kalktık, Niş. koltuklarına yaslandık. veler, likörler geldi. Her türlü konudan luyor: Bir gece evvel, bir aj a hin üçüncü katından bir kedi düş- müş, bir müddet kaldırımda can- 8ız gibi yatmış, sonra ok gibi fır- SR 2 IŞ... İçimizden biri dedi ki: — Acaba hayvanlar kendileri- ni öldürürler mi? Alın size içtimai bir mevzu. Her kafadan bir söz çıktı, Mi- Ni ten başka kendini öldüren hayvan olmadığını söy- lendi Neden sonra, aramızdaki filo- Zof Ünder ağzını açtı; garamı tellendirerek hülyaya dal- dım. Bir aralık gözüm yolun kenarı- na ilişti... doğru güzel, pırıl parıl bir piliç geliyordu. Arada bir, uç- mak istiyormuş gibi kanatlarını açıyor, gıdaklıyor, sıçrıyordu... Bu güzel pilici içim sevdi. birdenbire Okaygulan- Kendi kendime sordum: hayvancağız yola bi motosikletlerin arasına atıyor?., Hani az kalsın yerimden kal- kacak, pilicin yolunu kesecektim. Peki gesinin me , oergesinin olduğunu bilmeden, ona engel ol- mağa, keyfini bozmağa h var mıydı? Bıraktım yoluna gitsin... Fakat piliç ilerleyip, geniş cad- leden yürüdükçe, vızır vızır oto- mobiller gelip geçtikçe yüreğim hop! ediyordu. Piliç yürüyordu. Ağır ağır yü- rüyordu. İçime doğdu. Piliç ken- dini otomobillerden birinin altı- na ataci Biri sözü kesti: — Peki, bu içine doğdu da, neden yakalayıp yolundan çevir- mediniz? — Bu ömrümün vicdan azabi Piliç, ne kadar za- ortasına doğru yürü- yordu? bilmiyorum. Öyle dal mıştım, ki zaman anlam ve kav- ramını kay! iştim. İnsan, içine fena bir his doğ- duğu zaman, dalar da, değil za- hattâ mekân mefhumunu olacaktır... ar er. Ben gözlerimi piliçten ayırmı- yor, piliç yürümesine, oradan oraya sıçramasına devam ediyor. Gene kanad çırpiyor, gıdaklıyor- d m... Biraz gene pilicin maksadını kavramağa zihin yordum, Bu hay- vancık, sevimli piliç, yolun ortasında neden duruyordu!.. ir iki otomobil gelip geçti. Dikkat ettim, piliç mütereddiddi. Tekerleklerin yanı başından sıy- rılıp geçiyor, öteye atlıyordu. lıyorlar, manevra yapıyorlar, yol giştiriyorlardı... aktan, belki de yüz kilometre hızla gelen bir moto- MANİLER O beni ah o beni Kâkül örtmüş o beni Ben yârimi unutmam . Unutsa da o beni. Ocak başında desti Kimler yolumu kesti Şimdi burdan geçecek Gönlüme böyle esti.. Yârim geliyor sandım!. 5 , hi Sen hiç, amma hiç bir şey >> Bunun için okula gönder» diler ya,, ; al GELENLER Ankarada ziya- fetten ziyafete gi- den, bakanlardan iltifat gören Türk basınının ia si için söz bir- arkasından bakan * a bir arkadaş : — Basın kuru- mul dedi. Nikâhtan sonra Kızın babası - yeni damada — Bütlin paramı koyduğum banka da bugün iflâs ettil.. a £ m MANİLER Olurum gene âşık! ... Sevdaya tutal, şaşır, Gönlü yastı Elinde işte elim, da askı belim... Sen orda ben burada, Neden hasret çekelim?... siklet göründü.Üzaktan, bir nok- ta gibi göze çarpan bu motosik- let, rüzgâr hızile, pilicin yanın- dan geçti. Kanadına çarptı. Piliç, “pilicim, bir iki çırptı, yana yattı, Ben yerimden fırladım, koşa- kanad 3 Ş | cak ve pilici alacak, tedavi ede- cektim. Fakat yerimde mıhlandın O anda, yıldırım hızile bir bü- yük otomobil geldi, geçti. Kanadı yaralı pilicin tam üs- tün geçti. Kalbime bir ok saplandı san- dım. aman bu pilicin ölümünü hatırlasam, kalbim gene sızlar. O piliç, muhakkak deliydi, ölüm tehlikesi ortasında gönül eğlendi- riyordu... Zevkine kurban gitti öldü... adaşımız un mahzun sallıyordu. Gözleri yaşar- mıştı. Pilicin ölümü onun harap etmişti, Kalktık, ayrı ayrı elini sıktık: — Anlaşılıyor, sen pilici çok s&- viyorsun. —Evet, evet, dedi. Hele ki zartması olursa!... — —— TASARRUF : ei ri Gas- onyalı. ile çekişi eşik. çekişi Gaskonyalı : — Bizim gazeteler on iki bin #rank- lık mürekkep har. omuz üzerine nokta koy- sö mi on. iki Arkadaki yolcu — Geminin başı limana girdi, Üç gün sonra ğin frank tasarruf Amerika sahillerini görürüzl, yoruz ). Bı! Önümde yaban domuzunu görünce koruma cemiyeti üyesi olduğum aklıma geldi, hemen bu ağaca tırmandım!..