unusani 1935 Tetrika No. 102 : ARBAROS İkasan kn İ (Es Deer) B Hasan Kremili w , şehrin muhtelif tarafla- ile sinirli li o; ordu. Me- Yazan: İskender Fahreddin İhtiyarları ger rından yola ia gti, zil zi e arasında Barbaros, Akdoğanın kolundan yakaladı: “Arslanlarla onuş.. Arslan yürekli olursun. Kedilerle görüşen, kedileşir, Gemiler giderken, sahilden bir kadın sesi kesi o gün, nisanın üçüncü tesi Türk dı donanması, üç gün salı günü İstanbul an ike yn reket z ecekti, Fatih Sultan Mehmed İstanbulu salı günü fethettiği için, o gün Türkler için çok uğurlu sa; 1. ve kara seferlerine salı günü baş- Cumartesi günü gn Akdo- e donan- n- Tüm çıkıp gitmeğe karar ver- ini zaire gidebilecek mi Bunu şimdiden kendisi > in zdi, Gemide yatıyordu.. Yanındaki ama araya çıkacağım. Eşya- mı Bani lin, emişti. Barbarosun adamı — Kaptan paşaya "gidip haber vereyim., Diyerek çarçabuk bir a atladı.. Tersaneye koştu. Fakat, Akdoğan da onun arkasından bir kayığa binerek, gemicilere: daşlar, hakkınızı e ediniz! Yolunuz açık olsun. bundan sonra karda bir ii Fa- resi gibi sürün gebereceğ Dedikten sonra, e, evi- emiş ve yatağına girip yat r Barbaros Wi u haberi alınca fena halde canı siki! bu varta Akdoğana e) ihtiyacı ola- <caktı, ğ ap Paşa Akdoğanın gemi- sine gitti Ve Duz reisin gemiyi üstü ei e eti vedalaştığını öğ ie ya hapis, yahut idam edi- Akdoğan bu nizamları bilmez değildi, a ike genç reis artık canın- zmişti! d Barbaros tekrar ale Si 1. Onu bu büyük savaştı bulda bırakamazdı. Ne li yas Pacak, Yanına alacaktı. vi Ptığı (yarma hareketi) ni Türk Venice henüz ye bir kap- tan yapmamıştı, Bu, denizcilikte ai zor, en isi vi iğ ma» Barbaros Galataya gitti.. buldu.. m Ve boynuna sarılarak: 5 ir memleket işidir. Biz canlarını lekete satmış insanlarız, Gemiyi stü bırakıp gitmek, memleketi terke- dip gitmek de , Haydi, Tü. Çocukluk < pak Harb e kadınlar ve has- talar yata, erd ve temiz vE rekli dr dirizhen mek, dö Mei ölmek yaraşır! iz , Akdoği ptam paşanın aya- ğına kadar im korktu. İti- aladağ >. Beni haksız olarak ii © O i gençleri güzel- leştirir. Hasan Kolonyası Dünyanın en nefis limon şi kolon- yasıdır. 90 derecedir. mem!» Diye bağıracaktı. Söylemek N mi sözler boğazında düğ aldı.. Ağzını açamadı. arr denizlerde üni çam ir kartalsın! Haydi yürü Diyerek aşkin e ve del likanlıyı evi çıkarmı Galata ve kıvırarak sahile inmi ar sokağın başında du- ran bir kadın gördü.. Dikkatle baktı.. Ve (Kızıltan) ım yüzünü kolaylıkal seçti, Ay doğmuştu. rahim Pe ği köşe- nin ip ağlı Barbaros yüksek sak konuşu- ar e — Babam bana: «Aslanlarla ti. Ben kediyi hiç e zaman başı- ma çıkarmadı yağımın dibinde okşadım, Doğasl — Bundan ep ben de öyle yapacağım, rel Sandala Malt ay, Fatih minarelerinden Halicin üzerine Mİ ıldı.. Akdoğanın, kendisini çok bu genc kini vardı. kendisinden ayıran cari- ir bir kaç söz söylemek.. Hattâ ine tükürmek istemişti. ie Barbar un yanından ayrılmak ka: bil değildi. Barbarosun: «Biz, vücudunu memlekete bağlamış insanlarız!» sözü Akdoğanı da e Barbaros kayıkta, Akd Beni seversen, e » ber öleceksin, oğul Diyerek, ay altında delikan- alnından öperken, Haliçteki gemilerden; y” gün sonra İstan- lerin buldan Alay olan den: Gemi yalpalar.> Türk e birden deniz türküsünü kestiler, Kaptan inik sandalı amiral gemisine yanaşmıştı. (Arkası var) Hasan Losyon ve Levantaları Yasemina, Lilâ, viyolet milflör çiçekleri bahçesidir. , | YENİ KİTAPLAR FAZIL AHMET * Güzide edibimizin senelerce ağızda gezen hicivleri, hezel- leri, şiirleri... ve yeni yazdıkları 272 sahita — 80 kuruş pa Yeni çiti AKŞAM KİTAPHANESİ mama) Nesrin kolonya ve losyonları Hasan kolonyasının yavrusudur. Çok güzel ve çok ucuzdur. Hasan Briyantini Gençlerin hayat ar- kadaşıdır. Likid, arjan- ia yağlı ve yağsız vileri çok ucuzdur. Hasan Sabunları Cildi bei ve gençleş- tirir. bazi gi ik ve tara- vet bahşe Hasan ii Sabunu Şampoan ve Suyu Saçların dökülmesini meneder, kepekleri tamamile izale eder ve saçları kat'iyyen uzatır. iy e Telsiz, caz, 19 şim Be elim n, 19,30 ha- berler 19,40 tiyatro musikisi, > çi Ha- vayen kitar, Zekeriyya ve arkadaşları, 21,15 son haberler, borsalar, 21 Bi vi yan Emine İhsan, şan go orkestrasile birlikte, dans, konseri, 21,40 haberler, 21,55 neşeli Gi 22,25 Budapeşteden nakil, sözler, reklim, 23,45 da alapaşta (0503 0: ano konseri, (Macar halk Lei 3 koro, haberler, 20. orkestra, 22,05 haberler, 22,30 konser, azı yabancı istasyonlar nakledecektir) i, Zİ senfonik k, telif dillerde neşriyat, (364,5 m.) — 12,30 orkes- tra, 30 sözler, 13,35 konsetin de- 4,15 hı ylü neşriyatı, caz gaski 19 babil (haftalık), rin. devamı, onferans, 21,45 Se dans musikisi pk. 0 19, 40 Mi şan piyano ile 5 Ödüm bilelim) Sel PR Demir caz, bomla. 21,30 EE radyo, tango ve Sın Tar 2115 Kii. ileri 22,45 baker, 23,10 kahvehane konseri. e r men daima çalıştıkları idarehane- nin kapısı önünde karşılaşırlardı: — Bonjur, bei e hanım, — Bonjur, Hep ayni im Ee her sa- bah bu tabii keli: n içinden çıkan yeni bir tatlı ie onların unu memnu idarehane Va ami idi. nuşa Ri mera ii lardı. yan Şükran geldiği karani onlar işlerine başlamış bulunuyorlardı. Şükranm pek sevdiği bir nişanlısı vardı. için idarehaneye en geç gelen ve en erken çikan me- mür o idi. İlk sözü şu olurdu: — Müdür daha gelmedi ya? veddet başını kaldırmadan cevab verirdi: yır. Arkadaşınm içi saadet ve merr- nuniyetle dolu olan gözlerine göz- leri ilişmekten korkar gibi bir hali vardı. Onu öyle mesud görmekten içinde bir azab duyuyordu. Bir nişanlısı olup sevişmek, idareha- neye geç kalmak, bir an evvel çık- n atmak kendisi gibi, Zeki gibi dakikası dakikasına mun- tazaman gelip ez bin kat daha Maps değil m Akşama kadar e Arada a €den Şükrandı. Fa- kat hep kendisinden, nişanlısı ile gezmelerinden, sevişmelerinden bahsediyor, Meveddetin sinirine dokunuyordu. O Zekiden böyle bahsedebiliyor mıydı? yediden biraz evvel, direktörün çıngırağı bir ke- re çaldı. Bu, Meveddeti istediğini anlatıyordu. Meveddet direktörün ENAM girince, onu meşgul pa şını kaldırmadan: — PE Sizinde biraz Kekuyazıği, dedi. Sonra izahat verdi: ç — Zekiyi çıkarmağı rum, dedi. > canım seye iyi Bir akşam, saat sözleri, içinde fe yordu. Meveddet bir kurtulma yo- hu arar gibi: — İşlerin bu kadar Mb gittiği- ni farketmiyordum, d — Son dakikaya sl, bekle- mekte mana yel. Evvelden tedbir düşünmek lâzım. Bay Zekiye bu bni sizin tebliğ etmenizi rica edec emme e sarardı. — Bunu yapamam! diye hay- kırdı. Müdürün canı sıkıldı. Fakat bel- li etmiyerek: — Peki, ben söylerim, dedi. Meveddet yerinde mıhlanmı salsa Salamyordu. Nihayet ze — mi 2 bay Zekiye bıra- kıyorum, ded Direktör kaşlarım çattı: — Ne dedini — Pek iyi er memur aga siz de tasdik ediyorsun! vazifemi de pekâlâ yapabilir. Bir ç gül bana * i. Ben oraya LE im, bay Zeki burada işinde kalır. ii i kale- Ke- kararını vermiş, Zekiyi tercih et- i! Ters bir tavırla: — Peki, dedi. İstediğiniz gibi olsun. Meveddet direktörün yanından çıktığı zaman, herkes dağılmıştı. Ertesi sabah, Zeki kapının önün- de Meveddete rasgelmeyince hay“ iç iz ek el e eğme ve şaşırttı. Meveddet olmayınca iş ne ei tatsız bir yorgunluk halini ordu! Kime kendisini cağırdı, Me- veddetin baska iş yeliz, va zifesinin-kendisine kaldığını teb- iğ etti, ei mile gbi serpe Meved. det bile etmeden nasıl bir veda bile etmiyecek kadar hissiz uktan 5 ve lâkayd ol onra adresi kat kendisinde artık çalışmak için o eski gayret, şevk yoktu. Ak: ları eve dönerken sokakta etrafı- na bakıniyor, Meveddeti görmeğe çalışıyordu. B'r gün, öğle tatilinde hakika- ten Meveddete rasgeldi — Bonjur, Meveddet, EE jur Zeki, Aralarında bir soğuk rüzgâr esmiş gibiydi. — Sizin daha iyi bir iş buldu- gunuzu duydum. — Filhakika, öyle oldu.. veddet iyi bir iş bulsaydı böyle çorabla mı gezerdi? Kim bilir ni- çin işten çıkmıştı! Zeki içinde uyanan bir hırsla: — imden pek memnunum, dedi. Maaşım arttı, yakında ev- leniyorum. Meveddet hayretle sordu — kle mi? Nisanlandınız mı? — — ören tebrik ederim. — Mer Ayrıl di Zeki lie > döndüğü zaman, Şükra: sadüften bahse — Biraz evvel imesidete ras- geldim. Daha iyi ye iş bulduğu sözü masale benziyo; Kapıdan giren kile bu sözü işitmişti. Zekiyi çağırttı — Biraz evvel OMeveddetten bahsediyorsunuz, dedi. İyi anlır adım, ne olmu — Kendisine bugün rasgeldim. İyi bir iş bulmuşa benzemiyordu. Direktör derin bir düşünceye aldı. — Meveddet sizin açıkta kalma manız için burasını bıraktı. Ta- arruf mecburiyetile sizi açık kakacşii ık. Zeki işi anlamıştı. ak kızın k e kr koştu. He- adresini ala: lecan içinde aldı Kendi- sini Ml lad. Zeki ke- keliyerek: — Affeders'miz... ilmiyor- Ve - Siz benim için işinizi ter. | 'ketti: n de bugün size mah“ sus sönlemiyi m... Müteessir ol- duğum i m. ş ta hacet kalmadı. Birbirlerini ve seven iki kalbin bir. leşen dudakları meseleyi carçabuk | halletti. m #X epi iğ ğe