GÜ © OTrabzonda vefat etmiştir), i i lale iktifak © ttiler, Dele : AKŞAM Yazan: SULEYMAN KÂNI SARAY ve BABLÂLİNİN İGYÜZÜ > Tercüme, iktibas bakla mahfuzdur ür © “Telrika No. 390 Su yollarından Çırağan sarayına girenler, Muradın bir mektubu ami mabeyinci Be sim beye atikile yazdırıp Mahmut Kenaf im in Tarih en ümeni mecmüasinda neşrettiği notlarında ikinci Çırağan vakası ve Kleanti hakkında da malümat vetilmektedir. Abdülâzizin katli teşebbüsle- rinden ve bu fikir ile bir fesat ce- miyeti teşkil a ie bahse- derken Abdülhamit Kleantinin de bu cemiyete debil olduğunu zik- rediyor (Bu fesat cemiyeti efradınm müfsit reislerind. eri durma- dığı fesadat ve iğvaatile meşhur- d «müfsidi lelm» oveliahte - Sultan Murada - etba ve avene- sine masonluk kaidelerini ile insaniyet ve hemcinsine mua- venet nikapları altında bu cemi- yet efradına fesat ve melânet dersleri isil ve Sultan urat - ve hain aveni nın ve slinimelerinin aleyhinde, devlet ted YA D sasından sai mefsedet mk ii ma bei eylerdi. Prens - Murat efendi - ile irti- d , Kurbağalıdere çifliğinde “ sofrasında başbaşa e çk yerlerdi. Sık sık gizlice sarayı hü- mayüna gelir, Murat efendinin ha- Hirisi Köçe oğlu a paşa - cihan seraskeri - ve lu br ahim paşa, (1297 de Ke mal bey (Namı müteveffa İzzet efend oğlı eger prensin - Sultan Mura- - ikinci kâtibi Hüsnü bey, et- — İediler. Kılıçalide bir su yolcusunu ve imamı akçe kuvvetile kazandılar. Su yolları vasıtasile Murat efen- €snasında basıldı. tevkif ile muhakeme © edilip nefyolundular. Ancak mer- © kum let © Yumanistana k Kicanti Skaliyeri ile Nakşifent kalfa arasındaki müna: © dikoduya mı meydan açmıştır. aleyhi de bir büyük komite teşkil ey- sebet de pe egim edeni ide ri vi e bir kız çocuğu bile olduğu söylen: mi ii ocuk hakkında m ale şu sözleri yaz (Melünei merkume ie eki kalfa - saraydan üç, dört yaşında bir küçük e dahi ymm tı; ancak idaresinden kaldığı Biri eyoğmmdu ME ahiren bu masumenin ikametgâhı haber alındı ve arzedildi. O sırada yedi, sekiz yaşlarını pa bea riye sörlerden talep da geçen zaman inle kız- cağız hasraniyetle melüf- olmuştu. Hâlâ nezdi hümayunda - Abdül- hamit sarayında - islâm dinine ir- caile iştigal kılınmaktadır.) Cemiyete dahil gere Sultan Nakşibent kalfanın ie ald, alaz lerde mühim rol oynadığı Ali Şef- kati beye münasebeti olanlardan bazıları tarafından bana temin edilmiştir. Sultan Murat ile muhaberenin su yolu tarikile ve Kleanti ile Ali ze 'kati bey vasıtalarile icra olun- ğu da le a di- vanı harpten sadır olmuş mazba- tadan Eğ 2 Avrupaya ppapudin sonra Ali Şefkati beyin İstanbulda kız kar- deşine gönderdiği mektuplar yan- mamiş olsaydı bu nokta hakkın- da belki daha ziyade tenevvür Diri mek kabil eee (Abdülhamidi sani devri salta- natı) Kleanti ile ikin Ali Şefkka- tinin Sultan Murat ile münasebet- lerini şöyle yazıyor: sine girmeğe, fikren selâmeti hak- ki maddi deliller getirmeğe muvaffak olmuştu. Bunlar da Sul- tan Muradın sadık taraftarların- dan Ali Şefkati il oturan dostu Kleanti Skalieri idi. Bu iki zat geceleyin bir su yolun- dan Çiragana girmiş, kendilerine Sultan Muradın gene ayni tarikle saraydan iy Vi Beda bi- ri rehberlik etmistir. Bu iki fedi kâr dost bu eütebeti ve dille; rahı yolda üç saat yürüdükten son- ra kendi intizar etmekte olan Sultan Muradı huzuruna çıktılar. Sultan Murat kollarını açıp ikisini de kucakladı.) Abdülkamidin büyük kardeşini kimseye göstermemek yolunda it- tihaz ettiği pek sıkı tedbirlere ba- karak Sultan Muradın aklı başına gelmiş olduğuna insanin kanaat m imkân göremiyo- , Kleanti Skalieri Sultan Mu- radın Abdülham ide gönderip su- tretini kendisine verdiğinden inek 29 kânünuevv ar, ti ulunan bu mek- Sultan Murat Ahdülhemit ile iz Sele ok Sultan Hami. patılmasında He bilirdi? i” muharebe dolayisile hasıl olan bu nasihatler de mektubı aklan sıhhatine delâlet eylemek- gi Sultan Murat bu mektubunda bu nasihatlerden başka diyor ki: (Dört aylık hafidemin mezar ta- şı hakkında vaki olan talep ğun mezarı üzerine bir taş dikile- Hakkımdaki muamelenizi ne ye isnat edeyim? Hissiyatı insani- ya mi? Yoksa kendi talihime ye Kendini: liniz ve suiniyetlerinizi ayak altında vi neyiniz. Ağz büyük bir aci hisseder gibi ire ifade görüldü. & olgun diş etleri meydana çıkmı: işti. Leylâ ala rana 2 iş biraz cami hatırlatan gözlerle ba- na bakıyordu. Bayılacak diye korktum. Kim bilir kimin kumlar rinde bırakmış olduğu büyük bir şemsiye bizi muhtemel olan na- tamamen saklıyordu. tün ağırlığını hissettirerek bir müddet bana yaslandıktan sonra, şaka eder bir tavırla: iciğim dedi, kum- da bir mer ami nasıl du- rulacağını elisi; Ben süld — EN o Lai? yakiyor ki... — Ah, Bebi — Yüetis bende sakla. Biraz gölge bulmuş olutsun. Yavrum, bu yaşta güneş çarpmasına semi dikkat etmelisin. - içimde birdenbire bir gülme ârzusu e Büyük bir cesaret » Osmanlı Gebiz Dr in > er madığım bir yüzsüzlü bir kahka- sizi itiyormuş gibi hırs, kin ia” Ai koparıverdi. Adalele- mi0 temayülden kendinizi ala- | rimde duyduğum kuvvetten, beni OYSUNUZ. tutuşturucu güneşten sarhoş bir “ Çecükleğimzdanber hakki- | halde güldüm, güldüm, mızda gösterdiğim nevazişkâ twiameleleri sönlet fikrile tetkik zamani pılmadığımı tastike mecbur olur- unuz. be- nim vatanın refahı ve tealisinden, şan ve şevketinden ibaret en şid- elimi det arzu ve eni. mahvetti. arzuyu siz yerine getirmiş ol- saydınız mavakfalaiyötisizi kendi politikanıza bağlıdır. biliniz. Milletin kaybolan tevec- cüh ve muhabbetini fazılane efal i kazanınız. Benden korkmaymız. Eğer ada- letle saltanat icra ederseniz ben illetin saadet ve selâmeti için size tâbi ve hâdim olmağa hazı- rım, danımızdan şehzade Alâ- eddinin istiğnasını hatırmızdan çıkarmamanızı rica ederim. Ben de onun faziletine malik olmakla 4 mucip olabilir, Fakat umurumda değil! Baki, Allahm adaletine sr- | ğınırım!) LE mektubun asıl türkçe metni vaar ime Hattâ aslı İn tayin etmek te değildir. Fakat e: aslı ister e sun, ister dın hiç te deli Sayma bir hale geldiğini kabul etmek için Sultan Hamidin gösterdiği telâş- 22 hariçle ihtilâtı men için kur- muhafaza çemberine iii vi kifayet etmez mi? Sultan Muradın deliliği devam ediyor ise validesinin, oğul ve kız- larının senelerce birer odaya ka- ikmet ve sebep (Arkası var), gü Leylâ, âdeta ri mırık 'dandı: — Bana böyle bakma... Başini öte tarafa çevir... Bu akı ba- şm ağrıyacak... Güneşe o kadar rl mı, hiç? Gözlü in üstüne ol. düğü elile kendisine amaya beni zorladı. Güneş kendisi idi. u el o kadar şeffaftı ki güne- şin Didem ale wi billâr gibi afa- sından geçi — Sen ml on dokuz yaşın- 'dasın, mi b on dokuz, Leylâ, — m sinde ve Şimdi ağustosun yirmisi, Demel on dokuz sene, dört ay, rz ün... Bu hesabı yapmak için pârmak- larını kullandı. Aralarına kum dolmuştu. Sonra banat bak, ellerim ne kadar tuzla, dedi. O!.. Pardon, bu sa- — hep deli deli şeyler söylüyo- —T imi avucuna yapıştırdım. Lemi beyimiz ne vakit e ee? dedim. — Kim bilir? Dün yontma mektubunu aldım. Bir ya faik almak » «— Leminizi, ve > seviyor Leylâ? Büyük bir *# — Bana bak, Leylâ. Ben vi evlenirsem, karım da başkalarım; kür etmelerine mü SE... . — Eyne yaparsam, yavrum? “ p — Ne rım? Hemen teenie ykalr büker, gık demesine gör vermeden y, Vay, vay... Senne vali şi bir ei olacaksın ya siz, sevdiğiniz bir — Leylâ, erkek başka bir kadını severse, | siz ns yaparsınız iz? Yy mi? Bi ilmem ki... Şi İLK KADIN Yazan: Muallâ Hâmit diye kadar böyle > pk hiç başi ma gelmedi. on, dedim ya, bu silik Vi dillerden bahsediyoruz. 'lâyi müthiş surette kıskanı- yordum. Etrafında dolaşan bir istiyordum. nim böyle bir şey eziz his- setti. Beni bu noktada tatmin et- mek istedi: — Bazan, sana hafif bir ka- şir bir kadın çok kere sahte bir sima ile görünmek mecburi- yide” kalır, Hele hiç kimseyi ezse,. Yani, asından baş“ Wi bir gi ms! yoksa demek isti- Sana ge karışık şeyler. -- Beni bu kadar aptal mı zari iyor A — Evet, i. Öyle zannediyo- erkeğin biraz alık olmamasi ka- bil değildir. Vücudun bir hey- kel gibi.. Kadınları “ez sın, Onun için, hiç olmazs. tanesi hakikati söylesin. — Aldanıyorsun, Leylâ, Bana ak, sana sen diye iğ oder sem münasebetsiz olmaz Bana sen bei e Be- bi. Senden on yaş bayii bir ka- dına... Birdenbire bir. kahkaha Mabvendi Sonra, a ciddi, de- vam etti dinle, Bebi, pek güzel kiç bir erkek olacaksın, bu belli. Hattâ, şimdiden olmuşsun bile demek kabil. Fakat sana tav- siyem olsun, sakın, zarif, ince bir erkek olmağa kalkma... Çünkü kadınların en çok hoşuna giden a er ei parlıyanlar değildirler. için, neysen > le kal, eş karılarile ev. yen yaşa gel i esim şöyle hafifçe bir işa pmak- tan Sek! vi zahmet eiliiiyisiğ. sin. Onlar yatak odalarının anah- sia senin cebine bırakıvere- € i Sali, ik elle ei nüyorum, Fakat, kazara, size karşı bu kadar budala davranmak cesaj kendi bulsaydım o zaman da anneme, yahut babama pek fazla serbes hareket ettiğimi söylemez miydi- niz? — - Sen sahiden e Bebi, bağla mes birden... Artık için rahaş “inilen da ver, Leylâ, J JE Ne yapacaksın onları? Seviyorum onları, seviyo” inssebetyiz şeylet söyleme, “ag hiç kımıldama... işte: Hiç k atra Ver bas ann. — — Ne yapacaksın, Günüm? (Arkas 3