12 Şubat 1935 SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI IRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 434 | Metemihin devleti wi isle © ha rken (iyi halk) . diye tavsif ettiği Türkler v kullandıkları ağıza göre Türkle- © ri artık Avrupada tutmamkalı idiş ş ge yere gönder. giltere, Fransa 2 yardım görüyorlard 7 Kato- gikosu garb zail vr r ; Ahtamar ve m Kataiksar da Rus lik Er- nüfuzu altında idiler; katol meni kilisesi papanın ve katolik : erlerin yardımından mahrum kalmıyordu; İstanbuldaki Erme- ni patriği ise bütün bu'nüfuz ve - tesirlerden Ermeni milletine fai- deler teminini düşünüyordu! Er- ; 8 A zig böyle hamiler de bu- e de kıtlık olmuş, bir çok i muhacerete mecbur bunların “darında vi Bepnilai bir kat 0 germe gi sevkediyordu. nın sebebleri Fena "bie idarenin len doğan iztırab- Ne — sulistimallerind. - lar, Kürd beylerinin tazyık ve ta- © arruzları, mahalli memurların ik- tidarsızlıkları ve ya suiniyetleri, - cehalet, ecnebi müdahelesi ve Fakat asıl ihtilâl komitelerinin “çıkması 1880 den sonra başlar. 1882 de Erzurumda (silâhlılar) “cemiyeti teşekkül etti. Bu cemi- yet bir sene kadar devam ederek azasından bir kısmının tevkifi pe — uğradı. ve şöbrete haris m ONazarbey) ie | Ermeni ihtilâl komiteleri nasıl teşekkül etti; Abdülhamidin korkusu Ermeni destanin htilâlcilerden baron Agasi Ihtilâline alt zeytin da Ismi geçen miyetin fikirlerini e ç Hinçak Osmanlı memleketlerine gizlice sokulmağa nd. Hı komitesinin takib etti- ği fikir E lere muhtariyetle yeni bir idare kurmak idi. , İbtida İzmir, İstanbul, Haleb bi irlerde gizli şube- ler açıldı. Bir çok Ermeniler bu şubelere girdiler. Hi programında Ermeni davasının Avrupa tavassut ve müdahelelerile istih- bağlamak beyhude sayılıyordu. Her şeyden evvel komiteni ükümet müte- madiyen işgal edilerek zayıf, kuv- vetsiz düşürülecek idi. Hınçaklardan kalmı- yan bazı Ermeniler evvelâ Tro- şak sonra 1896 da merkezi Tiflis- te olmak üzere Ke kiktenmg unyon fir a teşkil eyled eni ek başlıca Londra ve eski Ermeni kırallığını tahattür i- Je Ermeniler we milliyet fi kir ve hislerini, bir ülküsünü salışıyor, di- ğerleri de doğrud tilâlcilik (o yoluna an ge wvleti âliyeden ade Rusyadan m 4m da sonra bu korkuda Hınçaklarla birleşmişlerdi. 1889 da Hınçaklar teşkilâtla- rini daha mükemmel bir hale getirdiler, Bu komitelerin e ierile şark vilâyetlerinde o yeğ gari zaman Kimler, iğtişaşlar Bu li yatıştırmak, sön- yi dürmek için hükümetçe ittihaz e dilen tedbirler doğrudan doğruya mücrimleri mesul edecek yerde bütün o ir Armin Ee def tutu; a lerini d eiagi kib eden Babilinin yanı başın- menileri kaldı mümkün addeyliyecek düşüncele- re meylediyordu. Abdülhamidin Hamidiye alay- bir kuvvetin her'an hazır ve elde bulunmasını temin — olduğunu iddia edenler çol Hınçaklar «Mukaddes maksa- Nk temini için cebri surette pa- lamakta, Ermeni (tüccara tebidid mektubları göndermekte, komitelere para vermiyen yahud san ve Ermeniler için ko- tenin muzır olduğunu takdir e- ilmen fesad emellerine mümaşat ve itaat göstermiyen Ermenileri “Aşağıda da görülecektir ki, bu hal oAbdülhemidin senelerinde hep böyle devam et- ni çeteleri, komiteleri git- tlkçe niye arttırarak u- mumi surette e Bunu tem. gören e DÜN ve Yazan: M. Uygaç Aranız müdafsa edeceğini an- latmasına da lüzum yoktu. Ferda onu mii müdafaa edeceğini ve muhakkak kazanacağını bili yordu. Fakat onu şüpheden bu kadar va arr Faruka hem keyif korku veriyordu. nikel azimli bir kadın olsa ve gözlerinin ğ ünkü ikimiz birden öldürdük dese idi Faruk daha memnun: olacaktı. Halbuki Faruk Ferdanın böyle uzak ok mmağı gelecek kadar kuvvetli değildi. Kadın kalbindeki korku üzerin- garib bir ruhi ihtiyac ile Ferdanın şüphelerini dağıtmak için e geleni an Gec böyle bir arda geçirdi- ler. lll ber tarafında Fa- rukun ismi büyük bir hırs ve nef- ret dalgası içinde yuvarlanırken, YARIN | Edebi roman Tefrika: 58 demesi sin şüphe yoktu. Uşak heyecanlı bir yüzle. geldi, zabıtaya telefon. etmek ğildi. İhtimalki ötede beride kav- galar bile oluyordu. Ferda adım arkaya çekildi. Yumrukları- nı sıkıyor, hiddetini zapta uğra- giyordu, Ferda da pencereden'uzaklaştı, ellerile kulaklarını tıkadı. Çünkü gelen sesler üzerinde hp fena bir tesir yapıyorlardı, Halkın bütün Pe kendilerine Min zan ne Fida âşıkının arms sığıma- rak göz yaşları içi öpüm yordu. — Faruk! Ne'yapacağız? ateş gi- i parlıyordu ki, halinde o kadar saret eseri göze çarpıyordu ki ie yalnızlığı ile © kal Jıktan daha kuvvetli görünüyordu. Dışarıdaki kalabalık iri ar- gece geç vakitlere kadar her yer. | tıyordu. Seslerin perdesi daha yük. de “eler eiemieni epi xe işti, Ee yi b ken, lan taşla; alime. sö geler arasında ayni çatı altında, ayni faciaya sarılmış bir halde sevişiyorlardı. 4 Ertesi sabah, Faruk erkenden ler da boşd (Arkası var) e Iş bulmak için Uzun uzun düşünecek yerde AKŞAM gazetesine iiabiilkin Şi alnmda bir hiddet kızartısı peyda oldu. Düşmanları . kendisini tahkir ederken kapalı kasın- da durmak ona utamlacak bir hal gibi göründü. Ne istiyorlardı ondan? Kendisi- ni görmekmi isti; ği m” KÜÇÜK İLÂN koydum r şey sizi ve ile Şiirlerinizi la ii ed ay tok f iz üç alömer lendifiyorsa, eri, Ss yeis uyku peiekiriş ek pek basitÜr? iyi eN artmıştır. beniz vakıt varken bn fenalığı gidermeğe eceli Bromüura. «Knolie çi bütün en tanıdığı bir müsekkin rp kaybeti hiz rahatı, uykayo ve aliyeti size fade eder, -* Teslrf gayet serldi.-— Bromu biç bir zaran bi 10 ya 20 kömprimeyi havi terğereczanrlerde reçete İle şalı, mera Knoli Aa, kimyevi maddeler fabrikaları, Ludwigshafen *#(Rhin ğ B - | rüdü. Camı a: Bu ağır geceden, karşi başlamış hafif bir ei Fazüli, nm Faruka emi haykır- o kadar yorgun çıkmıştı ki bütün ; k birkarıklık ve ağrı his-| 1. Hayır, Faruk, olmaz... Beni ber ie a ie iz Farukun ellerini sıkı sıkı tut şısma: dikilmişti. muş, geriye doğru itiyordu. Son- Baktı kadar al pencere ile âşıkının araşına VE we e her seyi unutarak, şaka- heycammın si: Mz düğü şeyi bütün iş görü. Fe seni Gözlerinden A Seleleri dali Bakir e ide tapar deki göğsü em Faruk Hirsye Bekleyenler Bunun | birandu i, Hiç bir düşmanları 1 tarafınd emer sey söğiniyorulr © Solkü peri yi bir nümayiş ve tecavüz mukad: | kildi ve murıldai ağlıyorsün?, Benim içia Müstelizi bir gülüşle güldü ve odanın içinde dolaşmağa başla- dı. Ferda, kolları açık, başı arka- Bu budala herifler benden ne is- tiyorlar. İşte şimdi karşılarına çı- cağım, Ferda, dehşet içimde, haykırdı: dı; — Faruk! Ne yapıyorsun? — Fevkalâde hiç bir şey yap- mıyorumi, Saat dol uçukta, her günkü gibi, klinikte bulunmak is- tiyorum (Arkası var), | ğ