© 26 Mart 1935 Yarım asırlık kadin dın doktorluğunda BEİ gördüm z Koca kuzguni arab, kadın kuzguni arab, çocukları doğdu: Eyvah... Beyaz çocuk!. “Kocam seyahatte bulunuyor... Halbuki ben hamileyim! ,, diye genç k kadın ağlamağa ie ur bir kadın doktorunun, sırları, hayretten insanım dilini yutacağı gelen ne müthiş hatıralari vardır. Büyük düktsiz büyük ilim ada- ilk büyük âlim, her biri mevzuu, olacak binbir hatıra ile doludur, Yeni saylavımızı Cağaloğlun- daki gimme evinde ziyaret etti Bütün bir m asır,.. Büyük âlim Lek piposunu enler > ken cevap verdi: — Neler görmsdlini ki lebelik hayatımda a EE nalar geçirdim. Bilhassa Pariste. 1 onra d uk, doğum hekim- liği esnasında öyle hatıralarım var yorum. Her biri biribirinden ga- rip, “rr hatıralar... İnsanlık ko- mediler Hiç unutmam, Çok yıl oluyor. Bir gün bir karı koca bana gel- di, koca: — Çocuğumuz olmuyor. Eğer kabahat karımda ise rece müteessir... pek seviyor. Adamın kararı da kati Muayene ettim. Adamın çocu- ğu olabilir. Kadının katiyen ola- unu işi- dince derin bir yese düşecek... Er- keğe: — Merak etme. cuğun olabilir. Allah ya olur... “Dikkat edi Yalan Ge Erkeğe «çocuğun» demi im. Fakat kadı- eçti. Adama edi. Ben #i- ze muayeneye getirecektim. İste- medi. Kadın huyu bu... Gariptir!. Hayret etmiştim, Kısır bir ka- dın nasıl gebe kalıyor?.. Aradan gene bir kaç ay geçti. Adam Aman karım doğurdu. Fa kat e meme almıyor... Gelin muayene edin... Karım doktor is- temiyordu amma... ısrar et- Kalktık, gittik... Baktım, lohusa yatağı kurulmuş, kısır in ya- takta, yanında çocuğu... Şaştım. Lâkin biraz geçince işi Rİ Hakikat meydana çıktı, Çocuk . Kadın kocasın- şişirmiş. Nihayet 9 ay olunca kar- pını büsbütün büyütmüş, sonra Mirim. ilimiz. Kıymetli âlim doktor TR Besim Ömer , ka: hariçten bir çocuk bulunmuş bo- ii çocuğunu doğurmuştu!l. Çocuğa: ş — Maşallah... Ne de güzel! de- dim, Baba memnun: bana (benzemiyor . Tıpkı... Teb- ederim. Şimdi vaziyetim çok müşküldü. Hakikatı ihbar etmem lâzımdı. Fakat diğer taraftan doktorluk sırrı bundan beni menediyor- du. Sonra haber verseydim bu aile yıkılacaktı, Erkek, çocuğa ev- lâd muhabbetile bağlanmıştı, O- nun kendi oğlu olmadığını ta raftan böyle verildiğine nazaran ya gayri meşru idi, ya bes Esiyi derece fakir bir aile- nin çocuğu idi. Vicdanımın sesi- ni an gece yen telâşln uyandı- Bir kuzguni Arap: rım doğuruyor!. dedi. A- rabaya ni gittik. Kadın da kuzguni Arap... İşe başladık. Kadın genc, E Ayaban çok güzeli, ir şey... Bir de çocuk doğdu: Beyaz değil mi?... Arap kocanın gözleri döndü, ben şaşır. dım. Genc kadın berbad bir hal. e, koca üzerime ü — Nedir bu?. Bu neden oldu?. Belki adam o hiddetle kadını a, çocuğu da, Hattâ beni de öl dürebilirdi. se görünmeğe ça- lışarak sordum — Refika Li bulunur?.. m BİZer misiniz ki, çocuk İm oynarken gebe ka- dın kimin yüzüne bakarsa evlâdı. ona benzer... Sarayda da güzel e el Çerkez kadınları var... Ka- r zaman arın yüzü; baka baka çocuğu da beyaz ol- muş... Adam güç hal ile sükünete ka- vüştu. İnandı, biz de çıktık. Bir gün de bir genc, güzel ka- dın geldi. Ağlıyor: batte olan genc kadın dört aylık gebe!... Müteessir bir halde çıktı, gitti. emi ra, ay geçti. Telâş içinde bir adam, Karısı fena hal- de kan Ee salik Gittik. Kadını derhal tanıdım... Kocası: .. Diye köpürü- yor, ben seyahatta idim yoksa... Eğer öyle bir şey m ne Onu ya- şatırım. Ne kendimi Muayene ettim. e çocu- | ğu düşmüş. Fakat çocuğun sonu kadının karnında. Adam tepemde terter tepinir, Ne yapayım şim. di?. Hemen ir döndüm. Hid. ir ei musun? En me Çabuk sğ sıcak su, ibrik getir. 5 $ aldım, Erkek içeri girince İşim De Nedir bu?... dedi. Sükünet- le: — Müthiş bir derd.. Me bir lümsedik. Derin Burada vakıâ bir h miştim. Fakat vicdanım rahattı, Müthiş bir cinayetin önüne geç- miştim. Hayatımda söylediğim bu yegâne yalana «mukaddes yalan» (De vamı 9 uncu sahifede)| akşam hikâye | Gazetede eski ni an- danın evlendiğine dair bir hava- dis vardı. Misafir arkadaşlardan biri gazetede bunu okuyunca: Handan senin nişanlın de- ğil miydi? Diye sordu. Arkadaş- hepsi ayni merak eserini gösterdiler, Artık vakayı hikâye ek lâzım geldi. Anlattım: n çok alafranga ha- yat meraklısı bir kızdı. Yılba- hissi kablelvuku modasi gittikçe arttığı on için, otel kalabalık idi. Bana Üç numaralı od ştü. bü- in bütün neşemi kaçırdı. Böyle şeylere aldırmam amma, her ne- deni Si ii 1 en ise, sinirlendim Handan oöadi yeri li karlarda dolaşmak derdinden kur- tuluşuma memnun, otelde kaldım. Birkaç kişi daha arkadaş bul- bilmiyor- başına OUludağın tepesinde ne arıyor? Herkes bir şey söylüyordu. Fa- ğı atsak diye dört gözle bekli- yordum, Ben böyle lâkayt kaldıkça Han- danın belli etmemeğe çalışarak bana dikkat ettiğini farkediyor- dum. , İçimden onun bu şüphesine tu. Bu kadını ilk defa olarak ye- ni görüyordum. yılbaşı gecesi geldi. Ertesi sabah İstanbula dönecek- tik. Sıkıntıdan O kurtulacağıma memnun bir halde yeni seneyi aliyi Oteldeki misafir- gece yeni sene girinceye ka- de yatmamağa, yeni seneyi bek- İemeğe karar verdiler. Herkes elinde saat, on am yeni içmek üzere bir de «büfe» hazır- ladık. eni senenin girmesine iki üç dakika kala, birdenbire zihnimde — şimşek çakar gibi bir şey ol- anki zihnime ateşten bir çivi saplanmıştı. Kendi kendime: — Bu yabanci kadın şimdi be- nim odamdadır! deyip duruyor. dum. Fakat bunun ne münase- beti vardı? Ben de bilmem, Fa- | Handan ile neden evlenmedim | kat bende: böyle — hissi kab- arıya od. tım. İçeride aydınlık vardı. Hal buki ber aydınlığı söndürdüğü- mü muhakkak biliyordum. Odaya girdim. Meydanda kim- seler görülmüyordu. Fakat pence tanesi düm. Artık şüpheye ri yok- tu. Fransızcaz — Rica ederim, madam, ın so bir çehre ile perdenin arkasından çıktı. Pek güzeldi. Yakından hiç görmemiş- tim. Bu kadar sevimli olacağını bilmiyordum. : Onu odamda gör- mek beni sinirlendirmişti. Ne is- tiyordu? — Rica mami dedi, Beni hır- sız zannetmeyii Fakat bu vi söylerken bir elini arkasında tutuyor, şey saklıyordu. Hemen kolunu yakaladım, çek- Bir fotoğraf vardı. Baktım. Bir gene erkek. li bütün bütün arttı. c kadın izahat vermek yeni utileilniele me- seleyi anlattı; uu resim sevdiği bir erkek resmi idi. Bir sene evvel buraya beraber gelmişler, yılbaşını bura- da geçirmişler. Fakat kış zi delikanlı arm ve ölm anlattı bir tim. — Bu ela EA diyor- du. Şimdi birkaç dakika için mıza girmekte bir hakkım ok duğunu teslim edersiniz, değil mi? Dünyada hâlâ böyle romanlar- da görülen kadınlardan nümune- ler — kalmış olmasına hayretler içinde idim. * Ayni zamanda ölen bir âşığın hatırasına bu hürmet hissi karşısında pek müteessir ol- muştum. Hikâyeyi yama dostlardan biri merak etti anım * la kadının hikâyesi ies senin Handandan e” Iman arasında ne münasebet var? diye sordu. iso rilmesi anlar- dakika , Gayet muhkira- o yabancı iz iz metresini zanneder. eceden sonra “zümü görmek em km O kadını bir daha yöremisdim. Hikâyeri