Gi e vap Sahife 6 AKŞAM Yazla Tefrika No. 89 5 Kânunusani 193 Sütçüler arasında ! saat.. “Vah vah.. Hapı yuttunuz yahu.. Bugün çeşmelerin suyu kesilmiş! ,, “ Bir köşeye biraz para atsak da birer eşek satın İstanbul esnaf cemiyetleri baş- sütçüler. Bunların yaşayışları mr, ür.. Mür vin Kadri bundan sonra sütçülerin yâşayışlarına dair ba- dikkate şayan malümat verdi. : Mürakiplik dairesinin altında e li var de yüzlerce sütçü ki d'm ki gazeteci düşman- ları gezici sütçülermiş... Beni gazeteci olduğumu öğrenince: e mi sütlerimizin aleyhi- ne alıp tutacaksınız... gibi yüz buruşturdular. Se içlerinin Di döktüler: Yok bizim sütlerimiz yarı- a fazla su imiş... Yok kay- altı süti Kriz Yok ra, çöcuklere'fena süt içirirmişiz., Me ağzında, dilinde hep biz yı Be Biçi U — Bizi en sinirlendiren şey ne- dir bilir misiniz?.. Önümde dur- dular. Meselâ o günü güğümlere emdiğimiz süt gibi - e işterinin kâsesine Hangi çeşmenin bu? Sen gel de çatlama... Arkasın- dan öteki müşteri sütü alınca alay- lı alaylı gülümser: — Terkos mu?.. Taşdelen mi?.. Aman Allah... Sen bize sabır.. Yürüyüb geçersin, kahveden bir ahbab seslenir: — Vah, vah, . Başın sağ olsun... Oldu sana rt . Şim- di ne azm yahu.. — Ne olmuş ki?.. — Daha ne olacak?., Hapı tun gitti.. miş), 1 yut- . Çeşmelerin suyu kesil an der ki kaldır ğümleri şu herifin kağan. indir. ” Sonra bir çeşmenin önünden geç- meğe gelmez. Sakalardan biri ar- kamızdan bağırır: — Gel yahu... ririz... Gel hele... — ahbab gelir, elinde bir ga- Sana da sıra ve- — na usta.. der. İhtiyatlı davran, gazeteler yazıyor, öğleden sonra dil kesilecekmiş... ,Sütçüleri biraz — ben kızdır. minğa karar verdi nim... Size takılmakta ki le değil ya... Geçen g gazeteler yazıyordu. Polisler Bey- oğlu rinden irinin önünde iki süt güğümü ve lar.. Sahibini arıyorlarmış. menin önünde üt güğü ne sum > sütlere su pe musı — iv Allah aşkına. dediler.. Suyu bulduk ta süte katmamız rinde bizim güğümlerdeki sütten daha az su var, içeriye kasketi yögi yana kaç- mış, tiraşı uzamış bir sütçü girdi. Sıra bekliyenler ona hür- er açtı; .. İşini yaptır. Biz Kk; Kasketi çarpılmış adam aman bir caka e memura doğru ileriledi. Sordum — Kim bu? — Derin; dediler.. Ve sonra bean ME süt çü imiş amma tamı iki eşej varmış. Sokaklerı bik, dola. şırmış... Bunları bana söyliyen genç süt- — Bakalım.. dedi, bize de na- sib olacak mı ki... Bir köşe; biraz para atsak ta hele bir eşek satın alsak... Ehhh... İşte o za- man insan rahat eder. Böyle güç oluyor a canım. Omuzda pi » Güğümler yan- larda asılı... Kışın soğukta çekil- mez, yazın sıcakta çekilmez. Ai insan bir hayvana sahib olursa o zaman başka.. Şu insanlar alleilek tetkike değer mahlüklar... Herkesin ken- disine göre bir ideali var... Kimi b diye ümitlenir, kimi: başımı sokacak bir çatı kursam, bir ev yaptırabilsem» diye çırpı- nır, «Her yiğitin gönlünde bir as- lan yatar» derler ya... Doğrudur. Genç sütçünün bütün ideali de bu idi.. Ah bir eşeği olsa birer eşek almışız... Hayırdır in- şallah... — İnşallah.. 2 dei bak- .. Söyletene bi — Ah, ah... ve ela yoksa... Elime o kadar para geç- a Şöyle haftada bir kaç kuruş bir köşeye atmış olsaydık şimdiye kadar çoktan eşeği satın vr tık, Yapamadık işte.. Eşeklik bi: de... — Aksi gibi şimdi eşekler de pahaya çıktı Eşekten bahilerken kendile rini âdeta birer tatlı ER kap- tırmış Vi bir halleri varı vel emekle di. alsak.. Oh vd ozaman... » u: Sütçüye günde kaç kle eğ İn kaç kilo süd sattı- ğını sormayınız, Çünkü aldığı 2 ii iğ süd arasmda dünya! kadar fark vardır. son darlık sizin işinize ke- sad verdi mi? Süd satışı azaldı mı?. — Yoook.. di den memnunuz. Darlık nedir bi- meyiz?,, Bir çokları daha çok süd içiyorlar, İçiyorlar amma gel gele- Jim südcüler de o kadar fazlalaştı. Bir mahallede 40 südcü var,. Esnaf murakabı Kadri de: — Evet., dedi. Benim çocuklu- ğumda mahallerin bir tek südcüsü her köşeden bir südcünün sesini işitiyoruz.. Bizde süd satışmın arttığı mı hakkaktır. Geçenlerde doktor Ma har Osmanla konuşurken lâf açıl- mıştı: — Darlık mideleri, buğmsakları bozar diyordu. Bunun için böyle zamanlarda iel çok ik çıkar, larlık ili şeyden üç mar İstifade ediyor: Sütçü, doktor, Hikmet Feridun BAR Yazan: YE gözönüne getirdiği ir tarih sahifesi.. ros, Sinan reis- eveccühünüz paşamı» de- dim. Fakat, bu seferki Akdeniz se- ferinde ben sizin yanınızdan ay- rılmak istemiyorum — Me ii Mimi dövüş baş- ka türl acak? — Şü rr ai donanması bu kadar büyük bir kuvvetle Akdeni- ze Çamaş. vi: vrupa sizin ma- nen öldüğ hükmetmiş. (An- drea Dorya) Akdenizde bütün dün- yaya meydan itiyar kur- du ele geçirmek âçin bundan daha güzel bir fırsat olur mu? bir adamdır. Sizin yokluğunuzdan istifade ederek (Korfo) ya kadar rada bas- tırmak işten bile değil, — Zaten bu işi seninle Akdo- yapacaktı. Mademki a öldü. İş sana kaldı. Sefere çı- yırmam. — Ona: «Ben sağ kolumu vere- mem!» derim. Israr etmez. O da bülürdei Aledoğamler sen bertim bi rer kolumsunuz! Ben şimdi tek kolla yaşıyan bir adam gibiy'm. Akdoğan kaybolmamalıydı. reisim! O Türk donanmasında bir gibi.. Berberistanın 1ssız koynun- da yatan, yeti. benziyor. — Bize son fenalığı yapan Tu- nuslulardan öç almak niyetinde değil misin, reis? — Bu arzuma muvaffak olma- ölürsem, onu benden sonra siz em Bir kaç reis bir araya toplanarak günün birinde sa bir akım yaparsanız, benim öcümü almış < anmış, Berberistanın es- Bugün Barbarosun öldü- etti günü dünyaya sevinçle ilân eden ecnebi mı ” ler: ipa, ogün bir sa- 3600, al aylığı sının içine salki sa 10 Eşin / Vandallar Ro- Adres için yirmi be baştanbaşa tahrib sinekli mal ilhak lâzımdır. : > Sm 29 — Ruzukasım > İmank Güneş Öğle İkindi in y 1245 re 75 947 Va. 5,39 7,26 12,0 14,42 Yİ 30 İdarehane: Babıâli civarı A Acımusluk Sk AN 13 Xv. e ei Evi imizin Beyoğlu kıs- mun ızca kursları açılacaktır. Bu e rm istiyenlerin her gün Tepeb. Meşrütiyot caddesinde Beyoğlu. > eleri gevirenine baş vura- rak kayıtlarını yaptırmaları ilân olunur. Sanki ci (inen) beş yüz sene sonra am ah» yordu! Vandailar ra kıymetli eşyayı ve mi tiyalro- Tardaki heykelleri ve maki müm- e a tarihi ve kıymetli eser- taşımışlar, Roma- yı el bırakmışlardı. Vandal hükümdarları ekseriya müteassıp İskender Fahreddin “Vandallar, günün birinde, Romaya girerek, şehri baştan başa soymuşlardı. O vakit Papa ile kral şehirden kaçarken, kilise çanları susmuştu!, | OS oldukları halde Romalıların tas# subu karşısında ne yapacakların! bilmezlerdi. Günün birinde Vas dallar Romayı yakıp yıktıktaf sonra gittiler. Kral ve Papa şehf dönünce ilk işleri el birliğile kil kaş sarmak olmuğ tu. Avrupayı ayaklandırmağa bö lamışlardı. Taşla b günkü gibi Şarki ve garbi Roma bu yüzde biribirile barişarak Vandalları t€ dibe karar vermişti. Şarki Romi serdarı İrakliyos İrekliyos süvarisini de keşşaflif için karadan göndermişti. Dona ma Trablus yalısma inerek o hs valideki şehirleri kolayca ele g€ sile birleşti ve garba doğru yürü düler. o vakit (Kostantaniye) deli Kartaç önüne donanmanı" kuvvetleri bir gece Vandalları# bir kundağı mahvetmişti. Bütüf emiler yandı ve bütün ordu 38 hillerde boğuldu. İrekliyos per şan olmuştu. Bu hezimet Rom mm, Papanın ve çani i tiydi. Çünkü millet Vandallarl dövüşmek istemiyordu. Vandallaf kdenizin ve Cezairin böl kimi olmuşlardı. Sicilya ve g Roma tamamile Vandalların elin geçmişti. Bu hâkimiyet (350) Yy Bir gün, Basilikon isminde aziri ve irade sahibi bir general yeni kuvvetli bir ordu ile Vandalları! üzerine yürüdü. Şark ii Tuğu namma Afrikayı Vandal hükümetini ik kos şark imparatorluğu general? rindendi, mamlarsa, tan Hasan Kg tedib edilerek art dan kalkmış olur. , s5 Barbaros Halice bakan penti resinde kendi kendine söyle yordu: Düşmanlar kuşkulanman” olsalardı, yeni donanmaya bir $* çid ve yaptırıp şuradan seyr mek ne oz göçe iğer pencerenin önüne e Barbarosun hizmetçiki zenci A şe, uzaktan geçen bir gemiyi gö Öl — Ne uzun direği var, dedi, i iyor, İst & . bula geldim geleli, evimizin önü den bu kadar uzun direkli bir # e - ğinde Türk bayrağı var. Baş 18 fı da bana (Cerbe) de birakti kırık tekneyi hatırlattı, Onun direği tıpkı burun gibi ozung İkisi de (Akte) yi düşünerek i çektiler, O (Arkasi eği