FT r . KR MA NE 26 Nan 1935 AKŞAM Sahife 9 lele Tefrika No. 192 amli 4 BA Yazan: OS İskender Fahreddin Tulonda Barbarosun şerefine verilen ziyafette bir #ransız filozofu : “Siz, hayatımda ilk defa gördüğüm büyük adamlardan mi id im bir ziyafet gecesi... siyle iştirak etmelerini rica et- mişti, 2 o akşam ma- iyetinde ecnebi dilile konuşması- »i bilen Ali reisi alarak Kont Ro- atla e len çıl Tansız ralı Dönghien ile diğer a zabitleri de ziya- İste davetli olduklarından, onlar Türk erden a gitmişlerdi. Sahilden eden saray arabasında in Roberle Barba- ros eli yanyana oturuyor- ie Ali reis Barbarosun karşısın- afında bir müfre- mek lm askeri gidiyor- Güneş batmak üzere idi. hik nüz kararmamıştı. Yollara dökülen köylüler | arabada gi- den Türkleri kıyafetlerinden ta- yarak; — Yaşasın Türkler Diye alayla N a çiçek demetleri AYSA ço tertib. edildiği şato, em ilinde ve lima- a ik “ile yirmi dakikalık bir mesafede bulunuyordu. Zyafete etraftaki kasabalardan da bir çok Fransız asılzadeleri davet edilmişti. Barbaros Fransız si için, an- yordu. ont Rober “kendisi için meçhul bir şahsiyet de değildi. stan bulunduğu müddetce Barbarosa kendisini çok sevdiren Fransız elçisi Tü sek karşı can- dan dost görünüyor ve bu dostlu- Eğ her vesile ile isbat ediyor- ru, Şatonun önüne geldikleri za- Man, sular kararmağa başlamış- tı, İmış, bahçenin geren büyük bir meşale yakılmı Şato kapısında. bir bölük ya vaziyetinde iki tarafa sıralanmıştı. Barbaros e yere bastı- ÖL zama tler çalıyordu. Kapıda yön ül askerler hep bira ğızdan: — Hoş geldin büyük amiral! Diyerel kü iç defa bağırmışlardı. Barbaros ii denizcilerini başile ve elile selâmladı.. Kont amire birlikte şatodan içeriye bs Be n başında Barbaros Si va ile ilk önce “an kadın karşıl Bek sahibi ol Kontes, çok Süzel ve kibar bir kadındı. (Laure) adlı otuz yaşlarında bir amıştı. ya bir denizci idi., kırk bk vardı.. vizesi a y a orada italyanca ve se tersanesinde (o çalışan iki Find A da biraz fran- sızca öğrenmi i reisin Rl dillere çok vardı. Yukarıya çıkınca- ya kadar, Barbaros Kontesle, Ali reis de me Roberle fransızca konuş Salonda hayli kalabalık vardı. Kadın, erkek bir is Fransız ai- leleri Barbarosu ayağa kalkarak ve kadar eğilerek selâm- lamışlardı. Barbaros mânalı tebessümleri arasında bile kaybolmiyan ciddi- yetini muhafaza ederek, davetli- lerin hepsini ayrı ayrı selâmla- kili sonra, Kontes La terdiği bir köşeye oturmuşi Barbaros bu salonda bir müd. * aureun gös- det istirahat ettikten ve davetli- lerin tebrikâtını kabul ettikten sonra, diğer bir a rla- nan muhteşem yemek masasına geçecekti. Barbarosu yakındı irmek i- çin, en yüksek ve ağır başlı aileler bile biribirini çiğnercesine ileri- ye d. luyordu. yakından görenlerin ağzında yalnız şu sözler dolaşı- yordu: Müthiş bir adam!, Barbarosun insana dehşet ve- ren sert bakışları vardı. Fakat, o, a üldüğü ve eği başladığı iydi, Nu mir fransızca ko- een ve gülmeğe EY renler, yavaş yavaş ilk hüküm. lerini değiştirerek: ye “e bir amiral! Dem. e kendisile konuşmak için m aramağa başlamışlar- dı. Kontes Laure bu sırada, Bar- arosa uzun saçlı, orta boylu, alt- mış yaşlarında kibar tavırlı bir adamı takdim etmek fırsatını bul muştu,, Barbarosun yanına sokul- g — Zatı devletinize Fransanm en mütevazı filozoflarından Emil Boyeri takdii tmeme müsaade buyurur musunuz, amiral hazret- leri?. Ve filezof başını yerlere kadar eğdi.. Barbarosu selâmladı.. Türk amiralı ri filezofun kolundan tutarı «— Ben sizin gibi bü falı bir Klan kral karıda bile eğildiğini görmek isi mi» Dedi.. elini | sıkarak: a sordu. Filezof Boyer çok zeki ve çok terbiyeli bir fikir adamıydı. Bar- barosun kendisine karşı gösterdi- Zi bu iltifat ve tevazü karşısında yüke söz bulamadı: — Siz, hayatımda, ilk def. gördüğüm. büyük de bi. risiniz.. ve hiç şüphe yok ki, s0- nuncusu da siz olacaksınız!» Diyerek geriye çekildi. O gece Kontes Laur şatosun- da esen bu samimi dostluk havası, denilebilir ki, iki millet arasında asırlarca yaşıyan yakınlık ve an- laşma temellerinin a e Bu sırada bii am) sesi, il li salonuna davet ediyordu. Arkası var) Her akşam | İ bir hikâye — Şuri Mei oturan esmer kiz gü- zel değil m Muzaffer KAS çevirerek ar- kadaşının gösterdiği tarafa baktı. ena eği il, ie omuzlar, ne gözler, Çok kibar bir kadına benziyor. — Bir kapıcının kızı da olabilir. Muzaffer masaların rak genc kadına attı, bu sırada elindeki şarab ağı- nı masaya bırakıyordu. Top ka- ehin içine girdi, al a- sıçradı ve genc kadının de- atarak göğsün- doğru yürü: — e dedi.. Büyük bir kusurum oldu, Fakat bunu ta- Yılbaşında ! bir çiçek koyunuz. Bir çaresi bu- Tunur. Genc kız ümidsiz ümidsiz ba- şını sallıyordu. Muzaffer tekrar 'krar tembih etti : — Dediğimi ihmal etmeyiniz... Genc kız evinin önünde araba- dan indi. Sabaha kadar gözüne bir türlü uyku girmedi. Ertesi sa- bah den terzihaneye koştu. Bir yapma mor salkım çk ala- rak vi yerin üzerini güzelce kaj li doğru, genc nişanlı ha- nım yanında nişanlısı ile e neye geldiler, Nişanlı k — Bu esvabda çiçek 2 di- ye soruyordu. ir gece esvabıma pek re tığ sonradan ilâve ettim., Ni; a kız tereddüd içinde, ya- nındaki erkeğe döndü: Genc kadın -muztarib gözleri- n ne ereği Muzaffer ni Muzaffere kaldırarak baktı: — Pek hoşuma gitti. Çiçek çok ir şey değil, dedi. Kaza. yaki Zaten kabahat benimdir. , Dikişçi kız bu sesi işitince hay- ica ederim, esvabin kıyme- | retle başını çevirdi. MMuzafferi tini ve adresinizi bana söyleyi- | görünce gözleri k gibi ol niz. Bunu bir lütuf diye sizden | du. Bir felâketten kurtulmuştu. ak Sir orum. ie ku emmi daha bet- i. Gar- uzaffer son- onu çoğırdı. Hesabını rim ra fikrini değiştirdi: si ayağa kalktı, Muzaffer oka Hemen gidiyor musunuz? Bari beni affettiğinizi göstermek için, bir dans etseydiniz — Kabil değil, acele Biri işim var. Gerçek bu ŞT ne tesirli göz- leri, ne güzel bir dekoltesi var- dı. Muzaffer kendisini tutama- dı. Kalabalık arasında yol aç- mağa çalışarak, arkasından yürü- meğe başladı. opta - arka- sına mantosunu giyerken genc ka- dına yetişti. O, Muzafferi görün- ce, hayretle sordu: — Siz de mi gidiyorsunu? — Müsaadenizle, bari sizi oto- mobilim ile yerinize kadar götü- reyim. Bu kadarcık bir hizme- tim olsun. Gene kadın tereddüd eder em o yanyana na det Birdenbire gene kadın hu rak ağlamağa başi mil Mebde biç beklemediği bu sahne karşı- sında şaşırdı. ğlamayınız, “e esva- bisi Sarisin ederim tazmin edeceksiniz? ME yarın rr olaca- ğım, bana izin verecek! — Kim izin ll — Ben terzi Müşfika hanımın yanında çalışıyorum. Bir çılgınlık ettim. vi di bunun cezasını ç. keceği: Muzaffer Şe lpayondu, Fakat genc kız izahat verdi: — acak bir müşteri için dikilen ni GT Biraz kusuru vardı. Düzeltmek i için eve almıştım. ülmeyiei nm uy- dum. Ben de bir ibi giy- neyim, yılbaşı lace gide- yim, dedim. münasebetsizli- ği yaptım. Şimdi ape. esvabın lekesi Ke işm kacak. Muhakkak lacağım. © iğ a Muzaffer rahat bir nefes aldı: — Kim bu gelin Siri ha- nım? — Maçkada oturuyorlar, > Ali paşanın kızı Let hânım..: il ffer ahat bir nefes aldı: leke yi orkmayıniız, siz — oraya yapma kim surette — Şekerim, dedi, biraz koyu bir renk sana iyi gidecek. Bir de öle bir model prova etsek nasıl olur Kal yeni bir modelin pro- için ük odaya girdiği zaman, Muzaffer terzihane sahi- besine yaklaştı: — Şu bıraktığımız esvabı lüt- fen benim adresime yollayınız. Akrabamızdan bir hanıma sürpriz 7 dedi: O , dikişçi ve daki bir halde tiği zaman, annesi: — Bir uşak, dedi, bir paket getirdi. Genc kız, paketi pd, kurdele- kız, meyus evine git- senin için or salkım çiçek ile gene gec tuvaletini va eee içinde bir de kâği ir unutmanız için.. saya kız sinirli bir tavır ile kâğıdı yırttı, Kısık dişlerinin ara- e Erikli ordu: — Te ii kabahatı rbiyesiz! Beni ne zanne- diyor? Esvabı geri göndermeyi düşün- dü. Fakat disine rilmesi haklı değil miydi? Az mı üzüntü çekmişti? Birkaç hafta sonra, bir ak- şam, terzihaneden çıkarken kapı- da Muzafferi gördü. Delikanlı kendisine doğru geldi, elini yazttı: Çoktan beri sizi görmek, izahat vermek isi lum, dedi — Ne izahatı vereceksiniz? Ba- karşı gerçekten pek nazik dav- . Asıl ben size teşekküre luyum. Zannederim mızda uzun ve söze lüzum yoktur. Bunları söylerken mağrur dargın biz tin delikanlının yü- züne bakıyordu. Muzaffer mütebessimane sordu « — Bizim nikâh: GEN da söylemeğe hacet ii mu — Yaaa! Neden böyle? ğrusunu ararsanız ben de sebebini pek bilmiyorum. Belki de hayat bir oyun olduğu için! Yolunu şaşırıp bir şarap bardağı- nın içine düşen bir küçük top Gül, Limon, Anber, Fujer, Şipr, Leylâk, Revdor, Flördamur, Acibadem, Akasya kokulu HASAN TUVALE disi Saman : m Re ER Ti Es 8? 3 19,50 Haberler, 20. « Keman iğ 20,30 Hi kitar - Siret v türkce sözlü. Radyo caz ve tango or- kestraları. ; Bükreş, 364 m. 19,30 acha> kilisesinden nakil, «Domnitza 345 9,45 Filmlerden Şarkılar - Aktüalite, 21, rr, 23,30 Chopii opinin e- rası ve hafif ii parç Belgrad, 437 m. 20, 10 Sa m > Ulusal &i Radyo p Kilise Br - Duyumlar. pi ei mn aş e ie mi Si 28 35 “Çigan musikisi, 24,20 Çigan ankle Mal çkd Şek yaya 2 40 En iyi spikeri Vz 21,15 Ulusal yayım, 22 Marşlar, iz Masikili program arası, ece kanseri. 27 Nisan SN İstanbul 17,30 İnkılâb dersi - Üni“ versiteden- balli iii 1 Esa yi 18,30 Jimnastik - can, 18,50 güm vi 19, bet 30 Haberler, 20 Üniversite namına kon- ferans, 20,30 ip caz, 21,15 Son ha- * böreği » Borsal 21530 Bayan Bedri- ye Tüzün (re İTürkes öözlüY ve radyo caz ve tango orkestralai , 364 m. 24 «Domnitza Balac- haz kilisesinden maki, Varşova, 1345 m. 20,35 Debuseynin Prelüdlerinden konser, 20, za Aktün- lite, 21 Lembergden sen yayım, Senfonik konser, 23 Reklâmlar, 23,13 23,30 Vilnadan nakil, m, 21 Kana yoga 22 Kilise eliz — ndan). te 550 m b Open or 0,15 any hepa 1,30 Şak a 23 Cazband, 23, 30 Be dapeşte konser m 0 Halk musikisi, dial gi piyes, 21. 15 Bü- Varyetenin 20,30 Radyo e radyo varyetesi, 1 Dans Fiyeti: 50 kuruş Yeni çıktı AKŞAM KiTAPHANESİ iyedir. Avru- estraları, p bizim hayatımıza tamam, bi ka bir istikamet yesek ka- dar tesir yapar. Bu meseleyi böy- le ayak üstünde konuşamayız. Benim otomobile geliniz. Sizi Evi- nize bırakirım. Yolda rahat hat konuşuruz, Genc kız e. adımlarla otomobile doğru Ta“ © likâyeği” ” AL A Mar İm