” debü Sahife 8 AKŞAM Yazan: SULEYMAN KÂNI SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ #- Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur * Tetrika No. 341 İngilterede Osmanlı hükümeti hakkında iki cereyan çarpışıyor Artık bir müslüman emirini en etmekten ümit kesmek Son olarak Rus çarının ikinci Sultan ahmuda ortodoksluğu kabul etmesi teklifi hakkındaki ri- vayetten evvelce bal üştim. Bu müslüman emirleri yola gel- medikten başka hıristiyanlığa pek mühira ia ikaında devam da ediyorlar. Müsi siri Türkler islâmiyetin kaybettiği bir Endülüs yerine bir Macaristanı mı ikame edecekler- di? Kanuni Sultan Süleyman ceddi Fatihin Romaya tevcih ettiği si- — m burçlarına dayamıştı. üslümanlar halifesi «pek ka- tl. bir Fransız kre mukad- risi gene katolik bir İlhan impa- uharebelere ediyor, Vi tiyanlığın kalbine yeni bir hançer saplıyordu. Hıristiyanlık âlemi bu tehlike- yi de savmıştı, Avrupa ri geçirdiği korkudan sonra cuduna arız olmuş “uyuşuklukla bir. ir istirahateder giti kal mış, sonra başka cepheden yete geçmişti. Şarka biir göni > başlamıştı. nerler de müslüman Türkleri İleiyeiği ik ânsızlığını tecrübe ettiler. Fakat diğer taraftan Türkler ütün iyi Türkleştirmek yolunu bulamadılar. Nihayet Osmanlı imparatorlu- inhitata başlayınca e ee âleminin mağlübane: vaziyeti leğişti, ğu lık âl de Şimdi artık Avrupa için Türk memi rinde (kuvvetli bir İlisliyeinlik sişesekb dalsihirle im. kân hasıl olmuştu, Evvelce haçlı seferleri şeklinde tezahür eden bu siyaset bu defa başka” şekillerde irini gösterecekti, zihinlerine dini Me Bu Türklere karşı siyaseti daima bun- lardan müteessir olarak kalmıştır. Bu tesir altında insani TVETA“ ne güzel nazariyeler serdedilerek sark hıristiyanlarile Avrupa hıris- tiyanları hisleri- nin kuvvetlendirilmesi e lerine kalkışılması dün; ra“ hatını kaçırmak abime anl en bü- yük âmil olm Bu insi nniyeierve dektrin- ye” e siyasetle mezci suretile nlar arkta felâket- beli Yannis aşki netice hasıl etmedi. Osmanlı inhitatı karşısında nü- fuzu ve kudreti artan Rus- yası Akdeniz (omüvazenesinde dü : Türkleri için lüzumlu bir unsur ve ie nda bazı Fransız siyasileri tarafından ileri sürülen fikirleri yıkmak için elin- a geleni yaptı. vrupada “Türlerin kuvvetle- içn en li lan korku yerine on sekizinci asırda zaaflarından en- dişe hâkim olmağa başlamıştı; humbaracı Ahmet paşa - marki dö Bonneval - gibi bazı zevat Çar- il ini akame- er; Fakat bunun büyük tesiri gö- rülemedi, O günlerde Balkan işlerinde en ziyade alâkadar olan Avusturya adeta kendi elile Rusyaya İstan- bul yla er yeri si A alel nize geçen gemi- Mr gla giye ; İngilizle; o zamanlarda Rusya ii bir e tükenmez iptidai maddeler membaı ve İn- giliz mamulâtının en geniş bir mahreci idi. Londrada (Siti) de iş adamlarından mürekkep pek kuv- vetli ve pek faal bir e partisi meydana çıkmıştı. İstanbuldaki İngiliz elçisi de bir «Rusya maslahatgüzarı» olu- günlerde İngilizler ra Moskofların karşılarına dikil- mek mecburiyetinde kalacakları: “nı hiç te hesap edemiyorlardı. İngiltereye Rusyadan gelecek darbeyi ilk gören meşhur Vilyam Pit olmuştu. Yakın şark ve Akdeniz saha- sında «on dokuzuncu asırda İngil- terenin diplomatik büyük şartın kuvvet kullanmak idi, Meşhu mart 1791 tarihli nutkile Pit or anlı devletinin hayatma erek çi müni ya gir işmmeğe hazır olduğunu ilân et- a siyasi hasmı olup Kateri- iltifatlarına nail olan İngi- Viz ib liberal şefi Fox ise devleti ali- yeyi Avrupa sp manzume- sine ve Avrupa m ri ailesine kabul etmek iy bu yeni siya- set usulile istihza ediyordu. Fox Katerinaya ze çi- karmak» fikrinde olmadığını söy- lüyordu. nin bir pe sk dani sayılamı- yacaği k idi. ln bu noktada çar- me Devleti aliyenin muhafaza bakasını temin için Türklere kar- şı müsbet ve muhibbane bir siya- ğer liz menafiine hi ni iddia ediyorlardı. lar ara- sında «Türkleri can sıkan i tarz ve usullerile ortadan kaybol- mağa bırakmağı» tavsiye edenler oli Toriler ise devleti aliye Ee da tertipli ve şuurlu bir kviye siyaseti düş üre e ka- AL e İLLER nanmasının okuvvetlenmesinden e İ gizliyemiyorlardı. meşhur lord Stratfort dö Redklilir daha İstanbul sefare- ki bu iki siyaset mektebinin nazariyecileri bei muktesit Kobden ile Da- d Urguhart ortaya atılmışlardı. ç (Arkası Tiyatro müsahabeleri (Baş tarafı 5 inci sahifede) Debussy'nin musikisi beğenildi. Halbuki ği için yer tutmuştur. Almanyada bu musiki hiç iböenil- ye inde musikisi: anan Pelleas ve Melisande Ee görmüş, musikili temsili hoşa gitmemiştir. Bruno Walterin idaresinde, en saral sanatkâr- larla belediye operasında ancak iki defa temsil “edilebilmiştir. Tiyatro âleminde böyle binlerce misal bulabiliriz. Bunun için falanca diyarın bir şaheseri bizde beğenilmedi diye, ne halkı anlayışsızlıkla ittiham etmelidir, ne de eseri tenkit eden münek- kide hiddet etmeli... Dünyaca ta- nınmış eserlerin, iyi tercümeleri- ni sahnemize koymağa bakalım. lere mecbur değiliz amma, . Beğenmiye- »$ Pitin nutkunu irat etti iği cı rma bu i Büyük kıtada 280 sahifo * 350 resim 4 renkli lâvha - 8 metin harici tablo dan sonra Osmanlı devleti hak- tamamen zıt yol- Rusların 7 tevessülerine ma: in diplomatik vasıta- lar mı, yoksa bunu te- ye katiyetle karar vermek mi icap edeceğini, ee Rus emine İngiliz donanması- (1) Europe en Asis Mineure, | L'Europs en Asis Mincure, Bu öp e kitabi okudunuz mu? Taşra için posta ücreti al Tevzi ve satış merkezi yalnız: AKŞAM KiTAPHANESİ 121, Ankara Ma Miş Para yerine posta göüdereblireiiz. Z. YENI NEŞRİYAT Holivut tun 22 ağustos > minzüleki mevsim nl filmlerin mevzu ws en mühim -sahnöleri İle en son sinema habarlar havi olarak intişar 5 2 b kl “Akşam, ın edebt tefrikası : © ———— Bürhan ” Bu meşe içinde yüzen ve mesut görünen kalabalık arasında ha- yatlarını kolayca, zahmetsizce iy zanan ne kadar insan vardı. men hiç biri çekirdekten ze 5 olam; Beğddi. Zörann Si lağin ve fırsatların ei lattığı dan O görmelerdi. Bunlar tıpkı denizin şişirip su yü- züne fırlattığı cesetler gibi çirkin ve araş birer garip lardı. Kof h hkahal Ee TENE ZI Ağustos 1934 Cahit - rinin bulunması lâzım. Böyle bir emniyetli ve anlayışlı kimse arar- ken ilk Gi gelen siz e nuz.. Şirkete iniz'pek ye: Fakat sap işler sl ki istidadınız çok kuvvetli. Zeki, de- ğerli bir gençsiniz. İstikbalinize emniyetle bakıyorsunuz. Size her suretle emniyetimiz dex var. De bu işte m A n yılbaşına doğru hantal ve hödük hareketler ara- m Suat Rahmi İ bir kaçını pek iyi mn Milli mücadele sıralarında ün yardımile, e gibi > ele mua- melelerle zengin olmuş Böyle hiç yoktan hile ile, da- lavere ile yüz binlerce lira kaza- nan bu ei i kendilerine adeta bir vatan fedaisi yi bile veriyorlar, d. ne fedakârlıklar yaptık diye SlrüyRiRL Rahmi asıl buna ordu. | Dikkat ediyordu ki bu zevk ve keyfinden kaplarına sığamıyan arasında asıl hizmet türediler edenler, hiç bir menfaat gözetmi- yerek hayatlarını ve mallarını fe- da edenlerden biri olsun yoktur, Delikanlınm dalgınlığını gören km ei yordum. ai etrafına bakmağa bile zum meet mırıldandı: imizi yemek, kendi. mize m daha faydalıdır. Suat “le heee bu ter- Ş pek Orlaş gittikleri yi kendile- inden - başl ının vücudunu adeta hissetmezler, görmezler ve alâkadar olmazlar. Bu yerleşmiş, akideleşmiş terbiye İngilizler he- sabına bir milli gurur gibi telâkki en doğru > edilir. Fakat hakikatte bir harekettir. Mister Grevs yemekten sonra içeceği viskinin zevkini şimdiden hissetmiş gibi gözleri parlıyarak ağır ağır konuşuyordu. i kiz Bu hafta sizden biliş behset- rket çok tik Bast bey. Şii memnundur. ere Ya miki lara bu sabah cevap aldım. Onlar da size teşek- kür ediyorlar. “Suat Rahmi Mister Grevsten bu kelime- gimlirekii We bulamadım. Uzun za- 'ürkiyede iş yapıyo- çekilmek, dinlenmek, zama- » Mançesterden biraz smd birev imiz vardır, Patron yavaş > lay Suat Rahmi yn tw meğile meşgul dinli — Bizim Didi esin eski bir memurudur. rk memle- ketlerinde iş vii kabiliyette Imak fik- yerlinin arzularını kavrıyacak bi- sarmaş O zamana klar ki dostluğumuz da halde da sıkı ve kuvvetli ocak kısa ler ve es manalı kelimelerle al et mekten gelen bir rahatlıkla işti- halandı. Yüzü gülüyordu. Adeta yumuşak zevk duyuyordu. Ke a iel i ikanlı üzerinde yaptığı tesiri araştırmadı bile. den sonra kendine geldi: —E, ne diyorsunuz a işe Suat bey. Pazar mis ödemi arierin dakikalarda iştiği bahsi hatırladı. Genç kız babasının çe teklifini daha o za- man rmişti, Fakat lil teklifini ta- mamlarken ilâve ettiği «tabii o zamana kadar dostluğumuz da das ık Mepa a i bira: du. cümle adeta teklifi şarta einen bırakıyor gibiydi. O zamana ka- dar aradaki dostluğun kuvvtelen- mesi lâzımdı. Mister Grevsin cevap bekliyen gözleri üzerine dikilmişti. Suat Rahmi dedi ki: — Gösterdiğiniz emniyete ve alâkaya teşekkür ederim. Bu ka- im ni işi çevire- cek eri olup — e e b crübe- ilmiyoı hususi sz ar gelmediği ys inen dayı Palma sözünü kestiz. — Hayır, hayır. Kendinizi za yıf görmeyin. Muvaffakıyeti: büyük sur nefse mamile tasfi ait wilbenie de iie olur, Suat Rahmi itiraz edecek nokta bulamıyordu, hapi Meba hemen ilâve etti? ık bulduğunuz halde ben siicize kadar gene maaşı. nızla müdürlük vazifesini yapar. sınız, Ben mr EY sıfatile bin lira maaş alır- sınız, başında dar bir ikramiye vermeği taahhüt eder, Ne dersiniz? Suat ei t iş hayatına atıldığı; bu te direktörlüğü teklif edilen Jimitet şirketin mıştı. nebi müessese ona ne kad. kunç, ne kadar heybetli ve LER görünmüştü. İçeri girerken adeta ürkmüştü, Hele ilk defa onu karşılıyan memurların bakışları altında isya- na yaklaşan heyecanlar duymuştu. pr var) , İM m Side ünl diğ