| 28 May 1835 a AKŞAM izi Tefrika No. 13 TACLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR CENGiZiN OĞLU İSKENDER FAHREDDİN —. (Nankin)de açlık veee: Halk, küçük çocuklarını Tesuy) bütün imperator ailesini per Kumandan Radyo 28 iz Salı ai e ders, 18,30 Jim: Azade Tarcan, 18.50 Hell gi 19,30 Haberler, 19, çekindiği kumandanları zındana arttırmıştı ük açlıktan Insan eti yiyorlardı Oktay, Çinli zabitin başını vur- durdu, Tulio gün aya birleşik- lik muahed. esini imzalamıştı. (Sung)lar (Nankin)in cenu- bunda, im; imparatora üç yıldan beri “ö etmiş kalabalık bir kabile nk e İl Hunan şeh- Tini adı n)i çabuk işgal stmek için ellerle birleşme- ğe mecbur olmuştu. Oktay burada çok mahirane bir manevra çevirmeğe ve bu su- retle (Sung)ları elde etmeğe mu- ak ol n sonra istirahata çekildi.. Subutayın muvaffakıye- Zam bekl v da Çin imparatoru (Ko- metaya sinmg Yakala beş zabitten ve prenses (An- Kin)den ri kimse m Şe- hir halkı imparatora güzel bir köşk vermişti. İmparator buraya gelince, el yanına gönderilmesini emret- li yen Nankini iyi- ce sarmışlı sehirde dışarıya bir kuş a dam da şehirden gama içer- de ET kalmı İmpa Miken Nan- Ürer li değerli ve tari- hi tacını da birlikte kaçırmıştı. teminini Moğollar ergeç muhasaradan vaz geçip gidecekler ve imparator tek- rar tahtına dönüp oturacaktı. (Koetefo)ya vardığı * yerlilere: — Tacımı Moğollardan kaçır- zaman, Diye rm Halbuki Ok- Kil mii ram runun taç ve tu, Oktay Çinli- vo baliimri öcünü alıyordu. başarabilmek unun elbette in) gibi büyük bir şehri Zaptetmesi gerekti, parator (Nin-Kiyassu) hâlâ Oktayın Çin topraklarında niçin döğüştüğünü anlıyamamıştı. Nankinde başlıyan hastalık, en Ziyade açlar üzerinde tahribat ya- Piyordu. Bu felâket yetmiyormuş i, şimdi de imparator silesile k anlar arasında ga ir şekememezlik baş göstermişti, Fakirler açl çocuk- İmparator kaçarken, Nankinin müdafaasına kumandan (Tesuy)u memur etmişti, imparatorun gittiği gündenbe- ri, sarayda boş kalan Çin tahtına çok Adının Çin tarihinde y: sını istiyordu. İlk önce imparato- n sını elde ederek, devle- tin iki değerli vezirini bir gece içinde ir me Bu hâ- dise orduya akse — İmparatorun nemi yaptım. Benim elimde bir yok!, Diyerek Mvalin si kanlı hâ- diseden kolayca sıyırdı, İş bununla bitmiş olmuyordu. Hükümete bir eğ min ei ler arasında ve halkın çok serdiği p rens “eliz Kiyo)yu Kep çomak olarak e — yy çe kalacak değiliz — Çok namuslu ve değerli bir olan (Çong-Kiyo)ya hepimiz Be yun eğeriz. Dedi.. Prens tahta oturduktan bir gün sonra da (Tesuy) kendi- sini Nankine başkumandan ola- rak ilân ettirdi. İşte halk ve asılzadeler için, o gün, yeni bir felâketin tarihi idi: İmparator (Nin-Kiyassu) ha- nedanı o gün tarihe ği (Tesuy) ie im ge- çince, ilk işi tor ailesini ve siyasi aba tevkif et- ti mek ol (Tesuy) halkın ıztiraplarına ğını tık ü- daş irler arasında ihtiyar ve hasta kadınlar, ölmüş çocuk eti ve o: in da sizin eülesinizi yi- . in rer tevkif ettirmiş ve zindanlara attırmiıştı. O artık imparatorun anasını da kendisi için tehlikeli görüyordu. - iğne ) muhasara ( az ğa başlamıştı ki, bir çok Mile ler: — Moğolların geldiğini istiyo- ruz. Onlardan belki bu kadai zulüm ve 4 sel görmeyiz... Demeğe başlamışlardı. (Tesuy) kendine karşı gelen- leri ag e e kestiri- ordu. üm cezası, cezaların en dn ve en kolayı idi. zg Zindanlara atılan mınhkümlar 5 470 m. 20,30 Kanşık konser, 21,30 ie, in Orkestra, 23,15 Plâk, 23,30 Karı; mü: kreş, Sam. 13-15 Duyumlar ve Bi plâk, 18 P! 19,15 Plâk, 20 Sözler, 20,20 Şaşkı plâklar, 21,05 Senfonik or. kestra konseri, 22.15 Konserin devamı, 23.15 Dans (Mircea kahvesinden), Mi size ri e duyumlar. 20,35 rkılar, iğ 50 Sözle Eyi 21 Küre oda e HE a Film a «Lucie de TMOOT» a (Donizetti), Dü 15 Plâk, 2 Sözler, 24,05 Plâk. 29 imi Çarşamba sa ders, 18,30 Azade Tarcan, 18, 19,30 Beer Halide, 20 Kon 0, 30: Stüdyo Cigan or- Jimni 50 Yübtelit lar 19,40 Monoloğ- Ba 'erans - kati kestra: 550 m. 19,30 Plâk, 20,40 Opera O ii Eİ ve an muzi- kası, 23,10 Hav: m2 36 in 13-15 zi ir lar, yo oekonirası, 19,15 Kon- ser, 20, 2 5 Pik, 21,15 Piyano (Solist konseri), 21,45 emye EY 05 Radyo salon orkestrası, 23,15 Hafif musiki, 23,45 Ecnebi lisanla kile Yarasa, 1330 s1 1010 Piysan < şarkı düo, 20,50 Sözler, 21 Plâ yak 55 Sözler, 22 Chopin konseri, 30 Sözler, 22,40 Galler 23,15 ee ve caz musik e . 18,50 Mektep iz 19 Amel ra Sa 19,10 Almancı yım, 19,55 Plâk, 21 Şarkılar, 2. 115 Çek musikisi, e 15 Plâk, 23,30 Fran- sızca duyuml 1908 de Ecnebi Sermayedarlığına Karşı ilk Kalkınmalar Kep in tarihine bir bakış, 908 grevleri başladı, nasıl bastı ald, Ferhan ve sendika hareketleri. Fiyeti 20 kuruştur Satıldığı AKŞAM KİTAPHANESİ Posta Kili dahil olmayan i memleketler: Seneliği 900, üç 'uştur. altı ayl, i 1 ağa 1000 kı Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. r 25 — Hıdırellez 23 ölüme bin kere razı olmuşlardı.. sai sin bir başka işkence gör- ammül edemiyorlardı. vi vap anası: — Ölüm, zindanda yaşıyanlar için, ei kurtuluş yoludur! Bizi bii . here biri Tesuya Mieilin aberi göndermişti > bir Kardak su gön- de vereyim! Ta- ri bir "bardak suya kızını satan mandanı tel'in ederse, bunda: iş duyacak elbette ben deği- lim!.» EE (Arkası var) | Her akşam bir hikâye Şevketi görmiyeli bir sene olmuştu. ski lise arkada- şımdır. İyi bir talebe'değildi. Fa- kat gayet ahlâkı yolunda bir ço- yalinin genişliği olmuştur. Hiç at mücadelesi için yaradılmış bir adama benzemiyordu, Kendisini bir gün Beyoğlunda görünce, çok memnun oldum, eli ni sıktım: — Gel şurada bir yere otura- lım biraz da lâf atalım, dedim. Bir pastacıya girdik. Onun halinde bir vardı. Gözüme çarptı. Ne e sana? dedim. garabet derdin mi dier hal el yeni çıkıyo- Tum. ei şaşırdım, Şevket ha- fifçe gül — on bir hırsızlık etme- dim. Gene hülya kurbanı oldum. Jaleyi bilirsin, değil mi? — Şu sevdiğin kızı mı söylü- yorsun? Derin derin içini çekere' — Evet, o hınzırdan Mndil yorum. Hayatta bütün gayem onu mesud etmekten ibaretti, Baş- ka hiç bir şey düşümüyordum. Jalenin üstü başı, oda kirası, si- nema parası, Jalenin sevdiği yi- yecekleri almak derdi... Masraf her gün artıyor, benim gelir on para bile çoğalmıyordu. Altı ay evvel, bir gün gazetede gözüme bir ilân ilişti, Antika meraklısı bir b in ir mükâfat Derhal resi bir gom gedi. Jaleye o akşam — iki siir dei bir iş ya- pacağım, bi a kazanacağız! Jale . sıçradı, ellerini çırptı, boynuma sarıldı, Ben izah etim: — Bu akı evi terk ede- rek başka bir yere gideceğim. eğim Sen de lira mükâfatı alacaksın görüyor- sun ya, ne kadar sade ve kolay bir iş! Jale itiraz etti: — Sade ea seni öm t- karlar, mahküm ol Beni me. ik sevin- dim — * Kotku, dedim, mahküm tup yazarsın. O zaman, ben tev- kifhanede, müstantiği görmek i tediğimi söylerim. İlk geri alırım. —Bu is- itirafımı i sözlerine inanır- lar mı hiç? — Elbette inanırlar. Çünkü sir- nesinde bilârdo oynuyordum. Şa- hidlerim var. Kahveci bilir, bi- lardo oynadığım Hasan bilir, Ha- san bana küçük bir hizmette bu- lunabilmekten pek merınun ola- dan Hasan ile bilâ: | 7000lira mükâfat | caktır. Şimdi gidip kendisini gö- receğim. İşi kararlaştırırız. vket bunları anlattıktan son ir — Dur hele, bir nefes alayım. Ne diyordum? Ha, o akşam hattâ — çağırdım. Maksadımı ona anlattım. Ne suretle hareket edeceğimiz hep kararlaştırdık. Ert günü zabıta beni tevkif roğramın birinci kısmı gayek surette tatbik ve icra i kısmi da ayni mükeme- liyet ile tatbik olundu. Jalenin Ayşe imzasile gönderdiği bir mek- tupta «Hüseyin amca iyileşti» di- ye bildiriliyordu. Bu, bin lira mü- kâfatı aldım demekti. e) oluyor ki her şey ümid im gibi çıkmıştı. Şimdi vaka bi başka yerde olduğu- mu isbat ederek kurtulmağa sıra ekili Müsi tantiğe mühim bir şey söy- liyeceğimi bildirdim. ei karşı- rdüler: My dedim, beni korku başınıza biraz geç ihnimi iyice toplamak, dü- sönmek bra le onun için ge- ciktim. Vaka inde ben gaziçi emenike dostlarım- rdo oynuyordum. ği Hasanı çağırır, tahkik eydana çıkar üstantik beni — Sözlerinizi tahkik ettik, de- di. Kahveci fotoğrafınıza baktı, sizi tanımıyor. Şahid diye gös- terdiğiniz Hasan da meydanda yok!.. Fena halde sinirlendim. Şaşır- dım kaldım. Jaleye y yaz- mağa cesare siir Onu da işin içine karıştırmaktan kor. kuyordum. Beni İmareti Ha. sana de ili ediyordum ki... Hınz cab; İmuştu? u şk la mi için kafas mı patlatıp duruyordum, Aradan üç ay geçti. Bir gün beni mah- kemeye götürdüler, la hiç bir asebe- tim olmadığı sabit lie al edildim. Tabii, doğru eve koştum. J. evde yoktu: Se mektubu buldum, «Şekerim: a Çok dügümeli. Fakat, görüyo- 4 rum ki hapse adamı ile yaşamak elimden gelmiyecek, Aldığım bin lirayı kendime pi ime cihaz parası yaptım, Hasana vardım. Hasan doğrusu çok nazik ve iyi davrandı. Senin yokluğunu b z ana Elinden gelen tesellide kusur göstermedi. mazsin değil mi şekerim? Jale» Ne dersin? Buna a Bütün bu tertibatı ben a bana böyle anl kai çi de kas dınlar: Hikâyeci j iğ Darıl- ii dir ale ir di al o ği kilik daki