G iresil idik 28 Kânunsani 1935 Tefrika No. 110 BAR OS Yazan: İskender Fahreddin Ayas paşanın, Kanuni Süleymanı iğfal ettiği anlaşı- lıyordu. Venedik Şövalyesi (Gribaldi ) nin güzel evlâtlığının, Ayas paşayı avucunda oynattığı kimin hatırma gelirdi?! Bu ses, Barbarosun ei reis gür sesile sik Benim, paşam! Padişahtan size sı a İbrahim reis amiral gemisinin iskelesine ya » Barbaros sordu: — Ateşin kesilmesini padişah mı emretti? © — Evet, paşam! Ve rma çıkardığı fer- mam uz — ele dedi, bunu okursa- nız sebebini anlarsınız! Ba fermanı hümayunu aldı, okumağa başla- dı: «Kaptanı septal in ros Hayreddin Bugünden ani ma- lâm ola ki, ğe e himize lib ordularına ua “a İn ve donanmaya — Bire padişahı kim igfal etti, O bizim Akdenizde bi ziyette ir va- olduğumuzu görüyordu. , nereye gitsek, eri iti çıyor. Lütfi paşa Siçilya sahille- «ini yakıp meşgul. An- drea bir türlü meydana çıkmıyor. Bu vaziyette Akdenizi düşmana bırakıp İstanbula dönmek Türk donanmasına yaraşır mı? İbrahim reis padişahın tesir altında kaklığını ima ederek: — Ayas efendi: etmiş olsa gerk. İstanbula dön- mekten Mi yoktur. — Lütfi di donanması ne olacak? © Diye sordu İbrahim reis cevab verdi: © — Ona da ayni iradeyi tebi memur bir heyet Sicilya ka ai Barbarosun gözleri dolmuştu: Çok müteessirdi. içinden ağlı- yordu. İlkönce donanmaya işaret etti, ateşin kesilmesi emrini ver- di. © — Bir gün daha ateşe devam et- seydik, kalenin yıkık kapısından kolayca girmeğe muvaffak ola- caktık., Diye söylendi. Ş ii Ki sadi hi! Pi hi Sonra birden arkadaşlarına başına geçirmek üzere iken, ri dön!) ire versin..?! Ateş Kale elek; Türkleri ei Kale kumand hayretinden küçük dilini yutarcasına bağırı- meye ba niçin ve nereye gidi- sela Kaleyi teslime hazırız... Kale içinde ne erzak, Halk açlıktan biribirini yiyordu. Bu vaziyet karşısında (Korfo)- yu terk eden Barbaros, yolda İb- rahim reise soruyordu: — Avrupadan gelecek olan (ehli salib) donanmasının bizim onanmamızdan kuvvetli olacağı- palşak tini kime işe neden biliyor mu- sun? — Bunu bilmiyecek ne var “ paşam! Herkesin ağzında dola. gan bir söz: Ayas alay göz desi gene muzaffer oldu, Berhards < söğm kıvırarak hayretle baktı —— Ayas paşanın gözdesi kim kl bayer? — Siz duymadınız mı, paşam? Venedik şövalyelerinden (Gri- baldi) nin evlâtlığı, kaç seneden beri Ayas paşanın yanında bulu- de muyor. — Tuhaf şey! Gribaldi sulhten sonra evlâtlığını aramadı mı? O aramasa bile, evlâtlığı Venediğe gitmek istemedi mi? Ne Gribaldi aradı. ne de o Yen gitmek istedi. Güya Venedik dilberi Ayas paşayı çok seviyormuş! — Bu kızın kaç yaşında olduğu- mu bana söyler misin? — Türklere esir düştüğü zaman on yedi yaşında i imiş. Meri yir- — Yirmi bir, yirmi iki yaşların- da bir genc kızın, altmışlık bir papağana âşık olduğunu ilk defa işidiyorum. 5 — Bu sevdanın arkasında mem- leket o aleyhinde kaynıyan fe- ml giğeş e “AKŞAM | Her akşam | bir bikâye | Kaçırılmış fırsat çapkın başbaşa a za o” aşk etle rını Mlakıyorlanl Sami: . Ah.. i. Hayatımda öyle bir tul çilesi ki hâlâ hatırladıkça içerim çayır çayır fırsat işte bu yanar.. kadar otağ Anlatayım da ba- kın... Dehşetli sıcak bir yaz günü, Çantalarım elimde e| bin- dim, Tren öyle kalabalık ki tah- in edemezsiniz, Daya hangi İtalyan şehrinde - Baride * gali- ba - “panayır varmiş, o kadar uğ- vagonda bir yer bulamamıştım. «Belki trene bindikten sonra bir şey uydurmak ke vi diyordum. Fakat ne - Her tıklım tıklım Ye ea o vi yorgun, o de- rece bitkin bir haldeyim ki ayak- ia duracak derman! . bastı. Ne halt edeyim? Haydi ge- ce yarısına kadar vag TAN da vakit geçireyim, Ya ondan son- ra... Sabaha kadar bu yorgun vü- cudumla pinekliyecek değilim ya.. Vagon Restoranda tam karşım- daki masada enfes bir Fransız ka- dını... Fevkalâde bir sarışın. Gözlerini de gözlerimin ta içine dikmiş, ılık ılık bakıyor. O ka- darki onun sıcak bakışları geniş > banyoda sıcak bir su gibi — sarmış, sinirlerimi Si tatlı gevşetmişti. Siyah inal ile kıvrııb karartılmış kirpikle- rini süze süze derin gözlerile bir vi vardı ki aman Alleh.. Bütün Avrupa mediğim halt, yapmadığım hovardalık, et- mediğim aşk kepazeliği kalmadı- ğı halde kadının bu derece güze- de var. Kadın bakar bire bakar. rede ediyordum ki baygın gözlü sarı- şın kadının da yatağı yoktu, O da yer bulamamış olacaktı. Yataklı vagonda şöyle iki kişilik bir kom- partıman bulsaydım bu gece dün- yanın en mesud adamı muhak- kak ki ben olurdum. İçimde verdiğim bir kararla ye- rimden kalktım. Baygın bakışları arasında a e Ee Yataklı vi um. Fakat al — Bütün yerler komple!.. ize bir daha lâf bağ m Nihayet ru: semi ad hiç o inmez de- kesenin ağzını açtık. Herife Ve yatak linen a isli bahşi toka edince yelkenleri suya in- — Peki, dedi, size bir yatak üy- duracağım... Madem a5 bu derece yorgunsunuz. m için bir insaniyet mesele Edir. Fakat bazi çıt e çıkarmadan ye uza! yok... sekle kadar çıt çikar Ken sabal Sonra ocağı vardir, paşam! nedik şövalyesinin e ME paşayı daima hi ep liler lehine seyk etmektedi — Bunu EE söyliyen ol madı mi? — Ayas paşa çok sert bir adam- Ça- çratada- ve ağzımı kapâyıp otururum!) azl “Ya memleket... Onu düşünen yok mu VArkası >> lt ai imam 1 j geleceğim. Sizin omuzunuza Da dokunur dokunmaz hemen kalkacak, k B çi kacaksınız. Amma kom; partımanda üst yatakta yatan yolcu çok aksi, huysuz, densiz bir adamdır. ka bir yolcu ile ayni kompartı- manda yatamazmış. Onun için manın iki yatağını bir- den kiralamış. re- Ama .. Sonra ban hiç ye mizi namusu- uz üzerine rica ederim, Çünkü bi duyulacak. olurs a kovuldum * Yatak vagon memurunun ya- n memnun ayrıldım. Vago- koridorundaki pencerelerden bire bari men yaz ge- ibi ları, ayın ışığında birer ayaz gi- bi parlak gölleri seyretti ram sonuna yaklaştığı tımanları açan anahtarını çıkar- - Gayet yavaşça kapıya soktu, si , Hafif > altında kom; — görüyordum. Üstte işi ya- tağın perdeleri sıkı sıkı kapatık mıştı, Alt yatağın perdeleri açıktı. Ben burada yatacak lâşla şehadet parmağını ağzına yaklaştırarak «aman sus!» i işaretler yapıyordu. Alt yatağa için elimden geldiği kadar gay- ret edi; > Fakat dikkat ettim. Garib şey.. Kompartımanın içinde nefis bir lâvanta kokusu var. Bazı yuka- rıki yatakta kımıldamalar olduk- ça lâ içinde âdeta dalgalanıyordu. Ga- Hba bizim huysuz kompartıman arkadaşı fazla lâvanta meraklısı idi. Her neyse... Bu mavi sönük ışık, bu güzel lâvanta kokusu ba- vagon restorandaki ye ka- dını hatırlattı. Zavallı acaba şim- di ni baledir? diye düşündüm. uştum ki uyu muşum. iyce ie ne kadar sonra omuzumda bi . Gözlerimi aç- tım. Memur, ahaydil» diye fısıl- dadı. Hemen kalktım. Ooh... Bir kaç saat rai yet du, Vagon res i aheste kahvaltımı oka vi. dım. Yİ yolcular birer ikişer lu. Henüz onu mabudesi gelmemişti. « Yataklı vagonlar ma- budesi» yerine ona bu ismi koy- muştum. Nihayet geldi. ün n çok daha nefisti. Gene o ve binbir manalı bakışla- rile ileriledi. Bir Eg boş yerler olduğu ker geld oturdu. BE lerim md Böpdlaır di kalar — ik. Ben valtımı o bitirmiştim. Elimdeki a altın çakmağımla oynu- da kahvaltısını bitir- im sinirli sinirli na bir ei yerleş irdi. Yakma- m, Garsonun kom- li | ae bekledi. Garson çe m Yem Ortalıkta Garsı on yoktu. «Kibrit!» Keli: e çakmağıma ba A mn ln ve bakışlarile de âdeta «si- ali. z e için havalandı. Radyo 28 Ikinci kânun pazart 18 fransızca ders, İstanbı 8,30 ul Halkeri g zig (283 m.) — 18, 29 bam 18,50 çaktünlite, 19,25 mi miri halk şurs | musikisi, 22,10 Des Lebens Überfluss adlı > 23 or. kestra konseri. z (550,5 m.) — 6 U 18,30 pi- G2), 45 Camş ile 23 varyete, yane könsed, Tük v Pari programı, sn 45 sö 24 son haberle. hi beri dn ik halay aberleri, hal kaya v dilin 20 orkestra, 21 haberler, yyl suvare, Label, 23,20 berleri, 340 dans, 24 gec r, 22 i ee RL 23 Mi Por bei i, 24 orkestra kon- (357 m.) — 19,20 plâl k, 20 çer 20,20 şen musikisi ve şarkılar, e. İmer haberler, 21,15 spor 21,45 eri konser, 23 ha üzer 23, 20 Düo piyano - keman kon- 29 Ikinci kânun salı j ılmanca ders, 18,30 de, yan > iye vekâlei amın i müdyo hafif 21.15 sin dallar bereler 21 İNME Nar Sallar sini seye ökeiğa iz bera ! Leipzig (283 m.) — 18 keman, vi. | yolonsel, musikisi, 18,35 aktin 119,20 balk havalar, 19.50 keş, 21 r, 22 ın dans rı (şar- parçala; ei VE baker spor, 23.35 dans diği için rahatsız oluyordum, na ta yanıbaşında yer verdi. Tre- nin a ğından bahis a. çıldı, — iğneyle? dedim. Yataklı vagonda yer de yokmuş... a gel i bilseniz... O güldi “ğ ok rahat ettim. dedi ğ kadın de mamile yapayalnızım diye sereser- pe çok sıcaktı. ? Vah, vah, gece — yer bulamadınız ba Haberim'ol- saydı... “Size aki Evet mamile aksi bir istikamette s€- yahatime devam ettim. oldukça bir dahi