2 j DI AKŞAM —— — Tefrika No. 46 BAR Yazan: OS İskender Fahreddin Hızır bey, sahilden bir ölü gibi, yerde hareketsiz yatarken, Akte ağlıyordu: “ Barbaros! Ne yazık ki, sen, beni anlayamadan öldün! , — Beni candan seviyor musun, 5 — Sevgimden şüphe mi ediyor- Famuz, muhterem reis,.?! Ben si- en beni “w rr bu se mak senin elindedir — Ne yapmamı Mi m '— Bir Tedakarlk., A — Bu fedakârlığı İn Ceza- yirde kalka müddetçe üç defa yaptım. — Nasıl... ? — Birine ia n haberi- niz olmadan (Cerbe) pl ipe bura; .. Sizi aradım.. Elim- de imi fırsatı mille. akn beni size sevketti! — ere Me nun teklif- si lerine e gebilirdim; Donan- ması sahilde yerleştiği zaman be- ni kaç in az mi Çalıştılar, Ben o vakıt sizin Bi fe- ci olduğu üm ümidimi kestiğim balik sizden dı — Onu da bn. Üçüncüsünü anlat bakalım Akte sre sözüne devam üncü ve sonuncu fedakâ: bee muhafaza ederek, bütü aat ve ricalarına omuz silkerek salabili ettim. Bir kaç defa vi ni memleketime kaçırmağa hazı landığı halde ona elimi değil, par- mağımı bile uzatmadım., Teslim | Imadım. Bütün bunlar, memle- kötinden uzak kalan esir bir ka- dın için fedakârlık sayılmaz mı, muhterem reis? Hızır bey dalgın ve düşünce- | liydi : — Hakkın var Akte! - diye ba- | şını salladı - orum. S. kârlklar hek Akte! rm bey o gece sevgilisini de- Ay- , öleöiğim > Ulaliğ den başka kimse haber , vermiye | ceksin, anlad Zenci koma —. bire göz- lerini açarak ia Ka efendi- sinin yüzüne — Yazık değilmi, Kendinize nasıl kıyacaksınız? Böyle bir za- manda düşmanlarınızın yüzünü > güldürmek istiyorsunuz? arbaros, İp hizmetçisinin kulağına fısıldad — Akteyi De 1 istiyorum. | ni candan mı seviyor? a. Ayşe geniş bir nefes aden sonra, efendisinin ayaklarına ka- andı: — O, sizden , ayrılamaz. Ben mma ele Hizr e Ayseden emindi..Ce- en sadık hizmetçilerimden biri sin! Sakın ora ye bir şey söy- leme ! Ben şimdi düşüp bayılacağım.. Sen kimseye sezdir- meden yavaş yavaş onun yanınâ gider ve odasına girince, telâşla e ün zn diş..İ» onunla yine bibi ein yattığım oda» . niye Sen derhal benim stüme bir örtü çekersin! çünkü 6 nin çok korkar... Bakalım benim öldüğümü görünce ağlıya- cak mı.. Yoksa memnun mu olâ- cak? Hızır bey İs sözleri il gözünün uci; Ayşe; bakı- yordu. Zenci korku ve heyecan içinde titriyerek odadan çıkmıştı. Barbaros, Ayşenin arkasından seslendi: — n, başka biri- nin duyduğunu haber alırsam, boynunu derhal cellâda vurdura- cağımı ei Ari Ave, prensesin oüasınn aliş elâket, prenses, ” felikek... yunmuş, saçlarını dökerek ie gir. ii — Ayşe, neler vi ei iyerek yatağınd. Ye deli gibi Da ağ- İıyordu: — Reisin ödâsına şerbet gö- türmüştüm. Birdenbire sipsi yerde görünce kork bardağı elimden diyin bie eğik dim ve reisin cansız olarak yattı- Ayel > ylyoru? göğsünde ri si imalini lal dışa- rıya attı. Reisin öldüğü odaya geldikleri zaman, Akte tı , boğula- österemezdi. Barbaros boylu boyunca yerde atıyordu. Akte, reisi hareketsiz görünce bağırdı: ros..? Ben sensiz nasıl bilirim? Ayşe derhal bir örtü ile Barba- rosun ü ü örtmüştü. Üyee çıldırmış er Ayakta “yaşıya- — — Yeni > Vücudu hâlâ so- z A vünüyordu. ir ölünün göğsünü dinliye- rek ; | * keşke senin yerine | ben ölseydim, pa reis! mırıldanırken, Akte mü- vazenesini bek yere düş- sahiden bir Her || İki.büyük bavul iki büyük çanta hazırlandı, kilitlendi. Yarın benimle a! Mısıra gide cekler, iki sene orada kalacağ Mo Pek acı rd solar ». Ne çal rılmak e büyük bir riyor. Tam bu sirada kapı çalın- dı. Şüphesiz Nimettir! Yı etmişti, bana veda al beraber ge- k daha münasip olacağını İlüşimerek vaz geçmiştim. Şu sırada Nimeti bırakıp uzak- gk “e ne İrsen bir felâketti. ın tatlı bir ce- sağda! Çantama yük bir resmini itina ile Bee Gü; ç de- fa acaba Afrikanın bap ufukla, rında onu seyredeceği Gelen Nimetti, Bana al İsen 3 > elini birden uzattı: r, Avni, nasılsın? öptü. Onun bu in- ce ve hisli hareketi beni bir tak daha kendisine | bağladı. Bir kaç dakika, söyliyecek bir iv bulamıyarak üzüntü ve sıkın- içinde kaldık, Ayrılık azabi kimler boğazımızda düğümle- mişti. Nimet bana bir paket uzattı Sana yolluk getirdim, edi ire çalarsın, beni hatırlar- Mk mik izni 2 diyesini aldım, gramofon plâkı ii ten — Bir tecrübe edelim, dedim. — Neiyi olur. Senin yanında ben de bir kere dinlemiş olurum. akcil çekildi. Zavallı annem! akşam tte benimle b başa kalmayı e ederdi. Fakat ne çare, aşkın de bir var, İ Fakat eminim ki Nimet bu gece çok kalmaz, erken gider, Gramofonu açtım, ur, hüzünlü, ihtiraslı bir hava, ağır ağır, etrafa yayıldı. tatlı da- kikalardı — Da edir, misin Nimet? e bastım. İçim- Süre ön 1 iyoçlar duyarak, — Ben de pek çok seviyorum! Bir ler Mi İki sene bu bu- seden, bu aşktan, bu okşamalar. | dan uzak kalacağım! — Bana yazacak mısın, Ni- | met? * — gün. — Ben del se sırada annem içeri i girdi. Ni- im bizi yalnız bırakmak ola Bir plâk j kapiya kadar teşyi Orada dudaklarımız bir kere daha bir- leştiler, — Nimet beni daima sevecek misin? Beni unutmıyacaksın, de- gil mi? Beni bekliyeceksin, değil mi? — Seni eğ zaman kına Avni, Bütü; ğim, Dünyada bir sevekileceğim adam varsa o da sensin. Ben yalvarıyordum: b — Beni unutma, Nimet. Çok yaz, uzun yaz. Orada nin rn GE e Sıcak, yıldızlı, parlak Afrika geceleri... Gök yeryüzüne o ka- dar yaklaşmış gibi görünüyor ki.. İnsan elini vii orada çırpınan yıldızlardan bir avuç tophyabile- çek zannediyor. fımızı saran derin süküt içinde hep İstanbulu Mi ep Nimeti düşü- n di Bazan, etrafımda hiç bir şeye alâ- kadar olamıyorum. Bütün pim İstanbulda, İlk aşk busesinin hatırası damarlarımı yakıyor. İçimde garip, fena bir üzüntü hissediyorum, Acı bir hissi kab- İelvukua salam gibiyim, İki aydanberi Nimetten mektup ak rum, Bu kal 1bimi âdeta didik- liyor. Bu sükütun sebebi nedir? Acaba bir şey mi oldu? Acaba hasta mı? Annem bile son mek- tuplarında artik Nimetten bahset- mez oldu. Bunlar yavaş yavaş ru- humda hüzünler, azaplar, izler bırakmağa başladı. Fena fena fi- kirlere kapılıyorum. Fakat ümit hepsine ati salıyor. İhtimalki Nimet hasti Iki başka mühim işle; ike etrafın- dakilerden biri hasta olmuştur da onun için yazamamıştır. Fa- kat niçin annem bana bunlardan bahsetmiyor? Ne düşüneceğimi, neye ihtimal vereceğimi bir türlü kesti zih- estiremiyorum. Bir yerli hizmetçi gramofonu- mu getirdi. Nimetin > Mr . Bu be- â r ibadet şeklini nim için bu ateşli havayı yavaş era dinletirken ben İstanbulda larının saadet ve Siicikek veren hatırlı Nimetin hayalimdeki gözleri bu Afrika se- masının parlak yıldızlarından. da- ha canlı, daha berrak... parça yeis içinde kal , Buradaki eği her şeyim li git- “ Eimdeki mektuplara erine. a va (1345 m.) — 18,15 .. is 35 şarkılı piyano imü- iki, 19, 15 bi koro konseri, — Berlin (35 Yad — 17 hi isler, 20 Büt sike 21,15 etho- orkestrası», 23 baberler, 23,20 mila rausikisi, Viyana (507 m.) — 18,20 çift pi- yano e ii 50 e haberleri 19 seyyı 1, etüd iyat, 19,25 Yt ürer 0 50 b; abeller 20 Okt 24 Teşrinisani Cumartesi İstanbul : 18-18,30 18,30-19,30 fransızca ders, plâk neşriyatı, — ii (5, 49 dünya haberleri, 19,40- plâk ie 20-20,30 Eşref Şefik bey t alırlan e 20, 20“ 2 15 m — rafından ie vwalarrı, ZE 15-21, 30. ajans ve ie sa 21,30 Bedriye Rasim ha- rafından türkçe sözlü eserler, md. caz ve tango orkestraları ile be- raber, Budapeşte (550,5 m.) — 18 şarkı- Ti e 30 teknik mn Si piyano katile Macar şarkıları, Fra charın «Prensez? opereti li iyod 22,15 haberler, 23,35 hava bebeleri 23,40 salon eli. 'arşova (1345 m.) — 18 solist konseri, 19,15 piyano musikisi, 10,45 * Krakovadan o nakil, 20 hafif musiki, 20,30 Mazlı Districhin — şarkıları, <plâk», 20, 45 muhtelif, 21 Emmerich Lamanın eserlerinden şarkılar, 22 po: püler senfonik konser, ii 15 döne mu- sikisi, 24. A ya iyanadaı Eş alon orkestrası, 1 dans 23 iler ”2320 ilin payi iyana (375 m.) — 18,15 plâk, i9l0z en cenubi Amerika hatıraları, 19,30 Posta ittihadına dahil olmayan ecnebi memleketler: Seneliği 3600, altı v 1900, üç aylığı 1000 kuruştur. dres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. bam 15 — Ruzukasım 16 baktım. Büyük, katı bir zarfa dik- b bad Meet ve zısı vardı. Zarfı yırtmak istedim. Fakat açıktı, içinden kalın kâğı- dı ği işi anlar gibi olmuş- Nimetin evlenme davetna- tekrar yerdeki plâk parçalarına daldı, Hikâyeci bl didim oi