14 Kânumuevvel 1934 AKŞA Sehite y Teirika No. 68 BA Yazan: “Tez bal getirin o iti banal..,, Ak n hasmını yere serdiği gündemler Altındaldın yüzünü iyi İlini ile dövüş- mı Gedikpaşaya di PAR görmüş ve ona: Âşıkının sırtını yere getir dim! Demişti, O günden sonra, aradan beş gü: seetiği halde, Doğan kimseyi gör- memi işti, Kun da kendisini sormuyordu. Acaba paşanın kızı da Kara- yeli sami muydu Doğ. arayıp n bu dövüşte üstün yi © Alinda neden memnun €i paşa ogün Halepten hin gelmişti. Sarayda göze * rpan bir faaliyet Ml wi iyileşmişt Doğ. biri; — yi Barbarosu #araya çağırtmış Dimi ve donanmaânin yakında hareket edeceğini söylemişti. Akdoğanın yüreğinde gittikçe e bir. sızı vardı. am babam Her şeyden eğ yar ei Diye ğe odasında do- laşıyordu. O, bu de: EN sızıyı içinden ei çıkaracaktı? ncerenin' önüne gitti.. Uzak- vi e Marmaraya .O ne tatlı bir renk, ne hoş bir görü- tanrım! © Doğan Cezairde suları Z kadar gök seen ine deniz Mavi ida çe alara gözümü dikti. Kendi kendine Aylamoliar Yüreğimde yok e Gemiler gelir içli İçim ateşle dolu, iğimden ne haber?$ İbrahim paşanın geldiğini 'dü- gündü, Acaba bu geliş onun için ha- yırlı mı olacaktı? Bu sırada sevgilisinin hayalini görür > oldu: #Denizde kara balık, Eviniz. kaba hk elirdim san, anık. PE ellerini göğe kiraz dalı, Gözlerini kapadı. Altındalın ateşi delikanlının içi- ni sarmıştı. Günün birinde ondan ayrılırsa ne ya çtikç çe-y İskender Fahreddin Akdoğanın içi yanıyordu.. Yeniçerilerin elinden kurtulmak ve içindeki ateşi sön gece gemisine gitmeğe karar ret ROS | dürmek için, o düşmanı yoktu. Fakat, o gün kah- ved ti ma Şimdi düşmansız ka- Peşinden hiç iii gel kti, övüş! rim lacaktı.. Karayel ölmemişti.. Onu yan Yeniçeriler şimdi onün öcünü ona el uzatanların elini kırard Murad ağa, Karayelin bitkin bir halde evde Silk işitince: — Bre ne duruyorsunuz? a“ kalayın onu döven iti, Ve tez ge- tirin yanıma! Diyerek adamlarını Gedikpaşa- ya saldırmıştı. Meseleyi Doğan reise haber ver- mişlerdi. v imkan ve vw gündenberi sokağa çiyan rdu. Mağ reis s gemide yatmağa ka- rar vermişi HASAN Üksürük Pastler Oksürük, Nezle, Bronşit, Boğaz ve Göğüs Hastalıklarile Sesi Kısılanlara Şifai tesirleri çoktur. uruştur. HASAN ECZA DEPOSU HASAN Kuvvet Şurubu Zaafı Umumi, Kansızlık ve Kemik Hastalıklarına şifai te- sirleri çoktur. Çocuk- lar, gençler, genç kızlar ve ihtiyarlar her yaşta istimal edebilirler. Fakat, ari için de Barbaros- tan izin almak ve işin içyüzünü biraz olsun anlatmak lâzımdı. Bu- — O hal e diyecek olursa ne yapa- caktı? İki “gündür evde der yi kaldığı halde, bir yıl zindanda kapanmış vi yüreğinin büzülüüzünti du- yordu. Pencereden sokakta sık rd dolaşan yepiegrileri sike feha halde sinirleniyord ğ Gemide kalmak, bir öy 'kara- ya ayak basmamak, İn e kurtulmak için en bir yoldu, Bir gün ona: «— Yüreğine bir kadın ateşi dü- şerse, denizde isen karaya, kara: da isen denize çık... Derhal kurtu- Tursun!» Demişlerdi. Akdoğan gemisine gitmekten başka bir kurtuluş yolu bulami- yordu. — Ne olursa olsun, bu gece Bar- barosa haber vermeden gemiye za dedi, helki içimi ya- an bu ateş denizde söner! (Arkası var) HASAN ECZA DEPOSU Radyo 14 Kânunuevvel Cuma |: 12,30-13,30 plak, 18-19 1 çay saati. otel Tokatlıya; zi 30- 22 orkestra, 22 0 orkestrası. ) plâk, 19,1 i, 19,35 li 20,15 a piyasasına biz senfonik bakış, 20, 30 sözler 21.10 kon- ser, 32.15 haberler, 23,25 musi- kisi, 24 çiğan musikisi Varşova (1345 m.) — list konseri, 18,50 sözler, 18, 5 ie sikisi, 20 şarkılar, 20,20 aktünlite 20,30 cazband, muhtelif sözler 21,1 nfonik konser, — (konser m 23, dini örler, 22,40 kanserli zakilin dane” Di vi — e 55 Gl 19,10 amel 16 caz z plaklar, 7030 nir ii 21 ,50 nik konser, 22 haberler, 23.15 (357 m.) — 17 hafif musi- e oi ler 19.30 sarkar. 2 küçük si, 20,40 aktünlite, ha- eri 21. a ker 22. 10 eğik nceki konser, 23 son haberler, 23,20 gec onseri, Ya (507 m.) — 18,15 çocuk, 18:40 yiyene konseri 19.10 ha enizelik 10.55 ire ie bi «Gel beni mt “Aramızda düşmi er ae dalım, aşalım! işman Yerinde duran diz Me uzdu. — Onu b verirler mi aca- ba.213 Bu şüphe günlerdenberi bir kurd gibi beynini kemiriyordu. #Saçlarının teli ince, amam görmeyincel Seni bana vermezler, Düşmanlar ölmeyince!» Doğanın Karayelden başka bir lie Yurttaş! malı kullanmak, milli 9) (| ablâkımız ei Ni İktisat ve ad Cemiyeti pine konseri, şeli konser, 23,30 24, 50 wartet k 15 Ki etel Cumartesi İstanbul : 18:18,30 fransizca, 18,30- 18,50 jimnastik, Bayan Azade, 18,50- 19,30 plk, dans musikisi 19.30-19.40 an 0 konferans: di meli e. 2 20.20 namına yan ları), 22 radyo, caz ve tango orkestra- Bedapeşte (530,5 m.) 18 giter kon- 18,45 sözler, 19,20 hafif musiki, 345 m.) — matlar, 18,50 0 özler; 19, 15 hafif open em seri, 19,45 sözler, 20 şarkılı kon: lan yy - Puççini), £ mi i 24,35 salon ni dane nikki, 24) özler, orkestrası. 357 m.) — 19,05 milli dans- lar, 19,20 Der zerbrochene Kopt isimli temsil, 20 keman könseri, 20,20 şarkı- lar, 2040 aktünle ir 21,1 atila, isimli opere. 23 haberler 23,20 dans musikisi. ndan “Transmis. Her akşam bir bikâya zi Unutkanlar klübü “1 Selmani bir köpeği vardı. Bana sorarsanız bir süpürge ile bir yastıktan doğmuş acayip, çir- bir mahlük derdim buna. Fa- kat diye a bayılıyordu. ir köpek işlerinde büyük ir müi kile di Haşim bana hat verdi: Bu köpek King Charles cinsidir, dedi. Gözlerine bak bir kere. Ab- we kadar makbuldür! tile Çin imparatorları bu cins peklere bayılırlardı. İşte Selma bir gün bu kıymetli köpek ile sokağa Sikti Akşamüs- tü eve köpeksiz döndü. Fakat bu- nun farkında değildi. Yemekte kocası Şakir: — Bizim Kopan nerede? Mey- ie yok. Yoksa hasta mı? de- ce aklı başına geldi. Derhal eni bastırdı: — Bak sana indi unut- sü Selma: in lâkırdını; liğin; rilen sonra — çalın, — O! dedi. OB gitti! Bu akşam bizim Yusuf ile kararlaş- tırmıştık. Bu gece burada bir bi- riç partisi mere Yusuf ek bette karısına da haber vermiş- tir. Bugün Azizeyi görmüşsün, on- dan elbette duym uşsundur. Azize içeri girer girmez, Şakir hemen sordu: — Bizim köpek nasıl? LI dan yerlere yıkılırdı. Fakat haya : ta kaldı, kendisini topladı, işi ta- mire çalıştı: — Ah ne unutkan oldum! İn- sanlarda bu gürültülerden akıl fikir kalmıyor ki... Bin in meş- e YAN e ada İsöe erak e Eee Kadar ağrımıyor, ve es — ea mı? Ben zannediyor. lum ki Se diya karışmak lü- zumunu duydu: — Seni üzmek istememiştim... Kopanın ayağı da biraz incindi... akat görüyorsun ya, Azize temin m bir şey si le kadar unutkan adamlar ği Symi e Azizede bı- e Azize ei Me bize briçe gelecek- lerini söylemeyi (o un 2 lmanın köpeği oOkendi winde biraktığını unutuyor. Bari bir mizin klübü tesis etsek!., elmayı te- yorum, a, girdin. O ia Alinin oturduğunu iliyorum. Korkarım ki orada da kendini unuttun! Selma yerinden fırladı: — Ne demek ek ye Arka: b — Maşallah, Azize > vaz bi- Dün Kopanın diği halde Mi iyi e biliyordu. Köpeği orada bıraktı. ğını da ürer Şimdi hemeri oraya gidec. Sonra, riilaş, ski döndüz E — Ne dersin, Yusı Onlar karı koca anil Yusuf Tb e gi in ii ye hastas lanmış, eve gitmeğe mecburum. Halbuki biJerai, bugün o mü- him ticaret davası var. Vekâlet- name geri ei Celsede sen Tun, bunu um, bus haber vermeğe geliyor- Yusuf cevap beklemeden çıktı. Şakir hiddetlenmişti. Fakat yas pacak bir şey yoktu, Karısını da ber sürükledi. Muhakeme bi- tince sporcunun apa raber gideceklerdi. Mahkemeden çıktıktan sonra otomobile bindiler, 13 numarali apartımanın önünde iarabadan in diler, Kapıyı bir hizmetçi açtı. Şakir içeri girmek i için hizmetçiyi bir f, bere İri e biri açıldı. AK iü. Kucağından başka bir ei yani o cinsten bir köpek daha vardı. Ali, gelenleri mütebessimane şıladı: — Demek hanımefendi bir kaç gün sabredemedi, Kopanı görme- bizim sirri 1 Şakir hayretler içinde dinliyor- du. Ali daha ziyade mütebessim, daha ziyade müsterih, devam edi- yordu: — Hanımefendiye beni > birleştirmek için ei baza etirmesini rica etmiştim. Beye- tehdinin ia yök muydu? ği - Eve imiz zaman Selma ağzını açtı: — İşte sen böyle münasebetsiz adamsın! Beni bir zevkten mah- — Sevgili Selmacığım, affet Besli . Çok sinirliyim, İşler beni çok yoruyor. Eminol, bu akşam, kabahat'mi affettirmek için ite. diğin kolyeyi sana getireceğim, reket versin ki bu sinirlili-. ğin arasında onu unutmadın! N sys Ertesi gün, sporcu Ali Selmaya izahat veriyordu: dostun ei H iyilik et — Senin mıyor. Yöksa iki erkek köpekten yavru çıkmıyacağını takdir eder- i Hikâyeci ILK MEKTEP KITAPLARINI Kitaphanesinde Bulabilirsiniz Ankara caddesi 121,