.d vi spor tarihinde eşi- ne çok raslanma- R sala dala : en seneki bayrak koşumuza giren atletlerden bir grup yan di e eek Bununla iftihar duyu . Koşumuzun sadeliği pa alir kii weli kalma- sını meydana ge! Kriblere iki kli. ile iştirak etmek hakkı veren bu müsabaka- mız, propaganda bayrak yarışla- rının maksadını ve açık- © ça anlatmış oluyoi | seneki haa bütün klübleri- mizin alâka göste manasını © me bu senenin tehlikeli rakibleri arasındadır. Bu muza iştirak © edecek Fenerbahçe, Şişli, Kurtu © luşklübleri de kuvvetli atletleri ile tanınmıştır. İlk defa bu koşuya hazırlanan Güneş klübünün takı- © mını da hesaba katarsak bu seneki rekabetin ne kadar sıkı olacağını tahmin lay olur. Bu itibarla 22 şubat koşusu her bakımdan atletizm tarihimi- zinen ve meraklı bir ya- rışı olmağa namzed - İspanya - e | İspanyollar 2-0' galib P Yirmi beş bin seyirci önünde © İspanyâ - Fransa milli takımları arasında oynanan maçı İspanyol takımı 2-0 kazanmuı Birinci devrenin on dördüncü dakikasında bir gol atdn ii « yollar ikinci devrenin otuz - dakikasında attıkları ikinci gol- le neticeyi elde etmişlerdir. © Fransaya karşı kırk (beşinci b 4 Şİ Lİ rışlarile takımının galibiyetinde Milliyet» harriri ' - H. Savcı ile beni karıştırmış ola- mühim bir rol oynamıştır, e sala; İM mu Güneş baş yazganından Vefa başkaptanına cevab Vefa umumi kaptanı bay Sa teşem, spor mul caksınız ki bana tan bir mektub yazmış ve Akşam spor muharriri klüb arkadaşıma göndermişsiniz. 1 por muharririle ayni aileden olmaklığımız bertaraf, gö- rüş: ve » düşünüşlerimiz iz de ayni ok in, onun «Milliye» te ve- receği cevabın da benimki: ziyeceğine emin gibiyim. Güneş takımı sizinle nı 5-1 k ie Tile e alnız nan bir takımla sahaya çıkmak, birinci kümeye dahil bir klübe pek yak e İkinci maça gelince; dört oyun- cusu eksik olduğunu söylediğiniz takımınızin, bu sefer, Güneş takı- muna daha fazla ehemmiyet ver- | mek mecburiyetinde kaldığını, nda bilmek düşüncesile hareket etti- ğini Ape , Güneş takımı ikinci Gülçe band. biribirini kovalıyan favullerle oyuncularını sakatlattırma: i sahadan çekildiği zaman takımı- nıza üç gol atmış ve bunlardan birinde olayi diye meni ısrarı- nız üzerine verdiği gok 'den lum 1 2-0 ) gali vaziyet- te bulunuyordu. İş «tedhiş» sis- temine dökülmeşeydi oyun belki 5 - O aleyhinize biter ve kim bilir belki de siz galib gelirdiniz!... Böyle olduğu halde siz Güne- şin e 2-1 galib iken ve pem altıyı saymıyarak sahadan çekik diğini ve emr, Bay Muhte- şem, — takımlarınızın yedi dört oyu mi makla beraber, 5-1 ve 2-1 mağ. lübiyetleri sizi bir hayli şaşıstmı i hayalinizde birz” m 2-1 va ziyetine ve penaltıya yer vermiş- siniz. : neş takımı, yenilmekten fa- vulleri o karşısında o oyuncularını sakatlattırmamak için sahadan çekildi. Bunda ne Ni a et tiği de dünkü - Vefa maçile sabittir: Bu Pari ta Gala“ ay merkez cimi Salâ- haddinnin ayağı kırıldı, futbol m en kavisi olan Nihadın diz kapakları parçalandı, kaleci wninin suratı patladı ve beli hal i. Diğer mecruh- m takımınızla maç yapma- ğa her zaman hazır olduğ iy liyebilirim. Çünkü bu arkadaş ve futbolcuları, sadece iyi ve iz İ oynamağı, galibiyet veya mağlübiyetle şaşı: sib ittihaz edinmiş kimsi Dost geçinen iki klübün arası- ni açmak meselesine gelince; de- dikoduya sapmadan, tersine çevirmeden iki futbol takı- m kuvveti hakkında: iddialara li klüblerin samimi mü- nasebetlerine hiç halel gelemiye- ceğine ve bunun sporda aranılan rekabeti: kolaylaştıracağına oina- nanlardan olduğumu saygılarım- İa bildiririm ban ht bir ma çıkan nın mele el Sadun Galibden aldığımız yukarıdaki (o mektubla açılmış ayi Bu meseledeki bi- taraflığımız her iki taraftan gele- cek ei ei yer vermeği emi Şimdiye ebe ddiah fakat sporcu münakaşasına yakışır bir şekilde devam eden şu açık mek- tubların böylece sürmesi ika- tin meydana çıkmasına sebeb ola- DÜN ve Yazan: M. Uygaç Mehmed Naci bu suali o kadar heyecan ile sormuştu ki genç kız kor! yağa kalkarak yalvardı: h aşkına beni ele ver- meyiniz. İstemeden ağzımdan çık- tı. Siz de biliyorsunuz sanmıştım. Mehmed Naci kalktı, Emineye yaklaştı, yüzünü okşadı. — Merak etme, dedi. Ben ci di bir adamım, dedim sana. Söy- lediklerini hiç duymamış gibiyim. bu mu? — Teşekkür ederim, efendim.. Tepsiyi alayım — Hay gi Bitti Naci bir sigara yak- tı, Odanın içinde bir aşağı, bir yukarı e başladı. Zih- ninde müphem bir takım şeyler e Her halde bu hizmet» yi hoş tutmak lâzım olduğunu takdir ediyordu. Onun içti mecidiye daha çıkararak bahşiş verdi: — Aferin, kızım, dedi. Tam is- tediğim gibisin. Senden pek hoş- landım. vi Mehmed Naci yalnız kalınca kendisini yatağa attı. Müphem hülyalarla rahat bir uykuya dal- dı. un Cenazeyi erkenden sayi Faruk ölçün mn yüzile en önde yü- . Cenaze al okan başını kaldıra; bir pencereye baktı. Gl cena- eni adamlara seri bir göz gez dird Kartalda kalabalık ziyadeleş- ti, Birdenbire Mehmed Nacimin Salih ilişti. Bu kirk yaşla- rında bir adamdı. Mehmed Naci yanma örs — Burada işin ne, Salih — azli Halks gazetesi için geliyorum. Görüyorsun ya, ârtık nelere kaldık! Ne berbad bir mes- vu Mehmed Naci içini çekti. G terişli, a bir hal meksidei Salih — Bune in et, ayol? Mehmed Naci kızmış ii gö ründü: — en musun? Reşid... Ey? — kal kardeşimdi... kardeşim — Ciçek. dedi! Aklıma bile m Affedersiniz, öy- ye, başın sağolsun diyeyim na. Alak ecir, sabır versin, Naci Üvey yazacağı cena» ze havadisini düşünüyordu. « d Reşid bey... Neden ölmüş diyeceğiz? Veremden mi i? Kalb sektesindey mi? Ne ise, bur nu yeri; Yaşı otuz sekizdi. demeli...» o emr düşünürken, yanın daki masaya üç kişi gelmişti. Bun- ğine ihtimal e İçle- inden sergi e. e» em öyledir! deyib erlere Fakat karşısın- dakiler kabul edemiyor: — Kabil değil! demekte ısrar ediyord cağından bini memnun ediyor. iz liz — ini di Tefrika: 42 28 Kânunusani 1935 YARIN Edebi roman etraflarına bakıyorlardı. Her sö- - nı havaya kaldırdı, karşıda uçan kırlangıçları seyreder gibi görün- dü. Fakat kulağı şu muhavereyi işidiyordu: — Profesör ile hanımın müna- sebeti var. — ME bunu biliyoruz. — Hanimin gebe ağir da biliyor musun, bilmi — Ortada böyle bir OE iie Var amma her söze de inanmak lâzım gelme: — Köşke iri çıkan bir kadın bizim karıya rp Bu yo adını vermek is . Bir Berri para yp da sir sk . Hem a şunu da sdübilirei Harak kabe bir kaç aylıktır. — Neyse, yakında doğru mu, yanlış mi meydâna çıkar. akat la eldesi ök alkan yolunu bulurlar... ni ip iri ça- buk tutarlar. Çocuğun ölen baba- nın sulbünden geldiğini iddia et- raek biraz zor olur. Şimdi ne de- mek istediğimi ayi değil mi Z. a 2 Sis iaediğmzi” “söyleyimiz. Ben böyle martavallara kulak as- mam, — Çok inadçı bir adammışsın yahu! Bilmez misin, «ateş olmıyan yerde duman olmaz» erip > lâkırdı e mı, mutlaka bir aslı var Eğer böyle olsaydı, rada ne dekelie var, bik sen! Halimiz haraptır, Merak etme, hep böyledir. Şöyle bakıyorum, adamcağız göz- lerini kapar kapamaz nasıl olur a ba...? diye fısıl- daşmağa e — Sus! Ben hiç bir şeyi izah etmek İddiasında li Fakat, ortadaki dedikodulara inanmıyo- rum, vesselâm! — İnanmıyorsun bu şüpheye ilk düşen adam bizim bana bi “mış olsalardı daha bir Bi yar tarda .sonra, birdenbire ni topladı. H. a geri almak istedi, pe anladınız, de- di. Fakat ben kulaklarımla duy- dum. İşte gene, ben bu lâfların hiç birine inanmiyorum, — Sen hep böylesin! Senin kur- nazlığını bilmezmiyiz biz? Üç arkadaş kalktılar ve hep bir ıavereyi dikkatle dinlemişti. Yanındakiler gittikten sonra, dal- gın, elini bardağa uzattı. Suyu son yudumuna kadar, içi yanıyormuş gibi, e hiç bir şeye inanmaz bir Bee Ere hiç bir şeye alâ- kad. elerinde ai bir adamın . Sonra, ie e yle üyeli : Meri le r tesir.yapmaz-