12 Teşrinievvel 1934 Sahife 9 Tefrika No. 16 BAR Yazan: OS İskender Fahreddin Hızır bey, akıncıların başına geçti: “Bizi yarın sabah arkamızdan vuracaklarmış, dedi, halbuki Türkler arkalarından yaralanmağa alışmamışlardır!,, Hizir bey (Necmülbahir) den Bu malümati alınca saraydani ay- rıldı.. yn rna buldu: ımıza karar O Tedbir Kinky zi İshak ai hayretler — Han e Baksedi- yorsun? - diye sordu - Adakale sindeki kl korka ve telâş içindedirler, Bir kaç çektirme ile m etsek, derhal teslim a Gi sefer nedeni teslim ol- madılar? — Cami vakası onlari tedhiş et- ti, ae endişe ediyorlar. dk beyin bir şeyden haberi ei reis (Necmülbahir) den ke klana birer birer kardeşi- — (Ehli salip) donanmasi geli- yormuş. Amiral (Diego) müttefik- ler donanmasına kumandan tayin pm Sa başında kardinaller e Vi ei z İshak e şaşaladi:. — Şimdi ne yapacağız? D donanmasle başa çıkabilecek gisi Bey çok metindi: ndülüsten gelen bir avuç muhacirle Türk gazileri bir araya gelirse, Allahın ii; inayetile düşman mi Cezair kıyıların. na ye maştırma; ».# bo Hızir bey o gün, imdada gelmiş . lab (Cerbe) den yeti- ç beyle kalamaz iğ meseleyi Oruca anlattı. Hızırın ir (Cerbe) den eli boş olarak dönmem işti, z — Adakale İspanyollarinin baş vim gördüm, on beş çek- tedari e rl ederek, yedi yüz kişi Dedi, Mevcut deniz kuvvetleri- ei on beş çektirme ve kara kolla- e 7 muharip daha ilâve edilmi Barbaros kle teşkilât yap- mağa koyulmuşl z La Bir beyaz gölge. ve hir i iii dövüş! < m Hızır reis karargâhı- ii gid ei ortalık ekaMez İeei tı - karşısında beyaz sarılmış bir gölge gördü. Ye gölge Hızır beye doğru yü- r düşman sa- hal kaçan sarılmış- li m kenarın- ve bağırdı. 1 a gözdesi çok heyecan- — Beş dakikadan fazla vaktim bey! Size yardım ede- özüm ile az Bu - Hızır bey bu haberi alınca sar- sıldı.. bizi hâlâ kahbece lam Hil imtiyazlar, öy- lemi beyz rberiler e iyilikten anlamaz- lar, Hızır bey! Siz; onların vata- ninı düşmana karşı müdafaa eder- ken, kabile reisleri ve sultanları kendi kâşanelerinde başlarını du- manlıyarak zevk de yaşıyorlardı. Bu topraklarda: nankörlükten başka bir v7 göre ceğinizi zannetmi! yorm! Hızır bey genç Lağım 8 Omuzu- nu okşadı: — Sözümde duru Nec mülbahir! Midem eiürilerle side sl olsun! Necmülbahir yolun kenarından di.. zakla: Ortalık iyice kararmişti. Romalı kadın karanlıklara ka- rıştı.. Ve idam Hızır bey genç kadınım bu hiz- ceki ölünciye kadar unutmıya- caktı. EN Türk karar- gâhina ar gelişi büyük bir fe- dakârlıktı, Hizir bey derhal kar- deşlerini topladı: arın harp var.. Hazırlanı- Sahak bey: — İspanyollar mü geliyor? Diye sordu. Hızır bey meşaleleri yaktirdi.. Türk ir eşe bir araya topladı: — Berberiler yarin çölden bü- m: bir ordu ile geliyorli armış. Bi- arkamızdan vurup ea ze dök- meğe yemin etmişler, baha kadar klein Bize yınz.. Palalarınızı bileyiniz.. Ve yaylarınızın körişle lerini yenileyiniz! Tü kadar b a. dılar.. Palalarını bilediler, ». Yayla- rının kirişlerini ği. ve se hazı 2 vE ş heni e e ie RAN beliri. yord U, Hızır bey tekrar ordusunun ba- şına geçti: — Bizi kahbece arkamızdan vurmak pe arkadaşlar! de- di - Biz göğ rulmağa alışmışız. iki yara alı ga alışanlar Türk değildir. Nesli- le pm hem de dindaşlarımız tarafından vuru- Tacağımızı ummazdım. GE ge lecek Berberiler size tecavüz edin- ciye kadar kımıldamıyacaksınız! a“ tır. ması dolaşırken, lâyık ve müstahak pala Allah bize gösterecek, ; içimde bir istihfaf hissi doğdu. AKŞAM Her akşam > e | bir hikâye | ucrım | Yi kalmak lüzumunu hisse- | kadar hata etmiş olduğunu an- alnız diyorum. Orkestra bir yavaş foks- irot çalıyor. İsmi ingilizce Guilty; İrem demek, İhtimalki ari: dolayı ruhumun şu dakikadaki Dereye onu pek uygun ede "ladin öldürmedim. Bir erkek ile öpüşmedim. Fakat kendimi © kadar suçlu görüyorum ki! Yap- tığım kabahat, sis gibi el ile tu- tulabilir bir şey olmamakla bera- ber, bu gene bir günahtır, Vicda- nımda duruyor ve beni tazip edi- yor, Vicdanımda şimdi büyük bir azap var. Bir ailenin zevk ve Me- şesini mahvettim. Kudsi bir. ta- se e parçaladım, alki bütün bir kadın hayatını boslnm. Zavallı bir kil Tu- hunu yaraladımi. Bundan dolayi tesadüfü, ka- > g a” deri de itham edemem. Ankaradan geldiğim akşam, ye mek vagonuna girdiğim sima pekâlâ, boş bir yer vardı, oraya yalnızca oturabilirdim, . Halbuki ir merak ve tecessüs hissine mağlüp olarak, dört kişilik bir masaya gittim. Orada bir genç karı ie oturmuşlardı. Genç ka- dın nazikâne kalkarak bana yol verdi. Yanındaki iskemleye geç- yordu. Genç adam derhal yüzü- me baktı. Güzeldi, zarifti. Hele “ez çekici gi rmağında yepyeni nikâh halkasına dikkat etmesey- sa beni o kadar alâkadar etmi- ecekti, Halka .bol geliyordu. Düş- leği hepsi yepyeni idi. Yeni ev. lenmiş oldukları, İstanbula gez- leri belli idi. Ben karı kocanın evlenir ev- lenmez seyahate çıkmalarını Av- rupalıları takliden yapılmış bir züppelik teli ederim, Eğer erkek gayet zarif olmasa idi b yeni karı koc . ya seyahat halinde di. incelik vardı, Elleri itinalı idi. Acaba neden bu kadını almış? diye içimden düşünüyordum, Ara: larında bir aşk olamı si inepe kızın nesini sevec ? Aca- a rasına mı 0 zannetmem. Çünkü ind kızı öyle zenginliğe delâlet ma bir arında bir kaza ol- nesi gibi bir ev kadını Ama is- temiş olacak... Buna hükmedince “ie ii ak arzusu içimde canlandı. Gözlerimizin biribirine tesadüf Pi er bekledim. Gözlerinin zun uzun, derin derin bak- Bir yi bakişmalar kucaklaş- malardan daha müthiştir der. Geç ölüm alnında hafif bir kırmızılık peyda oldu. Göz ka paklarıni derhi dirdi. Sonra tekrar kaldırdı, Yü dikkat- le baktı. İmdat istiyen bir kaza- zedeye benziyordu. irdenbire ona karşi bir mer- hamet duydum. Onun kim bilir ne gibi alicenap hislerle aldana- ak tuzağa düşmüş olabilece- Zini düşündüm. ihtimal İki anasi- nın zorile başını bu derde yak- Mmıştı, “ Li günahim böyle başladi. Benim yüzümden bu erkek karısı- a ilk hiyanetini irtikâp etti. Hal buki kadıncağız ne kadar mesut, ne kadar emin bir halde oturu- edi yordu. Güzel olmadığımı biliyorum. Çek ğilim. at genç te değil «skes apil» uğ: emini zerimdeki seyahat (esvabı da pek şıktı, Tebessümüm, lüle lüle kumral saçla; iyük bir te- sir yapmış olacak. e aradı, Hayatı ayağı ayağımı md t hiç biri ba- çok Flört ettim. e na bu zevki vermedi. İçimde bir sey. çalıyorum hissi ni rdı. Faka ime ait bir hakkı alıyorum his- sini de surenizi Genç erkeğe hem fenalık, bem la yapıyor- dum, Ayni zamanda bana karşi yapmış olduğu haksızlığın inti- kamını almış olmuyor muydum? masız, şanssız, gü- lünç eye va ben olsay- dım biri! ize ne kadar yakı- ezin ne iie mesut olacak- unla başbaşa kalabilsey- konuşsaydım, beni ez arasına alsa idi... Yü zünde ar derin bir arzu oku- ei ME. Bir aralık, rip gibi görünen yanımdaki kadın seslendi: Hüsnü! Bunu işitir. işitmez ie kadar ücrim olduğumu takdir ettim. Zava il kadın... Daha yeni his- setmeğe başladığı neşe ve saadet bir an içinde mahvolup gitmişti. Nasıl bir hayata zi oldu- ğunu şüphesiz o a takdir et- ül O kadar kann «Hüs- nü» sü şimdi gözüne ne kadar de- gişmiş görünüyordu. O biraz evvel ona ebedi bir sr vadetmişken, şimdi ilk gördüği tanımadığı bir du ile ona Bi yanet etmiş bulunuyordu. Hayatımda bu al ati büyük bir fenalık yaptığımı pl tüm, İhtimallci v düğrrağir enç adam can sık beri iye e leke kmde yak Me bakar kocasının kolun kiyet tavrile ona vr lu, bana hem ricakâr, hem meydan okur bakti, Genç Zaman, irdi, bir mali- ir tavır i 1, adam da bana baktı, içi başını eğdi. ma tesa- lüf etmek ici İhtimalki onu ie görmek yapacağım kaba- hatten daha fazla bir şey olmiya- caktır. Fakat, ne yapayım, ka- Hukuh ıstılahları Baş t iğ Gn nci sahifede), iy erneğinde değişik manaları 1 göğü terilmiştir: e iltimas etş mek, maruzatta bulunmak, nis, yaz #tmek Vw. 8. s. Radloffda ve kaş iri Hüküm vermek. OYarliş Söküez etimek). Hüküm eri D. yağız Adile; Hileap Gl ter; Bayiye kalma b ran). , 2 Ya Pilin (EB yari : Hakem. » Va sğiŞ "Mahkeme. İk alak Üstrek yargılak, Çin : Mahküm Ea » Mahküm e * Çığlanık: Mahkü: aşılıyor ki, lll muhas yarglakda çekneşd durmaktır. P. D. Courteilleisyin lügat iü tabında dispüter, cöntester ka ars, şiliğı olarak ucas sözü vardır, Doktor Caferoğl epi be «Öz dilimize doğru» mevkutesink de itiraz etmeğe çtiltamak» di. eleyin şu sözü (dilda- ğına benziyen deve- kuşuluğundan kurtaralım. Tilde- mek şeklini alabilir, Bu ünelti (tas yvut) ile o, (değil - demek) teni ni esasen katıklı fakat zamanla kaynaşmış, yontulmuş bir söz imiş zehabını veriyor ki mana bakımından (itiraz) Oda pek başka bir şey değildir. Şu halde işe yarıyabilecek bu iki kes limeyi birlikte yürütelim. Ucaşmak; Tildemek: e etmek, * Utaşman; * Tildeğmen: Muteriz (muanz X canlmeni #* Tildeğilmen: Mute gizünaleyh, * Dişucaş: * Dıştildek: yerleri ba $ Muterizünl ibni Mühenna 145 ici aden de müteşekki için Ziyors sa da bunun nasıl e ve > yi Bro ize nn taharri sağ ar vede irtemek filimi Kaydediyor İkisinin de murat ettikleri ayni kelime olacağından, İbni Mühen“ nanın tercü ğına uyarak ir. temeki şikâyet etmek manasına alabiliriz; bahusus ki, yi ni yes rine Tarama dergisinde beğenile- bilecek daha yaraşıklı bir kelime. bulama am, işim Şikâyet zi » Şikâyet, # İder: Müterk pri : # İrdeymen: Şikâyetçi (müşteki). * İrdeninilmen veya irdenildek: Müş tekânnih. * İrdenik: ir ih e Raif a ss, M. Faal anana ge balam > Bu, kâfi, Ayni Öl AN dâ trende gelirken yemek vagonun» i kırmızı arabi da zevksiz giyinmiş, çirkin kadınt düşünüyordu. in arkaş sındaki seyahat es nasıl 'kıskana kiskana a Hüs-, nüyü görü nasıl ka vallı, koca bulamamış bir kız olar caktır, Kimi bilir, kendilerini li. rünce o da böyle bir dügün ER yapmayı ne kadar Taremişti ğrusu, sofradan kalkarket uza iy tavur ile Hüsnüyü b etmişti. Bir insan kendi Griş ni teşhir ederel 'k neden başkal rinin he ve vini ç #Hikâyeci i w