Sahife 6 AKŞAM Osmanlıcadan türkçeye karşılıklar kılavuzu N. 7 — Öz türkçe köklerden gelen sözlerin karşısına (T. Kö.) beldeği(alâmeti) Bunların her uzm bn hakkında sırası ile anlarımızı — Yeni Bm e ye iyi ayırd edilm. ie de > 3—kK. FOY e olan kelimelerin bugünkü işlenmiş hak, yn ügüm olan hüküm, türkçe «çek» kökünden gelen şeki. Câmi m anlamına) — Top- el ar, mii mehasin bir a- demir e bie kendinde topliyan inn — Bi eser, o ee üzerindeki a ya ük özer, o sorum rindeki bütün Bilgileri kap- dedir Cümit — Donmuş, cansız > (Fr) İnanim& Can — Can (T.) .Canhıraş — Gönül koparan (o (Bak: Kıyan — (Fr.) Crimi aniler, rene ai r, insanlı. e yılan beci ğin barlar sin yeri Fr.) Gi öyle e bir DE de- gil, ğeta Bre Mi tir — Bu; öyle-ras- gele 'bir değil, bayağı bir. kıya- dır. Çinai > Kıyal Örnek: Cinai bir harekette bulun- rnek: ami — Kıyı ral bir harekette bulundu- m — im taraf (T. Kö.) Çânipdar 'ancı e as Gidümüm Sanipdan. a Li. — Ordunun yancısı olan & iç Câri — Al, yürüyen, yürür, geçer — (Fr.) Courani © Örneki Akar iii — Miyahı câriye > Eaux çourantes Yürü rüyen e > Umuru câriye > Affai- res Gouranteş, Yürü, r (geçe yil m — Kaidei câri- ye Esila nini mler bu işte de cari- dir — Kanunun hükümleri bu işte de yürür (g m Mahi ci :ereyi hareket Gr) e urant, ie rn & Ökenemi akımları — İktısat > Couranta Edconomigues işini em beğeni yeni — La marche des es ne me plai Gkmilnde b oya karşı bir hareket var > Dans les journaux il ya contre.cette opinio: © Cereyan n etmek — Akmak, geçmek, Örnek: Cereyan eden (etmekte ©- lan) müzakereler — Aramızda geçen (geçmekte olan) ME Cârih — Yaralıyan — Pİ, Blesseur Cerhetmek (Er) Blesser Ceriha > Yara — Lil Blessure Mecruh — Yaralı, yi > (Fn). Blessö Câsus — Çaşıt Câsusluk — Çaşıtlık —- (Fr.) Espion- nage Câsusluk etmek — Çaşıtlamak — (Fr.) Espionner Cavid — Bengi .Câvidani — Bengil Örnek: Millete pafi ei görenler e — Ulu pi aid görenler tarihte bengil bi; azanmış oli va â > Tutan, yerleşen Sevim, sevimlilik, alım a- , gözenlik — (Fr.) Sympathie, > Çekim — (Fr.) Force atel i, cazip — Sevimli, alımlı, gö. zen — dr) ediz üren, attrayani Örmek: Ne pe bir yüzü var - Ne Sanar iz, alımsız, yad- gözen — 0) Arpaz Câzibesizlik alımsız- hık, yodeözenlik (Fr.) Ani tipathie — Bilmem nasıl bir cazibe- sizlüği v var hiç yüzüne bakmak iste- rum — Bilmem nası di bir sevimsiz. liği (alımsızlığı) var ki hiç yüzüne Hak mak istemiyo: ki — Cazibesizlik fıtri bir seydir — Yadgözenlik Kk gelen bir şey- aklık, ödleklik — ee V Fanpame peur (Fr.) Cebr — (Fr.) Force, genin İrhek:: yel zorlama (cebr) dömocratie il S5 a Ki w “ Zor ve baskı (cebrü tazyik) Mv da. iş ii ek — Travailler osows contrainte. — Zer LL Onu e el getirdim > Je İ'ai amen& par Mir ol Liek Zünmsia kalmak, zorunu almak Örmeli uymak, zoru altınd. Bu işi yapmak zorunu Mecburen — Zorun, zor altında Örnek: Bu işi zorun (mecburen) yaptım. Mecburi — lim yükümü al tunda — (Er) Sm Örnek: Kanma az İnel yn vatandaşlar için mecburidir yurttaşlar “kanunu; dadır. ui yurt- eldir Bini S ariyet Zor, yele, Örnek: Bu işi yapmağa ne b var? vardı ki dün öyle davran- zorum > Vergi” vermek" yurttaşlık yükümlerin. dendir. Cebretmek, > Zorla mak — (Fr.) Force Öinset Kenikü sorar Gi zın (mı icip yazılarını gazetelere verece, si için, gereğine göre, fransızcaları RK ayrıca örnek- ve er şekilleri alınmıştır: Aslı ak olan gibi. nefsetmek — > Sefforcer. B. bunu, kay Zorladı (icbar etti) — İl m'a for Cebri — in ei zor altında — (Fr) “Düne maniğre forcde, sous la le ek: Zorlama (cebri). yürüyüş — Marek forefe Zor altında (cebi). yapılan işler. 7 sorav yoktur < On mest res VE latin ön e er Ced — Büy baba, dede — (Fr.) Grand" Geden — e — Atayiklik — (Er.) Atavigue (Fr) > Büyük ana, nine — (Fr.) yüne möre Çeddi Mi ne — (Fr.) Souche cı Çefa (eza e Üigü nek: Bana vE bu cefanın se- i nedir — Ban erdiğiniz bu üz- günün sebebi nedir? Cehd — Dürüş, cete (1) — (Fr) ei aft (Baki «gayret, sây) » çalışmak, ami ak (Er) Seffor. Gelenek —Gekiimek — 10in) Mander, faire venir, Örnek: Onu İnn getirttik ei EŞ Noya Vavons fait venir Celbe 5 “(Er) Attirer, bire cömparaitre Celi )— Di apaçık — MİN Clâir, ouveri, den! Bir: celnirye ile ke her vatandaşın e makama mesi vazifedir — Bir geldiri ile ei lan m yurddaşın çağırıldığı oruna git- mesi borç Yi Çeke — (Fr.) Sâ Örnek: Barin Büyuk Millet Nr iki celse yapi in Kamutay oturüm A Cemadat — Cansızlar — (Fr.) Corps inanim&s Cemaat (Mâşer) AZ (Fr.) Mr communaniğ, ya s1 — Bey: kk ai öme- wa — Köylüler ömek halinde geldiler 3 — Büyük ömekler karşısında söy- ai vermek — Mâşeri hareketler — Ömeksel baker > Çoğul — (Fr.) Pluriel Örme ek: Türkçe bir söz arap kuralıyle goğullanmaz. Cemetmek — Camlama, toplamak — (Fr) A Öln e Bobiine Billediğik şeyler cumlarnmı Ceman — > Eimlayı, cümleyin — (Fr.) , Yakut en Kırgızca Se lamma diye gös ei Sene Radore atam Zi gunluk, kuvv ri çağı, insanın © ri rr hali ariğle alınan «cet? de nie Bu «cet» ve «cete> sözleri Arapçada aslı m anlamma İ- selen. sciddiyet»in de kökleridir | saret edeme; 'emiyet — Sosyete (T. Kö.) (2) ey SE ; İnsan sosyetesi > Cemiyeti beşeriye Cemiyet — Birleşit — ciation Örnek: Hİ LAM isçi şi (Eri) Asso- â iş i gi- diş ee ların birine lin; öte- kine Cc i sâkıt —-Düşüt Cehk — Tape (T. Kö.) Çengâver > Örnek Bü; tarihe geçer adları tarihe geçer. Mi eöklörlüği adları > Büyük © vuruşkanların — Güney rnek: Avrupanin cenubundaki şip- hi cezireler > Avrupanm güneyindeki — Cebe rme: mi keliylaazmı! nl ile rinin >P ılmasında İRümilideli halk a ük düşün vi takik müslü. man, hıristiyan bütün Rumeli a- halisini cemiyet teşkilâtına sok- mak, bu kanaati fili bir şekilde taazzuv ettirmek zaruri idi. Bu o ve lüzumlu bir şey idi il e b eltihad e Terakki» maksadında muvaf- k bir ; vücud “tin prensibleri ve gayeleri etri irleştikleri gün, şısında kalmış olacak, meşruti- yet de istihsal edilmiş demekti. Pirlepe kaymakamı Şevket be- yarımadalar. Cephane Gezinme > Cebelik > Alın, yüz, yüzel — (Fr.) Fiori he çal. rnek: Evin yüzü denize karşıdır. Yüzel troğrak yapt ei af Cephe ie ront Örnek: 1 rimızin cephesinde ap beki yok > Or. NE doğu yöne; yi inde bir değişik- yoktu! MY cephesi — Savaşbo- e öğ — e ai — Ateşboyu batan 2 — Güzin like nun cerbezesi önünde bir- — e nun çeçenliği rbezeli el kendi rini oldukmarndar e arlak göstere: bilirler — Çe: damlar kendilerini olduklarından İli lak O gösterebi- lirler, mezlik, yürek, küstahlık Örmek — yi yiğitliğine söz yok- r <İln'yapasâdire pour son courage Bunu yapmağa yürek (cesaret) is- ter, Ne cesaret! (cüret anlamına) — Bu e küstahlık!, Muharebede bir cesaret m i — Savaşta e ii yüreklilik e terdi. e Söyemeyi çile & alana Te ie Biüğir e id > pas courage de par Geceleri Bani yi korkar (ce- z) — ya as İe'courage de sortir pendant Ta ireklendirmek 3. 'üreklenmek, gi (Fr.) S'enconrager Cesaretlenmek — ze aldırmak — eset — Ceset (T. Kö.) — cı (Fr) Corps, el Yiğit, yürekli — (Fr) teri Cesurane — Yiğitce, yiğitcesin! reklicesine Fr.) emi Cetvel (kanal anl.) > Ark — (Fr.) Canal Cetvel ve anl.) > Çizelge — (Fr.) Table, tabi Çizgeç x (Fr) Cetvel ri 5 Rözgl e Cev — Kav ez Cevvi havada - Hava ka- Di Via > Cevap - tn ÇT. K8) öm Kanunda Dün izin yoktur — ve kilden kararı — Atanabil- mek van Örnek: Açığa çıkarılan o memur hakkinda cevazi istihdam karan veril- a JA eski Türk köklerine da- yanan bel le hakkında ayrica yazı lacaktır. (3) Cesaret iyi anlamlarında (şeca- m. b kötü alan m cüretin e üni ru kayar, yin Arnavudların ileri İn grea den bulunması, hus Tos- ka(1) Arnavudları e belli- başlı siyasi bir teşekkül olan (Baş- iie? reisleri sırasında bu- ması, cemiyet tarafından hak- kida ei si İsi geri ünlü edek lal ayrılığa tara ar! 'ünkü cenubi Arnavutlukta bu kadar nüfuz ve itibar sahibi olan bir şahsiyetin oidamına te- şebbüs lime, semolndn ağ emiyet altından Arnavudlu! daları da hesaba katmak icab €- yeriz pag: bir fırsat ve bahaneden inifede ederek, Balkanlarda kü- ük mağı gaye bütün bu ai emelleri EE s2 men «İttihad ve Terakki» bayra- ğı altına sokmaktaki isi düşünüldü. Bu Em m ve teh- dururken, büyük bir hata Val kıâ cenubi nik hal- (0) Rumelinir cenubunda yani Man. MEŞRUTİYETTEN ÖNCE | , Manastırda pe patlıyan 2 Nisan 1935 eğildi. Fakat Toska ve ya- d Gega olsun bir kayn be- yinin öldürülmesi, i Ârna- vudlar rağ mile de müteessir ed. Meyatiyeti iz Heinlele ve bir el çi Gem a ettirebilmek iyi «İttih. akki» d olman nmağa mecburdu. Bu PE er işi cesareti- e tanınan âhın müdahele- de healledilmiğe muhtaç bulu- nan meselelerde yardımı kazanı- meg olan bir kavmin kalbine nü- tmek ve sevgisine hususi bir e. vermek gerekti, Cemiyet, Şevket beyin imha e- dilmesinden vaz geç: yalnız Arnavudları değil, bu havalideki diğer unsurları da düşündü, Her ide ilk tasavvur edilen şekle göre va kaymakamın, Ma- nasi ve ba- Le 5 fena tesirler doğura- lecekti... Şevket beyin kaçırılmasına n göz yumuldu? — Lu ve asıl gaye ne olur- olsun, Şevket imhası için ii simi Rİ e sa çok feci idi. Cemiyetin şahsi razlara değil, irkilâb vini mını yapacaklardı! « alkın teveccüh ve sevgisine Sol eğer Bu ihtiyaç ai için yeni ine gri görülenler olursa bu yı tır vilâyeti cenubile Yanya yeti vakaların yaşıyanlara (Toska), imal e bülunan- | (efkârı mini tasvib edil lara (Gega) denilir. meleri de şarttı, (Devamı var) di - Açığa çıkarılan o işmen hakkın- da Manebilmek | karan verildi, Cevelân — Cevf E, oyuk Cevher — Er (kimya ve felsefe e olarak) maya, öz — (Fr.) Subs. neki En m) bozuk bir e de mauvaise subs- li ce Özlü (cevheri) bir adam > Un homme & bonne üni üye Cevr yi ik: Cefa) rnel bi e tahammül mümkün or Bu şam üzgüye iii Sia neler. Ceyş — Asker (T. Kö.) ai k Yipiiop de se Ve Ceza — ni (T, > Peine Cezai ezel — e) Pönal Deme la 'ezai nakti betmek — 1 — — Gör Göz almak, 2— ker 5 e in parlaklığı ins sanı li diyor — z ünün parlaklığı insanın gözünü alıy: kim aşk çaki yan nıza las — Bilmem nasıl bir duy- yi beni yanigıza, çekti, ezire - Ada (Fr) İle Yarımada - (Fr.) Pe ile Cezm (azm anl.) > b Gl