tai ye MEYER üm AKŞAM 1 Kânunuevvel 1934 Yazan: SULEYMAN KÂNI SARAY: ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ #— Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No, 393 Süveyş kanalı nasıl açıldı, bu işte tesadüf edilen güçlükler İsmail paşa zamanında yapılan en parlak iş Süveyş kanalının açık ması olmuştur. paşanın akim mama tasavvurunu . unutama- 12.) Süveyş kanalı meselesi Mehmet Ali amanında örtâya ma mışidi. O vakit Mehmet Ali pa: —Boğazlar devleti ğer Le lâketine sebep oldu, Ben de Mı- sırda bir boğazlar memeli ih- das etmek istemem ii halefet eylemişti. irede Fransız konsolosu olan Mısır valisi Mehmet Sait — şadan 30 teşrinisani 1854 te ruhsatı istihsal eylemişti. rmi Fakat İngilizler Bi teşebbüsün akim kalması için eğime a zi mania; ihdas ed ps eri ” görmeğe ban Ti Mühe dis o Linant Mougel ere (o arazi rim tkikat— yaptırmış, toplattığı bir komisyon bu işin 200 SİRA ie masrafla bk vaffak olmuş, 99 sene müddetle kanal li almıştı. Ancak bu mukavelenin Babı. âlice tasdiki meşrut idi. Bunun için Leseps İstanbula geldi ise de İn- in şiddetli muhalefetinden madı. etle girişilmesi nil İngilizlerin muvafakat- lerini istihsale mütevakkif görün- düğü için Ferdinand dö Leseps İngiltereye gitmiş, orada 45 gün- de 22 meting aktile bu ii a için pro paganda yapmıştı. a0) 1 düşüncelerile, mahzurlu addetmekte devam edi- vrupa kanalın yapılmasını al- dia . o Efkârı uumumiyede ördüğü hüsnü kabulden cesaret alan e Map yüz franklık iki yüz milyon frank mma bir şirket teşkili. ne teşebbüs et Şirketin iv big sehimi Fran- sızlara, 96 bin sehimi Osmanlılara ait olacaktı. İngilizlerin almadık- (0) Freyeinet: La guestion d'Egypte, Mi ökk eni rsi ül sehim Mısır valisinin hesabına geçmişti. (1859) Babiâlinin — alınma- ıma lüzum görülmeden ilk kaz- inle 25 nisan in 1859 tarihinde vu- rulmuştu. İngiltere hükümeti kanal işle- rinin tatil ettirilm teşebbüsü himayesi riy almıştı, Lord Palmerston bu teşebbüsün İngilizlerin denizce al muzır olacağını, Fransızlara Şark işlerine müdahaleye yeni ve kuvvetli bir vesile daha hazırlı- mein ileri sürü; u. Bu Sü- eyş kanalı meselesinin bir defa Reşit İlaveli dü na nasıl sebebiyet verdiğini evvel- ce tafsilâtile yazmıştık. Kanalın hafriyatı teehhürler, si- yasi gürültüler arasında devam et- yet iki ar — arazinin Mısır hükümetine iade- sini istiyordu. Mısırda İngiliz siyasetine taraf- tar Nobar paşa kabiriesinin serd- ettiği bu talepler İstanbulda sad- rıazam Fuat paşa tarafından da tasvip olunuyordu. Leseps ile şirketi bu defa pek müşkil mevkide kaldı, imparator üçüncü Napoleona müracaat etti- ler, İsmail paşa da Babıâlinin müsaadesile üçüncü Napoleonun hakemliğine rıza gösterince Napo- leon o imtiyazname ucibince kumpanya ey e — tarlık arazinin Mıs ü bıra! asına, angarye Smile na, buna mukabil Misir hü- İlmsisie şirkete 84 milyon frank ödemesine karar verdi. Bundan sonra Leseps Padi- htan kati bir imtiyaz la alarak, e resmi ve şek- li muamelesini de ikmal ile artık huzur ve imis işine devam edebilmek istedi. İçüncü Napoleonun Babiâli- ye vaki olan tazyikleri neticesinde nihayet Abdülâziz (1282 zilhicce) 19 mart 1866 tarihli ferman ile Süveyş kanalı imtiyazını tasdik etti. (Bu fermanın suduru Fuat pa nın ikinci uzun sadaretinin «15 zilhicce 1279-2lmuharrem 1283 » sonlarına isabet ediyor.) e kanalının hafrind. de evvelâ on iki, soni ra yirmi yl yerli mz ie kafile yer- lerine tmeden fel- lihlardan iler > il “ inşaatında tatbik edilen usulü an- dırıyordu!. Napoleonun verdiği hükümden 4 ili a kanalda “yerlile; larla | karışık Fransız, Yanmalı, istek la Suriyeli olmak üzere 15000 mele çalıştırıldı. 1867 de Paris umumi sergisi İki denizin biribirine kavuş- ması ameliyatı 15 ağustos 1869 tarihinde tam olmuştu. İsmail paşa ile Leseps kanalın açıl merasiminin 17 teşrini- sani 1869 tarihinde icrasına karar verdiler. ş Küşat m ke bir tanta- na ile vaki ol İsmail paşa Sy dolaşarak hükümdarları anal küşat res- et etti, Yapılaca! gisi r ve merasim için kendi Nİ 20,000,000 fra; rı um masarif yekü- nu ise bir kaç yüz milyon franga pe OEM (2) — Yalnız mı? — Evet. Adam ürpererek sordut — ve hanım yok mu? se beyefendiye sie inin iyimi Siz haber vw e önünde heyecan içiri- de bekledi. Biraz sonra hizmetçi geldi: a Hizmetçinin peşi s odasına vird. Yastıkta, Tekinin itkin a görünce ladı. Tu gibi yüzüne bakıyor, kanar dalar İle bir gay- çalışıyordu. Dua 1 dönmüş a HE ... Pars maklar, N in parmaklarını yaktı ve bir ses, ince bir nefes duyuldu: — Sevindim Nahit... Çok se- vindim... Otur... Geldin demek? F — şey sormadı. Ne yap- tın, ne ettin? demedi. Hastalar hodbin lek Yalnız Greta az bahsetti, Dört a; yatıyordu, bir türlü kendini Amma artık at- mp. a kral ve ie e nsesler ile iie şairler, aş bir eşhur adam- ları davet edilmiş, Gi de gek mişlerdi. a imparatoru Fransu miş ve avdet edeceği sırada denizde şid- detli bir fırtına baş göstermi: ve lin imanda bezaylağ run gemiye gidebilm. di görülemiyordu; rel bir cü- tehlikey im- ret gözle görünen bir çıkmıştı. Gemi et ederse ancak kanalın küşat res- mine Da ti, anın eski kayıkçılarından e mayan imkânı olup olma- İğ soruldu. kelam ei biri imparatoru salim: isine götürebileceğini e Fakat beraber olup buna cih etti, İmparator Fransua Jozef ise: wusturya imparatoru deniz- da kanalın küşat res- e kümesini diye tarihe yazdırmak Diyerek ihityar di sesi” ile kayığa bindi ve salimen vâsıl olarak küşa bulunabildi. (2) Freycinet: La guestion d'Egypte. ia ge eze NEŞRİYATI BİR GÜNEŞ ran Büyük kıtada roman ei : 80 kuruş j ilin latmıştı, yakında kalkacaktı... Amma başı ağrıyordu, gözleri kararıyordu, dizleri ağrıyordu... Nahidin geldiği çok iyi olmuştu. Tam sırasında gelmişti. Fabrika ürümüyord. kupkuru bir sesle: — Daha çabuk me i... İçim rahatladı. Şu zile ba- sar mısın Nahit? gönder, Zeki ile ef buraya gelsinler... Sebebini e Nahit. Onlar gelinciye kadar Tekin Fatmadan bahsetti. Kadıncağız kim bilir ne kadar sevinmiştir. indi. Birdenbire kapı açıldı. Nahit Zehra girdi. Hizmetçiden gelenin ismi- ni öğrenmişti, z Nahit kalktı, Zehranın gözleri- ne ok ki bir bakış fırlattı, Zeh- ra bir emedi. Tekinin baş- ucuna Di Nahide okumak ister gibi — Nasıl bakayım? ; kılını dı... Tekin yastıkların emin e dirseği- ne yaslandı: — Çocuklar, dedi, ben iyileşip fabrikaya gelinciye kadar Nahit fabrikanın sahibidir. Onun em- rindesiniz. Arkadaşlarınıza söy- lersiniz Nahit!... Bu emir Zehrayı afallattı, Göz- lerini dört açmış dinliyordu. De- mek N ahit birdenbire geceyi giriyor, hem de sahip gibi gi: yordu iri İşe > rk miydı?.. o Zeki Akşamın edebi tefrikası No. 49 NİKÂHSIZLAR — Beyefendi rahatsız, kimseyi kabul etmez. i ini bu halde yolda gör- tanıyamaz- meydan- ile Cemil, o ee pi iki a ona Pa Yazan: Selâmi Izzet bile İririme a ie kinin zem, gi gibi ii Ed ei âkki etmi .. Hem de ie » Nahit te, Ce: mi ile Baba in Şökidan yürüyecekti. Odada gene üçü kalınca, Nahit, ir insan eyi nefes'almıştı... Nahide güveniyor- “Nahit Zehra için belli başlı düşmandı. a bugün düşmandı. Yarın olamıyacaktı, Onu kovdurmak vdiğ ni söyliyecekti. Gayet basitti, Te- kin kıskançtı, Nahidi alakoya- azdı. Fakat geç vakit ve? ii reti artı. Sayıklam başladı. Doktor telâş etti. Tie in bir se- le imi Kendini kaybetmişti. Ye Şahi, tehlikeli bir havada kaptan usta kaytan ve ire geç- ai yür nün dinleneceğini de ihsas etmiş- m Zeki 1 Cemil ln iş biliyorlardı. Zeki, yevmiyeye, Zerin askla Gl bıkmıştı. Sanki kendi rası gidiyormuş kadar kızıyor- ii Eskidenberi ikisi de Nahide: Burada sen bizim irili, derlerdi. m gün Nahide hesap ver- EN bozuk. e im Si İm ha le gelmedik... Ne He irişti, Kafa tutanlara li > verdi. Baba Haydarı işe aldı. Zehra > ı — Baba Haydar burada nasıl çalışır? Tülin onu kovdu. — Beyefendi iyileşince ona ben hesap veririm. O zamana kadar her şeyden ben mesulüm, istedi- ğimi yaparım. Bir zaman sevişen bu iki kişi arasında hefif bir serpinti olmuş- tu. Şimdi kasırga hazırlanıyordu. Gök gürliyecekti. Fatma ürküyordu: — Tersleme onu o kadar... Bil saydı iş" kolaydı. Onun hastalığı na tesadüf etmişti. Doktor Tekinle kimseyi konuştur- muyordu. Nahit sahayı erim ve serbes bul- du. say sahibinin emrile hâkimdi... Tekin iyileşinciye ka- dar, NN İ onun sözünü dinliyeceklerdi. ye var)