AKŞAM Talebe arasında bir tetkik Kitabı, defteri ve kaleminin parasını çıkarmak için tatilde çalışan talebeler Ilk mektep talebesinin bir çoğu tatilde çalışıyor, kimi su satıyor, kimi bisküvi, kimi çiklet Mektepler açıldı. Sabahları, akşamları sokaklarda çantalı, s€- fer taslı binlerce çocuğa rasgeli- niyor. Bu hafta içinde dershanelerine dönen binlerce çocuğun üç tatil ayını nasıl geçirdiklerini bilmem ak ettiniz mi? indüm ki bizde şimdiki ka- dar talebe arasında hemen hemen ir tetkik, hiç bir anket yapıl mamıştır. Dün İstanbulun en kalabalık ilk mekteplerinden birine 44 ün- cü mektebe gittim. Öğle teneffü- sü zamanı idi. Talebe mektebin büyük, fakat ağaçsız güneşli bah- çesinde oynuyordu, Bahçeyi allak bullak eden bir grupun yanına yaklaştım. Arkadaşlarının elebaşı «1 Mıstık isminde bir çocuk... Gözlerinden zekâ ve enerji akıs Arkasındaki yirmi çocuğu dare eden yaman bir Biraz oyunları ara verince ya» mina yaklaştım. — Mustafa... dedim... Ne yapı tin bakalım tatil günlerinde? Bir büyük adam tavrile, ciddi ciddi: — Tatil kim biz kim ağabey, dedi, çalıştım. — Ne yaptın? — Bardak, bardak su sattım. « Konuşmamız şayanı dikkat bir şekil alıyordu. Mustafayı bir ke- mara çektim. Arkadaşları etra- fımızda halka oldular. — Niçin... Ba mecbur musun? — Elbette... Evvelki sene su satmadım, kitapları da alamadık. — Bari bir şeyler kazanabildin mi Mustafa? Büyümüş te küçülmüş bir ço- cuk, Sanatinin ehli 40 senelik ba- bacan bir sucu gibi cevap verdi: — Eh... Allah bereket versin... Kitap parası çıktı, Bereket ki tatil syları sıcak aylardır. Su çok gi der, O böyle «Allah bereket versin» gibi cümlelerle büyük adam gibi konuştukça etrafımıza halka olan çocuklar gülmekten katılıyorlar. dı. Çocuklar arasında kıpkırmızı saçlı bir yaramaz atıldı: — Bey ağabey... Gazeteye yaz Hamidiye diye terkos suyu satı- yor. Üç ay hep böyle yaptı. Bu, bayağı Mustafanın sanat izzeti nefsine dokundu: — Yalan!.. diye bağırdı. Yak nız bir kerecik terkostan teneke- mi doldururken muallim bey gör- dü; «Ayıp Mustafa ayıp!., Ha midiye diye bunu mu satıyorsun?» dedi... O günden sonra hep Hami- diye satıyorum, Şişhane yokuşu” nun başındaki çeşmeden dolduru- yorum. — Günde kaç bardak su satar. din? — Belli olmaz ki... Temmuzla ağustosta günde 80:90 bardak sa- tardım, Sonra 60:70 bardak.. Bir hafta hep 100 bardak, 120 bar. dak sattım... Gündeli; Je 80 kuruşa gelirdi — Bu parayı yalnız kitaba mi | harcediyorsun?. Mektebe giden bir kitap lâzım değil. Yani para kazanme- ister, kasket ister, sefertası ister, çanta ister, çorap İster... Defter, kalem, mürekkep, kâğıt, uç, zamk, elişi kâğıdı ister... Artık onları oyunlarından faz. la alakoymak doğru değildi Suallerimin arkasın kestim. Be- nim mektepte tatilde çalışan ço- cukları aradığım zannedilmişti Yanıma 40-50 çocuk yaklaştı. Hep bir ağızdan: — Ben de çalıştım! Ben de çalıştım! Diye etrafımda | fır dönmeğe başladılar. Hakikaten ilk mektep talebeleri arasında tatil aylarını çalışmakla geçirenler öyle çoğak maış ki şayanı hayreti Bazıları eskidenberi çalışıyor. larmış. Meselâ birinin babası de- mirci imiş. Her tatil babasının dükkânna gider demircilik eder- miş. Biri de bir dalgıç oğlu. Tatil. lerde babasına yardım eder, dal giç kayığında çalışırmış, Biri ba- basının marangoz dükkânında, bi. ri de bakkal dükkânında tatil gün lerini geçirirmi Haydi bunlar için diyelim ki ta- tl günlerinde babalarına yardim. ediyorlar, Fakat babasının yanin- da değil de hariçte kendi başına çalışan ilk mektep talebesi hadsiz | hesapsız. Kırmızı saçlı, tertemiz giyinmiş bir çocuk gösterdiler, İsmi Suabiiriş. — Tatilde bisküvi, çiklet sat | mış. dediler, Sordum: çin sattın oğlum?.. Kitap parasını çıkarmak, yahut eve yar: | dım etmek için mi' Hiç ümit etmediğim bir cevap verdi: — Hayır... Sokaklarda oyna mamak için... Sokakta çok oynu- yordum. Babam «sana para ve reyim. Bir teneke bisküvi al, Sat, icaret et. Hem sokakta oynamaz- sın. Hem de ticarete a! sın, Kü- çük yaşından tüccar ol bakalım». dedi. Benim de çok hoşuma gitti, Babamdan parayı aldım, kaldırımın dan bir kutu cüvit aldım, sat- tum. Günde 100-110 kuruşa kadar kazandım, 20 tane bir çeyrekten satıyordum. Sonra çiklet te sattım, — Demek sen büyüyünce tüccar olacaksın öyle mi? — Elbette... Kırmızı saçlı tek derdi va Belediye memurlari... Köprü üstünde üç sıcak yaz ayındı — 20 tane biski isküvitçinin bir bir gün gelip memleketin en tacirleri sırasını geçmiyeceği kir temin eder?.. Talebe arasında çikletçiler he- sapsız... Galiba da en fazla kâr getiren ticaret bu. Bundan sonra tatillerini oyun- le, zevkle, safa ile geçirenlerle konuştum. Onlar oldukça az... Hele öyle sayfiyeye filân gidenler 'devede kulak... Hikmet Feridun CIHAN IKTISADIYATI Sterlin altın paralara karşı yükseliyor - Gümüşün yükselmesi cihan iktisadiya- tını zarara sokuyor - Eşya fiatlerindeki yükseliş Uzun müddet sterlin, Fransız frangı ile altın mikyasından ayrıl- muyan di er memleketlerin para- larına nazaran düştükçe düşmüş- tü. Bunun sebeplerini o zaman anlatmıştık. Şimdi ise altın mik- yasına tâbi paralar İngiliz lirası önünde düşüyor. Bu paralardan en ziyade düşeni Belçika frangı belgadır. Şimdi bir İngiliz lirası 21,14 belgadır. İsviçre frangı da bir İn- giliz lirası 15,074 frank iken şim- di 15,13 frank olmuştur. Alman markı daha zayıftır. Altın mikyasına tâbi paraların sterline nazaran düşmüş olması Londrada altın fiati tesir etmiş ve düşürmüştür. Sler- linin yükselmesi İngiliz sanayi e6- hamının yükselmesini icap etmiş tir. Otuz sanayi mücssesesinin €s- hamının bir hafta zarfında gös- terdiği vasati yükseliş yüzde 2 dir. Bu esham 1930 senesi vasati fiat- lerine nazaran yüzde 116,8 dere- cesinde bulunduğundan bu teref- fü yeni bir rekor teşkil ediyor. Belga yani Belçika frangı Fran- > frangına nazaran da düşmüş. lür ve evvelce 100 Fransız frangı 28/7 belga iken şimdi 28,24 bek gadır. Bümüşün yükselmesi Amerika hükümetinin yalnız kendi memleketinin iktisadiyatını düzeltmek maksadile aldığı ted- birler başka memleketlere yapa- cağı zârarların nazarı itibara alın- mamasından cihan iktisadiyatıni yeni yeni sarsintılara uğratıyor. Amerika hükümeti fazla kâğıt do- lar çıkarabilmek için paranın kar- şılığı yalnız altın olması kaidesi- ni bırakmış ve karşılığın dörtte | biri gümüş olmasına karar ver- miştir, Bunun için Amerika hükümeti iki buçuk milyar ounce gümüş te- darik etmek mecburiyetinde bulu- muyor, Bunun ancak yarım milyarı Amerikanın dahilinde tedarik edi- İebileceğinden hariçten çok mik- tarda gümüş tedarik etmektedir. Cihan gümüşlerinin Amerikaya toplanması çoğunun esas parasi olan Asya memlekcilerinin ikti- sadi vaziyetini altüst etmiştir. Bu memleketlerden Çinden Amerikaya çok miktarda gümüş gönderilmesi Çin parasının yük- selmesine sebep olmuştur. Filva- ki bu sayede Çinlilerin cenebi ma- ına müşteri olmak kabiliyeti art- mış ise de diğer taraftan Çin ih- Tacat malları fiatlerinin tereffüü- ne ve hayat pahalılığının artma- sma sebep olmuştur. Bundan do- layı Çinin ihracatı fena halde za- Bu, hayat pahalılığından zaten son derecede maişet darlığı için- de olan Çinin yüz milyonlarca halkının ıztırabını ve müzayaka- sını artırmıştır. Bu vaziyet karşısında Çin hü- /kümeti şiddetli teşebbüsatta bu- Tunmuştur, Çin hükümeti Ameri- ka hükümetini Çinden gümüş al dığı için protesto etmiş ve bu mua mele devam ettiği takdirde Çi gümüş mikyasını terkederek altın mikyasını kabul edeceğini bildir. mek suretile tehditte bulunmuştur. rinden biri gümüş fiatinin a olmasından dol ik memle- ketleri ahal ira kabiliyeti öz olması zannediliyordu. Halbu- ki bu kabiliyeti artıracak surette gümüşün fiati yükseldikten sonra şark memleketleri bundan bek- lenildiği gibi istifade yerde büyük zarara ve müzaya- kaya uğramışlardır. Nazariyata müstenit edecekleri iktisadi tedbirlerin ne kadar aksi nelice- ler verdiğine bir misal de Ameri- ka hükümetinin gümüş üzerinde yaptığı tecrübenin cihan iktisadi- Yatı üzerinde yaptığı tesirlerdir. Umumi kıtlık tehlikesi Bu seneki kuraklık ve bereket sizlik yüzünden buğday mahsuli nün az olmasından buğday fin nin yükselmesi iktisadi buhran biraz evvel bertaraf olmasını is- tiyenleri meranun etmiştir, Fakat diğer taraftan gelecek sene de ayni hal tekerrür ettiği takdirde harbi umumide olduğu gibi bü- tün cihanın buğday müzayaka na uğrıyacağından şimdiden de- rin endişe gösterilmeğe başlar. mıştır, Bu sene geçen seneye nazaran dünyanın yarı yukarı kısmındaki (Rusya dahil olduğu halde) mer- leketlerde . buğday | mahsulü 10,000,000 ton noksan olmuştur. Mısır mahsulü 20,000,000 ton ve ar pa mahsulü 5,000,000 ton ve yu- laf mahsulü 7,500,000 ton noksan olmuştur. 1935 te de kuraklık devam et ği takdirde buğday fiati harp zamanında olduğu gibi gerek müt- tehit Amerika hükümeti gerek Avrupa şehirleri ahalisinin satin alamıyacağı derecede yükselmiş olacaktır. Bu seneki kuraklıktan ve bere- ketsizlikten her sene bu zamanda mevcut olan 54,000,000 tonluk stoke şimdi 24,000,000 tona inmiç- tir. Bir kuraklık daha stokları si- fıra indirebilir. Şimdiden cihan buğday fiati çifçi halkların ik sadi istiklâl ve serbestisini temin edecek dereceyi bulmuştur. Daha ziyade yükselmesi harp zermanın- deki gayri tabii vaziyeti tevlit edecektir. Bu sebeple gelecek se- ne işin zeriyat sahalarının tahdidi- ne köylülerin teşvik edilmiyeceği bekleniyor. Son fiatler Son günlerde hububat ve diğer nın fiatleri tekrar sbetinde artarak 1930 fiatlerin yüzde 85,8 bulmuştur. Cihan pet rol fiatleri iyileşiyor. Felemenk Guianası ile Brezilya hududunda dünyanın en zengin radyom ma- denleri keşfedilmiş olması ve bu- rada zengin altın madenlerinin bulunduğu tahmin edilmesi çikan piyasasının ziyadesile nazarı dik- kat celbetmişti Londrada son fiatler şunlardır: Buğday 100 ibresi 5 şilin 24 pens, mısır 480 İibvesi 21 şilin 9 pens, şeker 50 kilosu 4 silin 53 pens, bakır tonu 27316 sterlin, kalay tonu 2314 sterlin, pamuk ibresi 6,9 pens, yün libresi 25 pens, Hint kendiri tonu 143 ster- Tin, kauçuk libresi 7,5-16 pens, be- zir yağı tonu 215 sterlindir. mühim eş yüzde 0,7