loy — Yalı yediğimi hatırlıyorum., arısı İzzet dersini bilmedi. Mualli- mi; — Demek çalışmadın ha, öyle ise yüz kerre: «Dersime çalişma- di. miz, ben yarısını elliyi' siz yazmıyacak mıydınız!. a — Buldum; anneme: Reçel dolabında zelzele oldu deriml. m Bir değirmenci ile bir zengin bayan arasında. * — Bu taşlar kıymetli mi? — Çok, dünya kadar: paraya aldim, — Size ne getiriyor? liç. Üste temizletmek sak- lamak için para veriyorum, — Benim iki taşım var, bana A irad getiriyor. nlar? — Değirmen taşı! maa maa — Burası sigara içmeğe mahsus mu? — Hayır, kızımın odası,. Wi — Masada otururken No | ye bana pek sokulma, kıskamıverir |... Gören aman dediler, DERD Onu gördüm bir güzdü, Beni pek derin süzdü Gel dedim, gelmem dedi ü gönül sevdi — Elim boş dönersem benimki de dövüyor.. — ———— m Hesap İzzet mektebden geldi, sofraya turdu: — Baba dedi, burada iki et — Âlâ çocuğum, Bir parçasını öteki parçasını annen yeriz, sen de üçüncü parçayı yersin! Kaza Karısı ile; gezerken otomobil ağaca parça parça oldü, polisler ifadesini aldılar: — Otomobili siz mi kullanıyor. dunuz?, — Filvaki volan benim elim- deydi ama, karım nereden isterse oradan gidiyordum. Kabahat kimd Gene sınıfta kalmıştı. Babasi fena halde çıkıştı: — Utanmıyor musun? — Utanıyorum amma, ne yapa» yım, hocalar bir şey bilmiyorlar. Bilseler bize öğretirler biz de si- nıf geçerdik. TASI DE cakma LING — ELE MAS. EN ci ill iyi koca Bay Ahmed kızını evlendirdi. Arkadaşları sordular: — Nasıl, bari evini idare ede- bilecek mi? akimist, İbette, disi mi koskoca bir şimendiferi idare edi- yordu. Uzun: yıllardanberi Gittin gelmedin geri ilüi i kalbimden Konuşma üncü Haykırdı: «Eh, ar- ttk parasızlıktan bahsetmiyelim!.» BEKLİYORUM Hep gönlümü avuttüm Yolunu bekliyerek. Seversen sen o kızı Bu kalbi tutuşturan Bana vız gelir derken Halin yaman dediler, Ateşten iki gözdü. başıma derdi. 5 Rahmi Karaca in a YAZI Bir gün âlim Duvale biri mü- nasebetsiz bir sual sordu, Âlim: — Bilmiyorum; dedi. Öteki kızdı: — Size bilesiniz diye devlet pa- ra veriyor. bildiğim şeyler için” — Bana para veriyorlar, bi lerim için para verecek olsalar devlet hazinesi yetişmez. ayese iki kişi vagonda ahbab oldular. Biri ötekine çok ikram etti ve İstanbula gelince evine davet etti. | — Bü geceyi bizde geçiriniz; 2 — Karım bana dünyanın en çirkin erkeği sensin der, Bari sizi görsün de fikrini değiştirsin! D n dakika masa başında. otur- du. Nihayet garsona seslendi: — Garson bu ne dalgınlık, bi- m!, — Sizden geçti, dün'de siz bahşişimi unutmuştunuz!, Nolur bir gül mevsimi Öldürme hevesimi Gel artık sustar Benim — Bana patronu çağir. — Benim... — Öyleyse çağırma. krabalık Kerli ferli bir zeybek resmi satılıyordu. Biri almak istedi; Kaça? — On iki lira, — On lira vereyim mi? İlmi — AZ. Almadı. Birkaç gün sonra ay- ni resmi yeni tanıdığı bir zatın — Eğer iki lira daha verseydim sizinle kardeş olacakmışız şi ' mm. m Kayıktaki — Bana bir halat atınız da sizi nir am