— pro m Sahife 8 ” PRE ya AKŞAM SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI iRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 487 Mutasarrıf telgraf tellerini kestirdi, mahküm bulgarları Mirasyedi şehremini | © On k sene İstanbul şehre- # minliğinde bulunmi mükrim, in ubu idi. bir, iki defa bunlara ziyafetler verir, saz âlemleri tertip ederdi. Âli paşa, Arapgirli Yusuf Kâ- mil paşa gibi o devrin büyük ve püluslu Bileği ie bu eğlentile- re dev: te Mahmul Nedim çi Mazhar razam olunca daha mutad mera- sim ile Babıiâliye gelmeden evvel onu Gemlik kaymakamı nasbettir- miş ve 24 saat içinde İstanbul dan uzaklaştırmıştı. Bu m le Mazhar beye çak ağır gel mişti. Mazhar bey yüksek bir tahsil görmüş değildi. Fakat cüretli ve icraatçı bir idare memuru olar; üyük bir azim ile ve katiyetle tatbik ederdi. Semahatile, mizacgirliğile düş- bile kendisini sevdir- lunduğunu > ede Ki e bu hasmını d vermişti, yap Gemlik havali- sini kasıp kavurai ir şeriri di kesesinden mühi im bir mükâ- fat vadile elde etmesi üzerine Mah- edim paşa mirmiran rüt- tabulda görüştükleri sırada: — Seni bana çok fena söyle- İnşallah bu suretle uk terakki edersin! diye taltif te eylemişti. Gatledak Edaş dikten ame ge mutasamıfı iken Niş ci- temizle- Sofya “Bu sırada kırk kişilik bir Buk gal çetesi postayı vurmuş, ti parayı zaptederek sığınmışti; Mazhar k idare meclisinde âza olan Bulger muteberanından biri kendısini evine misafirliğe davet eder, Mazhar paşa bu Bulgarın bu işte al olduğunu haber alır; ziyafet söfrasi sti olr | Zel gi ği sırada ev sahibini tevkif et rir, sıkı bir istintak iii komitenin gizlendiği yeri tayin ve tesbit ile hiç birini kaçırmıya- rak hepsini elde eder. (Bulgar komiteleri seneden ye miyeaşlinde eya eden fev- meclisi idare bir papasının ve diğer tu- idamlarıni âzasile pice zaman geçer, cevap ei mez. Mazhar paşa bir gece telgraf memurundan Babıâlice vilâyet ve kumandanhık merkezi ol bir umumi af tebliğ edildiğini öğ- renir; bu emrin nihayet ertesi sabah kendisine de tebliğ edilece- ğini anlaşmasile güvendiği bir kaç kişiyi gönderir; ESD üç dört saat ilerisinden telgraf telle- rini kestirir; hükümet memur- larını geceleyin celp ile yaftalar yazdırır; sabah era mah- küm Bulgarları salben idam et- tirir. Birkaç saat sonra af emri tahri- rat ile gelir. Mazhar paşa buna şu cevabı verir: ; (Bulgarların bugün büyük bir ii zoparık Mayer iğ ber almıştım. İradei seniye zuhu- Diğer mekvuflar lie 0S ) Berli: uahedesi mucibince Bosna Avusturya işgaline geçe- cekti, Mazhar paşa bu sırada Bosna valisi bulunuyordu. Avusturyalı- lara mukavemet etmek istiyenle- re iltihak etmediği için shali karar hs istifaya mecbur nra Bosnadan tard olunmuştu. gerin maaşı alamadığından açıkta kaldığı aylarda büyük za- rüret çekmişti. Kış esnasında Anadoluhisarın- daki yalısında korun- mak için gündüzleri de ailece yor- ganlara sarılarak otururlar, o sene pek ii” olup vi kayık- hanesine (o dolan ba- eN tuzlıyarak İşe ile > lermi Az 2. bulunduğu muhaci- rin komisyonu riyasetinden 15000 ş maaş İle şehremini ve İs- tanbul valisi tayin edilince Maz- har paşa (1) eskidenberi alışkın nı Istanbul vilâyeti resen y büyük bir himmetle şeh elik rl tercümel kaleiine dair 2 eser telif etmiştir, ni da v- iklarımın Çoj harfler we basılmış, fakat neler olan bu Sri “iktibas edilmiştir, astırdı olduğu ei yeniden girdi, azhar paşa kalem erbabından değildi; fakat kalem iğrrai ve maiyetinde bulı ulunan erkânından istifade etmeği e lirdi, hremanetinde Nazım beyi - zap-| iemalle ei ve Babıâliye ya- zardı. Nazım bey de müreffeh bir ha- yat sürmek fıtratında olduğu için maaşını üç, bi gün içinde sar- eder, etraftan istikrazlara baş- lar. — eri, maiyetperver olan Mazhar paşa e beyin hane- inin (idaresini sağlar, ona her zaman nakden muavenette dahi bulunurdu. bakardı. sında muavenete muhtaç olan- ların imdadına yetişir, birçok aile- lere kesesinden maaş tahsis sure- tile iaşelerini ların isimi mı Tanıdığı kimseler ara- di; hepsi devlet hazinesinden ma- aş alanlardan daha muntazam bir şekilde tahsisatlarını alırlardı! Hele ramazanda ar paşa- nın Beşiktaştaki konağı görüle- çek şeydi. Her akşam beş sofra kurulurdu. 24 kişiliğine kendisi riyaset, diğerlerine ailesi erkânın- zi Şehremaneti ve Ba- bıâli erkânı, vükelâ ve vüzera, ve yaverleri, mazul vali ve muta- sarrıflar mutlaka ramazanda bir, iki akşam Mazhar paşanın iftarı- na gelirlerdi. daa gelenler arasında derviş- le ülemaya muh- teli hediyelerle diş kirası, mabe- yine erkânile ikbalde bulunanlara — nadide hediyeler verirdi. Ne kadar hoş ve kiymetli tuhaf ve tefrik bulur, duyar ise meraklıla- rına hediye etmek üzere hemen satın alırdı. (Devamı var) Posta ittihadına dahil olmayan ecnebi memleketler: Seneliği 3600 nl aylığı 1 â00 ç aylığı 1000 Adres tebdili için 5 boş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. eee a — kirma Mi i vi Sis 448 ei 2 ki Va. 255 4,59 1210 1607 19323115 İğarehane: ii civarı Acımusl ik, 13 N « Tefrika No. 11 . . 19 Mayıs 1935 ALLAHA ISMARLADIK! | Yazan: — Sus abla!... Seni bu kadar dü: üşmüş mi istemem.. m ne kadar Me seni!... Abla! Sen temiz, muslu bir babanın kızısın, ağzın- dan bu sözler çıkiyor!.. Bu kadar kısa bir zamanda bu deği- $iş, bu küçülüş, bu eziliş!... Ka- fam almıyor yarabbi!... Memle- — istilâ sai saye soğ da eden kızı mize geliyor ve bi de elisi oluyoruz öyle mi?.. Bu sırada, hürriyet için döğü- şen binlerce vatandaş, Anadolu larında aç ve susuz toprağa gömülüyorlar abla!... asıl bir gömülüş!... Bu düşünce, bu iztırap içini sızltmıyor mu hiç?.. nlerin, memle- ketini yaktıranların, vatanını elin- den alıp s alı bir siyah hizmetçi gibi mutfakta ta- bak yıkatacak olanların. bir lok- ma ekmek için daha şimdiden uğursuz himayelerine sığınacak kadar küçüldün mü abla! ... Ah! Sen böyle bir kadn de- ğildin, sen bu akdar düşmez- din. Ne diyeyim seni böyle ya- panlar Allahın gazabına uğra- sınlar!.. Kadinim gözlerinde iki damla ladı. Bu iki damla yaş yaş par yuvarlana, Yünatladın çenesinden aşağı doğru kaydı. — İzzet bana ne kadar insafsız vuruyorsun! Öldürüyorsun beni sözlerinle İzzet! akkım yök mü abla!,,. Sa- na babam ne'kadar emek Verdi İngiliz kolejini bitirdiğin zaman b eğe Sel şeyden evvel ee bn onunla iftihar » derdi. İkimizi de kolejde ez daima Anglo Sakson im e tesiri altında (o kalacağımızdan korkar, bize daima ikide birde ta- rihimizden, mazimizden bahse- derek küçük bir inhiraf göster- memize mâni olmağa çalışırdı. Meğer şe etmeğe nekadar Et a doldu.Başını, gazın üstü karlı a çevi- rerek uzun uzun — Zavallı mi Gözleri- yuyoruz.. düny. en büyük e acır larını Fi e ya- payım, ne la ilirim, iindei değil biliyorsun, şa ve seviyorum. Bu beni böyle acı sözlerle kıracağı- yaşamak, bu kadar alçalmağa değmez.. bu çökesice kubbenin altında bir Hindistan paryası gibi İngiliz kırbaçlarının ESAD MAHMUD KARAKURD şakırtıları içinde sürünerek ya" bam bütün a ağ a müddetince, vücudunun üzerim de 7 harp yarası taşıdı. mez&“ sıl istersin!... Yaşamak için, eniş temin Gi ililikim bir yıldız ilâ- ve etmek için © etek öpeyim, el bağlayıp divan durayım öyle mi? Sen bunu benden istemeğe utan mıyor musun? Alnını camın üzerine dayadı. Şakaklarında parlıyan terleri sik di.. Kesik kesik nefes alıyordu. vücudunu kavrıyan bir si” nir sarsıntısı içinde idi, adın cevap bile vermiyordu. Gözlerini mendilinin içinde sak- lamış, sessiz sessiz ağlıyordu! — İzzet me acı söylüyorsun, hücum ediyorsun da bir ayak patırtısı ok bi a doğ İni nlökni di — İzzet ie sana; eniş* ten geliyor, gene bir mesele çi“ karma! açıldı. İçeri uzun boylu kıvrılıyordu... Çekik bir burun... Ve bun az yuvarlacık bir alın.. yuvar! alnı da m üzerine eğri önü sırmalı bir kalpak örtüyor... Ayaklarındaki mahmuzları $8* kırdı yg odanın ortasına doğru — Maşallah İzzet bey şükür gö” rüştüğümüze!... Gene kaç 2 man vardır ki ortada yoksunuz!.. Bazı mühim işlerle uğraş yordum. — Ne bitmez, tükenmez işler ie &, ai gören büyük bir banker zam Tevekkeli değil; iflâş etmiş bir tüccar hali var yüzünüzde!... — Ben iflâs etmedim sizin bir gün iflâs edeceğinizden korkuyorum enişte!... — Bu ne demek!. — Siz ne demek eya idise" niz buda o demek!. — ez bak izzeti. Sesle a . Sen mr bir adam oldun, Hele bu mânalı konuf” Si hallerin insanı çi“ na bik alir leden çıkarıyor. Ne oldu sa mem ki!...- (Devamı var) i