ee Ne : — AKŞAM A ” e İSARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ| (JİN ve YARIN © mek müşkül idi mesuliyet yare sna demekti,| letin, Yazan: SULEYMAN KANI IRTEM — Tercüme, iktibas bakkı mahfuzdur — Tefrika No. 426 « 1275 muharreminin (17 sinde (Âli paşanın — sadareti) Ab- dümecid Babıâli betle ve din tavır ile at- tan gere kimseye iltifat &tmiye- rekmerdivenden çıkıp dairei hü- geri düçar oldular; şayı huzuruna celbetti; hayli konuştu- lar, sonra serasker Rıza ve kap- tanı derya Mehmet Ali paşa içeri girdiler. Abdülmecid Mehmed Ali paşa- inin yeminlerine de inanıl- maz! Evvelce softaları ayaklandı- ran da sen değil misin? Hain he- rif! Sen din ve devletine, padişa- Ka hainsin! e e seni nefi eden id paşa ğilidi. Ben de bu a mutabık idim! gibi bir çok acı sözler söyledi, Sonra Âli paşaya döndü: sadrıâzam kı aşıyor, beş çifte kayıklarına bim ri e örer Bir gün sultan Mecid Topkapi sarayına geldi, çar gırdı: — Beş çifteler bir müddetten beri saltanat ve devlet debine girmiştir. Hem siz de zahmet çe- Bizi bu > bu yıldızın yiz istihraç le meşgul oldi SE nafıa mec- lisi lâğvedildi; meclisi âlii tanzi- ita rey vermeğe muktedir ol mıyan Dede paşa «tam maaş ile» çıkarıldı. Meclisi valâdan sıkarı- İlanlara mazuliyet ma: olundu. Mütercim Rüşdü paşa meclisi valâdan çıkarılacakların bir diye- kalmasın diye şeyhülis- lâm Arif efendi zade al m iyemedi, molla ise gayet muzib, dilini tutmaz bir zat diş bütün — Sen na: olacak- sin! Böyle şeyl ran siir da adamı koğuve- ler, Mesuliyet altındasın! dedi. © paşalar, bilhassa Reşid paşa oğlu “Ali Galib paşa d i dılar. ire uğra- m sonra meclis oda- bütün vükelâyı ve .Tasar- e gelerek : Babıâli ricalini celbettirdi. rufata riayet olunması lüzumuna dair bir hattı hümayun okuttur- du; bir tarafa bakmıyarak saraya yledi, kan hizmetlerinden alzedik lü tasarruf ve idare husu- sunda cüziyat ile uğraşıyorlardı. Hünkârın böyle şiddet gösterece- ğini, damadları feda edecek kadar öy ini aktı, Vükelâ için bu derece ileri git- geri kalmak ta Belki dA illanlim de ona peyrev oldular. Meclisi valâda olsun, maliye meclisinde olsun Âli paşaya ta- allök ve nisbeti olanlardan hiç biri ve Bu da ze — sında dişah se damadlarını Meda e ti; vükelâ ise dalka hilkümie diye m bu sözleri padişaha la yerdir lar. Meclisi valâdan çıkarılanlardan inşi Recai efen- Diyerk çıkıp gitti, Vükelâ halk arasında tesahüb ve garazkârkık ile ittiham edildi- ler, Her tarafta zem olundukla- rından kendilerine de durgunluk geldi. Altı ay sonra (ebniyei hassa) amelesi sarayı sararak para için di pi Mali muzayaka eksilmiyor, bilâ- kis m Âli Ma bir gün *huzuru hüma; — - Devleti iye serer Him- Meğmli İlçe gerer ni ibdükyecid bundan muşber si sitem Özeenei' “Beş çifteler terkolunmasın, bizi bu hale koyan bunlar Mn sare icrasile uğ- | Tunda değildir! “ getird Padişah sadaret rikâbında mali müzayakadan bahis açtı. Derin bir hüzün ve kederle geçmişe te- essüf ederek: — Beyhude 1 masraflar ol muş! — olmasa; Dedikten sonra vükelâya işaret etti: — Bunların cümlesi canlarını lercesine çlışacaklardır! Teminatını verdi, (Arkası var) — orkestrası, 21,15 son Radyo 29 Ikinci kânun salı İstanbul : 18 stüdyo son Brelit bazalar, SU 30 Münir Nu- a şan, orkestrası ile bera- ayr (283 m.) — 18 kemni yolonsel, viola musikisi, 18,35 çi wi > 20 > yeeb 19,50 skeç, 21 ns parçaları (şar- 2 3 li ek 23,35 dans ) — 18 Beetho- venin sonatlarından piyano o konseri, 18,25 ekonomik sözler, 18,35 plâk, 18,50 Erisim il IS & sa konser, — serleri, 20, dliğe, 2 20, 30 ELAT ie caz, 205 söz“ ler, 20,50 spor, 21,45 haberler, 22 şarkılı konser, 23 reklâmlar, 23,15 ope- si öğr 23,45 italyanca (sözler, 4,05 üne 350,5 m) — sym 19 dem la 55 pi 20, ? Tar haberler, 730 mere ir 243 plök, 1,05 son haberler. Belgrad (437 m.) — 20 reklâm, 20,10 plâk, 20,15 ani n 30 ulu. sal neşriyat, 21 kuartet konseri, 22 kon- Ferans, 22,30 km bile popüler şarkılar. Dağ sa nşık kı 21,45 konan Pecorella adlı piyes, Stutgrat (523 öz 19,30 eski ge- git resimlerine mahsus marşlar, 20,15 skeç, Ve sözler, 21 haberler, 21, A ulusal bi: 22 neşeli musiki ve der ii ha 2320 20 spor imi Bes hanenin Piyano konseri, 24 Nİ 1 gece Napoli . Bari: 8,10 ka- nser, sözler ve pâk 2 konseri, 23 bir perdelik konseri. Berlin (357 nz 18.30 sözler, 19 konferans, 19,4 borsa, 20 hikâyeler, 20,4 Münihten nakil, 2 haberler, 21. 5 et musikisi, 2 gm 19, ler, 19,30 2 yel 2030. a te haberler, 5 kış ap, bi 7 e za — mi neşriyat, piyano keman oem şarkılı, 23 ie berler, 23,30 dei imis çarşamba İstanbul : 18 laa serin 18,30 jimnastik Selim Sırı 9 Dans musikisi plâk, 19, 30haberler, 5, e bas yan Tektaş (Şan) piyano ile, 20 ka- aşık ii plik il, 20 20,00 Halal haberler, . bor- “ ze ve şeytan «Bir şey onu alâkadar edebil mek için kendi şahsına dokun- « mıyacağım!» diye söylendi. Cenazenin namazı kılınmıştı. Kalabalık mezarlığa gitmeğe ha- Salih, Mehmed Na- Mezarlıktan gi irerken Mehmed Naci ile Salih yanyana geldiler. Sal ; — Beyefendi, dedi, ven de işin farkındayım! anlarsın yi — Farkında misn? Neyin far. ın — Maşallah! Çok kurnazsınız... urdandı: — Ne demek istediğini anlamı- yorum. — Ben trene atlayıp İstanbula istersen, biraz Mehmed Naci, yemek salonu- nun yanındaki odada dolaşıyor, > a Eminenin sofra kur- seyrediyor, içinden de: iaşe eya hanımını göre“ Naci ortada dönen dedikodular» dan tamamile haberdar bulunu- yordu. Bu sırada Nihal içeri girdi, Ta- sesile: — Belki karnınız açtır, beye- fendi, dedi. — Eh, bir parça nın çatlağı lr Bu keder içinde... — Öyle amma. kuruldu, Cenaze Duy için ne > di yemesi Çok kalabalıktı, değil — Zaralı Reşide lâyık bir ce- maze alayı. Hemşireniz nasıl? — İşte, geliyor. Filhakika, Ferda annesile be- raber içeri giriyordu. Arkasından Mümtaz, Hasan Tahsin ve aptal çocuk geliyorlardı. Biraz sonra F i ve Faruk ta Mehmed Naciyi Ferdaya takdim Ferda başile bir selâm verdi. Bu ciddi, âdeta tatlı bir selâmdi. Mehmed Naci yerlere kadar eği- 2 mukabele etti. lepsi sofraya oturdukleri man, Emine Ferdanın önüne et Tetfrika:; “fendi. du. Nihalin arada söylediği bazı lar olmasa, yemek tamamen süküt içinde geçti denebilirdi. Ap- gene çatalımı gene Ferda ile iç olmazsa bu şeftaliyi yi- yiniz, Ferda! Dedi. Ferda göz! Faruka çevir- di, hafif güldü ve dediğini yaptı. Mehmed Naci bütün dikkatini du hal değildi sordu edersiniz, profesör, ders- lere ne zaman tekrar başlıyacak- sınız? — On güne kadar. Lâkırdı işl kaldı. Faruk ile bir sohbete imkânı yoktu, Nihal: — Kahveyi salonda içeriz, de- di. Hep Mey Naci, loş salonda ra- hat koltuğa gömüldü. Yanına kü- çük bir masa koydular, kahvesi- ni getirdiler. Nihal likör ikram etti... Mae bir rami en pik oturup kocasına çare sinai ai oldu- ğu bu gene güzel güzel gül kokularile dolu idi. Gene o sü- rahatlık hissediy. köşk kendisinin imiş gibi bir Kel kan pılıyordu. Artık burada keyif sü- disi de güzel bir köşk sahibi olu- ordi yordu. Faruk, eşiğin üzerinde ayakta duruyor, bir gazete okuyordu. Ni- hal is Mümtaz pencerenin önün- de yavaş sesle konuşuyorlardı. Ferda Mehmed Nacinin karşir sında 1 i elini ğun koyu renk kadifelerine birak- med Naci, çekine çekine, bir şey- ker gr ğe cesaret etti; tırlıyor fendi, ğe yin ie ii şidi ziyaret ederdi erda, bir SER, uyandır. lıyor gibi hafifçe titredi, hatırlıyorum, beye — Evet,