Sahife 11 SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI IRTEM — Tercüme; iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 453 Said paşa, Abdülhamidin emrile sefaretler arasında mekik dokuyordu nazırı Tevfik gittiler, Elçinin uyanmasına daha bir kaç saat olduğu cevabını ala- rak döndüler! aid paşanın konağında bekle- yen İzzet beye haber verdiler. İz- zet bey saraya, hariciye nazırı da evine gitti. Bir saat sonra İzzet beyin bir Maker Said paşa sabahleyin mabeyine davet edildi. Said paşa o gün de mabeyine dadan ko İzzet bey: n paşanın odasına gel- dlğinize iemdimiz Salpa .. Pi şi. Şimdi Çit köşküne: gideceği Çit köşkünde: gene bir kaç si i kaldıktan sonra Said paşa © meclisince zamn karar ve sadır e Hariciye » na zarile elm “ saliiilini iye nazırı: (Vapurlar gelirse memlekette bir karışıklık çıkacağı Zaptiye-'ne- zarelinin: tahkikatı cümlesi tebliğatta Bulundu. Elçilerden em sokağa çıktığı ” söylemi ya elçisi görüle- mi örme a mü racaat b bildirdiler; ni ey huzura gidib neticeyi reel sarayda vü- keli odasında bulunan Said paşa» zam: sıfatile yazsın diye irade ey- edi paşa Tevfik paşa ile bir- gitti. — Zatı rini, endişeleri mabeyin kâtiblerinden Kâzım yin Almanya sefirinin lisanından ki olan ifadesinden neşet edi- ea Almanya elçisi de; — Devletlerin zatı şahane eketi tasiyonerlerin ithalinde israr olun- maması için gi devletler nez- bi bulunacağını w yy mi bulun. hamide bildirdiler, 1895 teşrinisanisinin otuzuncu günü aik bey gele- rek sere paşayı tekrar Çit köşkü: ne götürdü. İzzet e bir kaç defa geldi, el aleyhinde muzır tasavvurları -hal”. olacağı hakkında Kâzım beye söylediği ihbar olunan sözlere; devletlerce. Osmanlı mülkünün aksimi hakkında tasavvurlara dair mütalealarını sordu. Paşanın verdiği cevab üzerine İzzet md Abdülhamidin Said paşa için: — — Enki vezir; eski vezir!. Demiş ae söyledi, Said ita 2 birile ittifak RE — B ile ittifak > Lâkin buna ra- zı olurlar Dediğini Le bildirdi. Bir geliş- tede: — Devletler arasında (ittifak muhakkaktır. Diğer taraftan dev- İleti aliyenin mülken tamamiyeti hakkında da ittifak vardır. Şev- ' himdedir.) buyuruyorlar. Perk lâde: müteessir: ve mütehe; ler; (Eğer sefirler gelip bana yi tifa teklif ederlerse ben de: aley- bimde ları mahvederim. Sonra da kendimi kıyarım.) bu yurdular. Dedi. İzzet beyin diğer bazı söz. lerinden Said paşa elçiler Abdül- hamide zararı dokunacak bir tek- lifte bulunacak olurlarsa iptida bu: elçileri izzet bey — Ben irade'ile İn- giltere: ve Rusya elçilerile görüş- tüm. Sizi pek takdir ediyorlar; Hattâ Rusya sefiri dedi ki (Rifat paşa iyi bir valisi olabi- lir amma nuz ziyade olduğu için siz gelme- dikce bu gaileler bitmez fikrinde. re paşa. — Şunları arzstme. nizi rica ederim ki, bu âcizin hiz. mete, devletin mühim işleri hak- ür 100 00 LAR GA v0 AGC DAM BEDENE BERE AA 4 uykusuz Bir gece * kında fikir beyanına iktidarı farz- olunsa bile evvelce de arzettiğim gibi devlete hizmet ve zatı şaha- sadakat, İzzet bey bir daha glip gittik- ten sonra: — İfadenizi arzettim. (Ben ve zirimi ne en bilirim) bu- yurdular. di İzzet beyle Said paşa arasın da bu den Said paşa anlamış idi ki, Ab- dülhamid Said paşanın elçilere defa cereyan eden sözler- karşı sadıkane idarei lisan ettiği- nmiyarak şüphelenmiş, Ha- riciye nazırı Tevfik paşadan sor- muş, o da tahriren şehadette bu- lunmuş, fakat gene Abdülhamid- de itimad hasıl olamamış, Abdül- hamid: o -yani Said paşa- is- teseydi istasiyonerlerin getirilme» si teehhür dil, Demiş, bir de Abdülhamidde vapurların gelmesi kendisini tah- tından indirmek için olacağı ze- habi hasıl olduğundan Ahmed İz- zet — Allak etmiyel Öyle bir şey olursa Mesudiye: zırhlısı, ne gün vapurların Demiş de Abelikamii; —Oz i kö İka Maile İstanbulla müna- Dalan keserler!. Yolunda bir mütalea beyan et- mişl. İzzet bey son gelişinde: — Tebrik ederiz. Sadarete me- rüyü açar- | | takip: eder. Her şey fena görünür. İnsan. edeni A mam lar, dinlenmiş bir vice ve dinlenmiş sinirlerdir. Eger sinirli Bromural -kroii. komprimeleri shl kurtarır, Yeni Yeni kitaplar AŞK FIRTINASI) Roman Yazan: Muazzez Tahsin Fiyeti: 50 kuruş Yeni çıktı AKŞAM KITAPHANESİ İnsasaszsun0sssas azsa ane nane EBE BENEEENN M1 AA RAE ii .. » huysuzları, olmaz. Her muvaffakiyetin ilk gart- sinirli iseniz, Müsekkindi ye uykuyu temin eder ve hiç bir zararı yoktur, bütün dünye tanır; 1098 20 kempilmeyi Bart Ml asan, Kuoll A-O, kimyevi maddeler fabrikâları, Ludwigshaten s/Rhin İBAHAR Yazan: Muazzez Tahsin istiyorum) Amerik rabası gelmiş. Müthiş zengin bir adam. Parayı su gibi akıtıyormuş. Bu ML. mir bizede. ta- mıttı. Bi namına milyo- pera ez iyi bir akşam yes 3 mi Amerikalı mı hiç? Ne efendim. Hemen büyük bir lokantanın kıs- men hususi bir salonuna bizi da- vet etti. H en itinalı tuva- erimizi giyip gittik. ok neşeli bir gecemizdi; öy- e ki, arada bir, umumi salonda yemek yemek istemiyen bir çift veya iki üç arkadaş b iş yanımızdaki e rdan b oturuyorlar, fakat az sonra ink — ve aliyeliğmmniin rahat- olarak kaçıyorlardı. e hiç bir zaman fazla içmem bilirsin, Öyle iken bu akşamın sü- rükleyici neşesine karşı koyama- dan biraz fazla içtim galiba. Fa- İcat kafamı ve muhakememi zer- re kadar kaybetmi Arkadaşlarım, Yeli: anımal Kürdanla mis Hollivut sarhoşa yakın bir halde idiler; Bu sırada karşımıza gelen masaya uzun boy» “ siyah saçlı bir. adam geldi turdu. Siyah smokini içinde çok ki- bar bir hali, geniş omuzları üze- rinde mağrur bir başı, biraz küs- tah ve lüzumundan fazla koyu ve uzun kirpiklerinin arasından gelen aydınlık bir deniz gibi ye- şil gözleri vardı. Bu adam bize: yabancı idi ek bette... Kimseyi selâmlamadı. Fakat sarhoşluğun verdiği lâüba- lilikle olacak Amerikalı .— matmazel Kürdan dönüp d bu adama bakıyorlar, diki kulağa bir şeyler fısıldaşarak kah- kahalarla gülüyorlardı. Karşıki adam onlara aldırm; yordu bile. Büyük bir “e. iz önündeki yemeğini yiyor yamyasını içerken ei ie — Bu ıki terbiyesiz adam i kaçırıyor. Gözl den ayırmıyor. kuşum? O nasıl senin, hele bu gece pek cazib olar güzelliğine ar pe bakıyorsa sen de ti. Şaşkın ei EN anlaşılmaz bir şeyler söyl — Ne e emmi Bu ayal dan korlnuyor yoksa si bu e be ile kamçılanmı; gibi irisi — em ve sandalyasını ban veri ŞERRİN ar karışık ve tu- haf bir şey o Karşıki ÇİÇEĞİ| adam da elektriklenmiş gibi ye rinden kalktı, bizim masaya geldi: di sndimaş — Eyvah, şimdi kıyametler ko- pacak, bu iki adam biribirinin boğazına. atılacaklar! diye düşü- nüyor ve titriyordum. hiç beklömüliğim bir Suriyeli genc ötekinin ellerini tuttu: apma! Vazgeç... Türk kızı. Öteki küstah adam omuz silktis 'ürk kızı ise ne olurmuş? İsterse şalvarını giysin ve hare min kafesi arkasında otursun. Birdenbire. kanım yiye fır ladı, yerimden kalktı — Efendi, dedim. Sisi tanımı” fakat şunu biliniz ki bir Bu bir Türk kızı bugün haremde , bir esir değil, hür ve kendine hayret ve tecessüsle bana bakıyor” lardı; Katyanın gözlerin de iztiraba benziyen bir ışık vardı. Gözlerim tekrar o m adama döndüğü vakit öre yim Mina? Mineli bir ri gülmüyor m Benim in baktığına gö” güya aramızda bir söğ O dakikada ben ne oldum Mi na? a salonun kubbesi t€ gibi şaşırdım. Bu ser” besilik raked arkadaş! deli gibi el çırparak: ee bravol Yaşa büyük prens!» diy9 bağırdıklarını duyuyordum. Fakat bu şaşkınlığım bir.sani” ye sürdü. Gözlerimin bulutu ds" Zılmadan elim önümdeki şan panya bardağına gitti. Katyanın eli ütriyen ko'umü alamağa uzanırken bardak herifin suratında tuz buz olmuşt” Kendime geldiğim zaman Kat" yanım kolları arasında hıçkır” arım üstünden çenesine doğru kan 41” diğim gördüm ve ellerimle yüzü” raü kapadım. Katya elini kolonya ile uğuşturarak: — Bir şey değil Tea Ehemmiyetsiz bir .. Kork” ma! diyordu. Bir rüyada gibi m kesik konuşmaları kulağım geldi! Şaka biraz ağırca a — Kendisinin haberi yoktu. , Bir miş, rausunu, bilgisini öyle real ballandıra anlatmış ki ir el «Bs kızı matmazel Kürdan ve mis Hollivut gibi yl ld misin b” kalım, Katyadan bile daha i çi bula diye büyük prense Kaf” . Oda değe g (Arkası van)