16 Kânunuevvel 1934 AKŞAM Tefrika No. 70 BAR Yazan: OS İskender Fahreddin Ibrahim paşa, yerde yatan ölüyü tanımıştı. “Şu herifin leşini sabahleyin bir çöp arabasına koy Kazme ile öldürülen adam ki İbrahim paşa Kızıltan sözle- rine inanmıştı. Gö: lcdEii ayrıldıktan sonra riya etrafa belik yata 9 fi m bir gölge... Ve bir Altındal. » Altındal. ve ED paşanın tepesi emek ki sarayda aa yalan değildi.. Akdoğan geceleri konağın arka tarafına geliyor, Ak tındal ile konuşarak, bütün konak halkına boynuz taktırıyordu. İbrahim paşa asabi, aklına ge- İeni yapar Bir adamdı. Bu man- zarayı gözile görünce süratle aşa: ğı kata indi.. Kâhyasını kaldırdı: abuk, dedi, arka bahçeye çapkın biri gelmiş.. Bahçıvan- larla ikte onu yakalayıp bana getiriniz! Paşanın kâhyalari (o gözleri uğuşturarak kalktı.. Bakanlar m topladı ve bahçe: dıla; Birdenbire karanlıkta yakay ele veren bu meçhul gölgenin içi de parlıyan bir pala, bahçıvanları şaşır! Meçhul gölge kaçamıyordu.. Fa- kat, dört taraftan iyice sarılmıştı. Ki bahçeden paşaya sesle- ordu: — Tehlike var, paşacığım! Ya öleceğiz.. Yahut öldüreceğiz. Han- gisini yapalım İbrahim paşa bahçe kapısına ka- ya, a iyidi ya- vaşça va bağı Ee — Vurun melünu,.. Ne duru- yorsunuz? Bu sırada Arnavud bahçıvan- bise — elindeki sivri kaz- pişi ölgenin üzerine atılmıştı. Beş dakika sonra acı bir ses işitildi: — başım... Bu sesi bir hırıltı takip etti... LE gölge yere uzanmıştı. Kâhya Ben kartalının kanatları kırıldı!, Diye bra ği paşanm ya- nına koşi la koynunda rısı geçen bu kanlı Gİ kah. ramanı kimdi? Kazma ile başı: e yaralanıp yere düşen adamı herkes Akdo- ğan sanıyordu. ibrahim paş — Getirin şu alçağın leşini bu- a1 De ha; Bahçıva lr lr tani ada- mın bacaklarından ei ve ğ kapısına kadar sü- yere bırakmış, kendi eba söy- leniyordu: — Bre melün! Size yüz verdik diye tepemize mi çıkacaksınız? di yup edikule açıklarına atsınlar!,, dedi.. İstanbulda kız kıtlığı mi var ki, ilkönce benim biricik kızıma göz koydun? Ben Cezair çöllerinden gelen senin gibi bir yaban adamı na, böyle iie gibi yavrucuğu- mu verir miy İbrahim paşa 2 birdenbire sözü” nü kesti. Kendi line söylenirken, yer- de yatan adamı tanımıştı. Paşa hayretinden küçük dilini yutarcasına sarsılmış, kapının du- Mek şti, haniya geçen yıl Yeniçe- rilerin isyanında kazanların önün- de giden bir Dea vardı.. tırlamadın mı? Paşanın kâhyası yere eğildi.. yüzü- kendisi. Ben ona bu! z herif Me anlamazdı. be ahin — Söz eden e hakkı kötektir ee içeriye girdi: — Keratanın leşini sabahleyin bir çöp arabasına koyup Yedikule ie atsınlar, Osman kâhya paşanın sadık bir ben ina) idi. Karayeli sabahle- yin bir arabaya koydular ve kim- seye göstermeden leşini denize attı zl paşa o gece, Akdoğan zeki fikir ve ikale; rini değiştirmiş ve sabaha kadar ra- hat, deliksiz bir uyku çekmişti. ##5 Kızıltan, ertesi gün Cibali kıyı- nin iki ile Cibalideki meyha- menin önüne gelir, bir kaç kadeh rakı içtikten sonra tekrar gemisi- önerdi. riyesi aşınca Kızıltan sahile koştu: — Doğan reis... Doğan Akdoğan başını kald şanın güzel cariyesini gördü.. Şa- aladı: — Burada ne işin var senin, zıltan Ve derhal kayıktan iskeleye at lıyarak gene kızın yanıma sokuldu: — Küçük hanım i — yapıyor... Beni hiç aramıyor mu Kızıltan yeni bir dolab m meğe geldiğini sezdirmeden g lerek cevab verdi: sizi çoktan unuttu, Ağ gi reis! Fakat, ben unutmadım. — Paşanın bir şeyden abi mı? var m — Elbette. Hattâ dü; elmiş zannederek, arala kan öldürdüler. — Sahi mi..?! (Arkasi var) YurddaşıI Para biriktirmek için çok kazanmak değil hesaplı har- tisat ve Tasarruf Cemiyeti "aldın diye söylendim. Semiha bana Her akşam bir bikâya Semihayı gençliğimde sever- dim. Faket o Faiğe vardı. Faik de pek iyi bir. a idi. Böy- le olmal ral mümcbez dedikodulara öğlen için kendilerini seyrek kğ et meğe başlamıştım. Arada, Semihayı pek görece- ğim gelince, evlerine giderdim. Bana çay ikram ederlerdi. ha a dört sene olduğu hal- yni esvapla gö- rürdüm. Evin içi de sefalet çek- Semi- bir türlü kabul etmiyordu. İle de onları ziyarete gittikçe kıymet. HK bir hediye e yolunu bulmuştum, Hiç olmazsa, başları EE bunu satabilirle rdi. Semihanın doğduğu gün akm bahane ederek on- lara bir gümüş büyük sigara ku- tusu aldım. Semiha beni gülerek karşıladı. Faik ta evde idi. in teb- rik ettim. Şaka olsun diye, Faike: mii imde: mihayı benim elimden| raklarını haşlıyacağını odüşüne- rek: — Semiha, sana çay da getir- dim! Diye haykırdım. Semiha koşa- rak geldi: — Neden bir de otomobil ge- tirmiyorsun? diye lâtife etti. Faik rdu: 80! — Sigar, n var m — Seni de umman sana da sigara getirdim, Zavallının : ai tütünü bile yoktu, Acaba o gün yemek ah üm i? k düşünceli idi. Ağz ek yag ami işit- miyeceğine kanaat getirmek için kulak m ies sonra: — Bana bak, Reşad, dedi. Son- ra seninle çıkarız. Bini konuşmak isterim. içeri rke > o günü nasıl ge- çireceğimizi ündük, Beni teklifimi ve rar İba etti- ler. Yemeği bir lokantada yiyecek- tik, Sonra sinemaya gidecektik. Sonra da bir tarafa giderek biraz dans edecektik. aik ile ben lokantaya uğrıya- rak masa ayırtmak bahanesile ev- den çıktık. Faik: — Gördün ya, dedi. Hep ayni sefalet. yavrum, AŞAR eği sibayee yi ar böy Gini kd İşin m sağlık, Ri iğ seviyorsu- nuz... — Evet, hem günden güne da- ha fazla seviyoruz, Evde yiyecek bir lokma k olmadığı bile lr EE İ bir saadet ile sarılıyoruz. Faka — tme, Bugü in eğ- lence günü. Zihninden dertleri çıkar, evet. — Şimdi, Reşad senden ig ih cam var. Biz ev yor. Her yel e Her işe girmek ille Fakat Semi- — sefaletten başka bir şey te- medim. Ben kendim her şeye b ği Fakat onun böyle kmesine il edemi- yorum. Nihayet kararımı verdim. İstanbuldan gideceğim. Ben bu- rada olmazsam nasil olsa kendisine rahat bir hayat yap- Hayaldeki erkek mek onun için n büyük bir acı ola- caktır. Fakat a — Ker şey unutulur, Beni Zap eden şey Seni a “bilir na > bir erkeğe düşeceği meselesi Iki gene bedbaht olac: ii ME bugün eminim ki Semi seninle yaşıyacaktır. Sen onu e tile sevdin. Hâlâ da seviyorsun. Onu rahat e e — Sarhoş n Faik? Yoksa çıldırdın Bi? — Aklım başımda. Soğukkanlı- lıkla düşünüyorum. Ve yalnız Se- “aa nın saadetini düşünüyorum. orum ki sen onu mesut ede- Mz Onun için ben çekilip idiyorum. O zavallı “iyi bei le se yaşatmağa hakkım a bir “m. siye > kalmadı, Her halde ben şiddetle reddettim. Fakat Faj bir türlü fikrinden vaz geçmiyor- du. — Bu akşam sağ bittikten iyı di ğa bana bakti e şaşıyordu. Fakat elini çekmedi. Sini ileriledikçe Faik çok mi kedder bir tavır Ne Gti , Ora meden şöyle böyle eğlendik ime çık- tığımız zaman, olunu karı- sına vermediği için Semihayı ben koluma aldım. Bir aralık yolda sik: — Ben sigara alacaktım, ded!. Siz eve gidiniz, ben de Yali; *..» Faik bir türlü eve dönmüyor- du. Nil hayet işi Semihaya anlattım. Gözleri ya doldu, Hlk ği adı. Bir hayli ağladı, kr Sonra mi buldu, Gözlerini sildi. — eşi Faik! dedi. er Zepz o böyle şip Ne — Ben değ Zildim m, Ben... Ben... Semihanın lâkırdıları boğazıma tıkanıyordu, Nihayet bana: al ydi git, dedi. Yarın ko- nuşu Ertesi günü gittim. Çay içtik, Semiha bir sigara istedi, yaktı, bir kaç nef Faik ban seviyordu, ve * erkeği severiz, onun için ha- tımızı feda ederiz. Fakat ha- İ İHASAN KREMİ Jhtiyarları gençleşti- rir ve gençleri güzel- leştirir. HASAN KOLONYASI KULUNYASI Dünyanın en nef limon çiçekleri lim yasıdır. Hasan Yasemin, Lila Viyolet losyon ve la- vantaları çiçeklerin ve inceliğin ruhudur. hes | Kolonyası kolonyasının yavrusudur. Çok güzel ve çok ucuzdur. hasan Briyanlni Gençlerin hayat ar- kadaşıdır. Likid ve arjantina nevileri bir heserdir. Yüksek m mektebi talebe cemiyeti 13 birinci ei 934 pi nü saat 14 de Beyoğlu He a yea lonunda Yüksek mektebi ta hühen: lebe cemiyeti yıllık larin aş ştur, İdare heyeti EN e Bazı lüzum ve ü — izamnas menin a Vasi verilmiş! Kam mili Muhiddin genel a genliği Fa ruk, e Falih, Mel h- di âzalığa sçilmişlerd Çocuğunuza iyi bir dadı arıyorsanız palım bu yi | #alimeiyağ yü bir et e se- “ Posta ittihadına dahil olmayan ecnebi memleketler: Seneliği 3600, altı aylığı 1 üç 000 aylığı 1000 kuruştur. Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. yeriz. Hep y Vi ürününüz. A Reşad, ii hayalimdeki er- kek sen değilsin ip açık San O devam et- Köye aldattım zannetme. Fakat ben başka birini seviyor- dum. Mi. kabahati seni sev- diğimi zannetmesi idi. eri e na birakarak giderse beni edeceğini zannetti, Fakat, ira ki kocam şim, itti. imdi beni bıraktı, gi Ben de artık o hayalimdeki sev- ei — Bilder ilirim. m kalktım. Küçül ak imkânını alir Beni kaybet- oda- nın İğ a olaştım. Hırslı hıreh za İl sordum: : — Bu hayalindeki adam necidir? il — Daha pek genç. Musiki ile ği uğraşıyor. d — Demek rası yok. Onük gd Ez ei için sen galışacak. — — m i mn kalbinin hakikaten an j ili bir şey olduğuna iman getirerek içim; çeke çeke odadan çıktım. ikâyeci