Ankaraya giden herkesin mutlaka uğradığı bir yer Istanbul pastanesinin belli başlı simaları,edebiyat masasına uğrayanlar İstanbul pastanesinde görülen simalardan bir kaçı: Soldan sıra ile: Sair Ahmed Kudsi, şair Saba- Behnan haddin Ali, Nahid Sırrı, Münir Melâl, ressam Saib, şair Feridun Fazıl, yazıcı Enver Ankara 21 (Hususi muhabiri- mizden) — İstanbulda, caddesinde nasıl bir kıraathanesi) Cumuriyet meydanında bir (İs- tanbul) pastahanesi) vardır. İs- tanbul pastahanesi de Meserret kıraathanesi gibi geen muharrirlerden, şairlerden, samlardan, edebiyat genclerden tutun da iş için Ankaraya gelen tüccaı lar, ra, bir memuriyete yerleşmek ü- Zere münhal bekleyen işsizlere, Öğretmenlere, doktorlara kadar, Seşid çeşid insanların oturma ve ie yeridir. i uriyetin ilânından sonra açılmış olan İstanbul pastahanesi- Bin sahibi Avrupanın bir çok irlerinde dolaşmış, hayatında bir çok ticaret işlerine | girişmiş Orta yaşlı, babacan bir adamdır. Pas ir kadar açık durur. Günün her sa- Atinde doludur, Dört beş masanın Müşterileri hemen hemen hergün âynidir. Edebiyatçılar uzun bir Masayı, işgal ederler. Doktorlar başka bir masada toplanırlar, öğ“ nb oyna- masada Masalarda tek başlarına otu- Tanlar Ankaraya iş bulmak için Le ve . hareket- Öl bir genel ai elmesi- yi bekledik anlaşılır. m tanbul pastahanesinde her ii üzerinde konuşulur. Siyasi, Ci i, edebi her türlü yek gi Ki, urada cereyan e öl eden releiii burada Ozül, a zi işte yanımızdaki ma heyecanını tutamayıp elleri, Yi taht Ya vura vura konuşan de- nyayı a- | Tikanlı Musolininin Habeşistan me selesini kii urnunu meden nasıl halledeceğini tıyor. Öte ei. e ği et rafına toplamış ol orta yaşlı kelebek gi Ea ei ei kir masanın üzerine eğilmiş dost- reisi Ruzveltin düştüğü ekonomik dalâleti şerhet- mekle meşguldür, Doktorların masasında müba- hasa daima hararetlidir. Şu mek- tubu yazdığım esnada, akıl dok- toru, bütün insanların hasta oldu- ğunu, kâinatta hasta olmıyan bir tek insan gösterilemiyeceğini, hat- tâ normal insanların bile norma- lit denilen bir hastalığın zebunu | bulunduklarını anlatıyor. En kalabalık masa edebiyatçi- ların eh v ii müs- ri sık rel sık değişir. Ve dır. Ben şimdiye kadar şairi en çok memleket İstanbuldur sanıyor- dum, Yanılmışım, Ankarada yaşi yirmi ikiyi geçmemiş üç yüz ka- dar şair olduğu söyleniyor. Ede- iyat masasına uğrayanların ço- gunu bunlar teşkil eder, Ekserisi henüz bir tek kitap bi- le çıkarmamıştır. Fakat isimlerini söyledikleri zaman © tanımadın. mı gafletinize acırlar, Eğer mi saya oturan delikanlı hiç sesini çıkarmadan üstadların gözlerinin içine bakıyorsa (Yeni bir şiiri yok mu üstadım) şeklinde bir su- al #oeaKlazıRI bekliyor demektir. kısa boylu mu harrir toplantılara daima biraz geç gelir. Kapıdan görünür gö- rünmez gencler 8 ayağa kalkar. Üstad enli rm çektikten sonra (kalem, kâğıdım zı Siret derhal kaydediniz) der Kia anlatmaya başlar, yaşında sekiz on kitap sahibi olmuş diğer taninmiş bir muharrir yalnız bu edebiyat ma- sasının değil, İstanbul pastahane- sinin de en mühi: arından- dır. Kalbi rakik, merhameti çok fazla olan genc muharrir acıklı miyim. ik de tahammül ede- mez. yolda söz rim cek id ve ele ay Ahm bugün cebinde on parası leş gibi bir haber vermek istese üs- id kendine mahsus bir konuşma tarzile; — A... Pek fenama gitti ayoll Anlatma! diye sözü keser. İşte şimdi de yazdığı bütün hikâyeler- de anlarını daima feci a- kibetlere sürükleyen diğer bir ya: zıcıya: — Katı kalbli adam! Kara ni diye çikıpışp imala- rı çit kadar değildir. ni arasında bir ressam vardır ki, def teri (yok mu resmini yaptıracak bir adam) der gibi girer. Bir masaya ilişip altı duble ay- üste içtikten sonra barika oturan ilk adama, bir yolunu bulup, İtalyada iken yat- gr ve z E 5 g 5 5 a E RE S 5 Balaeli devamlı “ leri arasında genc bir filozof v dır ki, pastahane kapısından her girişinde masalarda bir kaçışma temayülü baş gösterir. Çünkü o- turür oturmaz öyle derin mesele- lere girer ki, saatleriniz — du demektir. Bir gece pasi de işi arz kanununun e Velhasıl İstanbul pastahanesi Ankaranın en şayani dikkat otur- ma la yerlerle biridir. Ankaraya in biyik biz kis- mı ederi me düşme- den şehri terkedem ezler. Yozgad mektupları Yozgad, halkın sıhhatine çok önem veriyor Büyük hastaneden başka köylerde sıhhat bekleme odaları yapılıyor, izni ve sıtma ile de mücadele ediliyor , i | Türkiyede rini A ri ri ye el Yozgad (Hususi ketimiz sıhhi raci ME orta Anadolu vilâyetlerinde nü- mune olabilecek bir veziyettedir. Merkezden, kazalarımıza ve ora- dan da köylerimize kadar iler- leyen sıhhi teşkilâtımız hepimi- Zin yüzünü Kl Başta ii valimi: an ve genel meclisinin Mira hık iü affakıyetleri memleke- timizi sihhi teşkilâtı itibarile çok bahtiyar bir şekle sokmuştur Bilhassa geçen imi başlanan hastanemiz bir yerde edlimiyen gi li eteğinde kema Açılma resmi Cumuriyet bay- ramında yapılacaktır. Şurasi şayanı dikkattir ki husu- si muhasebenin (400,000) lira geli- rinden (170,000) lirasını sıhhat işlerine sarfetmesi vilâyetin sıh- hat teşkilâtile ne kadar alâka- 'dar olduğunu pek güzel ifade ede- bilir. sıhat müdürü bay Ferid bu hususta bana şu iza- be vermiştir: — 2» ozgadda yapılan elli ya- taklı yüz odalı nümune has- tanesi, eyle arasında Türkiyede üçüncü geliyor. nin bütün vasıta in olacaktır. Operatör, di ve rontken mütehassıs- lunacakdır. Ayrıca husu- mağ namına tahsillerini mel için Avrupaya iki mütehas- sis gönderilmiştir. Kazalarda sıh- hi teşkilâtımız geniştir. Üç kazada dispanserlerimiz vardır. Dispanserlerde birer dok- Mer t mi muru ri » Bu sene ike ii kümet ei binası da yaptırı- lacaktır. Akdağmadeni kazasinın mer- keze uzaklığı dolayısile gene bu sene nisanda açılmak üzere (20) yataklı bir hastane yaptırılmakla beraber operatör, ve bir de da- hiliye mütehassısı bulundurula- caktır. Köylülerimizin sıhhatile çok yakından alâkadar olan valimiz, bütçede fazla bir tahsisat ayırdı- beşei e yapılabilecek (sıhhat hastalarının muayene ve tedavi- eri merkezde hükümet tabibi, kazalarda dispanser tabipleri ta- rafından yapılması sağlanacaktır. gibi köylerimize Nisanda n, mücadele teşkilâtını düşünmüş bu hususta bütçesinde yedi, sekiz bin .lira tahsisat ayırmıştır. Bu tşkilâtin. birer ye dol m orman fakültesi talebesi, nebatat MESA Kransen asistan Raufla birlikte bir tetkik (seyahati yapmışlardır. Telebe çan; Toros Adanayı gezmişler, Osmaniye, Silifke, Amanos, Toros ormanların tetkik etmişlerdir. Resmimiz Knl mere ederken bir arada gösteriyor. talebeyi