li di > RL eee Gİ My Her yerde tek adam Fransızlar da tek seçiciyi kabul ediyorlar Futbollarını çabuk yükseltmek istiyen miliçileri tek iye i, tek seçici usulüni orlar. > hareket Avrupanın her tarafı- yayıldı. Şahıslardan ziyaı zere “e eden Fransızlar da illi takımının seçilmesi- b ünsi isminde birine bıraktılar. Bu sütunlarda bir az bir ağızdan çıkan hükümlerin, beş on kafadan “çıkacak “hül iki lerden daha faydalı olabileceğini birçok defa yazdım. Heyetlerle idare edilen spor şubelerimizin durak- i.mesul. tuta- laması ti kimseyi madığımız için işlerimiz olduğu gibi sürünüp gidiyor. Heye te, ere il l kendi dil ye şa da tekemi erek Mimi ri ediyorlar Halbul ginin lüzumunu seçilenlere de se- çenlere de çabucak anlatıvere- ktir, yazsak, ne kadar söylesek ında dikkate ger beyanatını Las almakla iktifa edeceğim. alüm ya, Rlmekielir kendi liğ mzralgemiz her takımda bir kaç ğe BAŞ ka iç le me alan klplerden im çoğu yen Fütbel. cuları, müracaat etmişlerdi. ral epey pahalıya malolan mcularından sonra bir Ünel iz de merkezi-Avrupa» dan Gr satın aldılar. Bugün Fransada muvaffak olmuş mer- kezi şmzi e en, isim» e İY > Hiden, Hilt, Kalmar, Coskar, Lihtin. . Bunlara karşı İngiltereden bin- lerce liraya satın alınan futbolcu- ların isimleri sivrilemedi. Ahali de Fransız takımlarında tam <a ruhile heyecansız çe yan o futbol ustalarını pek tul Eiki haftalar bizim de klüp- re antrenör cu tim, Birçok klüb velisi de akla yakın len o Fikrim mal yakında kabül edilir. öl b bir ğu takdirde ec kabul etmeden timizin ve ai ziyan ol- masına mâni olu un railli ri seçicisi Berin gh kanı yin mil- ei Merkezi Avrupa fut imi larının İngilizlerden dah geldiğini Viz gazeteci iğ şekilde izah ediyor. Bize ğa liraya malolan İn- kabul Resmi şekilde akçe! V | giliz se MM ne kadar” nn gör iü ve merkezi Avruj ör kle nazaran fagililerin farkını erir. İtiraf etmeli ki, topu kullan hü Fieğ. lerini bir e dersi sibi bizi ncular: atça anlata- bilen aaa ingilizler liği tur. Fakat buna mukabil de takım- larımızın şimdilik irişebildiği tek- ayi dereceden daima yüksek kalan yuncuların Fransız futbolcula- rile er tesis edebilmeleri ekseriya kabil olamamıştır. Şu halde, aka verdiğimiz ra kadar istifade edemediğimi- zi kabul etmeliyiz. Onlara mukabil bize daha ucu- — el merkezi > ymak noktasından daha eri Keki celer vermişlerdir. Bizim gibi ai ia ve hızlı oyunu sev innisbe bolda geri Gi iledir İngi- Tiz ilemi her vi fazla geliyorlar. zengin bir oyuncu kadrosuna da- yanmasını iğ de istiyor- larsa, vrupanin ui larile daha iie am kanaa melerini tavsi siye edebilirim, Fransız seçicisinin şu sözleri bana buraya gelip giden İngiliz antrenörleri hatırlattı. Biz de o kıymetli ustalardan büyük bir şey e Sa Ze çıka- ıyacak €emeden ça- baladık ve sonra memleketlerine Mame hiç TAY Bir gün gelip * ecnebi ee ami ve rirsek Fransızların bu tecrübeleri- ni hatırlamalıyız. Oo Eşref Şefik Müthiş zencinin müthiş maçı Fut- ii Ş Ringlerde eşi görülmemiş ho- roz sıklet dünya inim zenci Al Brown meslekini müthi: maçına ilikli ir metre seksen üç santi- inbalde a olğn mini; elli dört kilo olan acayip yapılı zenci şimdiye kadar her önüne ge- len boksörü dövmüştür. sefer —— lakağlalaği bir yumruklarının şid- deki “aza tüy sıklet dünya me vr Fred Miller ile dövüş- meği gözüne almış olan Brown ayaklı en çetin maçına hazır- lanmaktadır. Ping Pong maçları Fransız mektebleri arasında Ping-Pong el tertib edilmiş- tir. Talebenin bu oyuna çok Ai sardığı görülmüştür. Beşi ktaşlılara gene bravo! Liğ maçları irinci devresini ağ e birincilikle bitirdiler. Bu üzerine beyaz siyahli- dp gene aşkolsun sizlere! di mek hakça bir tebril dört beş oyuncusunun yerlisi dok durulamamış vadeye ll Takımın deliklerini şöyle böyle eli mene oyuncularla ge- alatasarayı 2-0 yeneti Beşiktaşlılar ikinci devre için ge- ceyi gündüze katarak oyuncu he- A Futbolda işleri n yalnız gayretle, feda hal sisli ini her şey- Pi gayrete bağlamış tal gördük. Kendi başlarına; ke! o ere çabalayıp Türkiye me: Beşiktaş bir iki senedir aldığı ve daha ileri» yerinek üze seneyi k ti Ein umumiyede Fenerbahçe yer tutmak La bul- muş laa Beşiktaşlılar gönüllerde tamamile yereeceklri bir sırada tarihlerinin güç bir .dönemecine geldiler. Takımları epey sarsıldi, iç işleri hayli karıştı. İstanbul futbolunun hızını ya- e - Galatasa; ağ res söndüğü Tİ erbahçe - Beşi isi aş rekabetinin adamakıllı yerleşme- si hepimiz için hayırlıdır. Onun için güç günlerde gayretlerile ilk devreyi birincilikle atlıyan Beşik- taştan ikinci devre için fedakâr bir gayret umuyoruz. Beşiktaş i için bu doğrulma iyi kani ce imkânsız değildir. Türkiyeni şimdilik en yüksek ve kolay bir futbol oynıyan > gibi genc muhacimine er Beşiktaş takımının muav es tı ve diğer akıncıları Şeref larenmez ne uydurulursa, her maçta ayni dereceyi bulan kadro ortaya çık- mış olur. Takım eksiklerini klübün ünkü vaziyetinde iden t imi kabil olamıyorsa, e şarıdan tedariklemek yoluna kat- lanı v gerektir. O zaman ecnebi takım! her çe Hi da meye elde etmek suretile efkârı yede an esaslı in mese Tesi kalır. İşte bütün den evvel İsi bunları futbolu namına kendilerin- tanbul Beşiktaştan bekliyoruz. (o E.Ş. “kendimi kurta: Yazan: M. Uygaç b ai ve — ve DÜN ve YARIN Edebi roman Tefrika: 12 meni olarak si garib bir intika yol ordu. Fakat ei em beğ 3 yat, hastanın gö dağına. Gizli bir şey yapmak kabil a bu ep de evlenemezdi de. Ferda içi etti — Fakat, Reşid, iii biş atağına başka, $u bir ZA! iy sin in buyur Bayi bir liken ça ğa u teklifi kabul et- mesi si m düşünerek içinden titriyordu. O kadar kuvvetli titri- ii v çi mürailiğinden kızara- madı bi Hasta üyüncel düşünceli ce- vap veri — Bul hayatımızda âdeta: hakiki iki kardeş şadığımızı akl ekeni Ben ünkü bizim gibi ya- , Ferda. adamlığımı malki on borçluyum. Dünya- da: hi benim ona . minnettarlığımı e rl a maz. Yalnız, senin: sözleri Tan olmadığına inanmasını re is- terdim.. Berde; hastaya hâlâ bir emniyet ve teselli vermek ümidi bulundu- gunu Br nasıl inandırabilirim, Reşid? e o kadar büyük ki.. Vakıa, hakkın var, onun kuvveti- nin tesiri meri Sn isine üze- rindeki hâkim en ben de ar Fakat benim hayatım, bütün bütün kadır, Ri nin yalağının yanında süküt için- ir Üşüme: iş sana bir örtü gimekiz terim. Bir gün z daha yanırsan o gün Gözle bir e duya arım. ank biraz gülümsiyerek, b mem- nun olarak bakarsan dn saadet sayarım. Reşid, karısının m tutmak için elini uzattı ve si ü kesti: — Bilsen sana eni ne kadar minnettarım, Ferda, Sen olmasay- dın bu lüzumsuz cana çoktan ar- kamı çevirirdim. Eğer Sliğada alıyorsam seni'bir gün daha faz- örmek içi yni zamanda hisolunmaz bir soğukluğun tesiri altında kalır. Bütün hisler donar. Reşid âdeta bir keçi ka kesik eb öpün 1 cüm- leler; bazı kelimeler Le bir kah- kaha e hissolunuyordu, Fer- imi Reşid, 4 Ke saadei ngelden başka bi şey e DK ai güneşinin b ve > > Reşid ot unun bi vveti ie silinen kovmağ de ee bu matemi mal zara çok ei bir gölge ne karak yakın bir ihtimi Sözler nuri şe e Reşid, sözlerini hafızasına ha ketmek ister gibi ağır ağır tel rar etti eri vet, canlı ve büyük bir dir, yaklaşırken li eder. 1 z yolculul ses çıkmadı. Gözleri bile madı. — Söylediklerimi duyuyor mu- un? erda bir elini göğsüne bastı- rarak uzun bir nefes aldı. — Dinlemiyorum, seni. Hayır, dinlemiyorum. Reşid bileli; ayağa kalktı, Ferdaya yaklaştı. Alnı eğilmişti. Hali değişmişti. Korkunç bir şüp he ile büyük bir ümid arasında çır« pınır gibiydi. — Sani ei şey var ki hiç sor- madım, ie ekl rd Parlak gözlerinin kii -asında şüphe ile bir bla alani Sordu: Nedir bu? Reşid soracağı sualden utanı- m bön tereddüt ediyordu. Nihay Ep: u, dedi, budalaca bir şey değil. Bilmek istiyorum: İçinde bir itikad va! il 'erda, lâkır- dılarını hiç ölçmeden, boğuk bir sesle: — Evet, dedi. Allaha inanıyo- rum. Bunu söylerken eğen Reşi- din ne soracağını düşünüyordu. sıkıyordu. Sanki om nın atmasile, kalbinin çarpmasile anlaşmak istiyordu. Eğilerek m rıldandi: — Öyle'ise, içinde'bir iman var- sa, bana yalan söylemezsin, dik- kat et. — Ne istiyorsun? bütün ruhile kıvranıyor 'da da onları dikkatsiz dinliyordu. | gibi haykırdı: Yalnız cümleleri: — Bilmek! Bilmek istiyorum. ğına çarpıyo; Ban ki hağnia 23 7 iyordu. Ona: üzereyim, ben ki sana hiç bir fe- için öyle vaa nalık etmedim, soruyorum sana: ediyorsun? ei in hay! «Onun oldun mu? Gerçekten onun mak istiyordu. Reşide şimdi. ye oldun:mu? acımadan. bakıyordu. İlk defa (Arkası var) / £ l eh i Lİ si alnı MAK 4 in line G3 4