Ağustos (Günün HABERLERİ ) Pamuk piyasası durgun Japonyadan bu defa da bir ses çıkmadı geçen ay ol teşkli ettiği için fiatler pek düş- Meselâ Fransaya 8 bin kiloluk pamuk 872 Jiraya satıl mıştır. Ayni ay içinde 12 bin ki- loluk pamuk ta Filistine ihraç bir kaç ay evvel, Ja- “pon firmaları Mersin, Adana ti- Caat ederek nümune almağı itiyat edinmişlerdir. . Zirai vee gelince, Adana mın neşrettiği Ta- pek sükbinemedir. Çukur- pamuk mahsulü geçen sene- Ye nazarnn fazladır. Dağda kaybolan yolcu Grenobl 19 — 2430 oi tifamdaki o Veyi pesinde bir seyyah çantası ve üzerinde «siste yolumu yazılı kart bulunmuştur. Kaybolan yolcu aranıyor. Bulgaristanda köy. isimleri : in Peynir, yağ Peynir fiatlerinde yükseliş var Piyasada beyaz peynir fiatleri, sebebi vardır. ardan biri beyaz peynir mevsiminin em sidir, Diğ va üs hava ücretleri yağ fiatleri- > Si z tesir et- meni günlerde Trabzon mayt Zem ii Yumurta fiatları bir değişiklik” yekta Aze0ie yumurta tacirleri, murta larına ucuz fiat vermektedirler Bu fiatler, Trkiye iracatalarım tatmin etm geri et bor: cetvellerine gör: 14-18 lira ME moi Akdağ madeninde ucuzluk "Akdağ van me öre meyva, s€ et fiatleri sel atli: Koyun eti 14, keçi eti 11, oğlak 4, sığır ve ana 12 ai satılıyo: Or. Yangın başlangıcı me Halâskâr geri Ha mımın evini ikkat sizlik © avize sinde ita ş Emi derhal yetişilerek sieyaknz. mey- ir erilmeden bastırılmıştır, gerim : Sovyet - Japon münasebatı Şimendifer hattı müzakere-| leri neden akim kaldı ? Moskova 19 — Şarki Çin şi- mendiferleri için Tokyoda ya- pılan müzakereler neticesiz kal- muştir. da bunun mesuliye- tini Sovyet Rusyaya yükletmeğe kalkışmışlardır. e Neşredilen bir tebliğ bunun ne derece yanlış bir hareket olduğunu gösteriyor. Sovyet hükümeti sırf bir ihti- lâf vesilesi olmaması için bu hattı satmak teklifinde bulunmuştu. Sovyet heyeti hat için 250 milyon altın ruble istemişti. Buna mu- kabil Japonlar 50 milyon gibi kü- çük bir fiat teklif etmişlerdir. Sovyet heyeti 200 milyon rubleye ” Japon - M ri heyeti 100 milyon rubleye ge O me- murlara ve ameleye tazminatın da buna dahil, m sını istemiştir. sö rey pi sonra t hükür ir feda- eri liği hattı 170 mik lif etmişlerdir. Sovyet heyeti 160 milyon yene muvafakat etmiş, bunun üçte ikisinin Japon malı verilmesini de kabul eylemiştir. Fakat Japon heyeti bunu red- detmiş ve ültimatom mahiyetin- de bir cevap vermiştir. Sovyet heyeti müzakeratta bü- niyet göstermiştir. e müzakerenin inkı- ta mesuliyeti Sovyet hükümetine ez. Stratosfer balonu AKŞAM - GÜNÜN MESELELERİ Lehistanın bir teklifi Şark misakı meselesi hararetli mü- rey ara sebep olmakta devam edi- or. Almanya ve Lehistan müstesna ol- nk üzere bütün ağ devletleri bu nya, m şmaması “anlaşılmakla ber bu muahed esinde vücut bulan misaka girmeğe Yazi hmin ediliyordu. Halbuki son haberler bu hususta pek müsait değildir. Lehistan e nazırı M. rmediği le girme- Bükreşte çıkan ze Roumalne ga- ususta şayanı dikkat bir ma- histanın nihayet şark misa Romanyanın di ii esini temine rai yarı resmi İndep! zetesi bu hu: kale yazmıştır. Romen gazetesi diyor > Tupanın Mn ömerin demi kat mesele biraz derin tetkik edilirse bunun bir ihtiyaca karşılık olduğu an- Taşılır. gey her devletten evvel bun rek, Sovyet Rusya ile (bu dev- let m Arrupa hükümetlerine muarız ia iken) bir ademi tecavüz mi- sakı akdetmişti. meni leyh Lehistanın teklif edilen şark misakına neden iyi Li o » N ipi z in bu neşriyatı çok gayi dikkattir, Gil erde Lehistanın Romanyaya mürâcaat ederek şark mi- sakı yerine Lehistan, Rom: de leri, arasinda bir Romanya bu suretle küçük itilâfa ve Fransa; ri bir kere şi aha göstermiş oluy: Iki âlim 16 bin metroya kadar çıktılar Liyubliyana 20 (A.A.) — Pro- a Sosyns ile arkadaşları Van — yi ovski mek- nezdinde geçir- diem sonra demişlerdir ki: «16 bin metreye kadar yüksel- EE g N 3 z g 5 9 3 VE — 16,40 ta Graç üzerinde im. yorduk». İki âlim sabahleyin sepette bu- ve âletleri sökmek- iyi bir haldedir. Sepet ilk im- kânda Bleçikaya sevkedilecektir. edeleri netice- miştir. Gençler, dan misafir edilmişlerdir. ve gümüş ihracı Şangha (A.A) — 30 mil yon dolar emmeli gümüş sami ile gümüş çu gönderilecektir. kr başlıca kısın, ie gidecektir, Manşı Seçenler Bir kadın bir de erkek Manşı geçti Londra 19 — Avusturyalı ma- dam Emmi Faber dün Manş de- nizini yüzerek geçmiştir. Gece yarısını 45 dakika geçe Griz Nezden hareket eden kadın on beşi 15 geçe South Forelanda bini olmuştur. Maamafih 1926 da nerlenin yaptığı rekoru al ondra 19 — ie ismin- deki yüzücü dün saat 6,11 de Douvresten hareket e ve 22,05 de Blanc Neze vasıl ol- uştur. Avusturyada idam cozaları Viyana 20 (A.A.) — Relsicum- hur M. Miklas, Bavyeradan Avus- turyaya mühim miktarda mevaddı infilâkiye geçirdikleri için dün Imsbruck şe tarafından hküm edilen iki nazinin ri müebbet rd cezasına irmişti davaya m — 18 nazi sivil mahkeme; sevkedilmiştir....| Bir tayyare tayyare düştü Londra 20 (A.A.) — Dün itak adan Lublin'e gitmek üzere ha- eket e tayyareci Pond ve Sabelli, newport - Ee La civarında Galle dağlarına düşmüş- lerdi, ir, Tayyareciler, hafifçe yaralan- Ma Makineleri fazla hasara vizem e ad TIYATRO MUSAHABELERİ Sahife EE Yabancı eserleri beğenmeğe biliriz, fakat tanımağa mecburuz Sahneye konan bir eserin, kon- duğu memleketin içtimai bünye- sine W olması, halkin duy- gularına LİL İmesi, millf hissiyatı rencide etmemesi, vazıh olması, her sınıfa hitap etmesi gerektir. «Taş yerinde ağırdır» darbı meseli, tiyatro eserlerine çok uyar. Her müellif,kendi mem- se tamz beğenildiği kadar, ha- giri kalır. Yabancı müellifle- öhreti, bir çok münekkitle- rin tefsir kompleksleri arasında, İ biribirine zıt fikir cereyanlarına | kapılarak sürüklenip gider. Me- Zer, ki o müellifi, kendi kadar kuvvetli bir mütercim memleke- tine tanıtmış olsun... Bu halde bile, ammenin teveccühünü ka- zanamıyan geri pek çoktur. adapte eserle- rin riza? ye Kğ oldu di- İn in bizim sahnemizde de beğeniimesini beklemek, her zaman isabetli vermez, Meselâ Fransada senelerce oy- nanmış bir eserin, Almanyada, İn- gilterede de rağbet gördüğü ol muş, fakat ayni eser, İtalyada 1s- lıklarla karşılanmıştır. Dünya- şaheser olarak kabul ettiği halkı dudak bükmt Berlinin ini Be Pa- risin beğendiğini Nev-York, on- ların beğendiğini biz beğenmiye- biliriz. Anna Kristinin bizde ned. muvaffak olam. nok,un neden indirildiğini tahlil ederken, gi suru tercümede, kabahatı sero de deruni in temin edilm: diğinde bulmuştuk. Sahneye koyacağımız yabancı lâzım geldiği; eserin yalnız kalı- bını değil, kalıbı ile beraber ruhu- nu kavramamızın esas şart oldu- ğu ilâmı lüzumsuz bir malümdur. Fakat, bütün benler” yapıldık- sonra bile, eserin yuvarlan- ie Si görmemiz pek kabildir. er şeye rağmen, eser duyguları- mıza munis gelmiyebilir, vazıh ize ay- müellifi Hauptmann'dan misal getirelim. Bu müellif, Almanya- nın bellibaşlı tiyatro adamların- dan biridir. Alman sahnesinde âdeta ihtilâl yapmıştır. Bize bu müellifi Seniha Bedri hanım tanıttı, «Güneş batarken» sahnemizde çok beğenildi. Tek- riste 7 e sonra, Ha- iyor yi den çok memnun değilim. Anlıyorum, ki bir fran- sız, eserlerimin esasına, cevherii- ne kola kolay nüfuz edemiye- — Ibuki biz, Hauptmann'ı Ve ık. as Buna mukabil Sudermann'in ie a edilen «Namus» u Berlin vaffakıyet kazanamamıştır. Piyesi ve Sudermann'ı münekkit Alfred Kerr yıkmıştır. Kerr Sudermann'i vereci, kit Sarcey'e göre; bilâkis Sude: mann saygı değer bir müelliftir, «Namus un temsilinden 'son- yazdığımız tenkitle, Al Kerr ile ayni fikirde ok Antoine «Hatıralar»ın- da ne yazıyor: Teşrinievvel — Piyesi iii Libre» seyircileri mü- nakaşa ini Faks halk pi- yese hayr. ye Yükselt — Namus, harikulâde şık bir seyirci kalaba lığı önünde hâlâ muvaffakıyetle oynanıyor. Gişe hasılatı mükem- mel» Halbuki bizde «Namus» hiç muvaffak rm Bir hafta için- de unutulup gitti İbsen'nin ar, çok daha şa ellif baş tacıdır. tyen anlşılmamıştır. Bizde de, Ertuğrul Muhsinin gayretine rağ- men, bu şimal dehası yer tutama- dı. Per - Günt muva mame esasını musikisine borç Maahaza ir muvaf- fakıyeti de pek şumullü değildir. Alman seen Harden bakı- nız ne yazıyor «Müneklitler, eski üstadın ka- ranlik (o mutuklarını o anlıya dıklarından Oo şikâyet (o ediyor- lar. ahşiler, artistin trajedi- n ne anlarlar? İbsen bur- yy ei için çok yüksektir.» İbsen Al manya- e B «bugün Almanyada rTosunu beğenenler de mahdut ir zümre ile, bu zümreye eden züppelerdir.» «Hortlaklaraş yalnız sızlar gibi, Catulle Mendes'in fikrindedirler: teen ME insanı can sıkntısı boğ Viyanalı kiki Di 7 pi senin en büyük kusurunu, muhi- tinin darlığında buluyor. xw. İbsen, küçük bir burjuva rare içinde, kuvvetli fikir cere yaratmak is tiyen müel müelliftir. Bakır «Basit bir takım er büyük meselelerle uğarşıyo İbsen zirai esaslı sezai Madlnie diyor. «Per - - Günb ü bize beğendi- ren bu piyesin oynanmı teliyen musikişinastır. m i hiçtanımayız. Alman- a İbsen gibi o da baş tacıdır. abii e ni F ise, ımı 3 üncü eye Selâmi İ: