi görünce şaşırmı .. onun bu saatte buralara gele ceğini ummuyordu. Tuli, ikisinin de yüzüne sert bir tavurla baktı ve Kaçara dönerek: — Tongurun suçu nedir?, Diye sordu. Tongur, Tulinin geldiğine se- vinmişti, Ona işin doğrusunu söy- a e Kaçar ondan önce dav- andı; — Oktay hanın çok sevdiği A- kaya göz aran onu avlamağa çalışıyor. Dedi ve smianinmen şu sözleri de ilâve — ei benim yerimde olsanız, Her akşam bir hikâye Bir hayal sukutu Nerimi salonda yal dak gın, düşünüy an hafta- larca, aylarca, en bir şey bekler de nihayet son yaklaşınca artık birkaç günlük bir bekleme üzüntüsü kaldığına bir türlü inanmaz. İşte Neriman da bu halde bulunuyordu. Meti- ni tekrar görmek ihtimali karşısın- da şimdi kendisini şaşırıyor, ar ta ürküyordu. Metin onun eski, en aziz bir dostu değil miy- di? Evet. Fakat iki sene evvelki Metin ile şimdiki Metin arasın- da derin bir çılmıştı. uçurum â Evvelki Metin âdeta Ve kardeş bir arkadaş, iki Metin i gibi telâkki ettiği di stikb. diğini biliyoğie Metin, seneler- ce evvel, genç kızla evlenmek is- temişti. Neriman onu pek seviyor- Fakat daha evlenmeyi aklı- na ekimi ordu. n Metin iyi dans etmesini bilmiyordü! Metin hoca tuttu, ders aldı. Sonra tek- rar Nerimanı istedi. i i anlamak ini yordu. İki sene s tekrar ricasını ta- zeledi. Neriman bu defa cevabi verdi: — Rica ederim, Metin, kocam olmak sevdasından vaz: pek severim. Fakat böyle, evlenmek teklifi. geleceği- » Nihayet benim için bir kâbus Eline Mk Halbuki bunu hiç istemem. Bir mu: kavele yapalım, Sen bana evlen- mekten hiç bahsetmiyeceğini va- det. Bende sana vadedeyim, ne vakit gönlüm olursa bu bahsi ndim açarım, bu teklifi kabul et- ö e em Ara- dan zaman geçti. Nerimanın ba- bası hastalandı. Radosa gitmeğe mecbur oldular. urun ses bebimi aramak için, kalbini tah. onun zihninde mühim bir mevki şey görü setmek ve acaba Metin olsa derdi diye nin kendisi için a saygi ie iki s sene geçti. Genç zi bain e pek iyi tah- lil etm Teki imei gel dileri zaman ari tine karşı rabıtasını, aşkını pek iyi anlamış- tı. Şimdi işte görüşeceklerdi. Es- Mai Anatalığını e Böz- | ki verilmiş vadi tutmak vazifesi ii SX | kendisine düşüyordu. Bunu düşün- ke rr dükçe sinirleniyordu. “kadar çok seven iki kardeşe güçlükle raslanabilirdi, Tuli dışarda dolaşan irem lerin ayak seslerini duydu. Onl ra gizlice şarap al düşün. “dü. Fakat, gene cesaret edeme- rg bir du. Tuli gözlerini uğuşturarak tah- Fikir Hareketler! MECMUASI'nın taşradaki bayilerine: Fikir Hareketleri mecmuası ra doğrudan doğruya idare- hanesinden vi ağ için taşra bayileri matbaası müdürlüğüne sireni ede- bilirler. Nihayet, Metin geldi. “O kadar korktuğu bu gi ilk lâkırdıları da, Metin neşe ile gülünce, Neriman da keyifle i. di. — Metin, dedi ay o ka- dar gülme- ni bile unutmuşum! Si me'n- leketlerde nevrastenik (o olma! tan korkuyordum. — Sen mi mevrastenik olacak- sın? N Neriman, kokteyl kadehini uza- tarak: —Beni iki senedir görmüyer- . İnsa: senede çok fena âdetler iktisap edebilir. düşünceli, cevap verdi: — Doğru, İki sene içinde o ka- dar ler olabilir ki... Fakat sen iç değişmemişsi eriman, — Bilmem. Fakat öyle zanne- diyorum ki insanlar hem madde- en hem manen hep değişiyorlar. Yalnız bu değişiklik o kadar ya- Su am ki farkına varmıyo- ğ — Maşallah, bu ne me — Felsefe mi? Âdi bir haki- kat değil mi bu? — Öyle ım hakikat- ları kendi hayatımıza tatbik et- tiğimiz zaman yeni bir keşif gibi zannederiz. Ah Neri- man, bilsen bu son zamanlarda seni ne kadar aradım, sana ne kadar çok eliyai iri var;.. —Bendesana bir sürpriz pacağım, Metin. Hoşuna sider i? Genç kızın içinde tatlı bir se- yması onu e genç MİkPa doğru gidi- u. — Ne türlü sürpriz? Delikanlı Nerimanın güler göz lerini görünce hayretle sordu: — Bugün bir tuhaflığın var, Neriman? Bir şeytanlık düşünü- yorsun gibi, — Şeytan olsam ne derdin? — Kompliman istiyorsun, gali- ba. Hiç utanmıyor musun? ki çocuk gibi şakalaşıyorlardı. Fakat Nerimanın kalbi çarpıyor, biraz sonra söyliyeceği sözleri işidince Metinin yüzünde parlıya cak sevinç ei dürüne- rek keyifleniyor. Delikanlı Bela Hani bir sürpriz vadettin- nedir söylese; — Sen ei vi syiicek şey- lerin vi m dikili değiştirmeğe kal- — Değiştirmiyorum, sürpriz için zemini hazırlıyorum. Sana bir masal anlatayım. Vaktile aralarında bir mukavele si rkek vw: mış bir kadınile bir e “. mu Hatırlıyor musun? Sen ve ben. Farzet ki sana, m değişti Metin, diyorum Neriman birdenbire sustu, Me- tinin yüzündeki if gibi dondurdu. içinde geçti gitti. Fakat Nerima- nın pek geç kalmış olduğunu an- lamasına bu kâfiidi. Anlıyordu ki al onun kalbinde bir dost- n bi man bir an içi maziyi hatırladı. Kendisini ih- tiyar yorgun hissetti. nde öyle bir yara miele ki ev- velce bunu aklına bile getire- mezdi. Fakat büyük bir azim ile kendini toplıyarak sözü değiş- tirdi: — Affet, eğe dedi. Şaka biraz ire kaçt Delikan! gez bir halde, ayağa Li Biraz boğuk bir ses- le sordu: — Ne demek istiyorsun, Neri- man?. » — Anlamamiş gibi davranma, Benim bu münasebetsiz şakama doğrusu gayet iyi tahammül et- Radyo 19 Haziran Çarşam Jane 18,30 Jiranastik e Azade Tar 18,50 Fransızca ders, 19,20 Dans ikisi (Plâk), 19, an n Emi ler - oral 21,40 Bayan Ateş (san), 2 Plâk El atı. Bükreş, 13-15 Plâk ve duyumlar ya- na, 18'G Grigoras Dinico orkestrasının konseri, 20, 10 Kilise korosu, 20,40 matöre cevap, 20,50 Sözl a el 05 Klâ. sik konser sare. Rad ai a orkestrası, 22,50 Hafif müziği 23,15 Yabancı illede yine 23, 35 Ke 20,30 Schumann'ın şarkı- ilerkdai 30, 50 Vi eca 21,10 Salon orkestrası, 22 Chopin © konseri, 22,30 Roman tefrikası, 23 Spor 23, 1 ali çük klâsik as e. eke adi tarihi piyes, 23,15 Son duy lar, 23,30 Plâk, 23,45 Yabancı dillerde 'ano konseri, 20, 040 Kapana 21,15 Gene nesil için: > 21,45 «Undines adlı 30 Re novel 81 30 Reportaj, 24 Dans müziği, » Hi İstanbul, 18, de Tarim 18,50 Alm ii rler, tangı Ya rı, Türke zlü eserler (Avni) 21,30 e li - oralar 21,40 Bayan met Vahit (Şan), 22 yeni ie Bükreş, 3-15 Plâk yımı, 18 Plâk, 19,1 Pal 70 ii © Ai müziği plâkları, 20,50 Rez ssenet'nin «Manon> opera: Ga İle) (Aralarda duyumlar ve sa- re). Varşova, 20,30 e il 21 Senfonik k 22 Litw üziği « va yi 13 “Sözler, 23, 20 “Küçük or kes ak el 15 Radyo pöpürisi (şarkılı), 21,45 “Rai dyo piyesi, 22,15 Kor imei seri (röle) 23,30 Plâk, KA öl. 40 Plâk, 23,45 Hafif mi udapeşte, 19,30 Wazne rin Tannhae- user operasının ikinci perdesini a Sözler, 21,30 Çigan müziği, Süel ei 24,20 Heinenann cazı - mi “Viya 25 Piyano müziği, 21,05 Repesaği; A 35 Sevgi şarkıları, 23,25 eni Viyana orkestra İcin 24,45 Dans müziği. linih, 20 Konservatuvar talebesinin , konseri, 21 Büyük halk Si yayı mı, 23,30 Eee arası, 24 Solo, koro ve orkestra konse! 1908 de Ecnebi Sermayedarlığına Karşı ilk Kalkınmalar e bir bi başladı, nasıl a azan: (Hüseyin Avni Fiyeti 20 kuruştur Satıldığı yer: KŞAM KİTAPHANESİ tin, kendini tuttun, tebrik ederim. Şimdi, sen anlat bakalım. Haya- lindeki o kadın kim? Ben senin eski dostun değil miyim? Benden i li Ji ir şey amamalısın. Metin cevap veremiyor, düşü- nüyordu. — Mera bu süküt? Sana zi şaka ım diye darılacak ir Si böyle surat ettiğini görürsem sözlerimi ciddiye almiş olduğuna (o hükmedeceğim, Ço. cukluk etme, anlat bana, kimdir sevdiğin kadın?, — Sen bir sihir > gibi lâkırdı söylüyorsun, Neriman. Ne: en an- tadın bunu? sin da ör. meyi ve tanımayı o | İstiyep- üyük bir irade ham- lesile rs ellerini tuttu ve zünde tebessüm ile: — Tebrik ederim! dedi. “Hikâyeci.