2 Kânunusani 1935 AKŞAM. Meşhur Yedikule zindanlarında.. Bir alman ilk olarak Cellat kuyusuna indi, karısının köpeğini çıkardı Ihtiyar bekçi: “Vaktile bu kapıdan içeri girenler bir daha dışarı gm dedi.. Meşhur Yedikule zindanlari- nın kapısından içeri girdik. Ka- en a Bari ük ee ku- Tül inden bir baş Müzel vi ene Zin- 'edikule Zündanlarının ihtiyar ii Ete; — Tam 33 sene oluyor, 33 se- bu işteyim... Eskiden ku- telerin içi, zindanlar, meşhur cek id kuyu nedir danlarının içi- me, cellâd kuyusuna elektrik ya- Pıldı. Rahat ediyoruz... Fenerler- le çok zahmet çekerdik, İhtiyar bekçi önümde küçük bir demir kapı açtı. Küçük fakat bir karış kalılığında bir demir kapı.. Dedi: içeri girerken â larım geri geri gidiyor Burası üç katlı, ortada büyük bir kuyu... Bekçi: — Bu üç katta cellâdlar otu- İka şleri güçleri adam kes- mek.. Kestikleri başların vücud- larını bu kuyudan atmakmı >— Kuyudan cesedleri çıktı mı?. İskeletler?, — Kuyu bir kanalla denize açi- larmaş, Deniz suyu cesedleri alır götürürm rmüş. Tren yolu yapıldık- tan sonra bu kuyunun denizle Ta“ bitaşı geldi. Pm gösteriyorduk. Bir- denbire am bir çığlık ko- Pardı: — Eyvah,. Finom kuyuya düş- Meğer madamın küçük Kine b meşhur cellâd kuyusuna düş- memiş mi i? Madam ağlar, «ille ası tasını bana amma ha biraz düşündü: Ben bu kuyuya ineceğim.. Aman etme, eyleme..» de- disek te dinlemedi. Uzun bir ip getirdi. Beline bağladı. İndi. Kö- peği aldı, çıktı, anlatıyordu. Kuyunun dibinde kalın bir kül tabakası varmış. Eskiden kuyuyu göstermek için kâğıd yakar içine atardık. Bi u kâğıdların külleri ku- insan muştu, şik... Bekçi: — Mahkümlardan bazıları cel- Tahtanın üstü delik de- lar, eğ öbür dünyaya gön- deri Bakın süngü Male rinden ye ne kadar aşınmış.. Hakikaten tahta ortasından kopacak derecede aşınmıştı. De- ii bir kaç kişiyi daha böyle rete göndermiş olsalarmış tah. ta “ikiye bölünüp gidecekmiş. Lâkin insan vücudu şeklindeki tahtaya baktım. Epi büyük.. Bekçi: zaman ei daha iri- yarı imişler!.. aka- kım şu sel yayini Sana nasıl gelecek içimde. bir ürperme ile cellâd du, Önümde kapkaranlık duran cellâd kuyusuna kellem atılacak sandım. Beş mumluk ölgün elektrik ” ğında bekçi garib garib güldü Bak bu tahta sana tıpa tı tamam geldi. Sanki ölçülüp bişe me gerek, sütlü börek... Fakat ih- tiyar bekçi - sanki terzide şık bir kostüm giymişim gibi - cellât tah- da yakıştırmıştı 'ukarıya © çıkarken merdiven |, Yedikule zindanları ve 33 senelik bekçi Etem başında kocaman bir gölge pey- dahlandı. Karanlıkta ışıl ışıl ya nan iki göz. Gölge süratle uzak- ğünde bir hayvan. Meğer fare imiş.. Burada fareler çok büyük- müş.. Civarda tabakhaneler ço- ğaldıkça Yedkule zindanlarında 'areler büyüyor, - anlıyor, s€- ie ve çoğalıyorlarmı: Eski zindan isine sordum: — Burada geçirdiğiniz korkunç bir vaka filân var mı?.. — Seyyahlar gelmişti. Daha şey.. Birdenbire gözüm yere ilişti, baktım, yerde çöreklenmiş müthiş bir yılan.. Kalın mı kalın.. Tam bu sırada fenerin mumu di sönmesin mi? Cellâdlar dairesi , zifiri karanlık... Hep birden dı- ıktık amma ne yalan söy- liyeyim, epi korktum, a uz senelerce böyle gitmiş, Bundan sonra arka tarafta bir kapı açtılar: — Bu kapıdan vaktile yalniz kral geçermi iş. m geçin. Erse üstü kâmilen lll söküp çal. ie m. Kulelerin m tür. lü m mi Surların üstün- de erik, de servi Biden. Sordum — Bu ni seyi mg — Efendim kargaların ma: feti.. Çekirdekleri asri surların üstüne bırakıyorlar. rsi da ağaçlar çok çabuk bi eme belediyesi şe e ağaç- ndırmak için o kadar gele, Ki ötürü bir türlü şehri istenildiği kadar ağaçlandıramı- yor. Amma kargalar - ellerinde belediye bütçesi olmadığı halde - yakında surların üstünü bir kar- galar ormanı Ehe'ne Mi bimeinineğiğ BOO sim Nİ. temi ği hakkında bir kayıt ve şart ka- | İzmir 27 (Hususi) — İncir ve üzüm mahsullerimizin üzerinde bazı tüccarların gelişi güzel satış yapmak maksadile dış piyasalar- miz mühim zararlar görmektedir. ndan ötürü bu yıl bazı ehem- ri dedikodular hâlâ devam etmekte bulunmuştur. Geçen yıl; yapılan tütüncüler kongresinden sonra tütün derdi- ne çare bulan tütün kanunu gibi İncir ve üzüm mahsulümüzün de güzel ve zamai n zaman fia- mesele de halledilecktir. Ekono- mi bakanlığı; bunun için Türkofis İzmir şubesinden mütelâz iste- miştir. Türkofis İzmir şubesi müdürü bay Âkil; ticaret odasında İzmi- rin belli başlı ihracatçılarile ve mutavassıtlarile . görüşmüş, onla» mütalâalarını sormuştur. Gerek mutavassıtların, gerek ih- gala lerin bir ra- por halind. :önomi a Jığını Güle Ticaret odasından yaptığımız tahkikata göre; İzmir ticaret oda- bazı tile iştigalini daima iyi karşıla- mamıştır, İncir ve üzümlerimizin Avrupa piyasalarında fiatlerini düşürenler bunlar olduğu kanaatı rumidir. Onun için incir ve üzüm mutavassıt satıcılarile ihra- catçılarında bazı evsaf ve şartlar aramak iceb etmektedir. Bu şartların başında sermaye meselesi gelmektedir, Mutavassıt veya ihracatçının 30 - 50 bin lira kadar sermayesi bulunması veya nat göstermesi lâzım geldi. bul edilir e ve tüccarlardan biri- nin fiat düşürmeğe çalıştığı, dış piyasalara ucuz teklifte bulundu- ğu sabit olduğu takdirde se: ir cezaya çarptırılması gibi bir kayıt konursa bu i bir şe- kilde, memleket ve müstahsil le- hine neticelendirilmesi kabil ola- ktır. elmesi üzerine gece servislerini kaldırm mış ve bu yüz- yol vemişlerdi. | Ekonomi bakanlığının ii incir ve | Izmir mektupları İncir ve üzüm fiatini korumak için tedbirler Ihracatcılardan mühim bir sermaye ve teminat aranması düşünülüyor fabrikatörler ilk zamanlar; pa- muk fiatinin yükse) pamuk mamulâtı sekliği sebebile satış yapamadık- larını iddia etmişler ve işçilerin fabrikalardan çıkarılmasının se- bebini buna atfetmişlerdi. akat hükümetçe yapılan tah- kik ve tetkikler; pamuk piyasası ile pamuk fiatinde anormal bir vaziyet Ga mamulâtı olduğunu söylemişlerdir, Hakikatte ne o, ne de ötekisi idi. Ekonomi bakanlığı ile İzmi: vilâyet makamının ve Cumhuriyet halk rim. re iğ heyeti başkanlığın: sıkı şebbüsleri üzerine beee br bir işçilerden bir kısmının tekrar fab- rikalara alınmasını kabul etmiş- lerdir. Bu toplantıda sanayi mü- fettişi bay Nazım da bulunmuştur. Toplantıda uzun müzakereler den sonra pamuk mevcudu ile fi- atlerinin, dış ve iç piyasa istekle- rinin ve fabrikatörlerin ellerinde- ki pamuk mamulâtının normal va- ziyette oldukları neticesine va- rılmış, şimdilik derhal 300 işçi- nin tekrar işe alınmaları karar- laştırılmıştır. Bu fabrikalarda çalışan bazı “ tütün işçilerile iç Allan gel miş ve bir iki ay çalişarak sonra memleketlerine dömüği Kiya edinmiş olan alınmıyacaktır. Küçük cuklardan ailesi halkını beslemek: te olanlar da fabrikalara alına- cak ve ayini tekrar iş ve- rilecekti ekrar alınacak işçilerin İis- tesini işçiler birliği halama izmirde büyük ialan ve 900 işçinin fab rikatörler tarafından açıkta bıra- kılması demek olan bu mühim başlamıştır. mesele böylece, iyi bir şeki işçimizin İehine ha İledilmiytir. Ekonomi bakanlığı ile vilâyet ve | fırkanın-bu meseleyi işsiz bırakı- lan işçi lehine neticelendiren te- şebbüsleri muhitte minntarlık his- leri uyandırmıştır. P AKŞAM İlân tarifesi k. are in ealifelerimde e Sİ vi RE ikiz ie ilâncılik “elli Şirketi Ankata caddesi, Kahram: zade han, Tel. 20094. 20095